fatih kısaparmak balon baskılı balon Açlık,mı yoksa susuzluk,mu - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Açlık,mı yoksa susuzluk,mu


Gökmen
11-30-2008, 16:16
Uzun süren açlık ve susuzluk, özellikle psikiyatrik sorunu olanların rahatsızlığını daha da artırıyor.

Açlığa karşı,mı daha çok dayanıklısınız yoksa susuzluğamı:hmmve kaç gün aç susuz yaşaya bilirsiniz???



AÇLIK-SUSUZLUK ve YOKSULLUK

http://www.ideayayinevi.com/olgular_kavramlar/3_aydinlanma_romantizm/afrika6.jpg

http://image.haber3.com/haber/73114.jpg


http://www.harunyahya.com/books/faith/secondcoming/images_secondcoming/aclik_54.jpghttp://www.harunyahya.com/books/faith/secondcoming/images_secondcoming/aclik_afrika_54.jpg

Afrika’da yeni açlık krizi

Üç doğu Afrika ülkesi bu yıl kurak mevsim koşulları sebebiyle açlık krizi yaşayacak. Etiyopya, Somali ve Kenya’da can kayıplarından endişe ediliyor.İHH’nın da yoğun biçimde insani yardım çalışmaları yürüttüğü Afrika ülkeleri yeni bir açlık krizi ile karşı karşıya.Bu yıl mevsimlerin beklenenden daha kurak geçmesi sebebiyle Kenya, Somali ve Etiyopya’da açlık yaşanacağı bildirildi. Bölgedeki kaynaklar, yağışların ürün miktarını etkilediğini bu sebeple yağış olmamasının doğrudan tarımsal üretimi vurduğunu hatırlatıyorlar. Afrika’da ortalama 40 milyon insan kronik açlık yaşıyor. Yine çoğunluğu Afrika ülkelerinde olmak üzere her gün ortalama 20 bini aşkın insan açlık ve buna bağlı hastalıklar sebebiyle yaşamını kaybediyor.


Hiç kuşkusuz çağımızın en büyük belalarından biri de açlık ve yoksulluk. Resmi rakamlara göre bugün, dünyanın üçte ikisi aç. Yani 6 milyar küsur insandan yaklaşık 4 milyarı açlık ve yoksulluğun pençesinde. Bu nedenle bugünkü içler acısı tabloyu sizlere görsel olarak yansıtmak istedik. Unutmayın dünya bizi bekliyor...
Tüm canlıların rızkını veren yüce ALLAH mutlaka bu kadar aç insanlarada yetecek rızık yaratmıştır. Ancak zalim toplumlar mazlumların haklarını ellerine geçirerek bu kadar insanların aç kalmasına sebep olmuşlardır. Sömürü düzenine dayalı kapitalist ülkelerin dünya insanlığına yaptıkları zulmün örnekleri meydanda iken bu ülkeler bu azınlık toplumlar insanlıktan nasiplenmemişler. İnsan haklarından nasıl bahsede biliyorlar. Doğa gereği hayvanlar aleminde birinin yaşaması için diğerinin ölmesi gerekir düşüncesiylemi, enselerini kalınlaştırıp pis göbeklerini şişirmek için bu insanların açlıktan öldürülmesimi gerekiyor. Acınacak bir durum . Bir ilim erbabından duymuştum o cümleyi sizinle paylaşmak istiyorum ; " ZALİMİN ZULMÜ, MAZLUMUN YÜZÜNDENDİR " demişti. Evet mazlum konumundaki zulme uğrayan toplumlar zülme boyun eğmeden zalimin karşısında dik durmaya, karşı koymaya çalışsalar bu kadar zulum görülmez diye düşünüyorum. Yani herkesin zulme karşı koyması gerekir. Bilhassa biz Müslümanlara büyük görevler düşmektedir. Bu aç insanlardan elbetteki bizlerede pay düşmektedir bu bilinçle mücadele veren kullarından Eylesin!.. ALLAH tüm insalığa yardım etsin .AMİN...

seva
11-30-2008, 22:51
Taahhüd-ü Rabbânî hakikattir; rızıksızlık yüzünden ölenler yoktur. Çünkü o Hakîm-i Zülcelâl, zîhayatın bedenine gönderdiği rızkın bir kısmını ihtiyat için şahm ve içyağı suretinde iddihar eder. Hattâ bedenin her hücresine gönderdiği rızkın bir kısmını, yine o hücrenin bir köşesinde iddihar eder; istikbalde, hariçten rızık gelmediği zaman sarf edilmek üzere bir ihtiyat zahîresi hükmünde bulundurur. İşte, bu iddihar edilmiş ihtiyat rızık bitmeden evvel ölüyorlar. Demek o ölmek rızıksızlıktan değildir. Belki sû-i ihtiyardan tevellüt eden bir âdet ve o sû-i ihtiyardan ve âdetin terkinden neş’et eden bir marazla ölüyorlar.
Evet, zîhayatın bedeninde şahm suretinde iddihar edilen rızk-ı fıtrî, hadd-i vasat olarak kırk gün mükemmelen devam eder. Hattâ bir marazın veya bir istiğrak-ı ruhanî neticesinde iki kırkı geçer. Hattâ bir adam, şedit bir inat yüzünden, Londra mahpushanesinde yetmiş gün, sıhhat ve selâmetle, hiçbir şey yemeden hayatı devam ettiğini on üç (şimdi otuz dokuz) sene evvel gazeteler yazmışlar.
Madem kırk günden yetmiş seksen güne kadar rızk-ı fıtrî devam ediyor. Ve madem Rezzak ismi, gayet geniş bir surette rû-yi zeminde cilvesi görünüyor. Ve madem hiç ümit edilmediği bir tarzda, memeden ve odundan rızıklar akıyor, başgösteriyor. Eğer pür-şer beşer sû-i ihtiyarıyla müdahale edip karışmazsa, herhalde rızk-ı fıtrî bitmeden evvel o zîhayatın imdadına o isim yetişiyor, açlıkla ölüme yol vermiyor. Öyleyse, açlıktan ölenler, eğer kırk günden evvel ölseler, kat’iyen rızıksızlıktan değildir. Belki terkü’l-âdât mine’l-mühlikât sırrıyla, sû-i ihtiyardan gelen bir âdet ve terk-i âdetten neş’et eden bir illetten, bir marazdan ileri gelmiştir. Öyleyse, açlıktan ölmek olmaz, denilebilir.
Evet, bilmüşahede görünüyor ki, rızık, iktidar ve ihtiyar ile mâkûsen mütenasiptir. Meselâ, daha dünyaya gelmeden evvel bir yavru, rahm-ı mâderde ihtiyar ve iktidardan bütün bütün mahrum olduğu bir zamanda, ağzını kımıldatacak kadar muhtaç olmayacak bir surette rızkı veriliyor.
Sonra, dünyaya geldiği vakit, iktidar ve ihtiyar yok, fakat bir derece istidadı ve bilkuvve bir hissi olduğundan, yalnız ağzını yapıştırmak kadar bir harekete ihtiyaç ile en mükemmel ve en mugaddî ve hazmı en kolay ve en lâtif bir surette ve en acip bir fıtratta, memeler musluğundan ağzına veriliyor.
Sonra, iktidar ve ihtiyara bir derece alâka peydâ ettikçe, o kolay ve güzel rızık, bir derece çocuğa karşı nazlanmaya başlar. O memeler çeşmeleri kesilir, başka yerlerden rızkı gönderilir. Fakat iktidar ve ihtiyarı rızkı takip etmeye müsait olmadığı için, Rezzâk-ı Kerîm, peder ve validesinin şefkat ve merhametlerini, iktidar ve ihtiyarına yardımcı gönderiyor.
Her ne vakit iktidar ve ihtiyar tekemmül eder; o vakit rızkı ona koşmaz ve koşturulmaz. Rızık yerinde durur, der: "Gel, beni ara ve bul ve al."
Demek rızık, iktidar ve ihtiyar ile mâkûsen mütenasiptir. Hattâ çok risalelerde beyan etmişiz ki, en ihtiyarsız ve iktidarsız hayvanlar daha iyi yaşıyorlar, daha iyi besleniyorlar. (Lemalar)

Gökmen
11-30-2008, 23:36
Üstadımızın bu yazısını sayende bir kez daha okumuş oldum ALLAH c.c senden razı olsun, fakat üstad burada şunu belirtmek iştemiştir, Yüce mevla,nın insana ve her türlü mahlukata rızkını ne incelikle verdiğini ve eşrefi mahlukatın bundan nasıl faydalandığını ve şükürsüzlük içinde olduğunu anlatmak istemiştir, sen anladığım kadarı ile her insanın rızkını veren ALLAH c.c onlarada o kadar rızık vermiş ve onlar bir sebepten dolayı bunu hak ettiği için Yüce ALLAH tarafından bu duruma düşmüşlerdir diyorsun, fakat dinimiz demezmiki komşun aç iken uyumak sana haramdır diye ve peygamber (s.a.v) efendimiz okadar varlıklı ve zengin iken neden malını mülkünü hep fakir fukaraya dağıtmış ve vefatında bir avuç hurma ve bir avuç arpası varmış. Birde konuya şu açıdan bak belkide ALLAH c.c bizi o insanlar ile imtahan ediyordur..