AK Gençliğin Buluşma Noktası
Star ve HaberTurk "Star" ve "HaberTurk" gazetesi köşe yazıları.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 06-30-2010, 10:43   #1
Kullanıcı Adı
rizzelli
Standart Apo’yu asabilir miyiz?...ŞAMİL TAYYAR...STAR
Apo’yu asabilir miyiz?

Terörün yeniden tırmanması, İmralı sakini Abdullah Öcalan’ın idamını yeniden gündeme getirdi. Demokratik açılıma destek veren okurlardan bile “APO’yu assak ne olur? Zaten kan akıyor, bir süre daha akmaya devam eder, hiç olmazsa APO belasından kurtuluruz” tepkileri gelmeye başladı.

Hem idama karşı hem terörle mücadeleye katkısının olmayacağı hem de hukuki karşılığının bulunmadığı düşüncesiyle idam tartışmasına girmek istemedim. Dün MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “hodri meydan” diyerek APO’yu asma önerisinde bulunması üzerine hafızalarımızı tazeleme ihtiyacı kaçınılmaz oldu.

Bir de “idam” lafı, isteseniz bile hukuken ne kadar geçerli, ona bakmak gerekiyor.

İmza sadakati

Abdullah Öcalan 16 Şubat 1999 günü ABD’nin sponsorluğunda Türkiye’ye teslim edildi. Kimse kusura bakmasın, “biz yakaladık” fantezisi üretmesin. O günlerde “Neden teslim edildiğini anlamadım” diyen dönemin başbakanı Bülent Ecevit farkında olmasa bile, bugün ilkokul çağındaki çocuklar dahi Talabani ve Barzani’nin önünü açmak, Kuzey Irak’ta yeni yapılanmaya fırsat oluşturmak için teslimatın yapıldığını biliyor.

Teslimatın yapıldığı tarihte iktidarda 75 milletvekiline sahip DSP azınlık hükümeti vardı. Öcalan üzerinden Irak projesi geliştirenler, teslimat takvimiyle de siyaseti yeniden projelendirdiler. Paketi teslim alan DSP ile “Asacağız” diyen MHP, 18 Nisan 1999 seçimlerinde oy patlaması yaptılar. Ardından ANAP’ı aralarına alarak üçlü koalisyon kurdular.

ABD’nin “idam edilmemesi” şartıyla teslim ettiği Öcalan’ın durumu, AB süreci için de kritik safhadaydı. Hükümet ortakları 12 Ocak 2000 tarihinde bir araya gelerek bir mutabakat metni imzaladılar, idam cezasının uygulanmayacağını karara bağladılar.

Bahçeli, 25 Haziran 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi’ne şu demeci verdi: “Biz ölüm cezalarının uygulanmayacağı yolunda bir moratoryum ilan ettik. Buna sadığız.”

Hürriyet’in “Peki bazı milletvekilleri seçim ortamının da etkisiyle ‘getirin şu dosyayı Meclis’te oylayalım’ derse ne olacak?” sorusu karşısında ise Bahçeli’nin cevabı şöyle oldu: “Elbette imzamıza sadık kalacağız.”

Sadık kalacaklarını açıkladığı imza, APO’nun idamını rafa kaldıran mutabakat metnine attığı imzaydı. Öyle de oldu, MHP, o imzaya sadık kaldı.

Örtülü destek

31 Temmuz 2002 günü TBMM Adalet Komisyonu’nda AK Partili bir üye, idam cezasının kaldırılmasına ilişkin teklifin paketten çıkarılmasını istedi. Oturuma ara verildi, komisyonun MHP’li üyeleri Devlet
Bey’in makamına gitti, 1 saat 15 dakika süren görüşmeden sonra oylamaya geçildi.

Önerge 7’ye karşı 10 oyla reddedildi. MHP’li 5 üye çekimser kaldı. MHP’liler AK Partili üyenin teklifine destek verselerdi, önerge 7’ye karşı 12 oyla kabul edilecek, idam cezası anayasada korunacaktı. MHP, “çekimser” oylarla idam cezasının kaldırılmasına “örtülü” destek verdi.

İki gün sonra Anayasa paketinin oylandığı TBMM Genel Kurulu’nda 162 ret oyuna karşılık 262 kabul oyu çıktı. Komisyonda verecekleri ret oyuyla teklifi önleme imkanı olan MHP’liler, sonuca tesir etmeyeceklerini bildikleri Genel Kurul’da ret oyu kullandılar.

MHP’nin komisyondaki “örtülü” desteğiyle Öcalan idamdan kurtuldu. MHP’liler ise komisyon safhasını unutturup Genel Kurul oylaması üzerinden idam tiyatrosu oynamaya devam ettiler.

Öcalan MHP sayesinde İmralı’da derin bir nefes alırken, Aydın Doğan’ın koordinatörlüğünde “MHP’siz hükümet” söylentileri ayyuka çıkınca, Bahçeli, 3 Kasım 2002’de yapılmak üzere erken seçim restini çekti.

MHP’den cevabını beklediğim iki kritik sorum var: 1-Eğer Abdullah Öcalan’ın idamını gerçekten istediyseniz, Adalet Komisyonu’nda idam cezasının korunmasına dair teklifin oylamasında neden çekimser kaldınız? 2-MHP’siz hükümet senaryoları karşısında erken seçim restiyle oyunu bozarken, MHP için hayati bir konu olan Öcalan’ın idamını neden hükümet sorunu haline getirmediniz?

İmralı’ya güvence

Gelelim Devlet Bey’in son önerisine...

Yarın Meclis toplansa ve anayasaya idam cezasını koysa bile Abdullah Öcalan’ın idamı sadece siyaseten değil hukuken de imkansızdır.

Bilmek için hukukçu bile olmaya gerek yok, Öcalan hakkındaki ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası “kazanılmış hak” pozisyonundadır, mahkum aleyhine çıkarılacak herhangi bir cezai yaptırım uygulanmaz, sadece lehe hükümler uygulanır.

Yani, Devlet Bey’in “Hodri meydan asalım” önerisinin siyasi karşılığı olabilir ama hiçbir hukuki geçerliliği yoktur.

Ne hazindir, Öcalan’ın hukuken idam riskini sıfırlayan, Adalet Komisyonu’ndaki çekimser tavrıyla MHP’dir. MHP, yarın 550 milletvekiliyle iktidara gelse de kendi eliyle Öcalan’a giydirdiği “ömür boyu hayat garantisi” zırhını çıkaramaz.

Böyle biline...

Elbette bu durum, Öcalan’a, İmralı’dan örgütünü istediği gibi yönetme, savaş çağrısı yapma lüksü tanımaz. Hükümet, otorite zaafının yaşandığı, Ergenekon beylerinin cirit attığı İmralı’yı denetim altına almayı başarmalıdır.

 

rizzelli isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-30-2010, 10:51   #2
Kullanıcı Adı
HaArP
Standart
Alıntı:
Hükümet, otorite zaafının yaşandığı, Ergenekon beylerinin cirit attığı İmralı’yı denetim altına almayı başarmalıdır.


HaArP isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-30-2010, 11:23   #3
Kullanıcı Adı
Ahmet Yasin
Standart
Alıntı:
rizzelli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Apo’yu asabilir miyiz?



İmza sadakati

Abdullah Öcalan 16 Şubat 1999 günü ABD’nin sponsorluğunda Türkiye’ye teslim edildi. Kimse kusura bakmasın, “biz yakaladık” fantezisi üretmesin. O günlerde “Neden teslim edildiğini anlamadım” diyen dönemin başbakanı Bülent Ecevit farkında olmasa bile, bugün ilkokul çağındaki çocuklar dahi Talabani ve Barzani’nin önünü açmak, Kuzey Irak’ta yeni yapılanmaya fırsat oluşturmak için teslimatın yapıldığını biliyor.

Teslimatın yapıldığı tarihte iktidarda 75 milletvekiline sahip DSP azınlık hükümeti vardı. Öcalan üzerinden Irak projesi geliştirenler, teslimat takvimiyle de siyaseti yeniden projelendirdiler. Paketi teslim alan DSP ile “Asacağız” diyen MHP, 18 Nisan 1999 seçimlerinde oy patlaması yaptılar. Ardından ANAP’ı aralarına alarak üçlü koalisyon kurdular.

ABD’nin “idam edilmemesi” şartıyla teslim ettiği Öcalan’ın durumu, AB süreci için de kritik safhadaydı. Hükümet ortakları 12 Ocak 2000 tarihinde bir araya gelerek bir mutabakat metni imzaladılar, idam cezasının uygulanmayacağını karara bağladılar.

Bahçeli, 25 Haziran 2002 tarihli Hürriyet Gazetesi’ne şu demeci verdi: “Biz ölüm cezalarının uygulanmayacağı yolunda bir moratoryum ilan ettik. Buna sadığız.”

Hürriyet’in “Peki bazı milletvekilleri seçim ortamının da etkisiyle ‘getirin şu dosyayı Meclis’te oylayalım’ derse ne olacak?” sorusu karşısında ise Bahçeli’nin cevabı şöyle oldu: “Elbette imzamıza sadık kalacağız.”

Sadık kalacaklarını açıkladığı imza, APO’nun idamını rafa kaldıran mutabakat metnine attığı imzaydı. Öyle de oldu, MHP, o imzaya sadık kaldı.

Örtülü destek

31 Temmuz 2002 günü TBMM Adalet Komisyonu’nda AK Partili bir üye, idam cezasının kaldırılmasına ilişkin teklifin paketten çıkarılmasını istedi. Oturuma ara verildi, komisyonun MHP’li üyeleri Devlet
Bey’in makamına gitti, 1 saat 15 dakika süren görüşmeden sonra oylamaya geçildi.

Önerge 7’ye karşı 10 oyla reddedildi. MHP’li 5 üye çekimser kaldı. MHP’liler AK Partili üyenin teklifine destek verselerdi, önerge 7’ye karşı 12 oyla kabul edilecek, idam cezası anayasada korunacaktı. MHP, “çekimser” oylarla idam cezasının kaldırılmasına “örtülü” destek verdi.

İki gün sonra Anayasa paketinin oylandığı TBMM Genel Kurulu’nda 162 ret oyuna karşılık 262 kabul oyu çıktı. Komisyonda verecekleri ret oyuyla teklifi önleme imkanı olan MHP’liler, sonuca tesir etmeyeceklerini bildikleri Genel Kurul’da ret oyu kullandılar.

MHP’nin komisyondaki “örtülü” desteğiyle Öcalan idamdan kurtuldu. MHP’liler ise komisyon safhasını unutturup Genel Kurul oylaması üzerinden idam tiyatrosu oynamaya devam ettiler.

Öcalan MHP sayesinde İmralı’da derin bir nefes alırken, Aydın Doğan’ın koordinatörlüğünde “MHP’siz hükümet” söylentileri ayyuka çıkınca, Bahçeli, 3 Kasım 2002’de yapılmak üzere erken seçim restini çekti.

Bu kısım yeteri kadar açıklayıcı değilmi?

Birini idam edersin yerine başka biri gelir işlerini kolaylaştırmaktan başka ne işe yarar idam edilmesi.
Ahmet Yasin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi