ak_mavish
12-07-2007, 10:47
bkz. ATV-SABAH ihalesiyle ilgili atıp tutanların konuşup, yazdıkları...
Bunlar bir ekip yada bir klik sanırım.
Gündemi meşgul etmesi muhtemel her olay öncesinde, akla gelebilecek tüm alternatifleri köşelerinde yazıyorlar.
Olayın cereyanı esnasında gidişata göre irili ufaklı düzeltmeler yapıyorlar.
Hadise olup bittikten sonra da başlıyorlar ötmeye:
“Ah efendim falan tarihli makalemde ben şöyle demiştim de…”
“Zaten işin bu noktaya varacağını çok evvelden görmüştüm de…”
“Bunu bilmek için müneccim olmak gerekmiyor ama tecrübe gerekli de…”Falan da… Filan da….
Baştan aşağı benlik kokan ifadeler.
İnsanı şişirmekten başka bir şeye yaramayan hava gazı dolu yazılar.
Oysa okur/izler konuya biraz kafayı taksa..
Söz konusu zevatın yazdıklarını/söylediklerini internet ortamında şöyle geriye doğru biraz araştırsa..
Aynı şahısların, aynı konuyla ilgili birbirine taban tabana zıt bir ton yazısını bulabilecek.
Bütün renkleri sayarsan cebimdeki mendilin rengini elbette tutturabilirsin.
Maharet, kabiliyet, ön görü bunun neresinde?
Amma ve lakin böyle deyip de kerameti kendinden menkul ‘ben demiştim’ciler taifesinin bütünüyle yeteneksiz kişilerden oluştuğunu da düşünmeyin sakın.
Müneccimlikte iyi olmasalar bile illizyonistlikte müthiş başarılılar.
En mühim özellikleri ise geniş kitleleri kendilerinin “süperman” olduğuna inandırabilmeleri.
Gerçi yukarıda “okur/izler araştırsa da gerçeği görse” dedim ama ne fayda?
Bir; bulsanız ne olur, bu gafları neşretme şansınız mı var?
İki; bulup bu kişilerin önlerine koysanız neye yarar?
Minare operasyonuna tek ayak üstünde 50 kılıf uydururlar bunlar:
“Yok efendim o zamanın konjonktürel özelliklerinden kaynaklanan normal bir yanılsamaymış da…”
“İlk bakışta farklı anlamlar çıkartılabilse de mutlak gerçeklik bağlamında yine kendileri haklıymış da…”
Da.. da.. da..
Dinleseniz anlamayacağınız, anlasanız inanmayacağınız boş laflar.
Malum taifenin bir diğer özelliği ise her güne yeni bir sahifeyle başlayabilmeleri.
Aslında insanın her yeni güne, yeni bir heyecanla başlaması güzeldir, hatta olması gerekendir.
Ama bu örnekte durum farklı.
Yazı ve düşünce dünyamızın bu kıymetli zevatının(!) defterleri öyle 3-5 değil tamı tamına 100 ortalı.
Aç aç yeni sayfalar bitmiyor.
Böyle olunca da yazıp-çizdikleri ne fikri takip açısından, ne de entelektüel birikime katkı anlamında herhangi bir değer taşıyor.
Sinema dilinde bu tür ürünlere “sabun köpüğü” deniyor.
Bu arada asırlık köşe kuşları ve şakımayı onlardan öğrenen bitirim takipçileri, toplumsal hafızanın müthiş derecede nisyan ile malûl olduğu bilgisini fena kapmışlar.
O yüzden geçmişte yazdıklarına, çizdiklerine, söyleyip, düşündüklerine dair şöyle hızlı bir flash back yapmayı bile kendilerine zul görüyorlar.
Nasıl olsa okur/izler yer…
Fakat unuttukları bir şey var.
O devirler artık geride kaldı.
Eski camlar da bardak oldu.
İster bireysel uyanışlar yüzünden deyin.
İster top yekun uyandırılışlarından dolayı,
İnsanlar artık olan biteni çok yakından takip ediyor.
Özetle; millet uyandı dostlar.
Artık yemiyor.
AHMET BÖKEN
Bunlar bir ekip yada bir klik sanırım.
Gündemi meşgul etmesi muhtemel her olay öncesinde, akla gelebilecek tüm alternatifleri köşelerinde yazıyorlar.
Olayın cereyanı esnasında gidişata göre irili ufaklı düzeltmeler yapıyorlar.
Hadise olup bittikten sonra da başlıyorlar ötmeye:
“Ah efendim falan tarihli makalemde ben şöyle demiştim de…”
“Zaten işin bu noktaya varacağını çok evvelden görmüştüm de…”
“Bunu bilmek için müneccim olmak gerekmiyor ama tecrübe gerekli de…”Falan da… Filan da….
Baştan aşağı benlik kokan ifadeler.
İnsanı şişirmekten başka bir şeye yaramayan hava gazı dolu yazılar.
Oysa okur/izler konuya biraz kafayı taksa..
Söz konusu zevatın yazdıklarını/söylediklerini internet ortamında şöyle geriye doğru biraz araştırsa..
Aynı şahısların, aynı konuyla ilgili birbirine taban tabana zıt bir ton yazısını bulabilecek.
Bütün renkleri sayarsan cebimdeki mendilin rengini elbette tutturabilirsin.
Maharet, kabiliyet, ön görü bunun neresinde?
Amma ve lakin böyle deyip de kerameti kendinden menkul ‘ben demiştim’ciler taifesinin bütünüyle yeteneksiz kişilerden oluştuğunu da düşünmeyin sakın.
Müneccimlikte iyi olmasalar bile illizyonistlikte müthiş başarılılar.
En mühim özellikleri ise geniş kitleleri kendilerinin “süperman” olduğuna inandırabilmeleri.
Gerçi yukarıda “okur/izler araştırsa da gerçeği görse” dedim ama ne fayda?
Bir; bulsanız ne olur, bu gafları neşretme şansınız mı var?
İki; bulup bu kişilerin önlerine koysanız neye yarar?
Minare operasyonuna tek ayak üstünde 50 kılıf uydururlar bunlar:
“Yok efendim o zamanın konjonktürel özelliklerinden kaynaklanan normal bir yanılsamaymış da…”
“İlk bakışta farklı anlamlar çıkartılabilse de mutlak gerçeklik bağlamında yine kendileri haklıymış da…”
Da.. da.. da..
Dinleseniz anlamayacağınız, anlasanız inanmayacağınız boş laflar.
Malum taifenin bir diğer özelliği ise her güne yeni bir sahifeyle başlayabilmeleri.
Aslında insanın her yeni güne, yeni bir heyecanla başlaması güzeldir, hatta olması gerekendir.
Ama bu örnekte durum farklı.
Yazı ve düşünce dünyamızın bu kıymetli zevatının(!) defterleri öyle 3-5 değil tamı tamına 100 ortalı.
Aç aç yeni sayfalar bitmiyor.
Böyle olunca da yazıp-çizdikleri ne fikri takip açısından, ne de entelektüel birikime katkı anlamında herhangi bir değer taşıyor.
Sinema dilinde bu tür ürünlere “sabun köpüğü” deniyor.
Bu arada asırlık köşe kuşları ve şakımayı onlardan öğrenen bitirim takipçileri, toplumsal hafızanın müthiş derecede nisyan ile malûl olduğu bilgisini fena kapmışlar.
O yüzden geçmişte yazdıklarına, çizdiklerine, söyleyip, düşündüklerine dair şöyle hızlı bir flash back yapmayı bile kendilerine zul görüyorlar.
Nasıl olsa okur/izler yer…
Fakat unuttukları bir şey var.
O devirler artık geride kaldı.
Eski camlar da bardak oldu.
İster bireysel uyanışlar yüzünden deyin.
İster top yekun uyandırılışlarından dolayı,
İnsanlar artık olan biteni çok yakından takip ediyor.
Özetle; millet uyandı dostlar.
Artık yemiyor.
AHMET BÖKEN