İnsanınmızın bugünkü bilinç düzeyini bırakın 40-50 öncesiyle 3-5 yılllık bir geçmişle bile kıyaslamak yanılgı olur.

“SOKUŞTURMA” ÜZERİNE BİR YAZI

Evet doğru.
Bu ülkede “sokuşturma” vardır.
Okulların içine..
Öğrenci yurtlarına..
Üniversitelere, liselere, hatta orta okullara..
Sivil toplum kuruluşlarına..
Camilere..
Önemli devlet birimlerine..
Büyük şirketlere..
Ve tabii ki medya kuruluşlarına..
“Sokuşturma” faaliyetleri, yıllardır devam etmektedir.

1- Söz konusu yapıları yakından izlemek
2- Gerektiğinde sokuşturulan elamanlar vasıtasıyla operasyonlar yapmak üzere

‘İzleme’ kısmının ne anlama geldiği malum.
‘Operasyon’ kısmı müphem kalmış olabilir, açıklayalım.

Bir yere bir eleman sokuşturulur.
Bu eleman “ sokuşturulduğu” yerde ilk etapta uyur.
Uyku hali bir gün sürebileceği gibi bir ay, bir yıl, hatta elli yıl devam edebilir.
Ve bir gün ona “uyu” diyenler, bu defa “artık uyan” derler.
Uyuyan unsur aldığı emirle harekete geçer.
Görev bazen tek, bazen grup eşliğinde icra edilir.

Mesela sakallı - sarıklı camiden fırlayıp “kahrolsun laikler, yaşasın şeriat” diye bağırılır…
Mesela elde kızıl bezin üstüne çizili orak çekiçle sağcı bir derneğe molotof atılır.
Mesela kenar semtte bir mezhebe mensup vatandaşların takıldığı bir kahvehaneye saldırılır.
Mesela mütedeyyinliğiyle bilinen kişi önce baştan çıkartılır, sonra görüntüleri yayınlanır.
Mesela etnik katılımlı bir mitingte kalabalığın arasından güvenlik güçlerine kurşun sıkılır.
Mesela orta - lise çocuklarına marjinal bir partinin ilçe binası taşlatılır.
…

Barut fıçısına döndürülmüş kalabalıkların üzerine, kibrit çakılr.
Ve patlatılan toplumun şarapnelleri yine kendi başlarına yağdırılır.
Hem de küçük parçalar olarak değil, kocaman gülleler halinde.

Ortalığı kan seylapları almışken “sokuşturulmuş” görevini yapmış olmanın tarifi güç mutluluğunu yaşamaktadır.
Ve tabii karşılığında elde ettiği miktarı belirsiz maddi menfaatlerin de.

Bu milletin bir yerlere, bir şeyler “sokuşturmak” gibi bir derdi yoktur.
Ama kötülerin bu toplumun içine “fitne sokuşturmak” gibi bir âdeti olduğu malumdur.
Gazetelere haber “sokuşturarak” bir şeylere zemin hazırlamaya çalışmak, bundan sonra boş bir gayretten öteye gidemeyecektir.
Çünkü “sokuşturanı” da “sokuşturulanı” da anlamaya muktedir, bir TOPLUMSAL BİLİNÇ gelişmiştir.



AHMET BÖKEN