fatih kısaparmak balon baskılı balon ASIRLARDIR SÜREN MÜCADELE - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : ASIRLARDIR SÜREN MÜCADELE


Ahmet Yasin
06-11-2010, 13:01
ASIRLARDIR SÜREN MÜCADELE

Adem'in oğulları Kabil'in Habil'i öldürmesiyle başlayan kan ve şiddet, zaman içerisinde dünyaya korku salan terör örgütlerine dönüşürken, terörden en büyük zararı gören ulusların başında gelen Türklerin terörle tanışmaları 10 asır öncesine dayanıyor. Türklerin terörden zarar görmeye 11. asırda Selçuklular döneminde başladığı biliniyor. Yeryüzündeki ilk siyasi amaçlı terör hareketi olarak değerlendirilen Haşhaşiler’in, Selçuklu Devleti'nde yaklaşık 200 yıl korkuya neden olurken, düzenledikleri suikastlerle ünlü devlet adamı Nizamilmülk dahil birçok tanınmış devlet adamını katlettikleri, 13. yüzyılda Moğollar tarafından ortadan kaldırılan liderliğini Hasan Sabbah'ın yaptığı, haşhaş yiyen ve haşhaş müptelası anlamına gelen ''Haşhaşiler''in suikastlerinde hançer kullandıkları tarihi belgelerde yer alıyor.



Selçuklu döneminde terörü sistemli bir araç haline getiren Hasan Sabbah'ın bugünkü anlamda terörizmin kurucusu olduğu değerlendirmeleri de yapılıyor. Osmanlı Devleti'nde ise Ermeni çetecilerinin yarattığı terör olaylarının
binlerce insanın ölümüne neden olduğu, Ermeni çetecilerin Anadolu'da binlerce Türkü katlederken, özellikle Erzurum, Iğdır, Kars ve Van'da yaptıkları katliamların izlerinin açılan toplu mezarlarla onlarca yıl sonra ortaya çıkarıldığı görülüyor.



Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sonrası 1960'lı yıllarda başlayan sokak hareketlerinin sağ-sol çatışması ile halk arasında korku yaratırken, ortaya çıkan çeşitli terör örgütlerinin binlerce insanın ölümüne yol açtığı kaydediliyor.

ASALA’nın 1975'te ortaya çıkması ile Ermeni terörünün tekrar Türklere yöneldiği ve 1983 yılına kadar özellikle yurt dışındaki büyükelçilere ve Türk temsilciliklerine yönelik terör eylemlerinde onlarca Dışişleri mensubunun şehit olduğu müşahede ediliyor.

ETA, Hizbullah, İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA), El Kaide, Hamas, Abu Nidal, Japon Kızıl Ordusu, 17 Kasım, RAF, Kızıl Tugaylar gibi onlarca terör örgütü arasında en kanlısı PKK olarak dikkat çekiyor.



27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde kurulduğu bilinen terör örgütü PKK’nın yıllardır gerçekleştirdiği eylemlerde binlerce insanın yaşamını kaybetmesine neden olurken, özellikle Güney Doğu ve Doğu Anadolu'ya yapılan ve yapılması planlanan birçok yatırıma da zarar verdiği biliniyor.
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı ve Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, “Bazı dış güçlerin, Türkiye içinde milli birlik ve beraberliğin bozulması ve Türk topraklarının parçalanmasını hedeflediklerini” belirterek, ''1970'li yıllarda ASALA terör örgütünü kullandıklarını, şimdi ise PKK'yı kullandıklarını'' vurguluyor.
Savaş Eğilmez, “Ermeni Hınçak, Taşnak, Ramgavar çeteleri ve ASALA terör
örgütü ile PKK terör örgütlerinin yapıları ve eylemleri incelendiğinde birbirleriyle ne kadar benzeştiklerinin hatta aynı olduğunun açık bir şekilde görüldüğünü” belirtiyor. Eğilmez, ''Benzerlikler Ermeni çeteleri ile PKK'nın aynı olduğunu açık bir şekilde gösterecek kadar fazla olduğunu'' ileri sürüyor.

“Türk kamuoyunun diaspora ile ASALA ve PKK ilişkilerinin ne kadar grift olduğunu çok iyi bildiğini” kaydeden Eğilmez, şunları söylüyor: ''1880-1890 yıllarında kurulmuş olan Hınçak, Taşnak, Ramgavar hatta 1885 yılında Van'da kurulmuş olan Armeneganlar terör örgütlerinin yapı, eylem ve hedeflerinin, PKK terör örgütünün yapı, eylem ve hedefleriyle birebir örtüştüğü net bir şekilde görülmektedir. Hınçak terör örgütünün siyasi programındaki (Ermeniler, amaca ulaşmanın çaresi bir intihalle yani zorla, Türkiye'nin doğu bölgelerindeki genel asayişi altüst etmek, değiştirmek ve genel isyanla Türk hükümetine savaş açmayı, Türk hükümetinin özellikle kolluk kuvvetlerine, resmi memurlara ve sıradan halka saldırıp onları öldürmeyi amaçlamaktadır.) ifadeler ile bugünkü terör örgütünün düşünceleri aynıdır.''



“Ermeni terör örgütlerinin Avrupa'daki propaganda stratejilerinin en önemli ayağını, insan hakları başlığının oluşturduğuna da” dikkat çeken Eğilmez, ''Her türlü eşitlik ve hoşgörü içerisinde yaşadıkları topraklarda, yaptıkları terör hareketlerini, Avrupa'ya, ‘İnsan hakları çiğneniyor’, 'Türkler bize zulüm yapıyor'
diye yansıtmışlardır. Bugün de PKK aynı yöntemi kullanmaktadır'' dedi.



Devletlerin kendi vatandaşlarının güvenliği, kamu düzeni ve ulusal güvenliğin korunması konularında gösterdikleri hassasiyeti, ittifak ve dostluk ilişkileri içinde bulundukları başka devletler konusunda göstermekten kaçınmaları, ahlaki açıdan onaylanamayacağı gibi, altına imza atılan ve bağlayıcılığı kabul edilen uluslar arası belgelere de aykırı düşmektedir.

Unutmayalım ki uluslararası terörizm, bütün insanlığı tehdit eden bir musibettir. Akan kanın durdurulması ve demokratik sürecin ilerletilmesi için PKK terörünün Avrupa kamuoyu ve hükümetleri tarafından iyi değerlendirilmesi gerekmektedir. Türkiye vatandaşlarının huzuru ve güvenliği için bir tehdit olarak görülen PKK’nın, batı demokrasileri üzerinde de tehdit olmayacağını bugünden kimse söyleyemez. Bu nedenle Avrupa demokrasilerindeki kamuoyunun, sağduyulu siyasi çevreler ve terörizmle mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının, bu çağrıya kulak vermesi ve sahiplenmesi beklenmektedir.

Alıntıdır.

http://istanbul.indymedia.org/news/2007/11/222712.php