Gölge
09-03-2009, 16:49
http://www.habervaktim.com/resim/resim85428_1.jpg?t=35985793 (http://www.akpartiforum.com/haber/85428/erdogan_son_noktayi_koydu.html)
Erdoğan son noktayı koydu
Erdoğan: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bir terör örgütünü ya da teröristleri muhatap alması onlarla müzakereye oturması asla ve asla söz konusu olamaz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu ülkede bizim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bütünleşmemiz lazım, bir ve beraber olmamız lazım. Buna da kimsenin halel getirmeye hakkı yoktur'' dedi.
Erdoğan, ''Herkes etnik kimliğiyle övünsün kimse ona bir şey diyemez, dememelidir, ama tüm etnik unsurlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla övünsün'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığında düzenlenen iftar yemeğinde polislerle bir araya geldi.
Erdoğan, iftarın ardından yaptığı konuşmada, Türkiye'nin huzur ve güvenliği noktasında özverili ve önemli bir çalışma yürüten güvenlik güçlerine ülke ve millet adına şükranlarını sunduğunu belirtti.
İftara katılan Özel Harekat Daire Başkanlığı kursiyerlerine eğitim hayatları ve vazifelerinde başarı dileyen Erdoğan, Özel Harekat polisleri başta olmak üzere şehit düşen tüm güvenlik görevlerini rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.
Özel Harekat Dairesi Başkanlığının Türkiye'de milletin gurur duyduğu bir teşkilat olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Sizlerle her zaman gurur duyduğumuzu ve duyacağımızı bilmenizi isterim'' dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin arazi ve nüfus yoğunluğu itibarıyla büyük bir ülke olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Ne yazık ki yıllar boyunca çözülemeyen, hasır altı edilen, ötelenen, ertelenen birçok sorun, asayiş meselesi olarak geri döndü, Türkiye'nin uzun yıllar boyunca gündemini işgal etti. Ekonomideki atalet Türkiye'nin ekonomik büyümesini olumsuz etkilediği kadar sosyal yapıyı da ne yazık ki olumsuz etkiledi. Dış politikadaki başarısızlıklar Türkiye'nin itibarını zedelediği gibi bölgesel ve küresel ağırlığını da yıprattı. Sosyal meselelere karşı duyarsızlık, göç gibi, konut gibi, çevre gibi meselelere karşı ilgisizlik, suç olarak, terör olarak sosyal dokuyu zedelemeye başladı. Kısacası Türkiye'nin her meselesi bir yumak gibi, bir çığ gibi döndü dolaştı ve güvenlik güçlerimizi ilgilendiren bir asayiş ve güvenlik meselesi haline geldi. Biz 7 yıl önce iktidarı devralırken Türkiye'nin meselelerinin birbiriyle yakından alakalı olduğuna, birbirinin içine geçtiğine inanarak kendimize bir yol haritası çizdik ve terörle mücadeleyi demokratikleşmeden, demokratikleşmeyi ekonomiden, ekonomiyi dış politikadan, dış politikayı iç politikadan ayrı gayrı görmedik. Tüm bu alanlardaki başarıların birbirini destekleyeceğine inandık ve her birini topyekun kucaklayan bir anlayışla kollarımızı sıvadık. Türkiye'nin enerjisini, kaynaklarını tek bir alana hapsetmek yerine eşit ve adil biçimde tüm sorunlara yaydık ve son derece başarılı neticeler aldık, almaya da devam ediyoruz.''
Başbakan Erdoğan, ''yıllar boyunca demokrasi ve özgürlükle güvenliğin birbirinin zıttı, alternatifi olarak görüldüğünü'' ifade ederek, bu iki alanın alternatifi olmadığına inandıklarını vurguladı. Erdoğan, hem demokratikleşmede hem de terörle mücadelede etkin ve başarılı bir istikamet izlediklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, bu süreçte tüm güvenlik teşkilatlarının etkin ve özverili çalışmalar sürdürdüğünü dile getirerek, Türkiye'nin bugün ulaştığı seviyelerde büyük emeklerinin olduğunu söyledi.
-''BU SÜRECİN DİNAMİKLERİ TAMAMEN YERLİ''-
Başbakan Erdoğan, özel harekat polislerinin özellikle terörün yoğunlaştığı bölgelerde etkin görevler aldığını belirterek, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki fotoğrafı en iyi görebilenlerin özel harekat polisleri olduğuna inandığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Başlattığımız Milli Birlik Projesi adı altındaki demokratik açılım süreci de sizlerin bağlı olduğu İçişleri Bakanlığımızın bünyesinde, koordinatörlüğünde yürütülüyor. Terörü doğuran sebepler ve terörü bitirmeye yönelik çözüm önerileri geliştirme noktasında her birinizin engin bir birikim ve tecrübeye sahip olduğunu biliyorum. Çünkü siz damdan düşenlerdensiniz. Siz olayın sadece teorisini değil hem teoride hem pratikte yaşayanlardansınız. Zaten bunu birleştirdiğimiz an ulaşacağımız neticede daha başarılı olacağız. Sürecin güvenlik boyutu ile ilgili olarak sizlerin bilgi ve tecrübelerinden de istifade etmeye devam edeceğiz. Son 1 ay içinde bizzat ben ve arkadaşlarım defaatle vurguladık; bu süreç, terörle mücadelede yaşanan zafiyet ve aciziyetin bir sonucu değil. Hükümet ve devlet olarak terörle çok etkin ve başarılı bir mücadele yürüttük, yürütüyoruz. Eğer bugün demokratik açılım sürecini başlattıysak bunda başarılı bir şekilde yürütülen çalışmaların büyük bir etkisi var. Çok boyutlu olarak sürdürdüğümüz çalışmalar neticesinde tarihi fırsat olarak adlandırılan bir ortam oluştu. Bu sürecin dinamikleri tamamen yerli.''
-''ETNİK UNSURLAR DA TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞIYLA ÖVÜNSÜN''-
Başbakan Erdoğan, Hükümet olarak, bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçilik yapmayacaklarını belirterek yola çıktıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız. Neden? 780 bin kilometre karelik bu vatan topraklarının her bir yerini nakış nakış işleyeceğiz. Batı'da ne varsa Doğu, Güneydoğu da aynen görmeli. Orada da eğitimden, sağlığa kadar, enerjisi, yollarına varıncaya kadar her yer abat olmalı. Eğer bunu halledemiyorsak işte o zaman istismar odaklarına malzeme vermiş oluruz. Onun için meseleyi çok boyutlu ele almak zorundayız. Niçin İstanbul'un Kadıköyü, Ankara'nın Kızılayı Ağrı'nın Patnosunda aynı şekilde tecelli etmesin, orayı da niçin aynı şekilde inşa etmeyelim? Bunu yapmak bizlerin görevi değil mi? Eğer burada modern dünyanın bütün imkanları var da orada olmuyorsa o zaman siz her yeri tahrik etmiş olursunuz. İşte bugüne geldiğimizin altında bu gerçekler var. 'Etnik milliyetçilik yapmayacağız' dedik. Ben ülkemdeki 72 milyon vatan evladının her birini de aynı şekilde seviyorum. Hiç birini ayırt edemem. Var olanı yaradandan ötürü sevmek zorundayım. Benim insana bakışım budur ve bundan sonra da öyle bakacağım. Bugüne kadar da öyle baktım, ama tek şey istiyorum; bu ülkede bizim Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı'nda bütünleşmemiz lazım, bir ve beraber olmamız lazım. Buna da kimsenin halel getirmeye hakkı yoktur. Bunu başardığımızda artık çözümsüzlük diye bir şey kalır mı? Herkes etnik kimliğiyle övünsün kimse ona bir şey diyemez, dememelidir, ama tüm etnik unsurlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla övünsün.''
-''ŞEHİDİMİN BİR DAMLA KANINI 550 MİLLETVEKİLLİĞİNE DEĞİŞMEM''
Başbakan Erdoğan, ''Ben şehidimin bir damla kanını 550 milletvekilliğine değişmem. Bu işin bedeli ne olursa olsun biz bu yola çıktık ve bu yola böyle devam edeceğiz. Bu süreçten güçlü bir Türkiye olarak, zincirlerini kırmış, şaha kalkmış,atılıma geçmiş bir Türkiye olarak çıkacağız. Engellemelere, tahriklere rağmen bu süreci hayırla tamama erdireceğiz'' dedi.
''Demokratik açılım'' çalışmalarına karşı çıkanların, bir yandan da ''akan kanı durdurun'' çağrısında bulunduklarını söyleyen Erdoğan, ''İşte bizim bugün yaptığımız budur. Anneler şehit tabutları başında gözyaşı dökmesin, yürekler dağlanmasın, genç fidanlar toprağa düşmesin istiyoruz. Onun için bu çalışmaları yapıyoruz'' diye konuştu.
Konunun tarafı herkesin düşüncelerini dile getirmesini istediklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama bakıyorsunuz ki hep bu sorunu gündeme taşıyanlar ve çözümsüzlüğe çözüm getirmeyenler ne yazık ki bunun üzerinden istismar politikası üretmeye de devam ediyorlar. Hamasetle, bağırıp çağırmakla, meydan okumakla bu işler düzelseydi bugüne kadar çoktan düzelirdi.''
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MUHATAP ALINMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Başbakan Erdoğan, çözüm noktasında her kesimin sağ duyulu ve metanetle hareket etmesi gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
''Süreç içerisinde bizim sabrımızı, metanetimizi, dayanma gücümüzü sınamaya çalışanlar olabilir. Tahriklerle ya da tahrikkar açıklamalarla süreci baltalamaya çalışanlar olabilir. Biz bunlar karşısında soğuk kanlı olacağız. Sabırlı olacağız. Dayanıklı ve dirayetli olacağız. Hiç kimse kendisini şunun, ya da bunun temsilcisi, sözcüsü, hak arayıcısı gibi göstermeye kalkmasın. Bu milletin topyekun temsilcisi TBMM'dir. Milletin başka temsilcisi yoktur. Hele hele Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ya da Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bir terör örgütünü ya da teröristleri muhatap alması onlarla müzakereye oturması asla ve asla söz konusu olamaz, bunu çok açık ve net söylüyorum. Kimse bizi böyle bir yere oturtmaya da kalkmasın. Bizim muhatabımız topyekun 72 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Bunun dışında bir muhatap kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bu sorunu milletimizin arzuları, beklentileri, istekleri doğrultusunda inşallah çözüme kavuşturacağız. Bu süreçte kendisine siyasi rant elde etmeye, kendi varlığını tescil ettirmeye yönelik girişimler, istismardan öteye geçmeyecektir. Biz yola çıkarken dedik ki anneliğin ideolojisi yoktur, sağcılığı, solculuğu yoktur. Bizim bu sebeple annelerin gözyaşını dindirmekten başka bir gayemiz yok ve olmadı.''
habervaktim
Erdoğan son noktayı koydu
Erdoğan: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bir terör örgütünü ya da teröristleri muhatap alması onlarla müzakereye oturması asla ve asla söz konusu olamaz
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu ülkede bizim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bütünleşmemiz lazım, bir ve beraber olmamız lazım. Buna da kimsenin halel getirmeye hakkı yoktur'' dedi.
Erdoğan, ''Herkes etnik kimliğiyle övünsün kimse ona bir şey diyemez, dememelidir, ama tüm etnik unsurlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla övünsün'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığında düzenlenen iftar yemeğinde polislerle bir araya geldi.
Erdoğan, iftarın ardından yaptığı konuşmada, Türkiye'nin huzur ve güvenliği noktasında özverili ve önemli bir çalışma yürüten güvenlik güçlerine ülke ve millet adına şükranlarını sunduğunu belirtti.
İftara katılan Özel Harekat Daire Başkanlığı kursiyerlerine eğitim hayatları ve vazifelerinde başarı dileyen Erdoğan, Özel Harekat polisleri başta olmak üzere şehit düşen tüm güvenlik görevlerini rahmet ve minnetle andıklarını ifade etti.
Özel Harekat Dairesi Başkanlığının Türkiye'de milletin gurur duyduğu bir teşkilat olduğunu dile getiren Erdoğan, ''Sizlerle her zaman gurur duyduğumuzu ve duyacağımızı bilmenizi isterim'' dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin arazi ve nüfus yoğunluğu itibarıyla büyük bir ülke olduğunu belirterek, şunları söyledi:
''Ne yazık ki yıllar boyunca çözülemeyen, hasır altı edilen, ötelenen, ertelenen birçok sorun, asayiş meselesi olarak geri döndü, Türkiye'nin uzun yıllar boyunca gündemini işgal etti. Ekonomideki atalet Türkiye'nin ekonomik büyümesini olumsuz etkilediği kadar sosyal yapıyı da ne yazık ki olumsuz etkiledi. Dış politikadaki başarısızlıklar Türkiye'nin itibarını zedelediği gibi bölgesel ve küresel ağırlığını da yıprattı. Sosyal meselelere karşı duyarsızlık, göç gibi, konut gibi, çevre gibi meselelere karşı ilgisizlik, suç olarak, terör olarak sosyal dokuyu zedelemeye başladı. Kısacası Türkiye'nin her meselesi bir yumak gibi, bir çığ gibi döndü dolaştı ve güvenlik güçlerimizi ilgilendiren bir asayiş ve güvenlik meselesi haline geldi. Biz 7 yıl önce iktidarı devralırken Türkiye'nin meselelerinin birbiriyle yakından alakalı olduğuna, birbirinin içine geçtiğine inanarak kendimize bir yol haritası çizdik ve terörle mücadeleyi demokratikleşmeden, demokratikleşmeyi ekonomiden, ekonomiyi dış politikadan, dış politikayı iç politikadan ayrı gayrı görmedik. Tüm bu alanlardaki başarıların birbirini destekleyeceğine inandık ve her birini topyekun kucaklayan bir anlayışla kollarımızı sıvadık. Türkiye'nin enerjisini, kaynaklarını tek bir alana hapsetmek yerine eşit ve adil biçimde tüm sorunlara yaydık ve son derece başarılı neticeler aldık, almaya da devam ediyoruz.''
Başbakan Erdoğan, ''yıllar boyunca demokrasi ve özgürlükle güvenliğin birbirinin zıttı, alternatifi olarak görüldüğünü'' ifade ederek, bu iki alanın alternatifi olmadığına inandıklarını vurguladı. Erdoğan, hem demokratikleşmede hem de terörle mücadelede etkin ve başarılı bir istikamet izlediklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, bu süreçte tüm güvenlik teşkilatlarının etkin ve özverili çalışmalar sürdürdüğünü dile getirerek, Türkiye'nin bugün ulaştığı seviyelerde büyük emeklerinin olduğunu söyledi.
-''BU SÜRECİN DİNAMİKLERİ TAMAMEN YERLİ''-
Başbakan Erdoğan, özel harekat polislerinin özellikle terörün yoğunlaştığı bölgelerde etkin görevler aldığını belirterek, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki fotoğrafı en iyi görebilenlerin özel harekat polisleri olduğuna inandığını söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Başlattığımız Milli Birlik Projesi adı altındaki demokratik açılım süreci de sizlerin bağlı olduğu İçişleri Bakanlığımızın bünyesinde, koordinatörlüğünde yürütülüyor. Terörü doğuran sebepler ve terörü bitirmeye yönelik çözüm önerileri geliştirme noktasında her birinizin engin bir birikim ve tecrübeye sahip olduğunu biliyorum. Çünkü siz damdan düşenlerdensiniz. Siz olayın sadece teorisini değil hem teoride hem pratikte yaşayanlardansınız. Zaten bunu birleştirdiğimiz an ulaşacağımız neticede daha başarılı olacağız. Sürecin güvenlik boyutu ile ilgili olarak sizlerin bilgi ve tecrübelerinden de istifade etmeye devam edeceğiz. Son 1 ay içinde bizzat ben ve arkadaşlarım defaatle vurguladık; bu süreç, terörle mücadelede yaşanan zafiyet ve aciziyetin bir sonucu değil. Hükümet ve devlet olarak terörle çok etkin ve başarılı bir mücadele yürüttük, yürütüyoruz. Eğer bugün demokratik açılım sürecini başlattıysak bunda başarılı bir şekilde yürütülen çalışmaların büyük bir etkisi var. Çok boyutlu olarak sürdürdüğümüz çalışmalar neticesinde tarihi fırsat olarak adlandırılan bir ortam oluştu. Bu sürecin dinamikleri tamamen yerli.''
-''ETNİK UNSURLAR DA TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLIĞIYLA ÖVÜNSÜN''-
Başbakan Erdoğan, Hükümet olarak, bölgesel, etnik ve dinsel milliyetçilik yapmayacaklarını belirterek yola çıktıklarını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bölgesel milliyetçilik yapmayacağız. Neden? 780 bin kilometre karelik bu vatan topraklarının her bir yerini nakış nakış işleyeceğiz. Batı'da ne varsa Doğu, Güneydoğu da aynen görmeli. Orada da eğitimden, sağlığa kadar, enerjisi, yollarına varıncaya kadar her yer abat olmalı. Eğer bunu halledemiyorsak işte o zaman istismar odaklarına malzeme vermiş oluruz. Onun için meseleyi çok boyutlu ele almak zorundayız. Niçin İstanbul'un Kadıköyü, Ankara'nın Kızılayı Ağrı'nın Patnosunda aynı şekilde tecelli etmesin, orayı da niçin aynı şekilde inşa etmeyelim? Bunu yapmak bizlerin görevi değil mi? Eğer burada modern dünyanın bütün imkanları var da orada olmuyorsa o zaman siz her yeri tahrik etmiş olursunuz. İşte bugüne geldiğimizin altında bu gerçekler var. 'Etnik milliyetçilik yapmayacağız' dedik. Ben ülkemdeki 72 milyon vatan evladının her birini de aynı şekilde seviyorum. Hiç birini ayırt edemem. Var olanı yaradandan ötürü sevmek zorundayım. Benim insana bakışım budur ve bundan sonra da öyle bakacağım. Bugüne kadar da öyle baktım, ama tek şey istiyorum; bu ülkede bizim Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı'nda bütünleşmemiz lazım, bir ve beraber olmamız lazım. Buna da kimsenin halel getirmeye hakkı yoktur. Bunu başardığımızda artık çözümsüzlük diye bir şey kalır mı? Herkes etnik kimliğiyle övünsün kimse ona bir şey diyemez, dememelidir, ama tüm etnik unsurlar da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla övünsün.''
-''ŞEHİDİMİN BİR DAMLA KANINI 550 MİLLETVEKİLLİĞİNE DEĞİŞMEM''
Başbakan Erdoğan, ''Ben şehidimin bir damla kanını 550 milletvekilliğine değişmem. Bu işin bedeli ne olursa olsun biz bu yola çıktık ve bu yola böyle devam edeceğiz. Bu süreçten güçlü bir Türkiye olarak, zincirlerini kırmış, şaha kalkmış,atılıma geçmiş bir Türkiye olarak çıkacağız. Engellemelere, tahriklere rağmen bu süreci hayırla tamama erdireceğiz'' dedi.
''Demokratik açılım'' çalışmalarına karşı çıkanların, bir yandan da ''akan kanı durdurun'' çağrısında bulunduklarını söyleyen Erdoğan, ''İşte bizim bugün yaptığımız budur. Anneler şehit tabutları başında gözyaşı dökmesin, yürekler dağlanmasın, genç fidanlar toprağa düşmesin istiyoruz. Onun için bu çalışmaları yapıyoruz'' diye konuştu.
Konunun tarafı herkesin düşüncelerini dile getirmesini istediklerini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ama bakıyorsunuz ki hep bu sorunu gündeme taşıyanlar ve çözümsüzlüğe çözüm getirmeyenler ne yazık ki bunun üzerinden istismar politikası üretmeye de devam ediyorlar. Hamasetle, bağırıp çağırmakla, meydan okumakla bu işler düzelseydi bugüne kadar çoktan düzelirdi.''
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN MUHATAP ALINMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Başbakan Erdoğan, çözüm noktasında her kesimin sağ duyulu ve metanetle hareket etmesi gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:
''Süreç içerisinde bizim sabrımızı, metanetimizi, dayanma gücümüzü sınamaya çalışanlar olabilir. Tahriklerle ya da tahrikkar açıklamalarla süreci baltalamaya çalışanlar olabilir. Biz bunlar karşısında soğuk kanlı olacağız. Sabırlı olacağız. Dayanıklı ve dirayetli olacağız. Hiç kimse kendisini şunun, ya da bunun temsilcisi, sözcüsü, hak arayıcısı gibi göstermeye kalkmasın. Bu milletin topyekun temsilcisi TBMM'dir. Milletin başka temsilcisi yoktur. Hele hele Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ya da Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin bir terör örgütünü ya da teröristleri muhatap alması onlarla müzakereye oturması asla ve asla söz konusu olamaz, bunu çok açık ve net söylüyorum. Kimse bizi böyle bir yere oturtmaya da kalkmasın. Bizim muhatabımız topyekun 72 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Bunun dışında bir muhatap kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bu sorunu milletimizin arzuları, beklentileri, istekleri doğrultusunda inşallah çözüme kavuşturacağız. Bu süreçte kendisine siyasi rant elde etmeye, kendi varlığını tescil ettirmeye yönelik girişimler, istismardan öteye geçmeyecektir. Biz yola çıkarken dedik ki anneliğin ideolojisi yoktur, sağcılığı, solculuğu yoktur. Bizim bu sebeple annelerin gözyaşını dindirmekten başka bir gayemiz yok ve olmadı.''
habervaktim