AK Gençliğin Buluşma Noktası
Kitaplar ve Dergiler Kitaplar ve Dergi içerikleri, değerlendirme ve tavsiyeler.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 08-31-2007, 20:16   #1
Kullanıcı Adı
selahattin_ay
Standart Amerika Çok Satanlar Listesinde Kitaplar Üzerinden Tanrı Tartışması
Tanrı'ya dair tartışmalar yüzyıllardır süregelirken, Darwin'in 1859'daki "Türlerin Kökeni" yayınına gereğinden fazla önem atfetmek biraz tuhaf kaçıyor. Fakat kitap mutmain Hıristiyanlar için bile ruh daraltan bir etki yapmıştı. 1907'de anonim eser olarak yayınlanan ve iman kaybına dair bir hatırat olan "Baba ve Oğul"da Edmund Gosse, yüksek zoolog olan babasının, kendisini dine karşıt kavramlardan korumak için sarp bir kayalığın tepesinde dünyadan ilişiğini kesme yoluna girmesini anlatır. Bu plan işe yaramaz. Oğlun içindeki isyan kıpırdamaya başlar, uzun süreli ayinlerde zihni başka yerlerde gezinir ve on beş yaşlarında da özgürlüğünü ilan eder. Babası hayal kırıklığına uğrar ve ona göre İbrahim'in Tanrısı'na saplanıp kalır.

Tanrı ve din üzerine yayınlanmış günümüz kitaplarına baktığımızda, insanların Mr.Gosse'un ya da oğlunun geldiği noktanın içkin bir dini inanca sahip olup olmamalarına dayandığı sonucundan kaçınmaları oldukça zordur. Kendisi geniş bilgi sahibi olan, doğrudan ve eleştirel bir tonda konuşan Christopher Hitchens, dine dair içkin bir duyguya sahip değildir. O da Mr.Gosse gibi genç yaşlarda inanmamaya başladı. "Tanrı Büyük Değil"in başlarında Hitchens, kendi isyanının, okulda heyecanlı bir din öğretmeninin İngiltere'nin kırlarındaki fundaların güzelliğini Tanrı'nın varlığına bir delil olarak göstermesiyle karşılaştığında başladığını söyler. Bay Hitchens, bilim adına öne sürülen dini delilleri başından beri kıyasıya eleştirmiştir.

Diğer yandan, Francis Collins dine dair içkin bir duyguya sahiptir. Kıdemli Mr.Gosse gibi Bay Collins de bir bilim adamı ve Hıristiyandır. Collins, günlük yazılarında Darwin'i "insanın kalıtsal malzemesi projesi"nin başı olarak karşılar. DNA üzerinde yazılı kodlar açığa çıkmaya başladığında ise iman ve merak duygusunun nasıl yükseldiğini yazar. Collins, Bill Clinton'ı desteklemiştir (konuşmalarını yazanlarla çalıştı) ve işte o zaman Amerika başkanı DNA'dan "Tanrı'nın yaratılışı yazdığı dil" olarak bahsetti. Bay Collins'in zeki tasarımlara hiç zamanı yoktur, o Tanrı'yı müdahale etmeyen tarzda algılar, tıpkı bir CCTV kamera gibi. İsa'nın O'nun oğlu olduğuna inanır ve düzenli olarak ibadet eder.

Her iki kitap da dine ve Tanrı'ya aynı şeylermiş gibi yaklaşsalar da Tanrı'ya iman ve bir dine bağlı olmak tamamen aynı şeyler değildirler. Bay Hitchens, test etmesi imkânsız da olsa, dünyanın toptan dinsiz daha iyi olacağını düşünür. Böylece, aptal dindar insanlar, aptal dini savaşları yapmayı bırakırlar ve bunu yeni bir aydınlanma takip eder. Kitap, eğlenceli, dolambaçlı ve zaman zaman ikiyüzlüdür. Bay Hitchens hiç kimsenin Ateizm için savaşmadığını söylemektedir. Fakat ateistler birbirlerini öldürmek için farklı sebepler bulmaya yatkındırlar. Dindar olmayan faşistlerin ve komünistlerin 20.yy'daki katliam için dini olmayan pek çok neden buldukları itirazına karşılık olarak Bay Hitchens bu tür inanışların sekülerleşmiş din olduğunu ve bunların hesaba katılamayacağını sert bir şekilde ifade eder.

Kitapta eksik olan, dinsiz bir dünyanın veya içinde hiç din olmamış bir dünyanın nasıl bir şeye benzeyeceği kavrayışının olmamasıdır. Bay Hitchens'ın çok değer verdiği hoşgörü ve adalet gibi pek çok ilke, dini fikirlerin sekülerleşmiş halidir. Dinî gelenek Bay Hitchens'ın yanlış nedenlere bağladığı pek çok şey için doğru şeyi yapar. Pek çok durumda imanı çekip almak bu olayı gerçekleştirme isteğini de çekip alacaktır. Zarar düşünmeye değerdir!

Bay Collins ise kitabında "Tanrısal evrim" olarak adlandırdığı fikri ileri sürer. Müthiş bir adı olan bu evrimi yakalamamız gerektiğini düşünür. Kendisi, "Hayatın kökeninin düzeni bilinmez olduğu halde, evrim bir kez devreye girdiğinde doğaüstü özel bir buluşa gerek kalmayacaktır" der.

Tevrat'ta fizik kurallarını bağlayan bölümlere gelince, "Bunlar semboliktir ve böyle okunmalıdırlar".

Bu öyle bir Tanrı'dır ki, Edmund Gosse'un babasına, John Calvin'e veya Papa'ya bir Romalının Mithras'a öküz kurban etmesi kadar yabancıdır! Ve bütün açıklığına rağmen, Bay Collins'in Tanrı'ya inanmasına dair argümanları neden Hıristiyan olduğunu açıklamak için çok yetersiz kalıyor! Bunu anlamak için Gosse ailesine bakmak veya "inanırsın ya da inanmazsın" sonucuna varmak yeterlidir.

31 Mayıs 2007 - The Economist

 

selahattin_ay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi