mavera34
08-01-2008, 10:27
Hasta adam sosyolojisi
Mahmut Toptaş
mtoptas@milligazete.com.tr
01.08.2008
Caddenin karşı tarafına dikkatle bakan birini gören üç kişi, kendi aralarında konuşurlarken birincisi "Bu adam, karşıdaki dövizci dükkânının levhasından döviz fiyatlarını okuyor" der.
İkincisi hayır karşıdaki dönerciye bakıyor" der.
Üçüncüsü Bana göre vitrini düzenleyen kadına bakıyor" der.
Aslında herkes kendisini ele verirler.
Üçü birden gerçeği adamdan öğrenmek isterler ve adama nereye baktığını sorarlar.
Adam "Gözlerim görmüyor. Hanım pazara gitti. Ben burada onu bekliyorum" der.
Rabbimiz biz mü’minler içinde: "Ey iman edenler, zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin ayıbını aramak için casusluk yapmayın..." buyurur. (Hucurat 12)
Zanlarımız, bizim yaşımız, bilgimiz, kültürümüz, görgümüzle orantılı olarak geliştirdiğimiz yalnız şahsımıza ait gönül terzimizdir.
Biz, onunla altı milyar insanı tartamayız.
Ateşi kırka çıkmış olduğu halde dişleri çat çat ederek üşüyen adam, Ağustos ayında bağırır "Çocuğun üzerine bir şey giydirin, hastalanmasın" der.
"Allah’ı kiliseye gömdük" diyen batılı ateist bilim adamları, ahiret olmadığına göre bu dünyada makam, rütbe, para, şan ve şöhret için her şey mubahtır mantığıyla hareket edip, bu mantık ve hareketlerini kanun kalıplarına döktükten sonra geliştirdikleri sosyoloji ile Müslümanları da ölçüp biçmeye başladılar.
"Müslümanlar, dünyayla bütünleşmeye başladılar. Paranın tadını aldılar. Makamın şehvetini tattılar. Daha geriye dönüş yapamazlar" diyorlar.
Bu tahlil ancak tahlili yapanın iç dünyasını ele verir.
Caddenin karşı tarafına dikkatle bakan birini gören üç kişi kendi aralarında konuşurlarken birincisi "bu adam karşıdaki dövizci dükkânının levhasından döviz fiyatlarını okuyor" der. İkincisi hayır karşıdaki dönerciye bakıyor" der. Üçüncüsü bana göre vitrini düzenleyen kadına bakıyor" der.
Aslında herkes kendisini ele verirler.
Üçü birden gerçeği adamdan öğrenmek isterler. Adam "Gözlerim görmüyor. Hanım pazara gitti. Ben burada onu bekliyorum" der.
Rabbimiz biz mü’minler içinde: "Ey iman edenler, zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin ayıbını aramak için casusluk yapmayın..." buyurur. (Hucurat 12)
Beyin yıkama konusunda en ünlü devletlerden biri olan Komünist Rusya, Cevher Dudayev’i, çocukken almış, hep yatılı okullarda eğitmiş, her hareketini denetlemiş, generalliğe kadar yükseltmiş ama sonunda O, Müslüman halkının yanında yerini almış ve zalimlere karşı mücadele verirken Çeçenistan’da şehit olmuştur.
Gül dalında gülünü koklayan bülbülün yumurtası, baykuşun altına konulsa ve civciv olarak viranede gözlerini açsa, ilk gördüğü gülün dalına uçacaktır o bülbül yavrusu.
Hasta adam sosyolojisiyle Müslümanları yorumlayanlar yanılıyorlar.
Biz de aynı yanlışa düşmeyelim.
Kendi zanlarımızı ölçü kabul ederek altı milyar insanı o kalıp içine giren ve girmeyenler diye ayırmayalım.
Altı milyarı yaratanın ölçüsü daha geniş, daha müsamahakâr, daha uygun, daha ölçülüdür.
O ölçü de Kur’an-ı Kerim’dir.
Mahmut Toptaş
mtoptas@milligazete.com.tr
01.08.2008
Caddenin karşı tarafına dikkatle bakan birini gören üç kişi, kendi aralarında konuşurlarken birincisi "Bu adam, karşıdaki dövizci dükkânının levhasından döviz fiyatlarını okuyor" der.
İkincisi hayır karşıdaki dönerciye bakıyor" der.
Üçüncüsü Bana göre vitrini düzenleyen kadına bakıyor" der.
Aslında herkes kendisini ele verirler.
Üçü birden gerçeği adamdan öğrenmek isterler ve adama nereye baktığını sorarlar.
Adam "Gözlerim görmüyor. Hanım pazara gitti. Ben burada onu bekliyorum" der.
Rabbimiz biz mü’minler içinde: "Ey iman edenler, zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin ayıbını aramak için casusluk yapmayın..." buyurur. (Hucurat 12)
Zanlarımız, bizim yaşımız, bilgimiz, kültürümüz, görgümüzle orantılı olarak geliştirdiğimiz yalnız şahsımıza ait gönül terzimizdir.
Biz, onunla altı milyar insanı tartamayız.
Ateşi kırka çıkmış olduğu halde dişleri çat çat ederek üşüyen adam, Ağustos ayında bağırır "Çocuğun üzerine bir şey giydirin, hastalanmasın" der.
"Allah’ı kiliseye gömdük" diyen batılı ateist bilim adamları, ahiret olmadığına göre bu dünyada makam, rütbe, para, şan ve şöhret için her şey mubahtır mantığıyla hareket edip, bu mantık ve hareketlerini kanun kalıplarına döktükten sonra geliştirdikleri sosyoloji ile Müslümanları da ölçüp biçmeye başladılar.
"Müslümanlar, dünyayla bütünleşmeye başladılar. Paranın tadını aldılar. Makamın şehvetini tattılar. Daha geriye dönüş yapamazlar" diyorlar.
Bu tahlil ancak tahlili yapanın iç dünyasını ele verir.
Caddenin karşı tarafına dikkatle bakan birini gören üç kişi kendi aralarında konuşurlarken birincisi "bu adam karşıdaki dövizci dükkânının levhasından döviz fiyatlarını okuyor" der. İkincisi hayır karşıdaki dönerciye bakıyor" der. Üçüncüsü bana göre vitrini düzenleyen kadına bakıyor" der.
Aslında herkes kendisini ele verirler.
Üçü birden gerçeği adamdan öğrenmek isterler. Adam "Gözlerim görmüyor. Hanım pazara gitti. Ben burada onu bekliyorum" der.
Rabbimiz biz mü’minler içinde: "Ey iman edenler, zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin ayıbını aramak için casusluk yapmayın..." buyurur. (Hucurat 12)
Beyin yıkama konusunda en ünlü devletlerden biri olan Komünist Rusya, Cevher Dudayev’i, çocukken almış, hep yatılı okullarda eğitmiş, her hareketini denetlemiş, generalliğe kadar yükseltmiş ama sonunda O, Müslüman halkının yanında yerini almış ve zalimlere karşı mücadele verirken Çeçenistan’da şehit olmuştur.
Gül dalında gülünü koklayan bülbülün yumurtası, baykuşun altına konulsa ve civciv olarak viranede gözlerini açsa, ilk gördüğü gülün dalına uçacaktır o bülbül yavrusu.
Hasta adam sosyolojisiyle Müslümanları yorumlayanlar yanılıyorlar.
Biz de aynı yanlışa düşmeyelim.
Kendi zanlarımızı ölçü kabul ederek altı milyar insanı o kalıp içine giren ve girmeyenler diye ayırmayalım.
Altı milyarı yaratanın ölçüsü daha geniş, daha müsamahakâr, daha uygun, daha ölçülüdür.
O ölçü de Kur’an-ı Kerim’dir.