Sukût-u_Hayal
03-11-2008, 20:04
Süleyman Demirel yine konuşmuş... Her konuştuğunda da melon şapkasından bir veya birkaç tavşan çıkarıyor!..
Eko Enerji dergisine verdiği bir röportajda; Sayın Demirel baş örtüsüne bir hayli kulplar takmış. Ona göre, “Baş örtüsüne öyle masum, ne olacak canım işte özgürlük istiyor...” cinsinden basit bir mesele olarak bakılamazmış. Ya neymiş? Baş örtüsü başka ülkelerde şeriat isteyen örgütlerin bir simgesi, aracı imiş...
Dikkat ediniz, Sayın Demirel burada işi biraz mugalataya sarıyor. “Başka ülkelerde...” diyerek, hem bizde hem de başka ülkelerde bu meselenin çok tartışıldığını ve toplumun baş örtüsüne karşı olanlar ve olmayanlar diye ikiye bölündüğünü ileri sürüyor. “Hatta evler bölünmüştür... Aileler bölünmüştür...” diyor.
Demirel’in bu sözlerini okuyanlar, (Acaba biz başka ülkede mi yaşıyoruz?) diye düşünmeden edemezler. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı, bunca yaş ve tecrübesiyle bile bile tezada düşerek, gerçekleri ters yüz ediyor!.. Acaba hâlâ kime şirin gözükmeye çalışıyor?
O Demirel ki, bir zamanlar; “Bu ülkede insanlar ne kadar hür olmalıdır?..” şeklinde meydanlarda sorduğu soruya, yine kendisi cevap veriyordu: “Olabildiği kadar hür olmalıdır... Olabildiği kadar!” Ama şimdi aynı kişi, insanların başını örtme hürriyetini bile çok görüyor!..
Ağzı olan konuşuyor canım...
Eski politikacılar, emekli askerler ve bilhassa emekli başsavcılar...
Vural Savaş; “Küreselleşmenin asıl hedefinin Kemalizm’i yıkmak olduğu...” şeklinde bir teori geliştirmiş. Diyor ki: “AK Parti’yi destekleyenler aslında PKK’yı destekliyor...” Akla ziyan şeyler bunlar... Savaş’ın birlikte bir siyasi parti de kurduğu (Partinin adı neydi acaba?!); diğer iki emekliden biri olan Yekta Güngör Özden ise ağzını iyice bozmuş!.. Siyasî görüşünü beğenmediği insanlara, sokak ağzı ile âdeta sövüyor. “Üslûb-i beyan aynıyla insandır...” derler.
Özden ve Savaş’ın ortaklarından olan üçüncü emekli, Osman Özbek Paşa da; iyiden iyiye işi komplo teorilerine dökmüş... Ona göre AK Parti’yi Amerika kurdurtmuş. Zaten “Büyük Orta Doğu Projesi”nin, Türkiye ayağı da; tamı tamına bu imiş... Daha 1998 yılında, yani 28 Şubat Döneminde; bu bilgi, şimdiki Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki tarafından kendisine aktarılmış. Ve o dönemde Abdullah Gül ileTayyip Erdoğan, defalarca kendisinden bir saatlik randevu istemişler ama o; asla ve kat’a görüşmeyi kabul etmemiş... Şu işe bakınız!..
Gül ve Erdoğan, başka görüşecek kimse bulamamış mı?..
İsmail Kapan / TÜRKİYE
Eko Enerji dergisine verdiği bir röportajda; Sayın Demirel baş örtüsüne bir hayli kulplar takmış. Ona göre, “Baş örtüsüne öyle masum, ne olacak canım işte özgürlük istiyor...” cinsinden basit bir mesele olarak bakılamazmış. Ya neymiş? Baş örtüsü başka ülkelerde şeriat isteyen örgütlerin bir simgesi, aracı imiş...
Dikkat ediniz, Sayın Demirel burada işi biraz mugalataya sarıyor. “Başka ülkelerde...” diyerek, hem bizde hem de başka ülkelerde bu meselenin çok tartışıldığını ve toplumun baş örtüsüne karşı olanlar ve olmayanlar diye ikiye bölündüğünü ileri sürüyor. “Hatta evler bölünmüştür... Aileler bölünmüştür...” diyor.
Demirel’in bu sözlerini okuyanlar, (Acaba biz başka ülkede mi yaşıyoruz?) diye düşünmeden edemezler. Dokuzuncu Cumhurbaşkanı, bunca yaş ve tecrübesiyle bile bile tezada düşerek, gerçekleri ters yüz ediyor!.. Acaba hâlâ kime şirin gözükmeye çalışıyor?
O Demirel ki, bir zamanlar; “Bu ülkede insanlar ne kadar hür olmalıdır?..” şeklinde meydanlarda sorduğu soruya, yine kendisi cevap veriyordu: “Olabildiği kadar hür olmalıdır... Olabildiği kadar!” Ama şimdi aynı kişi, insanların başını örtme hürriyetini bile çok görüyor!..
Ağzı olan konuşuyor canım...
Eski politikacılar, emekli askerler ve bilhassa emekli başsavcılar...
Vural Savaş; “Küreselleşmenin asıl hedefinin Kemalizm’i yıkmak olduğu...” şeklinde bir teori geliştirmiş. Diyor ki: “AK Parti’yi destekleyenler aslında PKK’yı destekliyor...” Akla ziyan şeyler bunlar... Savaş’ın birlikte bir siyasi parti de kurduğu (Partinin adı neydi acaba?!); diğer iki emekliden biri olan Yekta Güngör Özden ise ağzını iyice bozmuş!.. Siyasî görüşünü beğenmediği insanlara, sokak ağzı ile âdeta sövüyor. “Üslûb-i beyan aynıyla insandır...” derler.
Özden ve Savaş’ın ortaklarından olan üçüncü emekli, Osman Özbek Paşa da; iyiden iyiye işi komplo teorilerine dökmüş... Ona göre AK Parti’yi Amerika kurdurtmuş. Zaten “Büyük Orta Doğu Projesi”nin, Türkiye ayağı da; tamı tamına bu imiş... Daha 1998 yılında, yani 28 Şubat Döneminde; bu bilgi, şimdiki Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki tarafından kendisine aktarılmış. Ve o dönemde Abdullah Gül ileTayyip Erdoğan, defalarca kendisinden bir saatlik randevu istemişler ama o; asla ve kat’a görüşmeyi kabul etmemiş... Şu işe bakınız!..
Gül ve Erdoğan, başka görüşecek kimse bulamamış mı?..
İsmail Kapan / TÜRKİYE