![]() |
#1 |
![]() Dışarıdan baktığınızda, Başbakan TayyipErdoğan ile Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç’i aynı karede görmeniz mümkün değil. Tayyip Erdoğan bu ülkede ne yapmış ise, Orhan Erinç ona itiraz etmiş, doğru veya yanlış yapılan her şeye karşı çıkmıştır! Kendi adına değil, başında olduğu GazetecilerCemiyeti adına. Başbakan olduğu için karşı çıkmış olunsa, “Muhalif duruş” derim. O da değil. Başbakanlığında da karşı çıkmıştır, parti kurma çalışmaları aşamasında da.. Belediye başkanlığı dönemindeki cezaevine girme aşamasında da! Dolayısıyla anlaşmazlık “muhalif durma”dan değil, “ideolojik karşıtlık”tan kaynaklanıyor! İzmir ve Ankara’daki Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olan muhteremler de, hakeza öyle! Onlar her fırsatta Başbakan’a bir karşıtlık gösterisi yaparlar ama, Başbakan TayyipErdoğan’ın bir işareti ile yapılacak düzenleme değişikliğinde, bu üç gazeteci derneği tam 1.5 trilyon bedava paradan mahrum kalmış olacaklar da, beklenen o işaret, bir türlü gelmiyor! Bedava para, nereden geliyor? Basın İlan Kurumu’nun gelirinden. Öyle bir düzenleme yapılmış, 1960 darbesinden sonra! Mantık da şu: “Gazeteciler, darbe aleyhtarı yayınlar yapmasınlar, darbeciliği güzel bir şey gibi göstersinler.. Yönetimdeki darbeciler de, Basın İlan Kurumu’nun gelirinden bu gazeteci derneklerine bir pay versin! Bu pay, sadece o yıllara özgü değil, sürekli olsun!” Aslını sorarsanız, sivil toplum kuruluşu statüsündeki gazeteci cemiyetlerinin Başbakanlık’a bağlı Basınİlan Kurumu’ndan yardım almasının hiçbir anlamı yok! Anlamı da yok, gereği de yok! Hatta bence o dernekler için, bu yardım bir zûldür! Ama ne alan “Bu bizim için; bağımsızlığımızı zedeleyen bir unsurdur.Kabul edemeyiz” diyor. Ne de veren, “Ülkenin bu kadar ekonomik sıkıntılar içinde olduğu bir dönemde, 1.5 trilyonu hiçbir gereği yokken bazı derneklere yardım adı altında vermenin, darbeci kafanın başlattığı bir uygulamayı sürdürmenin hiçbir haklı tarafı yoktur.Bu uygulamaya son veriyoruz” diyor! Ve iki taraf için de kabul edilemez bir para aktarımı, devam edip gidiyor! Sonra ne oluyor? 1.5 trilyondan en büyük payı alan Orhan Erinç, her fırsatta Başbakan’a eleştiri yöneltiyor! Parayı Başbakanlık’tan alıyor! Arkasından parayı vereni/veren makamı eleştiriyor! Bu konuda o kadar fütursuzlar ki, o para aktarma uygulamasına son verilmek istense, eminim ayağa kalkacaklar, “Basın susturulmak isteniyor” diye.. Kimbilir belki de, Tayyip bey bunun için o adımı atamıyordur! Her neyse... Bunu da bir kenara not edin yani! Ve notu motu bırakıp, işin aktüel kısmına gelelim.. 1.5 trilyonluk Basın İlan Kurumu yardımının büyük kısmını alan İstanbulGazetecilerCemiyeti, sadece Başbakan’a eleştiriler yöneltmiyor, Başbakan’ı eleştiren kim varsa, onlara da sahip çıkıyor! Uğur Dündar, 29 Mart seçimleri öncesinde, AK Parti karşıtlığını zirveye mi taşıdı! İşte ona sahip çıkılmalı! Ne ile? Başbakanlık’a bağlı,Basınİlan Kurumu’nun karşılıksız hibe ettiği 1.5 trilyon lira ile! Ne yapmalı? Uğur Dündar, sadece AK Parti karşıtlığı ile değil, aynı zamanda, ailesi ile ilgili Ergenekon klasörlerindeki bir iddia karşısında, hemen Başbakan’ın eşini diline dolayıp, onu örnekleyerek, saygısızca bir üslupla tehditler savurdu ya! O halde, sonuna kadar Uğur Dündar’a sahip çıkılmalı! Bu arada Vakit, Uğur Dündar’ın ekran köşesinden meydan okuduğu yalanları ortaya mı çıkarmış! Hemen işi çarpıtıp, Dündar’ın söylediği yalanların belgelenmesi karşısında “Hoop Uğur kardeş, sen nasıl gazetecisin? Gazeteci böyle yalan söyler mi?” diye soracaklarına/sorgulayacaklarına, çıkıp Vakit’i suçluyorlar “Özel bilgileri yayınlama” iddiası ile! Ne de olsa, 1.5 trilyonu daha geçtiğimiz ay almışlar, kasaya koymuşlar! Ondan sonra, parayı verene küfredecekler! Çünkü usulleri hep böyledir bunların! Alır, sonra küfrederler! vakit
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|