fatih kısaparmak balon baskılı balon Allah iyi midir, kötü müdür-Ertuğrul Özkök - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Allah iyi midir, kötü müdür-Ertuğrul Özkök


Berika
06-05-2008, 11:18
Allah iyi midir, kötü müdür


1996 yılında silahlı bir kişi, İskoçya’da bir okula girerek 16 öğrenciyi öldürdü.

Eski İngiliz Başbakanı Tony Blair, bu haberi öğrendiği sırada yanında, uzun yıllardan beri basın danışmanlığını yapan Alastair Campbell bulunuyordu.

Campbell, Blair’e dönerek, biraz da provokatif üslupla şunu söyledi:

"Senin Tanrı’n nasıl böyle bir şey yapabilir?"

Blair, basın danışmanına şu cevabı verdi:

"Bir insanın böyle bir şey yapması, Tanrı’nın kötü olduğu anlamına gelmez."

Blair’in bu sözleri söylemesinden 11 yıl sonra, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir kitap yayımlanacak ve adı şu olacaktı:

"Tanrı iyi değildir..."

Aynı günlerde bir başka kitap daha çıkacaktı:

"Tanrı yanılsaması..."

Ve her ikisi de en çok satan kitaplar listesinde üst sıralara kadar çıkacaktı.

* * *

Tony Blair, 10 yıl boyunca dünyanın en agresif seküler ülkelerinden biri olan İngiltere’nin başbakanlığını yaptı.

Sol tandanslı İşçi Partisi hükümetinin başbakanıydı.

Ama çok dindar bir insandı.

Başbakanlığı döneminin sonunda, Protestanlığı bırakıp Katolikliğe geçecek kadar kuvvetli bir inancı vardı.

Ama dindarlığını, başbakanlık görevini sürdürdüğü yıllarda pek fark etmedik.

Geçen hafta, Time Dergisi onun "inanç" anlayışını kapak konusu olarak işledi.

Orada ilginç şeyler okudum.

Mesela, başbakanlığı sırasında dış gezisi pazar gününe rastlarsa, yanındaki görevlilerden kendisine mutlaka bir kilise bulmasını istermiş.

Ama bunun kesin bir gizlilikle yapılmasını temin edermiş.

Bugüne kadar, kimse onun bir dış ülkede pazar ayinine gittiğini görmemiş.

Şunu merak ediyorum:

Acaba görevi sırasında karısı hep boynunda haçla mı geziyordu?

Bakanlarını, eşi veya kendisi boynuna haç takan insanlardan mı seçerdi?

* * *

Kuvvetli bir Katolik inanca sahip Tony Blair, hayatının bundan sonraki kısmını çok önemli bir misyona vakfedeceğini açıkladı.

Dünyanın önde gelen 6 inancını, ortak bir küresel eylemde birleştirmek.

Bu dinler, İslamiyet, Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm, Hinduizm ve Sih dinleri olacak.

Dikkat edin, bu bildiğimiz, klasik "medeniyetler çatışmasını" önlemeye yönelik bir girişim değil.

Dinleri, insanlığın temel bazı sorunları konusunda birlikte eyleme geçirmek fikrine dayanıyor.

İlk olarak da her yıl 850 bin çocuğun ölümüne yol açan malaryanın önlenmesi için ortak eyleme başlanacak.

Blair, dinlerin ortak eyleminin, çok güçlü bir global hümanizme götüreceğine inanıyor.

Ben bu fikri ilk defa, ocak ayında Davos toplantısında bir oturumda, Rick Warren adlı bir konuşmacıdan dinlemiş ve yazmıştım.

Onun "Saddleback Church" adlı kitabı bana çok ilginç gelmişti.

Time Dergisi’nden öğreniyorum ki, Tony Blair, Rick Warren’la birlikte çalışacakmış.

* * *

Aynı dergiden ilginç başka bir ayrıntı daha öğreniyorum.

Blair, U2’nun solisti Bono’ya bir Kuran hediye etmiş ve "İslam’ı anlamak için geceleri Kuran okuyorum" demiş.

Blair şuna inanıyor:

Önümüzdeki yıllarda inanç, insanların hayatında çok önemli rol oynamaya devam edecek.

Dolayısıyla, dünya sorunlarını çözmeye aday herkes, inancı anlamaya çalışmalıdır.

Ama bildiğimiz başka bir şey daha var.

Bugün tek tanrılı üç dinin her birinin başında büyük bir problem var.

Yahudiliğin başı Siyonizm’le dertte.

Hıristiyanlık, Evanjelik bir köktendinciliğin genişleyen etkisiyle mücadele ediyor.

Müslümanlık ise artık terörle eşanlamlı hale gelen bir köktendinciliğe karşı sesini bir türlü yükseltemiyor.

Yani her üç din de, aşırılarını bir türlü bertaraf edemiyor.

Çünkü her üç din de, görünmez bir "korku imparatorluğu" yaratmış durumda.

* * *

1996 yılında, 16 öğrencinin öldürüldüğü güne ve o sohbete dönüyorum.

Tanrı mı kötüdür?..

Yoksa insanlar, özellikle de siyasetçiler mi "Tanrı" fikrini kötü hale getirmiştir?

Lekelemiştir?

Artık bu soruyu daha cesaretle sorma zamanı geldi.

Benim fikrim şu:

Ne Allah, ne Tanrı kötüdür.

Onu insanlar kötü hale getirmiştir.

Dolayısıyla Allah’ı ve Tanrı’yı, kötü insanların elinden kurtarıp inancın temiz dünyasına iade etmeliyiz.

İnananların da inanmayanların da, Müslümanların da Hıristiyan ve Yahudilerin de yapması gereken budur.

Müntesip
06-05-2008, 12:17
Aslında aklı başında hiç kimse ALLAH(c.c)'ı başkalarının kötü fiiliyatlarıyla kendi kafasında şekillendiremez.Aklı başında olmayanlar ise gerek imanı tam olmadıgından gerekse inanmak istemediğinden ALLAH(c.c)'ı kötü görür.İslam'ın (hatta bozulmadan önce tüm kitapların ) getirileri toplum refahını en üst seviyeye ulaştıracak bir sistematiği tesis ediyor.Ancak bunu ancak okuyanlar bilir.
Dini faaliyetlerrde cemaatlerin cok önemi vardır,namaz tek başına kılınabilmesine rağmen namazı cemaatle kılmanın sevabı 27 kat fazladır.Burada amaç insanı şeytanla başbaşa kalıpta yanlış düşüncelere gitmesinin önüne engeller koymaktır.
Ertugrul bey, sanırm inceden Başbakanımız'a mesajlar yolluyor sanırım,sen niye açıktan ibadet yapıyorsun,haç ile başörtüsünü de benzeştirmiş aklı sıra ! Bu yazıların asıl amacı dini toplum hayatından cıkarıp sadece kişilerin kendi küçük dünyalarına(evlerine) takılı kalmasını sağlamaktan başka birşey degil sanıyorum.Tabi hergün gazetesinde çıkan yalan haberlere aldırış etmeden topluma yol göstermeye calışıyor zavallı Özkök.
Özet olarak söylemek istediği de sanırım,genelde münafıkların kullandığı ,"ALLAH (c.c;) ile kulun arasına girmeyin ! " tabiri olsa gerek.

tayyipleyiz
06-05-2008, 12:51
İkilem içinde bulunanların, zihin bulanıklığının tazahürleri başlığa bile yansımış. Yansıyan bulanık bir suda balık avlama sanatının icrası gibi görünüyor.

İkilemin hedef kitlesi de okuyucularının bilinçaltı olsa gerek. İnce nüanslarla genetik kodlama yapar gibi 25. kare hedeflenmiş. İmani konuların en ufak bir şüpheye gark olamayacağını bilen bu zihniyetin, haksız hedefi yine körpe dimağlar olmasa iyi olur. en azından temennimiz o yönde olsun.

Teslimiyetin tezahürü, kayıtsız şartsız iman etmektir. Bu da gayrısını kaldırmayacak, sorgulanası olmayanları kabullenmek gibi bir ön şartın altına tabiri caiz ise imza atmaktır. Sığ zihinlerinizle berrak dünyamızı bulandırmamanız, duamız olsun.


Paylaşım için minnet olsun.

Gönülden
06-05-2008, 12:54
Blair danışmanına kendisine sorulan soru gereği yanıt vermiş..ancak Ertuğrul Özkök'ün bunu gündeme taşıması hiçte mahsumane değildir...kendince olaya hak verip baçka yerlere gönderme yapacak.....hani art niyeti olmasa diyeceğim o Gazetenizin durumu ne....
Yapılan bir hatayı İslama mal etmek gibi karalama gibi...yayın anlayışınızın sergilediği tavır ile yorumunuz arasında samimiyet yok...
Kendiniz ve gazetenizde halklar üzerinde dini kullanarak farklı emeller peşinde koşan bir zihniyete gebesiniz...
Ayrıca başlıkla, hiç dini bilgisi olmayan insanlarında aklında soru işareti takmak amacıda yatıyor..
Çevremizde insanların yaptığı hatayı haşa Allah'a mal etmeye çalışan zatlar var...bu haberlede gayesiz gençliğin beyninde birazdaha soru işareti uyandırma gayreti var..zaten okuma kültüründen uzak gençliğin okuduğu safsata gazetelerle amaçsız hale getiriliyor..
Özkök önce kendini bir özeleştiriden geçirsin
Paylaşım için teşekkürler

Muhabbet-eri
06-05-2008, 13:05
iyimidir kötümüdürü düşünmüyorum bile nedemek bunları düşünmek bile kafa bulandırır


hz allah herseyi çok iyi bilendir kalpler ancak onun elindedir

nar
06-05-2008, 13:14
"Bugüne kadar, kimse onun bir dış ülkede pazar ayinine gittiğini görmemiş.
Şunu merak ediyorum:
Acaba görevi sırasında karısı hep boynunda haçla mı geziyordu?
Bakanlarını, eşi veya kendisi boynuna haç takan insanlardan mı seçerdi?"

Bu kısmı sahibine iletmek adına 65 satır fazladan yazılan yazı. Yazının sonunda "Din de bizim olsun; Allah da bizim olsun" cümlesini de bekliyordum ki fena halde yanılttı...

Eşref
06-05-2008, 13:28
Sevgili arkadaşlarım gerekli cevabı çok güzel vermiş. + Teşekkür ediyorum hepinize. Yalnız eklemek istediğim birşey var. Blair'ın ülkesinde hiç kimse onu adım adım takip edip, ibadet ettiğinde "Vay! İbadet ediyor. Laiklik elden gitti" demiyor. Yani inanç özgürlüğü var. Kimse kimsenin ibadetiyle ilgilenmiyor. Sadece yaptıklarıyla ilgileniyor. Sayın Özkök; Blair hakkındaki "gizlilik" düşüncenizin sebebi sakın bu olmasın?

Son olarak. Yorum yaptık ama sanmayın ki bu yazı için değer. Bu yazının tek bir özelliği varsa, onu da Yalçın kardeşimiz açıklamış;



Başlığın bile rahatsızlığı sizi rahatsız etmiyor iken dini motifleri , alengirli ve cancanlı süsleme sanatı ile bezeyip halkın hislerine tercüman olma hatta toplum mühendisliğine bürünmeyi kendine misyon edinen bir kişi adanmış olsa gerek ama neye ,Senin kötü diye algıladığın her şeyin altında ön yargıların bir kalesi durduğu sürece , bütün bu teslimiyeti anlamakta güçlük cekmekten kurtulamayacaktır.
1