![]() |
#1 |
![]() Altın suyuna teneke
Şükran Çağlar Demokrasimizin kaleleri siyasi partilerimiz, sağcısından solcusuna, merkezdekinden milliyetçisine, muhafazakarına kadar görkemli yeni genel merkez binalarına kavuşuyor. Hayırlı olsun! En son 36 trilyona malolduğu söylenen bir parti genel merkezi, günlerce basında yer aldı. Ancak derdimiz şu / bu parti değil. Derdimiz kimliğimiz, mimarideki yansıması... Biz kimiz? Gazete haberlerinden bir parti genel merkeziyle ilgili satırları okuyalım: �Trilyonlar harcanan parti binasının dış yüzeyi Türk-İslam kültürünün 8 köşeli yıldızı ile bezenmiş. � 8 köşeli yıldızın temsil ettiği değerler ise gerçekten çok anlamlı. Bu köşeler; "Merhamet, şefkat, sabretmek, doğruluk, sır tutmak, sadakat, fakirliğini ve acizliğini bilmek, cömertlik, Rabbine şükretmek" ilkeleriyle cennetin 8 kapısını temsil ediyormuş. � İç mekanı ise; saray havasında dekore edilmiş. Zemin kattaki balo salonunu andıran mekânda kristal bir avize, makam odalarından koridorlara taşan, yeşil kadife kaplı uzanma koltukları, iyon sütun başlıklı ayakların desteklediği altın varaklı, mermer yüzeyli sehpalar, abajurlar ve aplikler yer alıyormuş. Kubbe tasarımlar, çiçek ve meandr desenlerinin yan yana kullanıldığı bordürlü tavanlar dikkat çekiyormuş. � İç mimar ya da mimar değilim. Mimarlarımızın bir bildiği var diyeceğim ama... Ne alaka? Dış yüzeyde 8 köşeli yıldızla manevi değerleri yücelt, içeride maddi� Üstelik burası 5 yıldızlı otel mi? Hem mimarinin iletisi hem işlevi uygun mu, uyumlu mu? Parti merkezlerimizin kişiliği oturmamış mimarileri böyle olunca, kentlerimiz de farklı değil� Aynı kimliksiz, kişiliksiz, karmaşık, estetikten, akıldan, mantıktan uzak mimarisiyle ruhumuzu çoraklaştırmaya devam ediyor� İstanbulumuz dünya tarih mirasından çıkarılıyor. Toprağını hiçbir kökü, dalı budağı olmayan gökdelenlere teslim ediyoruz. Milyon Dolar�lık iş merkezleri olacakmış�Örneğimiz de Dubai! Çöl kültürü gelip, 1000 yıllık kültürümü altına alıyor! Pes� Binlerce yıllık tarihine tüy diktik!. Sayısız bitki türüne rahim olan toprağını kısırlaştırdık. İstanbullu doğayla sevişmeyi bilmiyor. � lale� imgesi sadece kartpostallarda� Ne Haliç, ne Boğaz, ne ormanları ne yalıları� El Fatiha! Altına imza atanları kutluyorum! Ellerine sağlık! Başkentimize de Başkent demeye bin şahit lazım.! Fiskıyeleri - barajlarda suyu olmasa da-, yapay kaleleri, şelaleri, her sene değiştirilen kaldırımları � Sayın Başkan birkaç yıl once sağlam kaldırımları dahi söktü, gerekçesi ise tüm kaldırımları aynı tür taştan yapacaktı. Trilyonlar döküldü. Şimdi Meclis ile Dikmen arasındaki yola kırmızı-lacivert renkli taşlar döşüyor, yani diğeriyle alakasız. Demek ki zevki değişmiş. Onun güzel zevki için trilyonlarımız gitsin canım, helal olsun! Bize de biriktirdiği borçlarını ödemek düşer!- yok edilen meydanları, yaya yolları, alt/üst geçitleri, gecekondulara göre çizilen planıyla gerçekten Başkent�e layık bir kent haline getirildi. Bunda katkısı olan başta Sayın Büyükşehir Başkanı olmak üzere herkesi kutluyorum. Ellerine kollarına akıllarına zevklerine sağlık. Bu kadar olurdu! Antalya�ya gidin, ne doğası, ne iklimi ne ruhuna uygun mimarisi var. �Turizm cenneti� söylemi dillerde kalacak... Kimse kendini kandırmasın! Rezil ettik! Sonuç itibariyle, bu arabesklikten fena halde sıkıldım... Güneyinden kuzeyine, batısından doğusuna kentlerimizi, evlerimizi, mekanlarımızı ranta, açgözlülüğe, varoş kültürüne teslim ettik! Bize de bu yakışıyor! Çünkü, kimliğimizin lezzetini, tadını, tuzunu, 1000 yıllık demliliğini bozduk. Çağıldayan su gibi geçtiği her yeri temizleyen, arıtan, durulaştıran kimliğimizi çamurlaştırdık, çürüttük. Biz bizi kaybettik... Artık evelemeyi-gevelemeyi bırakalım. Kimliğimizi öldürdük ! Şu 1000 yıllık kültürümüzün artık cenaze namazı kılınsın... Ortada kaldı...Sahip çıkan yok! Haklar helal edilsin� Ama o etmeyecek� Çünkü, çocukları ihanet etti! 17.10.2007
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|