04-28-2008, 12:52 | #1 |
Allahın Hatırını Nerde Feda ettik
Bilinen bir kıssadır:
İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlardan üç kişi yola çıktılar. (Akşam olunca) geceleme ihtiyacı onları bir mağaraya sığındırdı ve içine girdiler. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını üzerlerine kapadı. Aralarında: "Sizi bu kayadan, salih amellerinizi şefaatçi kılarak Allah'a yapacağınız dualar kurtarabilir!" dediler. Bunun üzerine birincisi şöyle dedi: "Benim yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı. Ben onları çok kollar, akşam olunca onlardan önce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hiçbirine yedirip içirmezdim. Bir gün ağaç arama işi beni uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de uyumuştu. Onlar için sütlerini sağdım. Hâlâ uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim için çocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise süt kapları elimde, onların uyanmalarını bekliyordum. Derken şafak söktü: " Ey Allahım! Bunu senin rızan için yaptığımı biliyorsan, bizim yolumuzu kapayan şu taştan bizi kurtar!" Taş bir miktar açıldı. Ama çıkacakları kadar değildi. İkinci şahıs şöyle dedi: "Ey Allahım! Benim bir amca kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ondan kâm almak istedim. Ama bana yüz vermedi. Fakat gün geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde yüz yirmi dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada: "Allah'ın mührünü, gayr-ı meşru olarak bozman sana haramdır!" dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan kaçındım ve insanlar arasında en çok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım, verdiğim altınları da terkettim. Ey Allahım, eğer bunları senin rızayı şerifin için yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar." Kaya biraz daha açıldı. Ancak onlar çıkabilecek kadar açılmadı. Üçüncü şahıs dedi ki: "Ey Allahım, ben işçiler çalıştırıyordum. Ücretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi (bir farak pirinçten ibaret olan) ücretini almadan gitti. Ben de onun parasını onun adına işletip kâr ettirdim. Öyle ki çok malı oldu. Derken (yıllar sonra) çıkageldi ve: "Ey Abdullah! Bana olan borcunu öde!" dedi. Ben de: "Bütün şu gördüğün sığır, davar, deve, köleler senindir. Git bunları al götür!" dedim. Adam: "Ey Abdullah, benimle alay etme!" dedi. Ben tekrar: "Ben kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git hepsini al götür!" diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı götürdü. "Ey Allahım, eğer bunu senin rızan için yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!" dedi. Kaya açıldı, çıkıp yollarına devam ettiler." (Buhârî, Enbiya 50, Büyû 98, İcâre 12, Hars 13, Edeb 5; Müslim, Zikr 100, (2743); Ebu Davud, Büyû' 29, (3387).) Evet...Şöyle bir düşünecek olursak...Allah için, sadece Allah için neler yapıyoruz? Allah’ın hatırını, Allah’ın emirlerini, dünyevileşmeye, dünyevi kanunlara feda ettik mi? Örümceğe sinek gibi av mı olduk? En son Allah için, ama sadece ve sadece Allah için yaptığımız amel ne oldu? Kabir kapısına kadar olan şeylerin bizi aldatmasına izin veriyor muyuz? Yoksa ercesine Allah’ın rızasını gözeten yiğitlerden miyiz? Allah için yaptığımız amellere başka şeyler karıştırıp saf suyu bulandırıyor muyuz? Yoksa şeytana amellerini çaldırmayan Allah erlerinden miyiz? Allah’ın rızasını kazanmak önceliğimiz değilse önceliklerimiz bizi aldatıyor demektir. Hz. Mevlana’nın “Sen merkebe kul köle olmuşsun, onun derdine düşmüşsün” dediklerinden miyiz yoksa? Cüz külle bağlanmazsa murdar olur. Hz. Mevlana şöyle der: “Cüzsün külle gitmeye layık ol”. “İncilerle dolu deniz gemiden şereflenmez, bilhassa o gemi gübre ile dolu olursa” Seyyid Emir Külâl hazretleri; "İhlâssız amel, sahte para gibidir, kabul edilmez" buyurmuştur. Allah resulü (s.a.v.) şöyle buyuruyorlar: “Kim yapmış olduğu ameli insanlara göstermek için açığa vurursa, Allah kıyamet günü bütün insanların huzurunda onun gizli niyetini açığa vurarak onu rezil ve rüsvay eder.” “Allah, dünyada gösteriş ve şöhret için amel yapanları, kıyamet gününde bütün kulların huzurunda şöhret ve gösteriş peşinde olduklarını ilan eder.” “Dünyada herhangi bir amelini gösteriş için yapan kimseyi Allah kıyamet gününde ameliyle başbaşa bırakır ve o kimseye,”Bak yapmış olduğun amel seni en ufak bir azaptan kurtarabiliyor mu? Der.” “İnsanların sevdiği şeyleri yapmak suretiyle onlara sevgi gösterisi yapan ve onların hoşlanmadığı şeylerle Allah’a karşı gelen kimse, Allah’ın gazabına uğramış olarak haşrolunur.” “Kıyamet gününde dünyada yapılanlar ortaya konur ve “Bunun içerisinden kainatın sahibi ve yaratıcısı Allah’ın rızası için yapılan amelleri ayırın” denir. Bu emir üzerine Allah rızası için yapılan ameller ayrılır. Geri kalan da Cehennem ateşine atılır.” “Allah, içerisinde hardal tanesi kadar da olsa gösteriş bulunan bir ameli kabul etmez.”
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
04-28-2008, 13:14 | #2 |
Allahın Hatırını Nerde Feda ettik
Her niyetimiz Allah (c.c) Rızası için olsun. Ancak bu vesileyle değerini bulur.
niyetler çok önemli. Rabbim bizi Dünyada bir menfaat için,gösteriş için, cenneti umarak ve cehennemden korkarak ibadet etmekten, bu inanışla haramlarından sakınmaktan muhafaza etsin. Rabbim bizleri Rızasını hak etmek için çalışanlardan eylesin. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|