AK Gençliğin Buluşma Noktası
Haberler Dünyadan ve Ülkemizden son dakika haberler burada.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 08-17-2011, 21:56   #1
Kullanıcı Adı
Ebuzer
Standart Amerika Kızdı,PKK Saldırdı
Arap Baharı diye adlandırılan özgürlük ve demokrasi mücadelesi, Mısır'daki büyük kazanımdan sonra Suriye'ye sıçradı. Beşar Esed ve ekibi reform sözleri vermesine rağmen halk anlaşılamaz bir şekilde sokaklara döküldü. Suriye'deki yaşam standartlarının isyanların başladığı diğer ülkelere nazaran daha olumlu bir noktada olduğu gerçeği de bu anlaşılamazlık içinde önemli bir yer tutuyor.

Arap Baharı ile birlikte bölge halkları, ABD kuklası diktatörleri tahtından etmiş ve sözde demokratik bir kazanım elde etmişlerdir. Diktatörlerin halk tarafından tasfiye edilmesi her ne kadar olumlu bir tablo olarak görülse de bölgedeki İslami Direniş'in istikbali yönünde hiçbir değişim olmaması Arap Baharı'nı etkisiz eleman konumuna sokmuştur. Tabi ki bu etkisizlik Müslümanların nazarında mevcuttur. Batılı liberal demokratlar için Arap Baharı sonrası oluşan tablo cüretkar ve net bir şekilde 'olumlu' olarak nitelendirilebilir. Biz Müslümanlar ve bunun beraberinde bölgeden küresel emperyalizmin tasfiyesini isteyen tüm vicdan savaşçıları bu tabloyu değerlendirirken şunu göz önünde bulundurmalıyız: Arap Baharı Amerika, AB ve İsrail için bir tehdit unsuru olmuş mudur? Bu soruyu kendisine soran herkes Arap Baharı öncesi ve sonrasında ABD'nin memnuniyetinde zerre değişme olmadığının farkına varacaktır. 1979'da İran Halk İnkilabı sonrası Amerikan'ın ve Batının etekleri tutuşmuş ve Dünya Müslümanları olarak sekiz milyon kişinin şehit olduğu bu döneme açık bir dille "devrim" diyebilmiştik.

Bugün gündüz saatlerinde PKK, on kişiye yakın askeri öldürerek uzun süredir oluşan huzur ortamını tamamıyla sonlandırdı. Peki PKK'nın şu sıralar uzun süreli bir ateşkes sürecinden sonra bu kadar sert şekilde saldırmasının sebebi ne olabilir? Geçtiğimiz hafta Dışişleri Bakanı Sn. Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki durumları görüşmek üzere Şam'a gitmiş ve Esed rejimi sorumlularıyla görüşmüştü. Ulusal bazda iktidar partisine muhalif bütün siyasiler bu durumu ABD'nin laf taşıyıcılığını yapmak olarak nitelendirdi. Fakat Davutoğlu'nun Şam'daki görüşmeleri sonrasında Hama şehrinden tankların çekilmesi sonrası çatışmaların yumuşayacağı gerçeği bu iddiaları boşa çıkarmış ve Clinton'ın hayallerini suya düşürmüştü. Bölgede ılımlı bir muhafazakar yapılanma kurmayı amaçlayan ABD, bu yolda kendine en yakın siyasi birlikteliği Türkiye Devleti ile yapabileceğini düşünüyor. Bu düşünceyle birlikte Amerika, Suriye'den Esed'in, bölgeden ise direnişin tasfiye edilmesi için Türkiye'yi itici bir güç olarak kullanmak istedi. Fakat Davutoğlu'nun Şam'da gösterdiği -eğer yanılmıyorsak- bağımsız irade İsrail, Amerika ve AB üçgenini fazlasıyla kızdırdı. Bunun hemen sonrasında Kürt illerinde TSK'ya saldırılar düzenlendi. PKK'nın uzun bir ateşkes sürecini bir anda çok sert şekilde bozmasının bunun dışında bir kaç izahatı olabilir. TSK'nın tek taraflı ateşkese rağmen operasyonları sürdürmesi, iktidar partisinin de buna sessiz kalması gibi. Fakat geçmişte ABD ile olan, şimdi AB ve İsrail ile olan güncel ilişkileri savımızı diğerleri arasında en güçlü konuma sokuyor. Malesef bugün 8 ocağa düşen ateşin sorumlusu Amerika - İsrail - AB - PKK bloğunun ta kendisidir. PKK saldırılarını sürdürecek ve Türkiye'yi Suriye konusunda tutarsız bir karar vermeye zorlayacaktır. Amerikanın isteği PKK yardımıyla Türkiye'yi ve iktidar partisini çaresiz konuma düşürmek. Ve bundan sonra Suriye'yi bir çıkış kapısı olarak göstermek. Son bir aydaki tablonun oluşmasında tek taraflı ateşkes sürecine rağmen operasyon üstüne operasyon düzenleyen TSK'nın da bu duruma gelinmesinde elbet payı var. İktidar partisi de operasyonları durdurmak adına pek birşey yapmadı. Ama bugünkü saldırıyı diğerlerinden ayırmak gerektiğini düşünüyorum.

Bu süreçte Türkiye'nin tavrı ulusal bağımsız düşüncenin devam etmesi yönünde olmalıdır. Türkiye Ortadoğu konusunda düşünsel olarak bağımsızlığını yitirdiği an, Amerika'nın bölgede Irak işgalini aratmayacak hegemonya girişimi için düğmeye basılmış olacak. Kürt halkının da haklarını talep ederken kendilerine bağımsız bir temsilci seçmeleri ve tayin etmeleri gerekmektedir ki PKK'yı halk değil kendisi silah zoruyla (!) temsilci ilan etmiştir. Ayrıca iktidar partisini 'tehditkar' olarak nitelendirenler, İmralı ve Kandil'in sürekli Devlete gün tanıyarak ettikleri tehditleri hatırlamalılar. Bu konuda ve tüm kürt sorunu çerçevesinde itidalli olmakta fayda var.


Samed Kahraman

 

Ebuzer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 08-17-2011, 22:02   #2
Kullanıcı Adı
Ebuzer
Standart
Ebuzer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 08-17-2011, 23:40   #3
Kullanıcı Adı
Seyyah
Standart
Haberlere baktımığımızda bir ikilem seziliyor; bir haberde Türkiye bölgenin Amerikası deniyor diğerinde Amerika kızdığı için PKK saldırdı deniyor, buradan çıkarılacak sonuç çok fazla yanlış yönlendirmeye maruz kaldığımızdır bu bıçak sırtındaki dönemde.
Seyyah isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi