11-11-2012, 14:23 | #1 |
'Apo da dağa güveniyor'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Brunei Sultanlığı Darü’s-Selam ziyaretinin ardından Türkiye’ye dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, başkanlık sisteminden idam tartışmalarına, Suriye meselesinden açlık grevlerine kadar konuları değerlendirdi. İşte gazetecilerin soruları ve Başbakan Erdoğan'ın verdiği cevaplar... Suriye sorunu giderek derinleşiyor. Muhaliflerin Doha toplantısından sonra ne gibi gelişmeler olabilir? Suriye Ulusal Konseyi'nin başına bir Hıristiyan getirdiler. Bu manidardır. Müslüman Kardeşler'in de bir açıklaması oldu. Yeni isme karşı değiller. Bilindiği gibi Suriye için ben üç ayaklı hatta beş ayaklı çözümler önerdim. Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır gibi... Veya Türkiye, Mısır İran olabilir. Katar da çok aktif bir ülke. Rusya ise mutlaka işin içinde olmalı. Çünkü, Rusya'nın vetosu sorunu tıkıyor. Çin de onları takip ediyor. Ben Suriye konusunu ABD Başkanı Obama ile de son telefon görüşmemizde konuştum. Şimdi arkadaşlarımız kendi aralarında görüşecekler. Daha sonra biz Başkan Obama ile belki telefonla, belki yüz yüze görüşeceğiz. SİYASİ SUÇLARA İDAMI BİZ DE İSTEMEYİZ Son günlerde idam konusunu yeniden gündeme getirerek tartışmaları yeniden açtınız. Bu durum Avrupa Birliği ile ilişkileri nasıl etkiler? İdam toplumda da tartışmalı bir konu. Dünyada bu cezayı uygulamayan ülkeler de uygulayan ülkeler de var. Uluslararası camia sonuçta AB'den ibaret değil. Mesela ABD, Çin, Rusya ve Japonya'da idam var. Öte yandan Norveç'te 77 kişiyi öldürmüş bir insanın sadece 21 yıl hapisle cezalandırılmasını anlamak kolay değil. Olaya bir de öldürülenlerin açısından bakmak lazım. ‘Siyasi suçlarla ilgili olarak değil' ama terör ve ölüme sebebiyet verme kapsamında idamı tartışmak elbette mümkün olabilir. AK Parti Başkanlık için Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na teklif verdi. Teklifte bir tür ABD modeli öngörülüyor... Ben illa da ABD sistemi olsun demiyorum. Öyle çalışalım ve konuyu tartışarak bir sonuca varalım ki Türk sistemi olsun. Çok farklı sistemler var. Biz bu sistemlerin bize faydalı yanlarını alalım. Bununla birlikte kültürel ve toplumsal yapı farklılığı nedeniyle uygulayamayacağımız unsurlar var. Bunları da ayıklayalım. En önemlisi de katılımcı karar alma sistemi oluşturalım. Önce en ideali bulmak için tartışalım. Ama muhalefet ve muhalefet bu konu tartışılsın bile istemiyor. Biz devam ediyoruz. AK Parti olarak çalışmalarımızı kitap olarak yayınlayacağız. Başkanlık sistemi anayasaya girmezse bu sizin ilerideki adımlarınızı etkiler mi? Yok. Hayır. Bu şahsi bir mesele değildir. ŞAHSIM İÇİN DÜZENLEME İSTEMEM Güçlü bir başbakanlık dönemi geçiriyorsunuz. Başkanlık sistemine geçilmemesi sizi olumsuz etkilemez mi? Şahsım için Anayasa mantığı kesinlikle yanlıştır. Meseleye böyle bakmamak lazım. Kolay değil, 10 yıllık tecrübemiz var, farklı cumhurbaşkanlarıyla çalıştık. Anayasa Mahkemesi'ne ait olan yerindelik hakkını kullanan cumhurbaşkanı yürütmeye vakit kaybettirir, işini zorlaştırır. Bugün biz Cumhurbaşkanımızla uyum içindeyiz. Ama yarın aynı sıkıntı olmayacağı nereden belli. Başkanlık sisteminin avantajı koalisyon tehdidini ortadan kaldırmasıdır. Bakın, koalisyon dönemlerine başarı yoktur. Tek parti iktidarı yönetimleri başarılıdır. CHP SABAH BAŞKA, AKŞAM BAŞKA Bu arada CHP cumhurbaşkanlığının tekrar Meclis tarafından seçilmesini öneriyor. Bu girişimi nasıl yorumluyorsunuz? Bu referandumla kesinleşmiş karardır. Millet bu benim hakkımdır diyor. CHP 367 olayıyla Meclis'te seçilmesini de engellemedi mi? CHP akşam başka, sabah başka. APO DA DAĞA GÜVENİYOR Son günlerde yeniden gündeme gelen bazı eklentiler var. Sizin için yeni bir Oslo süreci gibi gelişme söz konusu mu? Biz sürekli milli birlik, beraberlik ve kardeşlik projesi diyoruz. 75 milyonun bir ve beraber olmasıdır. Bunu işliyoruz. Arkadaş ne hakkın var da alamadın. Bakan mı olamadın? Parlamento'ya mı giremedin? Sosyo ekonomik olarak bölgeye yapılan yatırım 79 yıllık cumhuriyet döneminden daha fazla. Ama bölücü terör örgütü, onun uzantısı olan parti bölgeye yatırım istemiyor. Kendi dillerinde yayın imkanı yoktu, Şu anda birçok etnik gruptan fazla haklara sahipler. Bu arada şunu da belirelim. Bölücü örgütün başı da dağa güvenmiyor. Bu konuda tek prensip görüşmelerin siyasetçiler değil MİT aracılığıyla yapılması mı? Siyasetçi adayla görüşemez. Bu tarihi bir hata olur. Bununla birlikte teröristle kucaklaşanla da görüşemez. Teröristle kucaklaşmayanlarla görüşülür. Nitekim, Adalet Bakanım Selahattin Demirtaş'la Sırrı Süreyya Önder'le görüştü. Açlık grevleri devam ediyor. Bu eylem nasıl bitecek? İsteklerin büyük bölümü karşılandı. Cezaevleriyle ilgili yaptığımız iyileştirmeler var. Bunları görülmesi lazım. Mesela, belli şartlar dahilinde mahkumların eşleriyle bir araya gelmesini mümkün kılmayı hedefliyoruz. bu da tamamen insani bir karardır. 10 Kasım törenlerine katılamamanız tartışma konusu oldu. Bu konudaki tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Katılmamak anayasal bir suç mu? Yasal suç mu? Peki, ana muhalefet, muhalefet 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerine neden katılmadı. Üstelik 29 Ekim resmi törendir. Katılım teamül ötesi gerekliliktir. Ama ben geçen 10 sene içerisinde çoğu kez muhalefeti orada görmedim. Darbe Komisyonu'na davet edilmeniz sözkonusu. Ne düşünüyorsuuz? Meclis darbeleri Araştırma Komisyonu daveti gündeme geldi. Ben avukatımla konuşun dedim. 28 Şubat sürecinde avukatım Hayati Yazıcı'ydı. Hayati Bey'i Komisyon'da dinlediler. Ancak kendisiyle konuşamadım. İhtiyaç olursa değerlendiririz. Bali Demokrasi forumu katıldınız. Başka toplantılarda bulunuyorsunuz. İslam Dünyası ve Ortadoğu'nun demokrasiyle ilişkisi değişiyor mu? Özellikle Arap Baharı'ndan sonra gözlemleriniz nedir? Tunus şu anda iyiye gidiyor. Mısır hala sorunları aşmaya çalışıyor. Başardığında hızla gelişecektir. Bu ülkelerin ekonomik açıdan da sıçrama yapmaya ihtiyacı var. Bazı imkanlar sunduk. Tunus parlamaya başladı. Mısır için 2 milyar dolarlık vaadimiz var. Libya'nın parasal değil yapılanma konusunda sorunları var. Tunus, Mısır ve Libya değişimi başarırsa Arap Baharı daha da yayılacaktır. Türkiye'nin bölgeye ilgisi iki yönlü değerlendiriliyor. Bir yandan demokrasi modeli öte yandan Neo-Osmanlı eleştirileri var. Eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Böyle bir anlayış içinde değiliz. Dünyanın her yerinde sistemler kendini güncelliyor. Biz de demokrasiyi benimsedik. Demokrasiyi tabanda en geniş anlamda istişare mekanizması olarak görüyorum. Türkiye'nin eksikleri olabilir. Zamanla giderilirse asıl arzulanan noktaya ulaşmak mümkün olur. Temel prensip şu: halkın iradesi en üstün iradedir. Değişim de halkın iradesiyle gerçekleşir. Benim Tunus'a da Mısır'a da Libya'ya da tavsiyem bu olmuştur. Burnei ile yeni dönem Başbakan Erdoğan, Burnei Sultanı Hasan El-Bolkiah'la yaptığı görüşmeyi de anlattı. Başbakan şunları söyledi: “Türkiye'ye gelişinde bazı adımlar atılmıştı. Vizelerin kaldırılması gibi. Şimdi karşılıklı büyükelçilikler açılmasını konuştuk. Onlar büyükelçi gönderiyor, biz de atama yapacağız. Türkiye'den savunma sanayiiyle ilgili destek alabileceklerini söyledim. 2035 vizyonları var. Ülkeyi yeniden inşa etmeyi planlıyorlar. Müteahhitlerimiz altyapı ve üstyapı işleri alabilirler. Faizsiz bankacılık, helal gıda ve öğrenci değişimini de konuştuk. Türkiye sukuk tahvili ihraç edebilir. “ Helikopter kazası ile ilgili sözleri... “Üzücü bir haber aldık. Skorksky genel maksat helikopteri düştü. İlk gelen haber dağa çarpma şeklinde. Aşırı sis nedeniyle olduğu söyleniyor. Olay araştırılıyor. 4'ü mürettebat 13'ü komando.” Yeni Akit
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|