|
12-13-2009, 13:26 | #1 |
Ali Karahasanoğlu "Kanuna değil, ideolojiye göre karar!"
Danıştay’ın katsayı konusundaki kararları, yüksek yargıdaki kanuna aykırı kararların da ne boyutta olduğunu gözler önüne serdi.
Emin olun, normal bir hukuk devletinde, böyle bir kararı veren hakimler, anında meslekten ihraç edilirler. Niye mi? Mevzuat çok net de onun için. Buyrun, şu mevzuata göre, siz YÖK’ün 1998’deki katsayı kararını kanuna uygun, 2009’daki kararını ise kanuna aykırı bulun. Bulun da, hukuki izahınızı göreyim, ben sizin! Önce Anayasa’yı aktarayım. Onun da çok büyük önemi var çünkü.. Anayasa, 130. maddede şöyle diyor: “ ... yükseköğretime giriş, ... kanunla düzenlenir” Bu düzenlemenin anlamı ne? Anlamı şu: Anayasa diyor ki, yükseköğretime giriş konusu, önemli bir konu. Bu konunun ayrıntılarını gelişigüzel kimse belirleyemez. Ancak ve ancak, bu konu kanunla düzenlenebilir. Böylece Anayasa, yükseköğretime giriş konusundaki kuralları belirleme yetkisini, Ali’ye, Hasan’a, Haydar’a değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne vermiştir. Bu Anayasa hükmüne rağmen, birileri kanun yerine genelge ile.. Birileri kanun yerine yönetmelik ile üniversiteye girişi düzenlese, bu mümkün müdür? Hayır.. Kesinlikle hayır.. O zaman kanuna bakalım, kanunda yükseköğretime giriş, nasıl düzenlenmiş? Çünkü kanundaki hüküm ne ise, pratikte de onun uygulanması gerekecek. Yükseköğretim Kanunu’nun 45. maddesi yükseköğretime giriş konusunu düzenliyor.. Kanunun a bendinde, “adayların ortaöğretimdeki başarılarının dikkate alınacağı” yazılı.. Bu birinci temel ilke. Kanun, hemen sonrasında, sadece okul birincileri için özel bir düzenleme daha getiriyor. Geneli ilgilendirmediği için, onun ayrıntısına girmiyorum. 45. maddenin ikinci fıkrası, yukardaki birinci temel ilkeyi biraz daha açıyor. Madde metni şöle: “Yükseköğretim kurumlarına öğrenci seçiminde, adayların ortaöğretim süresindeki başarıları Yükseköğretim Kurulu’nun uygun göreceği şekilde Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından geliştirilecek bir yöntemle ek bir puan olarak tespit edilir ve yükseköğretim kurumlarına giriş sınav puanlarına eklenir.” Dikkat edin, madde metninde, ek puan için lisenin adının önemli olduğu yazılmamış. Lisenin çeşidi, lisenin meslek lisesi olup olmadığı da önemli değil. Hangi lise olursa olsun, bütün adayların ortaöğretimdeki başarıları, üniversiteye giriş imtihanında öğrencinin alacağı puana etki edecek! Maddenin hükmü bu. Hiçbir lise için, farklı bir puanlama öngörülmemiş! Sonra geliyoruz, 45. maddenin üçüncü fıkrasına.. Orda da şu deniliyor: “Bir mesleğe yönelik programlar uygulayan liselerin mezunları, Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek aynı alanda bir yükseköğretim kurumuna girerken, başarı notları ayrıca tespit edilecek bir katsayı ile çarpılmak suretiyle değerlendirilerek giriş sınavı puanlarına eklenir.” Bu maddenin, tamamen “mesleğe yönelik programlar uygulayan liseler’” ile ilgili olduğu da çok açık. Bu cümleyi tam olarak, tekrar tekrar okuyalım.. “Bir mesleğe yönelik programlar uygulayan liseler!” deniliyor. O halde, buradaki liseden kasıt, meslek liseleridir. Klasik liseler değil. Klasik liselerdeki sayısal bölüm, sözel bölüm ayrımları hiç değil. Yani, meslek lisesine gidenler, aynı alanda yükseköğretime giderken ek puan alabilirler.. Ama klasik liseye gidenler, sayısal veya sözel ayrımı ile puanlarını artıramazlar! Kanunun net metni bu.. Şimdi Danıştay’daki hangi üye çıkıyorsa çıksın, verdikleri kararın kanundaki hangi ifadeye dayandığını kamuoyuna bir izah etsin bakalım.. 8.Daire’nin kararında, uzun uzun hikayeler anlatılmış. En sonunda da, kanundaki herhangi bir madde gerekçe gösterilmeden, yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. Şimdi İdari Dava Daireler Kurulu’nun kararının gerekçesi yazılırken de, aynı hatanın tekrarlanacağından eminim. Ama bu ülke, kimsenin kanundaki açık hükme rağmen, keyfine göre karar verebileceği bir yer değil! Madem ki Anayasa; “yükseköğretime giriş kanunla düzenlenir” diyor. Danıştay da, katsayı konusundaki verdiği kararın gerekçesini, kanuna dayandırmak zorundadır. Öyle, “2547 Sayılı kanunun 45. maddesine göre” diye genel bir ifade ile değil. Açıkça, maddenin, hangi fıkrasına, hangi cümlesine dayanıldığı da izah edilmelidir. 45/1 mi? 45/2 mi? Kaçdır sizin kararınızın kanuni gerekçesi? Buyrun beyler.. “İtirazın reddine” demek kolay.. Bir de gerekçenizi söyleyin de, görelim.. Söyleyemezsiniz.. Çünkü kanuna göre değil, ideolojiye göre karar verdiniz!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-13-2009, 16:09 | #2 |
ne kadar zorunuza gitsede hatta çatlasanızda patlasanızda Allahın izniyle İmam Hatipliler bu yıl üniv.li olacak ve tayyipler ülkeyi saracak.....
|
|
12-13-2009, 16:20 | #3 |
Zaten en iyi yaptığınız şey kapatmak yakıp yıkma... Yapma diye bi kelimenin varlığından bile haberiniz yok...
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|