02-12-2009, 13:34 | #1 |
ALİ SEMERKANDİ (K.S)
ALİ SEMERKANDİ (K.S)
Alperen GÜRBÜZER Ali Semarkandi (k.s), İran’ın İsfahan kazasında doğdu. Nesebi anne tarafından Türk, baba tarafından ise dördüncü batından Hz Ömer’e dayanır. Bir gün Hz Ömer’e bir haber ulaşır; Semerkand ve Buhara tarafları haşarelerce ekilen yerlerin istila edildiğini, bu yüzden halkın perişan olduğunu... Hazreti Ömer(r.a.) derhal yola çıkar denilen yerlere gelir. Elinde Peygamberimizden kendisine emanet verilen asayı yere vurunca su fışkırır ve oracıkta çeşme yaptırılır. Daha sonra Hz. Ömer(r.a.) Yüce Rabbine ellerini açar. Allah’a iltica ederek dua eder. Duanın ardından sığırcık kuşları gözükmeye başlar, artık bütün gözler sığırcık kuşlarına çevrilir. Böylece meraklı bakışlar arasında bütün haşerelerin kuşlar tarafından bertaraf edildiği cümle âlem şahit olur. Durumu yerinde gören Kral’ın iç dünyasında fırtınalar kopar ve ardından iman eder. Hz Ömer haşere olayını halleder halletmez oğluna Peygamber asasını devredip oradan ayrılır. İşte Hz.Ömer’in orda bıraktığı oğlu bir Türk kızıyla evlenecek, böylece ondan doğan çocuklardan dört batın sonra Ali Semarkandi gibi büyük bir zat dünyaya gelecektir. Artık asa Ali Semarkandi’nin elindedir. Asa tıpkı Hz Ömer’de olduğu gibi Ali Semarkandi (k.s) elinde de manevi bir silah olacaktır. Asası ile yollara düşen Ali Semarkandi; Semerkand ve Buhara’da âlimlerin eşiğinde manevi eğitim aldıktan sonra Mekke’ye gelir. Mekkede 14 yıl imamlık yaparak ardından Medine’ye varır. Medine’de ravzada tam yedi yıl türbedarlık yapar. Türbedarlık yaptığı günlerde rüyasında Fatıma anamız Peygamberimizin sözlerini aktarır, der ki: Beni ziyaret edemeyenler seni ziyaret ederek ziyaret etmiş gibi olurlar. Yine kendisine kutsal topraklarda manen ne için gitmesi gerektiği bildirilmeden Çin ve Hindistan’a doğru yolcu olması söylenir, asası ile oralara gider de. Kralın sarayına vardığında onu üzgün görür. Çünkü Kralın çocuğunun ölmüştü. Ali Semerkandi (k.s) buraya geliş hikmetini anlar ve Krala der ki; —Şayet iman edersen Allah’ın izni ile çocuğunu diriltcem. Kral kabul eder. Ellerini açar Allah’a rücu eder. Allahın izniyle dirilir ve Kral müslüman olur. Oradan da Ali Semarkandi (k.s) Alanya ‘ya gelir. Sahil boyu yürürken ağlayan bir adama rast gelir, ona der ki: —Derdin ne? Adam: —İncimi denize düşürdüm. Ali Semarkandi (k.s) balıklara: —İncisini bulun diye seslenir. Tabi balıklar gereğini yapar ve böylece adamın üzüntüsü sevince dönüşür. Alanya’dan da Anadolu yollarına revan olur. Konya, ardından Çankırı’nın Eskipazar’a gelir. Eskipazar halkı bu arada çoban arar. Ali Semarkandi (k.s) çobanlığa talip olur. Birgün sürüleri otlatırken bir kurdun alaca öküzü avlamak için pusuya yattığını görür. Kurda lisanî halle derki: —Sakın sürüleri avlama! Bak o sürüler bana emanet edildi. Kurt hal lisanı ile derki; —O alaca öküzün sahibi zekâtını vermedi, onun için o benim hakkım der. Ali Semarkandi (k.s): —Madem öyle hiç olmazsa bana bir gün müsaade et sahibine durumu bildireyim, sonra avlarsın. Derken durum sahibine bildirilir, tabi alaca öküzün sahibi bir anda vurguna dönmüş misali kükrer, itiraz eder, kabul etmez, ama Kurtta gereğini yapar, yani alaca öküzü yer.. Mesele burada bitmez, derken iş kadıya kadar varır. Kadı der ki; —Şahit varmı? Ali Semerkandi (k.s): —Benim şahidim dağlar taşlar vs. Kadı itiraz edip öküzü sen yedin diyerek kabul etmez. Kadı atına binip ordan giderken taş olup ölüverir. İşte o Kadı’nın atıyla birlikte donup kaldığı yere bugün Durdağı diyorlar. Birgünde mübarek abdest almak için çeşmeye varır, kadınlar abdest almasını engellerler. Bunun üzerine Ali Semarkandi asasını yere vurur su çıkar oracıkta. Su taşınca bu sefer kadınlar: —Suya dur desene, yoksa eşyalarımızı alıp götürecek. Ali Semarkandi suya: —Ey mübarek su dur, ama tamamen de kesilme der. Bugün o cılız akan suya sığırcık suyu da diyorlar, hatta zemzem bile diyenler var. Ününü duyan Murad Hüdavendigar Bursa’da haşarelerin tarlaları istila edildiğini mübareğe bildirir. Ali semerkandi tıpkı Hz ömer devrindeki gibi asasıyla birlikte Bursay’a avdet eder. Dördüncü batına aktarılan manevi tasarrufla Allah’a iltica eder ve duanın ardında gökte oluşan sığırcık kuşları tarafından haşareler yok edilir ve Padişah bu durumdan çok memnun kalır. Ali Semarkandi (k.s) ömrünün son dönemlerinde elindeki sacayağını fırlatması, o sacayağın düştüğü yere konaklaması manen kendisine bildirilir. O da öyle yapar, sacayağı nihayet Ankara’nın Çamlıdere beldesine düşer. Çamlıdere halkı Ali Semarkandi’ye sahiplenir, hizmetinde kusur etmezlerde. Osmanlıda onların hamiyetperverliğinin karşılığı olarak gereğini yapar, o koca Şeyhin yüzü suyu hürmetine Çamlıdere ahalisi askerlik ve vergiden muaf tutulur. Üstelik Cumhuriyet dönemine kadar bu durum devam etmiştir bile. Ali Semarkandi (k.s) her fani gibi o da Hakka yürür. Yani 146 yaşında vefat eder. Bugün kabri şerifi Çamlıdere’de Osmanlı tarafından yaptırılan türbede yatmakta, gelen ziyaretçilerin akınına uğramaktadır. Ruhu şad olsun
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|