dildade
08-30-2007, 01:48
Akrep sahip olduğu üstün algılama sistemi sayesinde, avının yaydığı titreşim ve rayleigh dalgalarını kullanarak onun yerini kolaylıkla belirler. Üstün donanımlı bilgisayarlarla karşılaştırabilecek bu sistem Allah ' ın benzersiz yaratma sanatının delillerinden yalnızca bir tanesidir. Akrep sahip olduğu üstün algılama sistemi sayesinde, avının yaydığı titreşim ve rayleigh dalgalarını kullanarak onun yerini kolaylıkla belirler. Üstün donanımlı bilgisayarlarla karşılaştırabilecek bu sistem Allah ' ın benzersiz yaratma sanatının delillerinden yalnızca bir tanesidir. Allah ' ın sanatını görmenin bir akıl işi olduğu Kuran ' da şöyle bildirilmektedir: İşte bu örnekler; Biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl erdirmez. ( Ankebut Suresi, 43) Çölde yaşayan kum akrepleri, küçük hayvanlar için en tehlikeli düşmanlardandır. Bu akrep türünün gözleri hemen hemen hiç görmez. Buna rağmen geceleri avlarının yerini büyük bir ustalıkla belirleyebilirler. Peki bu şaşırtıcı olay nasıl gerçekleşir? Bu durum, akrebin 8 ayağında da bulunan yarık biçimindeki mükemmel algılayıcılarla ilgilidir. Bu algılayıcılar, milimetrenin milyonda birinden daha küçük titreşimlere yol açan hareketleri bile belirleyebilecek kadar hassastırlar. Bu algılama sistemi tıpkı bir bilgisayar ağı gibi işler. Merkezi bilgisayar, gelen verilere göre dalgaların kaynağını ve mesafesini tespit eder, ardından da yapılması gerekeni ağdaki tüm bilgisayarlara bildirir. Akrebin yakınlarında bir yere bir kelebeğin konduğunu düşünelim. Yere konan kelebek, zeminde iki tip titreşim dalgası oluşturur. Birincisi, saniyede 150 metre hızla ilerleyen hacim dalgalarıdır. İkincisi ise, yüzeye paralel olarak saniyede 50 metre hızla yayılan rayleigh denilen dalgalardır. Ava olan mesafe, bu iki dalganın akrebe ulaşma süreleri arasındaki farktan belirlenir. Avın ne kadar uzakta olduğunu bilmek elbette tam bir tespit anlamına gelmez. Bu nedenle hedefin hangi yönde olduğunun bilinmesi de şarttır. Akrebin bacakları yaklaşık 5 santim çapında bir daire üzerinde yere basar. Dolayısıyla avın yaydığı rayleigh dalgasının akrebin ava en yakın bacağına ulaşmasıyla, en uzaktaki algılayıcıya varması arasında 5 milisaniye (saniyenin iki yüzde biri) kadar bir fark olur. Algılayıcılardan biri, rayleigh dalgasını belirlediğinde, sinir hücreleri akrebin sinir sistemi merkezine bir sinyal yollar. Bu uyarıcı sinyal, karşı taraftaki üç ayaktan gecikmiş olarak gelen dalgaları algılayan sinire de ulaştırılır. Ancak bu üç bacaktan gelen sinyaller bastırılır ve bu nedenle de sinir sistemi merkezine anında ulaştırılmaz. Böylece her defasında erken gelen sinyale kaynak oluşturan ayak ile diğer taraftaki üç ayağın konumu değerlendirmeye alınır. Bu konumsal değerlendirmeyle dalganın kaynağının yönü belirlenir. Eğer uyarıcı sinyal ile baskılanan sinyallerin ayaktaki algılayıcılara ulaşması arasındaki fark saniyenin beş yüzde biri kadarsa, sinir sistemi merkezi her iki sinyali de gecikmesiz olarak aynı anda algılar. Bu ise akrep için, harekete geç ve saldırı için mükemmel tasarlanmış silahlarını kullan anlamına gelen bir komut gibidir. Ayaklardan gelen sinyalleri işlemden geçiren 8 sinir hücresi adeta bir komite gibi toplanıp, her defasında avın yönünü ortak bir kararla belirlemektedir. Bu belirleme nasıl gerçekleşir? Bunun için sinir hücreleri biraraya gelip bir durum değerlendirmesi mi yaparlar? Aralarında kararlar alıp sonuca mı ulaşırlar? (Harun Yahya, Doğadaki Mühendislik) Kuşkusuz bu mümkün değildir. Sinir hücreleri yalnızca protein, yağ ve sudan oluşan mikroskobik uzantılardır. Bir akla, şuura, muhakeme yeteneğine sahip değildirler. Bu mekanizma milyonlarca yıldan beri, yaşamış her akrepte aynıdır. Evrimcilerin iddia ettikleri gibi, tesadüfen zaman içinde gelişmiş veya sonradan eklenmiş değildir. Eskiden yaşayan akreplerde daha ilkel, günümüz akreplerinde ise daha kompleks bir algı mekanizması yoktur. Günümüzde var olan sistem, bundan binlerce yıl önce yaşamış olan akreplerdekilerle aynı kompleksliktedir. Bunun nedeni, akrebi de sahip olduğu mekanizmayı da yaratanın üstün ilim sahibi tek bir Yaratıcı olmasıdır. Bu mükemmel tasarımların mimarı, herşeyi kusursuz yaratan Allah ' tır. Burada çok önemli bir noktayı hatırlatmak yerinde olacaktır: Akrep için sahip olduğu özellik, yaşamını devam ettirmek için yalnızca bir vesiledir. Bu sistemin kompleks yapısını, mucizeviliğini görebilen tek varlık ise insandır. İnsan ancak bu gerçekleri fark edebildiği zaman kendisine verilen mesajı anlayabilir ve kendisini Yaratana yönelebilir. Ancak kendi kibrine kapılıp bütün bu mucizelerden yüz çevirirse, o zaman şuursuzluk içinde yaşamını devam ettirmekten başka bir seçeneği yoktur. Zehirli mızrak Akreplerin bazen insanı bile öldürecek derecede kuvvetli olan zehirleri, vücutlarının arka tarafında bulunan mızrakları vasıtasıyla düşmanlara aktarılır. Güçlü zırh Vücudunu bir zırh gibi saran kabuğu, akrebi yalnız düşmanlarından değil, radyasyondan bile koruyacak kadar dirençlidir. İnsan vücudunun radyasyona direnci 600 rads dolayındadır. Oysa akreplerde bu direnç 40-150 bin radsa kadar yükselir. Beyin Akrep başından kuyruğuna kadar uzanan 15 sinir düğümünden oluşan bir beyin yapısına sahiptir. Beynin bu yapısı hayvanın süratli karar alması, refleksleri ve gerekli emirlerin organlara ulaştırılması için büyük bir avantaj sağlar. Ciğerler Akreplerin karınlarında 8 adet nefes deliği bulunur. Bunlardan sadece biri açık olsa bile akrep hiç zorlanmadan nefes almaya devam eder. Güçlü ciğerleri sayesinde 2 gün suyun altında rahatlıkla kalabilir. Ayaklar Ayaklarındaki alıcılar hayvanın her türlü hareketi, sesi ve titreşimi algılamasını sağlamaktadır. Bu alıcılar o kadar hassastır ki, akrep, yakınındaki bir canlının kumda neden olduğu titreşimleri, saniyenin binde biri kadar bir sürede algılayabilir. Kıskaçlar Akrebin kıskaçlarının görevi, kurbanlarını iğnesiyle sokmadan önce etkisiz hale getirmektir. Ayrıca kıskaçlar vasıtasıyla kumu kazıp yer altına gizlenebilirler. Karın bölgesi Dişi akrebin karnı tarak adı verilen çok duyarlı organlarla kaplıdır. Bunlarla toprağın sertlik düzeyini tespit eder ve yumurtaları bırakmak için en uygun yeri belirler.
Mercek s.11/Mayıs 2002
Mercek s.11/Mayıs 2002