EZEL
06-19-2010, 07:37
http://im.haberturk.com/images/HTYazarlar/1046.gif
Yavuz Semerci
Barışa şans tanımadık!
KÜRT açılımı, demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik projesi...
Adı her neyse. Ortada açılım falan kalmadı.
Amaç neydi? Barışa şans tanımak, PKK’nın susmasını sağlamak, akan kanın önüne geçmek...
Ne oldu?
Dünden daha kanlı ve şiddetli bir süreç başladı.
Başarısızlık üzerine bir ton laf edilebilir...
Hükümetin bu konuyu siyasi bir kaldıraç olarak kullandığı üzerine nutuklar da çekilebilir. Ama öyle yapmayacağım.
Kendi adıma, iç hesaplaşmamı sizinle paylaşacağım.
Gerçekten açılıma ya da barışa ya da kanı durduracak sürece gazeteci olarak olumlu bir katkı sağladım mı?
Eğer bu 10 puanlık soru ise haneme düşen zayıf bir nottur! Hükümetin süreci tek başına başlatması, siyasi muhataplarını neredeyse es geçmesi, ana damarı Türk milliyetçiliğiyle beslenen MHP’yi dikkate bile almamasını eleştirerek vakit kaybedenlerden ötesine geçemedim.
Halbuki, gövde gösterisiyle teslim olan PKK’lıların tüm ülkede yarattığı tepkinin rüzgârıyla yelkenlerimizi şişireceğimize, “Onlar da yaptıkları hatayı anlayacak. Her
şeye rağmen barışa şans tanımak adına bunu da göz ardı edelim” diyemedim.
Sınırda binlerce Kürt vatandaşının PKK’lıları karşılamasını, sınırda mahkeme kurulmasını içine sindiremeyenler gibi davrandım.
Mahkemenin “Pişman mısın” diye sormadan, Pişmanlık Yasası’ndan faydalandırarak PKK’lıları serbest bırakması detayına takılanlara, “Kimse şehitlerimize ihanet etmiyor. Merak etmeyin” diye seslenemedim.
Bu yaklaşımı bir taviz, bir teslim oluş, şehitlere ihanet gibi gösterenlerin karşısına
dikilemedim.
Keşke, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün o günlerde yaptığı “Tarihi fırsat” ve “Güzel şeyler olacak” açıklamasına burun kıvırmasaydım. Hükümetin başlattığı açılım sürecinin konuyu demokratik yoldan çözme adına atılmış ileri bir adım fikrinin karşısında durmasaydım. Bunun yerine olumlu katkı vermeyi tercih etseydim.
Tüm bunları yapsaydım ne değişecekti? Muhtemelen hiçbir şey değişmeyecekti.
Ama barışa ve silahsız bir siyasi mücadeleye destek veren kurumları cesaretlendirecek küçücük bir kıvılcım çakabilseydim, kendimi bugün daha rahat hissederdim.
http://www.haberturk.com/yazarlar/524726-barisa-sans-tanimadik
Yavuz Semerci
Barışa şans tanımadık!
KÜRT açılımı, demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik projesi...
Adı her neyse. Ortada açılım falan kalmadı.
Amaç neydi? Barışa şans tanımak, PKK’nın susmasını sağlamak, akan kanın önüne geçmek...
Ne oldu?
Dünden daha kanlı ve şiddetli bir süreç başladı.
Başarısızlık üzerine bir ton laf edilebilir...
Hükümetin bu konuyu siyasi bir kaldıraç olarak kullandığı üzerine nutuklar da çekilebilir. Ama öyle yapmayacağım.
Kendi adıma, iç hesaplaşmamı sizinle paylaşacağım.
Gerçekten açılıma ya da barışa ya da kanı durduracak sürece gazeteci olarak olumlu bir katkı sağladım mı?
Eğer bu 10 puanlık soru ise haneme düşen zayıf bir nottur! Hükümetin süreci tek başına başlatması, siyasi muhataplarını neredeyse es geçmesi, ana damarı Türk milliyetçiliğiyle beslenen MHP’yi dikkate bile almamasını eleştirerek vakit kaybedenlerden ötesine geçemedim.
Halbuki, gövde gösterisiyle teslim olan PKK’lıların tüm ülkede yarattığı tepkinin rüzgârıyla yelkenlerimizi şişireceğimize, “Onlar da yaptıkları hatayı anlayacak. Her
şeye rağmen barışa şans tanımak adına bunu da göz ardı edelim” diyemedim.
Sınırda binlerce Kürt vatandaşının PKK’lıları karşılamasını, sınırda mahkeme kurulmasını içine sindiremeyenler gibi davrandım.
Mahkemenin “Pişman mısın” diye sormadan, Pişmanlık Yasası’ndan faydalandırarak PKK’lıları serbest bırakması detayına takılanlara, “Kimse şehitlerimize ihanet etmiyor. Merak etmeyin” diye seslenemedim.
Bu yaklaşımı bir taviz, bir teslim oluş, şehitlere ihanet gibi gösterenlerin karşısına
dikilemedim.
Keşke, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün o günlerde yaptığı “Tarihi fırsat” ve “Güzel şeyler olacak” açıklamasına burun kıvırmasaydım. Hükümetin başlattığı açılım sürecinin konuyu demokratik yoldan çözme adına atılmış ileri bir adım fikrinin karşısında durmasaydım. Bunun yerine olumlu katkı vermeyi tercih etseydim.
Tüm bunları yapsaydım ne değişecekti? Muhtemelen hiçbir şey değişmeyecekti.
Ama barışa ve silahsız bir siyasi mücadeleye destek veren kurumları cesaretlendirecek küçücük bir kıvılcım çakabilseydim, kendimi bugün daha rahat hissederdim.
http://www.haberturk.com/yazarlar/524726-barisa-sans-tanimadik