CeVHeR
02-19-2008, 14:18
Son tartışmalarla birlikte, artık herkes açık açık ifade ediyor; “Başörtü yasağının koyucusu, Anayasa Mahkemesi’dir.”
“Ne var, yeni mi öğrendin bunu?” diye tepki vermeyin hemen..
Hukuk devletinin alfabesine aykırı bu durum da, onun için hatırlatmak ihtiyacı hissettim.
Soru şu: “Mahkemelerin, yasak koyma yetkileri var mıdır?”
Soruyu biraz daha açalım.. örneğin bir mahkeme; sigaranın yasak olmadığı bir sistemde, vereceği bir karar ile sigara yasağı koyabilir mi?
örneğin, Anayasa’daki sağlık konusundaki genel hükümlerden hareket ederek, sonuçta “Sigara kullanmak, Anayasa’da düzenlenen sağlık ile ilgili düzenlemelere aykırı olduğundan, içilmesi mümkün değildir.” şeklinde bir karar alabilir mi?
Veya; içki kullanımı ile ilgili olarak, şu veya bu isimli alkollü içecek, kanunlarda açıkça yasaklanmadığı halde, Anayasa Mahkemesi vereceği bir karar ile bunlara yasak koyabilir mi?
Yahut; Anayasa’daki bazı düzenlemeler gerekçe gösterilerek, “mini etek yasaktır” diye bir karar verilebilir mi?
Konuya, ‘Anayasa Mahkemesi zaten böyle bir karar vermez ki’ mantığı ile yaklaşmayınız. Sorularımı teorik olarak düşünün..
“Türban takmak yasaktır” diye bir kanun olmadığı halde, üstüne üstlük “kılık kıyafet serbesttir” şeklinde bir düzenleme olmasına rağmen, Anayasa Mahkemesi “Türban yasaktır” diyorsa/diyebiliyorsa ve bu kararın tüm resmi kurumları bağladığı iddia ediliyorsa, aynı mahkemenin başka neler yapabileceği konusunda küçük bir fikir jimnastiği yapıyoruz işte!
Tamamen teorik planda!
Anayasa Mahkemesi’nin yapısı/üyelerin görüşleri, böyle bir karar vermeye elverişlidir/değildir meselesi, ayrı bir tartışma konusu.
Bugün yapı müsait olmayabilir, ama yarın şartlar elverebilir. Dolayısı ile, konuyu Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ile değil, Anayasa Mahkemesi’nin “karar verebilme yetkisi” ile ilgili olarak tartışmak gerekir..
Mahkeme’nin yetkisi var ise; yarın yapı müsait olursa, içki, sigara ve mini etek konularında da benzer yasaklar konulabilir demektir..
“Nasıl olsa Anayasa Mahkemesi içkinin yasak olduğuna yönelik bir karar vermez. ‘Mini etek yasak’ demezler. Dolayısı ile soruya ‘Evet, Anayasa Mahkemesi tüm bunları yapabilir’ diye cevap verelim” şeklindeki uyanıklık, konunun temeli ile ilgili tartışmadan sıyrılmayı sağlayamaz!
Hiç kimse, ideolojik menfaati için hukuku katletmemeli...
Bugün “başörtü yasağı”nı mazur göstermek için “Anayasa Mahkemesi yasak koyabilir” derseniz, yarın o mahkemenin yapısı değiştiğinde, “mini eteğe yasak” gelirse, ona da karşı çıkamazsınız!
Oysa sorun çok sıradan ve basit bir sorundur.
“Yasama, yargı, yürütme” ayrımı olan her ülkede, kural koyma yetkisi, yasama organınındır. Yargı organının, yeni bir kural koyma yetkisi yoktur.
Başörtü yasağını savunanların, herhangi bir kanun göstermeden, Anayasa Mahkemesi’nn kararını ortaya koyarak kendilerini haklı çıkartma gayretleri, tam bir iflas mantığıdır.
Hatta yargı organının yeni bir kural koyma şeklindeki suçunu örtbas edip, yasağı kaldırmak için yapılacak yasal değişiklikleri bile önlemeye kalkışanlar ve “Yargı organlarının verdikleri kararları etkisiz bırakma amaçlı hileli işlemlere kimse tevessül etmemelidir” diyenler; önce yargı organının, o kararı hangi yetki ile aldığını izah etmelidirler.
Başörtü yasağına yönelikAnayasa Mahkemesi kararının, Anayasa değişikliği ile etkisiz bırakılmak istendiğini, ancak bu çabaların boşa çıkacağını ileri sürenler, öncelikle yargı organının hileli işlemlerine karşı çıkmalıdırlar.
Başörtünün yasak olup olmayacağını düzenleme yetkisi, madem ki genel kurallar çerçevesinde yasama organınındır; yargı organı, hileli işlemlerle, bu yetkiyi gasbetmemeliydi..
Bugün yaşanan karmaşanın temelinde, bu yetki gasbı yatmaktadır.
Bence kesin çözüm de, bu yetki gasbını önleyici yasal değişikliklerde aranmalıdır!
Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 19/02/2008
“Ne var, yeni mi öğrendin bunu?” diye tepki vermeyin hemen..
Hukuk devletinin alfabesine aykırı bu durum da, onun için hatırlatmak ihtiyacı hissettim.
Soru şu: “Mahkemelerin, yasak koyma yetkileri var mıdır?”
Soruyu biraz daha açalım.. örneğin bir mahkeme; sigaranın yasak olmadığı bir sistemde, vereceği bir karar ile sigara yasağı koyabilir mi?
örneğin, Anayasa’daki sağlık konusundaki genel hükümlerden hareket ederek, sonuçta “Sigara kullanmak, Anayasa’da düzenlenen sağlık ile ilgili düzenlemelere aykırı olduğundan, içilmesi mümkün değildir.” şeklinde bir karar alabilir mi?
Veya; içki kullanımı ile ilgili olarak, şu veya bu isimli alkollü içecek, kanunlarda açıkça yasaklanmadığı halde, Anayasa Mahkemesi vereceği bir karar ile bunlara yasak koyabilir mi?
Yahut; Anayasa’daki bazı düzenlemeler gerekçe gösterilerek, “mini etek yasaktır” diye bir karar verilebilir mi?
Konuya, ‘Anayasa Mahkemesi zaten böyle bir karar vermez ki’ mantığı ile yaklaşmayınız. Sorularımı teorik olarak düşünün..
“Türban takmak yasaktır” diye bir kanun olmadığı halde, üstüne üstlük “kılık kıyafet serbesttir” şeklinde bir düzenleme olmasına rağmen, Anayasa Mahkemesi “Türban yasaktır” diyorsa/diyebiliyorsa ve bu kararın tüm resmi kurumları bağladığı iddia ediliyorsa, aynı mahkemenin başka neler yapabileceği konusunda küçük bir fikir jimnastiği yapıyoruz işte!
Tamamen teorik planda!
Anayasa Mahkemesi’nin yapısı/üyelerin görüşleri, böyle bir karar vermeye elverişlidir/değildir meselesi, ayrı bir tartışma konusu.
Bugün yapı müsait olmayabilir, ama yarın şartlar elverebilir. Dolayısı ile, konuyu Anayasa Mahkemesi’nin yapısı ile değil, Anayasa Mahkemesi’nin “karar verebilme yetkisi” ile ilgili olarak tartışmak gerekir..
Mahkeme’nin yetkisi var ise; yarın yapı müsait olursa, içki, sigara ve mini etek konularında da benzer yasaklar konulabilir demektir..
“Nasıl olsa Anayasa Mahkemesi içkinin yasak olduğuna yönelik bir karar vermez. ‘Mini etek yasak’ demezler. Dolayısı ile soruya ‘Evet, Anayasa Mahkemesi tüm bunları yapabilir’ diye cevap verelim” şeklindeki uyanıklık, konunun temeli ile ilgili tartışmadan sıyrılmayı sağlayamaz!
Hiç kimse, ideolojik menfaati için hukuku katletmemeli...
Bugün “başörtü yasağı”nı mazur göstermek için “Anayasa Mahkemesi yasak koyabilir” derseniz, yarın o mahkemenin yapısı değiştiğinde, “mini eteğe yasak” gelirse, ona da karşı çıkamazsınız!
Oysa sorun çok sıradan ve basit bir sorundur.
“Yasama, yargı, yürütme” ayrımı olan her ülkede, kural koyma yetkisi, yasama organınındır. Yargı organının, yeni bir kural koyma yetkisi yoktur.
Başörtü yasağını savunanların, herhangi bir kanun göstermeden, Anayasa Mahkemesi’nn kararını ortaya koyarak kendilerini haklı çıkartma gayretleri, tam bir iflas mantığıdır.
Hatta yargı organının yeni bir kural koyma şeklindeki suçunu örtbas edip, yasağı kaldırmak için yapılacak yasal değişiklikleri bile önlemeye kalkışanlar ve “Yargı organlarının verdikleri kararları etkisiz bırakma amaçlı hileli işlemlere kimse tevessül etmemelidir” diyenler; önce yargı organının, o kararı hangi yetki ile aldığını izah etmelidirler.
Başörtü yasağına yönelikAnayasa Mahkemesi kararının, Anayasa değişikliği ile etkisiz bırakılmak istendiğini, ancak bu çabaların boşa çıkacağını ileri sürenler, öncelikle yargı organının hileli işlemlerine karşı çıkmalıdırlar.
Başörtünün yasak olup olmayacağını düzenleme yetkisi, madem ki genel kurallar çerçevesinde yasama organınındır; yargı organı, hileli işlemlerle, bu yetkiyi gasbetmemeliydi..
Bugün yaşanan karmaşanın temelinde, bu yetki gasbı yatmaktadır.
Bence kesin çözüm de, bu yetki gasbını önleyici yasal değişikliklerde aranmalıdır!
Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 19/02/2008