12-02-2011, 14:53 | #1 |
Ali Karahasanoğlu "Söyleyin dalkavuklar, hangisi ‘korku imparatorluğu?"’
Bu ülkede, İstiklal Mahkemeleri kurulmuş. Kurtuluş Savaşı’nın en önemli isimleri, koca koca generaller, milletvekilleri, bakanlar o mahkemelerde yargılanmış. Bugün “Korkuyorum, korkuyorum..” diyerek korkaklıklarını ele verenler, o yılların adını hiç anmıyorlar.. Durup durup; bugüne getiriyorlar lafı: “Şu korku imparatorluğuna bakın.” Sorsanız; “İstiklal Mahkemeleri’nde, iki günde idam kararı verilen insanların akıbetinden, tüm ülke insanları korkmamış mıdır?” diye.. Cevap verirler: “Cumhuriyetin ilk yıllarında, sistemi oturtmak için yapılan bazı uygulamaları abartmamak gerekir..” Dünkü İstiklal Mahkemeleri’nde kellesi gidenlerin, ülke insanları üzerinde nasıl bir korku oluşturduğunu gözlerden kaçıranlar, bugün kimsenin kellesi ile uğraşan olmadığı halde, yalancıktan titreyip, iki lafın birinde tekrarlıyorlar: “Korkuyorum.. Korkuyorum.” Dünkü 150’likleri de hiç anmaz bu beyler.. Yargı kararı yok.. Bir iddianame bile yok.. Oturmuşlar, “Listeyi 150’ye tamamlayalım” demişler.. Bizim 312 general davasında, listenin 312’ye bağlanmasındaki gibi.. 150’yi bulunca, “Tamam” demişler.. Ülke dışına atılmaları yetmemiş, mallarına da el koymuşlar.. Sorgusuz sualsiz.. “O dönemde, korku var mıydı?” diye sorsak, bugünün korkakları cevap vereceklerdir: “Yoktu yok!..” O dönemde hiç korku olur mu canım! Olmaz tabii.. Çünkü o dönem, cumhuriyet dönemidir. Sanki bugün, cumhuriyet döneminde değiliz! Bugün “Korkuyorum.. Korkuyorum” derler de.. Korku imparatorluğunun şahının yaşandığı devri, “Aydınlanma dönemi” diye takdim ederler.. Oysa, bu kadar patırtı koparttıkları Silivri’de tutuklu olanların tamamını toplasanız, 150 kişi ya var ya yok.. Silivri’deki 150 kişi için de; öyle mallarına el koyma, yurtdışına sürülme falan söz konusu değil.. Tartışılan, sadece tutuklu olarak yargılanmaları.. Tutuklu yargılanma bile, bugün için korku imparatorluğuna yeterli kanıt olarak gösteriliyor. Dahası var.. Dersim katliamında en az 15 bin insanın öldürüldüğü gerçeğini, hemen herkes kabul etmiyor mu? Ediyor.. Ama bu gerçeği kabul edenler bile, o günü korku imparatorluğu olarak takdim etmiyorlar. “Bir isyan varmış da.. Onu bastırmak için yapılmış bir operasyon” diyerek, olayı örtbas ediyorlar.. 15 milyonluk ülkede, 15 bin insan öldürülmüş.. Çoluk-çocuk demeden. Kadın-yaşlı demeden.. Ne o dönemde kimse kafasını kaldırıp, “Korku imparatorluğuna gidiyoruz” diyebilmiş.. Ne de bugün herhangi biri, o dönemden “Korku imparatorluğu” diye bahsediyor.. Bugüne gelirsek... Bugünkü 70 milyonluk ülkede, 7 kişinin kılına zarar verildiğini iddia edebilen yok ama.. Koro halinde bağırıyorlar: “Korkuyoruz.. Korkuyoruz..” Darbe dönemlerinin kıyaslamasını yapan da yok içimizde. Sanki 1960 darbesinde, korku imparatorluğu yokmuş. Başbakan, Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, uyduruk mahkemede yargılanmamış.. En üst düzeyden üç siyasetçi, hikayeden gerekçelerle idam edilmemiş! O günlerde korku imparatorluğu yokmuş. O günler, devrim günleri imiş.. Ama şimdi, eli kanlı teröristlerin bile idam edilemediği ortamda, beyefendiler, hanımefendiler; korkuyorlarmış, gerçekten.. Bu korkaklar, 1990-2000 yılları arasındaki faili meçhul cinayetler serisinin sürdürüldüğü dönem için de kesinlikle “Korku imparatorluğu” tanımı yapmazlar. Sabah evden çıkan insanın, ertesi sabah gün ışıldarken, bir cadde kenarında cesedinin bulunmasının gayet normal karşılandığı günler için, “O günler nasıl bir korku imparatorluğu içinde yaşıyorduk. Bugünkü halimize bin şükür” demezler, bu korkaklar.. Aslında 10 yıl öncesine bile gitmeyelim. Alın korku imparatorluğu kurduğu iddia edilen partinin iktidar dönemine bakın.. Aselsan cinayetlerine şöyle bir göz atın.. Dört mühendis, ardı ardına intihar ediyor.. Daha doğrusu, intihar ettiği palavrası ile öldürülüyor.. Yeni yeni çıkıyor, “İntihar” denilen olayların, cinayet olduğu gerçeği.. O günler için de, “Biz bu derin yapılanmadan korkuyoruz. Farklı bir siyasi iktidar döneminde dahi, en gözde kurumlardan birisinin, en gözde mühendislerini öldürüp, ardından intihar raporu alanlar, bizi korkutuyor. Bunlar, o mühendislere bunu yapabiliyorlarsa, başkalarına neler yapmazlar?” demiyorlar da.. Üniversiteye girişteki katsayı adaletsizliğini, iktidara gelişinin 10 . yılında ancak dün kaldırabilen bir gariban hükümetten “Korkuyoruz. Korkuyoruz” diye bahsediyorlar! Korkunuzla batın o zaman.. Ne diyelim size?
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|