AKP'nin Sağlıkta Dönüşüm Programı adıyla yürürlüğe soktuğu uygulamalar, sağlık hakkını tamamen piyasaya havale ediyor.
soL (HABER MERKEZİ) AKP'nin Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın sonuçları, Tıp Kurumu'nun hazırladığı raporla, somut olarak görülebilir hale geldi. Özel hastanelere ilişkin düzenlenen rapora göre, sistemin yüzde 28'ini kapsayan özel sağlık kuruluşlarına ayrılan kaynak, AKP iktidarının altı yılında, 14 kat arttı. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 2002 yılında 0.4 milyar YTL olan özel hastane ödemeleri, 2007 yılında 2.35 milyar YTL'ye yükseldi ve bu yıl sonunda da 5.5 milyar YTL'yi bulması bekleniyor.
Özel hastanelere yapılan ödemedeki artışın AKP hükümetinin Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın kaçınılmaz bir sonucu olduğunun, özel hastanelere ayrılan kaynağın sağlık harcamaları toplamının yüzde 20'sini geçtiğinin belirtildiği raporda, "Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sağlık harcamaları içinde, özel hastane harcamaları, ilaç harcamaları gibi başat bir konuma yükseldi" ifadesi yer alıyor.
Özel hastane sayısı artıyor
Tıp Kurumu'nun raporu, AKP döneminde sağlığın nasıl ticarileştiğini, paralı hale getirildiğini ortaya koyuyor. Raporda, özel hastanelerin sayısının da AKP döneminde hızla artış gösterdiğine değinilerek, Türkiye'de 2007 yılında toplam 1.276 hastane bulunduğu ve özel hastanelerin tüm hastaneler içindeki oranının yüzde 28.5 olduğu söyleniyor. Özel hastanelerin ülkedeki dağılımına da yer verilerek, İstanbul'un Türkiye'nin toplam nüfusunun yüzde 17.8'inin oluşturmasına rağmen, bu kentteki özel hastane sayısının ülkedeki toplam hastane sayısının yüzde 38'ine, özel hastane yatak sayısının ise yaklaşık yüzde 44'lük bir orana ulaştığı kaydediliyor.
Arap sermayesinin büyük ilgisi
Tıp Kurumu raporunda, özel hastaneler arasında Arap sermayesinin artışına da değiniliyor. "Ethem Sancak/Muharrem Usta ortaklığındaki Medikal Park Grubu hastanelerinin yanı sıra, Medicana hastanelerinde de hızlı bir büyüme göze çarpıyor. Acıbadem Sağlık Grubu'nun da Arap sermayeli Abraaj Capital tarafından satın alınması dikkat çekici" saptaması yapılan raporda, Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın bugün geldiği noktada sürdürülebilmesinin güç olduğu vurgulanarak, "dengelerin sağlanabilmesi için yurttaşların temel bir hak olan sağlık hakkını aşama aşama yitirmesi söz konusu. Tıpkı ABD'de olduğu gibi, müşteri ilişkileri çerçevesinde sağlık hizmetlerinin bireyin parası ölçüsünde satın alındığı, yani metalaştırıldığı bir küresel piyasalaştırma operasyonu adım adım gerçekleştiriliyor" deniliyor.

http://haber.sol.org.tr/thumbnail.php?file=saglik_994290291.jpg&size=article_medium AKP iktidarında, hastaneler ticari kuruluştan, hastalar müşteriden ibaret

Ticarete donusturulmekle ne ilgisi var.

Eski zamanlari hatirlatirim.

E azindan simdi ozel hastanelerde dahi ssk avantaji var.

Eskiden oyle miyd?

Bu insanlar ne nankor yahu.

AKP nizin saglık reformunu okursan ne oldugunu anlarsın arkadaşım


AKP’nin Sağlık Bakanı Recep Akdağ, özel hastanelerin hastalardan yüksek ücret talep ettiğinden şikayet etti. Bakana göre, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun özel hastanelere hasta adına ödediği rakamın çok üstünde tarifeler uygulanıyor, aradaki farkı hastalar ödüyor.
Kamuoyunu sürekli yanıltmakla ünlenen Sağlık Bakanı bu kez doğru söylüyor. Özel hastaneler, hem devletten hem hastadan para alıyor, kasalarını bir güzel dolduruyorlar.
Oysa AKP’nin büyük sağlık reformu ne vaat ediyordu? Vatandaş yanına karnesini alacak, istediği hastaneye gidip muayene olacaktı. Ondan sonrası biraz karışıktı ama AKP halka bu hizmet karşılığında herhangi bir ücret ödenmeyeceği yalanını bir güzel yutturdu.
İşin kokusu kısa süre içerisinde çıktı. Özel hastaneler, AKP’nin hazırladığı yasanın öngördüğü gibi Sosyal Güvenlik Kurumu’nun belirlediği tarifenin üç katına kadar ücret belirliyor ve bunu hastadan tahsil ediyorlardı. “Hani ben hiç para ödemeyecektim” diye soran vatandaşlar ise haciz tehdidi ile karşılaşıyorlardı.
Bunda şaşacak bir şey yoktu. Adı üzerinde “özel” hastane! “Özel” çıkarlar için kurulmuş, para kazanacak, başkalarının hastalığı sayesinde kâr edecek. Devletten alacak, halktan alacak, kasayı dolduracak!
Şimdi Bakan Akdağ, hastalardan astronomik paralar alındığını söyleyerek yeni bir düzenleme yapacaklarını ileri sürüyor. Yani hükümet bu soygunu belli kurallara bağlayacak. Bakan “hasta katkı payı ödeyebilir” diyor. Zaten her türlü kazığı “katkı payı” diye yutturmuyorlar mı? Yine öyle olacak, vatandaş “katkı payı” adı altında hastane patrolarının ceplerini dolduracak.
Bu nasıl saçmalıktır? Özel hastanelere verilen teşviklerin onda biriyle devlet hastanelerine, üniversite hastanelerine, yaygın ve koruyucu sağlık hizmetlerine gereken kaynağı temin etmek mümkündür! İnsanlar tedavi veya muayene olurken herhangi bir ücret ödemese daha iyi olmaz mı?
Elbette olur ama tüccar kafalı AKP hükümeti için bir avuç azınlığın kâr etmesi toplumun çıkarlarından her zaman daha üstün olduğundan, tam tersi yapılır.
Gösterişli özel hastanelerde hastalara türlü tuzaklar kurulur, gereksiz testler yapılır, yok yere ilaç satılır, devlet soyulur, vatandaş soyulur, toplum daha da sağlıksız hale gelir.
Ama ne yazık ki, bütün bu olup bitenler, sağlık reformu adı verilen sahtekarlığı kuyrukta beklemeden muayene olmak sanan milyonlarca insanın AKP hükümetine verdiği destek sayesinde gerçekleşiyor. “Sağlığın ticareti olur mu” dediğimizde burun kıvıranlar, hastanelerde karşılarına yüklü faturalar çıkarıldığında öfkeleniyorlar ama ne çare!
Genel seçimler öncesinde “sürüden ayrılma zamanı” diye uyarmış

ya bu kendini insan sanan mahlukatı banlayın yoksa millet bunun mesajlarıyla boşuna oyalanır

eski çarpık sistemi özleyenler var galiba, saatlerce kuyrukta bekleyipte alel acele 1 dakikayı geçmeyeen uyduruk muayeneyi ve ssk eczanesinde varsa ilacı almak içinde (varsa diyorum çünkü çoğu zaman yazılan ilaçlar pahalıysa ssk eczanelerinde bulunmazdı ) saatlerce beklenilirdi . şimdi en yakın bir sağlık birine başvurmak yeterli. tabiki bazı eksikler var , ama böyle biir önyargılı ve kasıtlı saçmalıkları kendine sakla VATANDAŞ X

şuan devlet hastaneleri 5 yıldızlı otelgibi özel hastanelerde olman sistemler var internetten randevu var ne daha Allahtan belanımı istiyosun.özel hastanelere gelince en fazla %30 alabiliyorlar daha ne istiyosun sen cezalı üyesin neden ceza aldığını şimdi tahmin edebiliyorum bay hydrodynamic :)
sizin profilinzdeki resme bakarak hangi konuları savunduğunuz anlaşıyo sanırım.

ya bu kendini insan sanan mahlukatı banlayın yoksa millet bunun mesajlarıyla boşuna oyalanır

arkadaşım konuşurken sözlerine dikkat et istersen.Yoksa kayanın altında kalırsın.Bu arada komunist demişsin eger akp karşıtı partiler komunistse ben komunistliyimle gurur duyarım.Bende sana şöle sesleniyim.RTE Yalakası

arkadaşım konuşurken sözlerine dikkat et istersen.Yoksa kayanın altında kalırsın.Bu arada komunist demişsin eger akp karşıtı partiler komunistse ben komunistliyimle gurur duyarım.Bende sana şöle sesleniyim.RTE Yalakası
Peki sizce ne yapılmalıydı? Beğenmediğiniz uygulamalar için sizin fikirleriniz varmı? Ak Parti'nin yapmış olduğu sağlık dönüşümü programında yanlış olanların yerine sizin doğru olucağına inandığınız uygulamalar nelerdir


(Tartışmayı kişiselleştirmek doğru değil. Bunu sadece sizin için değil arkadaşlarımız içinde söylüyorum. )

Arkadaş belgelerini toplamış, gelmiş... Kimi özelleştirmelerden, kimi zamlardan, kimi de bu sağlık reformlarından dem vurup AKP'yi karalama mücadelesindeler...

Öncelikle söylemeliyim ki bu türden vakalarla mücadele etmenin yolu onları sizin deyiminizle "banlamak" ama Türkçesiyle yasaklamak değildir. Mücadele kafada,kalemde olmalı...

Gelelim şu "sağlık sorunumuza"...

Şimdi hiç gerek yok reformları okumaya, değerlendirmeye filan. Bir vatandaş olarak hastalandığımızda önce ne hissediyorduk, şimdi ne hissediyoruz; ona bakmak lazım. Zira, vatandaş belgeden anlamaz; ama aldığı hizmetin kalitesinden, gördüğü muamele tarzından çok iyi anlar...

SSK'ların kaldırılıp SSK'lıların da Devlet Hastanelerinde muayene olmasını mümkün kılan hükümet AKP Hükümetidir. SSK'lı bir vatandaş hastalandığında artık sabah 05.00'da kalkıp SSK'ya gidip akşama kadar sıra beklemiyor ve bu yüzden de "AKP'den Allah razı olsun" diyor. Bunu kimse inkar edemez. Ederse "teneke muhalif" olur.

Özel Hastanelerin teşvik edilmesi de yeni bir uygulama. Birçok özel hastane memura, emekliye, işçiye devletten aldığı ödeme sayesinde ücretsiz bakıyor. Özel hastanelerdeki imkanlar ve muamele çok daha gelişmiş olduğundan vatandaş da özeli tercih ediyor haliyle ve bu vatandaş yine rahmet okuyor AKP'ye. Sizin anlattığınız o sağlık reformundaki bozukluklar inanın vatandaşın umrunda bile değil...

Sonra ilaç fiyatları...Çok büyük bir indirime gidildi fiyatlarda. En azından cart vergisi curt vergisi kaldırıldı. Vatandaşın gördüğü de bu; sizin sunduğunuz belgeler değil...

Ve son olarak bir yorum:

Eğer sizin iddialarınız gerçek dışı ise AKP iktidarına daha da güçlenerek devam edecektir.

Yok doğru ise ve doğrudan insanları etkiliyorsa vatandaş AK Parti'nin de biletini kesecektir. DSP, DYP, ANAP gibi gömülmez denen partileri nasıl gömdüyse sandığa, AK Parti'yi de gömecektir... Bu konuda kimsenin şüphesi olmasın.

Velhasıl, bu belgelere değil, samimi düşüncelere ihtiyacı var insanların...

yahu akp li arkadaşlar sizler neden tahammülsüzsünüz adam ne güzel konu açmış herkes görüşünü bildirsin

tamam daha önçe sağlık reformu deyip yaptılar bir şeyler ama bu reform büyük kara delik oluşturunca vazgeçtiler şimdi yeni bir uygulama getirdiler bir de bu denensin bakalım ne olacak ama olmaz hiç ihtiyacı olmayan insanlar şu anda yeşil kart kullanıyor

yahu akp li arkadaşlar sizler neden tahammülsüzsünüz adam ne güzel konu açmış herkes görüşünü bildirsin
Tahammülsüz? Hemde biz ???. Arkadaşım Forum muhalif kaynıyor. Hepside fikirlerini belirtiyor. Haketmiyende ceza almıyor. Halada tahammülsüzüz pes....

arkadaşım konuşurken sözlerine dikkat et istersen.Yoksa kayanın altında kalırsın.Bu arada komunist demişsin eger akp karşıtı partiler komunistse ben komunistliyimle gurur duyarım.Bende sana şöle sesleniyim.RTE Yalakası


pc başında konuşmak kolay dimi sözlerine sadece gülüyorum mahluk:smiley1146:

böyle insanların bir birine hakaret etmesi yakışmıyor

ewet yakışmıyo ama ne yapmamı bekliyodun

insanları bırakın fikirlerini acıklasın sende ilave et veya sen fikrini acıkla o ilave etsin başka türlü hiç bir zaman kendimizi ve karşıyı anlayamayız

adam akp bütün ülkeyi sattı diyo böyle fükir mi olur madem rte sevmiyor onun başkanı oldugu partinin sitesinde ne işi var

kardeşim bu site ülkeyi yöneten bir partinin sitesi niye öyle diyorsun bazı şikayet ve görüşlerini bildiremezmi

yalan dolanla şikayet bildirilmez

yahu bak sana bir şey soracağım cevap ver kişi başına milli gelir bir akşamda 5850 dolardan 8800 dolara yükseldi neymiş hesaplama şekli değişmiş yahu bu memlekette askeri üçret 500 ytl nasıl 8800 dolar kişi başı olur

AKP iktidarının 6 senede ülkeyi ekonomide getirdiği nokta;
Neticesinde; tüketerek ve borçlanarak büyüyen Hormonlu bir Ekonomidir.

Cari Açık Rekor Üstüne Rekor Kırıyor

2008 Ocak-Mayıs döneminde; 2007 yılının aynı dönemine göre ihracat %40.4 artarak 57.018 milyon dolar, ithalat ise %36.9 artarak 86.303 milyon dolar gerçekleşmiştir. Açık %30.5 olmuş, tutarı 29.285 milyon dolardır.
Kısacası: 2007’de 47 milyon dolar olan Dış ticaret açığı 2008 yılı sonunda en iyimser tahminle 65 milyon doları geçecektir. Bu oran son 25 yılın rekoru olup, AKP iktidarı sayesinde kırılmıştır.

Sıcak Para ile Büyümenin sonu geldi

AKP iktidarı yabancı paraya yüksek faiz uygulaması ile döviz kurlarını “yapay” olarak düşük tutmaktadır. Bu nedenle küresel sermayenin “Atık” malları ülkemizde pazar bulmakta, yerli işletmeler bir bir iflas etmektedir. Ödeme güçlüğüne düşen şirketlerimiz yabancı şirketlerce alınmakta, sanayimiz ve bankalarımız hızla yabancılaşmaktadır. Bu sektördeki payları %50’lerin üstündedir.

Borç Batağındayız

2002 yılında 222 milyon dolar borcumuz, AKP iktidarı ile birlikte 2008 yılı sonunda 500 milyon doları aşacağı bilinmektedir. AKP, çarkı borçla döndürmektedir. Geldiğimiz noktada 4 kuşak sonramız ipotek altında.

Açlık ve Yoksulluk hat safhada

İstatistiklere göre nüfusumuzun 10.9 milyonu açlık sınırının, 52.3 milyonu ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. AKP iktidarı 8 milyon aileye kömür dağıtarak, gıda yardımı yaparak bu işi çözemez. Millete verilmesi gereken sosyal güvencesi olan iş ve aş imkanıdır. AKP bu noktada sınıfta kalmıştır.
İnşaat sektörü dibe vurmuş, tarım sektörü kademeli olarak bitirilmekte, özelleştirme rayından çıkmış, milletin algısınca “PEŞKEŞLEME”dir.

Dış borçlar 2006’da yüzde 21 artışla 206,5 milyar dolara çıktı. 2006’da özel sektör borçları yüzde 40’a yakın arttı ve toplamdaki payı yüzde 58’e yaklaştı. Özel sektör dış borçlanması herkesi endişelendiriyor

Türkiye’nin kamu-özel dış borç yükünün azalmadığı, özellikle özel sektör ayağında ürkütücü bir artış olduğu, 2006 dış borç verileri Hazine’ce yayımlanınca ortaya çıkmış bulunuyor. Dış borç stoku 2005 sonunda 170,5 milyar dolar iken 2006 sonunda 206,5 milyar dolara çıkmış görünüyor. Bu, 2006’da borç stokuna 36 milyar dolarlık yükün eklenmesi, yüzde 21’lik artış demektir. Bu artış bir yılda gerçekleştirilen astronomik bir artıştır aynı zamanda. Artışta etkili olan da özel sektörün yüzde 40’a yaklaşan dış borçlanmasıdır. Özel sektörün 206,5 milyar dolarlık dış borç toplamındaki payı da yüzde 57,5’a ulaşmış bulunuyor böylece.
Dış borç stokunun AKP döneminde azalmadığı, 2002’de 130 milyar dolar iken 2006’nın sonunda 206,5 milyar dolara çıktığı görülüyor. Bu, dış borç stokunun yüzde 59 artması demektir.

Netleşen dış borç tablosunu yeniden masaya yatırdığımızda şunları görüyoruz:
Kamunun dış borç stoku azalmamış, büyümesi yavaşlamıştır. 2006’da kamu dış borç yükü yüzde 2.1 artarak 69,5 milyar dolara çıkmıştır..

http://www.sendika.org/resimler/sonmez-2007-04-16.jpg

Kamunun AKP döneminde dış borç stoku azalmamış, 64 milyar dolardan 69,6 milyar dolara çıkmıştır. Bu, azalma değil artışta yavaşlamadır ve doğaldır, çünkü bu dönemde kamu dış borç almayı gerektirecek icraatta olmamıştır, Bir kere büyümeye katkısı olmamıştır. Borcu borçla kapatmayı hedef almış, bütçede faiz dışı harcama hedeflerini gerçekleştirmek için sürekli kamuya kemer sıktırmış, borç ödemiştir.
Nedir kemer sıkmalar? Memurlara düşük maaş ödemiş, yeni kamu personeli almamıştır. Sosyal devleti askıya alıp sosyal harcama yapmamış, toplumu kötü kamu hizmetine maruz bırakmış, kamu varlıklarını yok bahasına özelleştirmiş ve bunlarla faiz ödemesi yapmış, dolayısıyla yeni borçlanma yerine sosyal devlet olmaktan vazgeçerek kamunun borçlanmasını yavaşlatmıştır. Yine de kamu borç stokunu 6 milyar dolar artırmaktan geri kalmamıştır. Ama, daha önemlisi özel sektörün dış borç yüküdür ve Erdoğan, bu borçtan bana ne diyemez, çünkü bir kriz anında bu borçlar özel sektörce ödenemezse, fatura kamunun önüne konulacaktır, nitekim 2001 yılında bu yapılmıştır.

Gelelim toplam dış borç stokunda özel sektörün kartopu gibi büyüyen borç yüküne..

Reel sektör borçları

Türkiye ekonomisinin 2006 da yaşananlarla birlikte kırılganlığını en çok artıran bu kez , finans kesimi değil, reel kesim oldu. Türkiye'nin dış borcunda son yıllarda baş gösteren "özelleşme", 2006'da iyice belirginlik kazandı ve yeni bir sıcak para krizinin yaşandığı Mayıs-Haziran döneminde bile azalmadı . Türkiye'nin dış borç stoku 2001 yılından sonraki dönemde yüzde 82,7 büyüyerek 2006 sonunda 206,5 milyar dolara kadar yükseldi. Bu dönemde özel sektörün borcunda ise yüzde 182'lik büyüme yaşandı. 2001 yılı sonunda 43.1 milyar dolar olan özel sektörün (bankalar+şirketler) toplam dış borç stoku 2006 sonunda 121.2 milyar dolara çıktı.

Özel sektör dış borcunun 73 milyar dolarlık kısmı şirketler kesimine, 48 milyar doları ise bankalara ait bulunuyor. Özel sektörün dış borçlanmasındaki artış yüzünden Türkiye'nin dış borçlarının GSMH'ye oranı yeniden kritik sınır olan yüzde 50'nin üzerine çıktı.

Bankalar dış borçlanmada önceleri ihtiyatlı giderken, 2006’nın son çeyreğinde borçlanmayı artırmış görünüyorlar.Şirketlerin ise dış borçlanma iştahı azalmamış görünüyor. Özellikle yüksek büyüme yaşanan son 3 yılda, özel sektörün hızla dışarıdan borçlandığı,Tüpraş, Erdemir gibi özelleştirmelerin de dış borçlanma ile gerçekleştiği dikkati çekiyordu. Dolayısıyla, büyümenin sıcak para girişinin yanı sıra, dışarıdan sağlanan kısa ve orta-uzun vadeli kredilerle gerçekleştirildiği söylenebilir.

Özellikle şirketlerin önemli kur risklerine rağmen borçlanmalarında "ucuz kur, yüksek faiz" politikası önemli bir rol oynuyor. IMF destekli politikaların etkisiyle kura baskı yapılacağına güvenen şirketler, dışarıdan borçlanarak içerideki yüksek faiz yükünden de kurtulmuş görünüyorlar. Nitekim, şirketlerin 2002 sonrası dışarıdan yaptıkları borçlanmalar sayesinde faiz giderlerini azalttıkları görülüyor.

En büyük 500 sanayi şirketinin, net katma değerinin kar-faiz-ücret arasındaki dağılımına bakıldığında da , ucuz dövizle borçlanmanın şirketlerin faiz giderini azalttığı görülebiliyor. Faizlerin zirvede olduğu kriz yılı 2001'de net katma değerlerinin yüzde 48.2'sini faize ayırmak zorunda kalan şirketlerin, dışarıdan borçlanmalar sayesinde bu payı 2005'te yüzde 8'e kadar azaltıp, bu sayede faiz giderlerini düşürüp karlarını artırabildikleri görülüyor.

Özel banka ve şirketlerin dış borçlanmada paylarının kısa sürede yüzde 58’e yaklaşması , bu kesimin "ucuz kur" lobiciliği yapmasını da beraberinde getiriyor.
Özetle, 2006’da da dış borç stoku azaltılamamış, hatta yüzde 52 oranında büyültülmüş ve çok önemli bir kırılganlığa katlanılmıştır. Şimdi bu borç yükünün baskısı altındadır Hükümet. Bu kırılganlığın altında düşük kur politikasından vazgeçilememekte, sıcak paraya fahiş faizler ödenmeye devam edilmekte, ucuz döviz ülke ekonomisini içten çökertmekte, hızla uydulaştırmakta, küçük ve orta işletmeler çökmekte, tarım iyice çözülmekte, kentlerde 5 milyon işsize her gün yeni işsizler eklenmektedir.

Bu durumun hesabı verilmelidir.

bakın işte arkadaşımız bütün rakamlarla açıklamış ve bunlar yalansa yalan deyin ama hemen adama ters cevap vermeyin onun yazdıklarına sizinde bir cevabınız mutlaka vardır

sn ıyrodinamik bensize komünis demedimki sen öyle anlamışsan bu senin sorunun benim söylemek istediklerim eskiden bazılarının enerji bakanı iken neler olduğunu bilmeyen yok heralde sende bunu gayet iyi biliyorsun dimi sayın ıyrodynamic
bide zisin istediğiniz kişeler şuan iktidar olsaydı defalarca develasyon geçirirdik heralde.
yani söyliyecek çok şey var mesela arabası olmayan yok neredeyse sadece bizim insanlarımız lüks yaşam istiyo askeri ücret 1500 ytl olsa bile sizin gibiler çıkar hikayeler anlatır biz hen iyi yaşam hemde dinimize saygı istiyoruz anlıyomusun DİN?

arkadaşım olayı evirdin çevrdin din meselesine getirdin.Kendi Şahsi görüşüm şu ben baş örtüsünün üniversitelerde ve devlet kurumlarında olmasını istemeyelerden birisiyim.Ama konumuz bu degil.Ben geçen sene chp ye sandıkta güvenip oy kullandım ama keşke kullanmaz olsaydım dedim.Çünki bana göre her partinin kesi n karıştıgı yolsuzluk yada daha başka şeyleri seçimden sonra gün geçtikçe ortya çıktı.şu son çankaya başkanını yaptgı telefon konuşmaları falan ice suyunu çıkardılar.Ben önmzdeki seçimlerde şahsen ya oy kullanmıcam yada yen, kurulan komutanın partisini araştıryorum biraz.Demem şu ki her parti sütten çıkma degil

heh arkadaşım şimdi oldu tamam her partide herşey güllük gülistanlık değil ama en iyi (benim görüşüm) akp.
bide neden karşıtsın baş örtüsüne senin büyüklerin başörtüsü takmıyomu?
Allah emretmiyomu ?
neden insanlar müslüman olmayan ülkelerde rahat bişekilde başörtülü okuya biliyoda türkiyede neden okuyamıyo türkiyede yaşamak suçmu?

arkadaşım.ben çok hocalar olsun izledigim kuran ile ilgili belgeseller olssun kuran ın bir emri olmadıı bunun aşırı dinci kesimin baskılarının oldugunu izledim.ha bu dogrumu bilmem.diger mesele ise türbanı içeri aldınızdiyelim kısa br süre sonra üniv. de kapalıların baskıları ile orada baskı rejimi dogucak buda olayları feci sonuçlandırır

senin izlediğin hoca ya zekeriya beyazdır yada yaşar nuri :)

arkadaşım şaka bi yanada yanlış bişey yazdım kusura bakma hoca izledim derken izleme yok kendi üniv. den ilahiyatçı hocanın tekiylecsohbet esnasında konu denk geldi sordumda böle anlattı dogru yanlış orasını bilemem

ama arkadaşım sen niye diyanete sormuyosun bak M.A.Ersoy nedemiş

BACIMIN ÖRTÜSÜ BATMIŞ ZALİMİN GÖZÜNE
BİLLAH ACIRIM TÜKÜRÜĞE TÜKÜRSEM YÜZÜNE
MEDENİ OLMAK AÇMAKSA BEDENİ
DESENİZE HAYVANLAR BİZDEN DAHA MEDENİ.

mehmet akif in kendi görüşüdür yapıcak bişey yok.

Başörtüsünün Kur'an'ın emri oluğ olmadığı kimi niye ilgilendiriyor ki?

Bırakın takan taksın, takmayan takmasın...

Yok emri değilmiş de şuymuş da buymuş da...

Ayrıca hydrodinamic, sen Sosyalizm nedir gerçekten biliyor musun yoksa spor olsun diye mi Deniz Gezmiş var avatarında?

deniz gezmiş in amerikan uşagı olmayan ve herkezinde bende dahi görüşü savunuum.chenin avatarını koydum.agır geldi size gezmiiş koydum agır geldi tayyibin avatarınıda koyucak halim yok

Ne münasebet!

Ben Che'ye de Gezmiş'e de büyük saygı duyuyorum. Ama senin söylediklerin ile Gezmiş, Che Guevera hayranlığın çok çelişiyor. Sosyalist birinin başörtüsüne karşı çıkması, Sivil Anayasa'ya karşı olması hiçbir şekilde açıklanamaz...

ben sadece baş örtüsüne karşı oluşumu söledim.Ama akp nin hazırladıgı ve bir türlü millete yutturamadıgı anayasaya kesinlikle karşı çıkarım

Sakıncası yoksa yaşını öğrenebilir miyim Hydrodinamic?

profilde görülmekte

Evet, görülmekteymiş profilde; ben bakmadım oraya, teşekkürler...

tamam daha önçe sağlık reformu deyip yaptılar bir şeyler ama bu reform büyük kara delik oluşturunca vazgeçtiler şimdi yeni bir uygulama getirdiler bir de bu denensin bakalım ne olacak ama olmaz hiç ihtiyacı olmayan insanlar şu anda yeşil kart kullanıyor
:yehoo:sen bunca yapılan işlerden bunca hizmetten bunumu anlıyorsun YAZIKKKKKKKKK
:cheesy:

Bu sıpagettiler neden bu forumda bu kadar rahat laf edebiliyorlar?
Ben CHP'nin, MHP'nin sitelerinde "helal olsun hükümete" dediğim anda mesajımı siliyorlar ve banlıyorlar! Burası öyle değil güya tölarans tanınıyor tanımıyacaksın sana tanımıyana sen hiç bişi tanımıyacaksın!