Ak_Kelebek
04-01-2008, 10:56
Aslanın evini su bastı o yıl. Ormandaki tüm hayvanlar toplandı. Evin suyunu boşalttılar. Hazır hayvanlar bir aradayken sordu aslan:
- Daha önce kimsenin evini su bastı mı?
Birçok hayvan ön ayağını havaya kaldırınca aslan anladı ki ormanda gerçekten de bir alt yapı sorunu varmış. Tavuk çalmak için sürekli köye indikleri için inşaattan en iyi anlayanlar tilkilerdi. Hemen tilki başını çağırttı ve emretti:
- 40 gün içinde ormanın tüm su yollarını yenilemeni istiyorum. Ekibini kur ve başla. Tam yetkilisin.
Tilki hemen bir ekip kurdu. Yolları kazdırdı, çukurlar eştirdi. Tam yetkiliydi. Tüm orman emrindeydi.
Çalışmalar devam ededururken bir akşam aslanın yavrusu eve gelmedi. Yavrusunu aramak için dışarı çıktı kral. Aramadığı yer kalmadı. Yavru aslan hiçbir yerde yoktu.
Ay güneşe dayanmaya yüz tutmuştu ki bir ses duydu aslan. Bir kükreme sesi. Bu yavrusunun sesiydi. Sese yaklaştı. Bir de ne görsün, yavrusu tilkinin tam yetkisini kullanıp eştirttiği derince bir çukura düşmüş, acılar içinde kıvranıyor. Hemen tilki başını çağırttı ve sordu:
- Bu çukur neden açık?
Gördüğü manzara karşısında kısa süreli bir şok yaşayan tilki,
- Su yollarını yapıyoruz ya sayın kralım! dedi.
- Tamam da şu an bu çukurda kimse çalışmıyor, neden bu çukur kapanmadı? diye sordu tilkiye.
- Eee efendim o çukurda işimiz daha bitmedi, dedi tilki.
- Peki işiniz daha bitmediyse neden çalışmıyorsunuz? diye tekrar sordu aslan.
- Gece oldu ya sayın kralım, o yüzden… diye bir savunma cümlesi kurdu tilki, başına gelebilecek karanlık senaryoyu hayal ederken.
- Gece olunca ne oluyor ki? diye imalı bir soru daha sordu aslan.
- Hava kararıyor ya sayın kralım! deyince tilki, aslan biraz daha yüksek sesle tilkiye akıl verdi:
- Ben sana tam yetki vermemiş miydim tilki efendi. Çağırsaydın ateş böceklerini, sana ışık yapsalardı!
Tilki yutkunarak başka bir mazeret üretti:
- Millet yoruldu sayın kralım!
Aslan çukurdaki yavrusunun kükremesine aldırış etmeden devam etti:
- Ben sana tam yetki vermemiş miydim? Ormanın eşeği biter mi hiç? Çağırsaydın eşekleri ve çalıştırsaydın ateş böceklerinin ışığında?
Bu sözler karşısında tüm cevapları tükenen tilki çaresiz:
- Haklısınız efendim! diyebildi tükenmiş ve ürkek sesiyle.
- Haklı olmam ne işe yarıyor tilki efendi? Benim yavrum düştü bu çukura; ama ben haklıyım he? Demek ki sen beni ciddiye almıyorsun? Çabuk çıkar yavrumu bu çukurdan?
Tilki aslanın dediğini yaptı.
- Şimdi de ateş böceklerini topla! dedi aslan.
Tilki ateş böceklerini de topladı. Aslan bir direktif daha verdi tilkiye:
- Eşekleri çağır!
Tilki eşekleri de çağırdı.
Hepsi çukurun başındaydı. Ateş böceklerinin ışığında, eşekler büyük bir ateş yaktı çukurda. Aslan tilkiyi o çukurda kızarttı ve yavrusuna yedirtti. Bu olayı göldeki balıklar da dahil duymayan kalmadı. Sonra aslan sordu:
- Kim yapmak istiyor ormanın yollarını?
Hiç kimse çıkmadı. Bunun üzerine aslan, ormanı aslanlara yaptırdı ve o günden sonra hiçbir zaman ormanı su basmadı.
Erdal Demirkıran
Haber7
- Daha önce kimsenin evini su bastı mı?
Birçok hayvan ön ayağını havaya kaldırınca aslan anladı ki ormanda gerçekten de bir alt yapı sorunu varmış. Tavuk çalmak için sürekli köye indikleri için inşaattan en iyi anlayanlar tilkilerdi. Hemen tilki başını çağırttı ve emretti:
- 40 gün içinde ormanın tüm su yollarını yenilemeni istiyorum. Ekibini kur ve başla. Tam yetkilisin.
Tilki hemen bir ekip kurdu. Yolları kazdırdı, çukurlar eştirdi. Tam yetkiliydi. Tüm orman emrindeydi.
Çalışmalar devam ededururken bir akşam aslanın yavrusu eve gelmedi. Yavrusunu aramak için dışarı çıktı kral. Aramadığı yer kalmadı. Yavru aslan hiçbir yerde yoktu.
Ay güneşe dayanmaya yüz tutmuştu ki bir ses duydu aslan. Bir kükreme sesi. Bu yavrusunun sesiydi. Sese yaklaştı. Bir de ne görsün, yavrusu tilkinin tam yetkisini kullanıp eştirttiği derince bir çukura düşmüş, acılar içinde kıvranıyor. Hemen tilki başını çağırttı ve sordu:
- Bu çukur neden açık?
Gördüğü manzara karşısında kısa süreli bir şok yaşayan tilki,
- Su yollarını yapıyoruz ya sayın kralım! dedi.
- Tamam da şu an bu çukurda kimse çalışmıyor, neden bu çukur kapanmadı? diye sordu tilkiye.
- Eee efendim o çukurda işimiz daha bitmedi, dedi tilki.
- Peki işiniz daha bitmediyse neden çalışmıyorsunuz? diye tekrar sordu aslan.
- Gece oldu ya sayın kralım, o yüzden… diye bir savunma cümlesi kurdu tilki, başına gelebilecek karanlık senaryoyu hayal ederken.
- Gece olunca ne oluyor ki? diye imalı bir soru daha sordu aslan.
- Hava kararıyor ya sayın kralım! deyince tilki, aslan biraz daha yüksek sesle tilkiye akıl verdi:
- Ben sana tam yetki vermemiş miydim tilki efendi. Çağırsaydın ateş böceklerini, sana ışık yapsalardı!
Tilki yutkunarak başka bir mazeret üretti:
- Millet yoruldu sayın kralım!
Aslan çukurdaki yavrusunun kükremesine aldırış etmeden devam etti:
- Ben sana tam yetki vermemiş miydim? Ormanın eşeği biter mi hiç? Çağırsaydın eşekleri ve çalıştırsaydın ateş böceklerinin ışığında?
Bu sözler karşısında tüm cevapları tükenen tilki çaresiz:
- Haklısınız efendim! diyebildi tükenmiş ve ürkek sesiyle.
- Haklı olmam ne işe yarıyor tilki efendi? Benim yavrum düştü bu çukura; ama ben haklıyım he? Demek ki sen beni ciddiye almıyorsun? Çabuk çıkar yavrumu bu çukurdan?
Tilki aslanın dediğini yaptı.
- Şimdi de ateş böceklerini topla! dedi aslan.
Tilki ateş böceklerini de topladı. Aslan bir direktif daha verdi tilkiye:
- Eşekleri çağır!
Tilki eşekleri de çağırdı.
Hepsi çukurun başındaydı. Ateş böceklerinin ışığında, eşekler büyük bir ateş yaktı çukurda. Aslan tilkiyi o çukurda kızarttı ve yavrusuna yedirtti. Bu olayı göldeki balıklar da dahil duymayan kalmadı. Sonra aslan sordu:
- Kim yapmak istiyor ormanın yollarını?
Hiç kimse çıkmadı. Bunun üzerine aslan, ormanı aslanlara yaptırdı ve o günden sonra hiçbir zaman ormanı su basmadı.
Erdal Demirkıran
Haber7