Duygu'Seli~
05-19-2009, 02:18
BİLİMİN İSPATLADIĞI GERÇEK: YAŞANMIŞ KADERİNİZİ SEYREDİYORSUNUZ!
Bir atom parçacığının nerede ve ne hızda hareket edeceğini 43 saniye önceden tespit eden bir model geliştiren Hollandalı fizikçi Hooft, kaderin varlığını bilimsel olarak ispatladı.
Kader, Allah'ın geçmiş ve gelecek tüm olayları bilmesidir. "Yaşanmamış olaylar", bizim için yaşanmamış olaylardır. Allah ise zamana ve mekana bağlı değildir bu kavramlardan münezzehtir çünkü tüm bunları yaratan Yüce Rabbimiz'dir. Bu nedenle Allah için geçmiş, gelecek ve şu an hepsi birdir ve hepsi olup, bitmiştir. Ve bu durum yalnızca doğa olayları, doğum, ölüm, hastalık veya savaşlar gibi belli başlı konularla sınırlı değildir. İnsanın kendi yaşamıyla ve davranışlarıyla ilgili en küçük ayrıntı dahi kaderinde belirlidir. Allah, Kuran'da, insanların yaşadıkları herşeyin önceden bir kitapta yazılı bulunduğunu şöyle bildirir"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz o nu yaratmadan önce bir kitapta (yazılı) olmasın .şüphesiz bu Allah'a göre pek kolay dır."(Hadid suresi:22)
http://us1.harunyahya.com/Image/manzara/R0146.jpg
Kader Gerçeğinin Bilimsel İspatı
Bu konuyu ele alan bir araştırmanın son derece çarpıcı bilimsel sonuçları geçtiğimiz günlerde Amerika'nın dünyaca ünlü bilim dergisi New Scientist'a kapak oldu. Nobel ödüllü Gerard Hooft'un yeni sonuçlandırdığı 10 yıllık araştırma, kader kavramını somut ve bilimsel delillerle ortaya koydu ve bilim dünyasında çok büyük yankı uyandırdı. Araştırmanın bir diğer dikkat çekici yönü ise, kader kavramına karşı çıkan bilim adamlarının bugüne kadar dayanak gösterdiği teoriyi çürütmüş olmasıydı.
Araştırma kapsamında Hooft, "Bir parçacığın nerede ve ne hızla hareket ettiğini" aynı anda tespit etme olanağı sağlayan bir model geliştirdi. Hooft, bir atomun 43 saniye sonra nasıl hareket edeceğini önceden bilme kapasitesine ulaştı.
New Scientist tarafından dünyanın en iyi matematikçileri arasında gösterilen John Conway ile Simon Kochen, araştırmayı "özgür irade" kavramının ölümü olarak yorumluyorlar. Princeton Üniversitesi'nde görev yapan Conway şöyle diyor:
"Eğer Hooft gibi bir insan atomun konumu ve hareketini aynı anda tespit edebiliyorsa, üstün bir zekaya sahip olan bir varlık evrendeki tüm parçacıkların etkileşimini takip edebilir. Bir başka deyişle özgür irademizle yaptığımız seçimlerin belirsizliğinin ardında belirleyici bir düzen vardır."
Kochen ise konuyu şöyle bir örnekle anlatıyor:
"Önünüze bir dilim çikolatalı, bir dilim çilekli kek getirildiğini düşünün. Çikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seçiminiz olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ki çikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz özgür olduğumuzu düşünüyoruz. Eğer Hooft'un modeli hatalı değilse özgürlüğümüz sınırlı bir ilüzyondan ibaret olabilir."
Kader Gerçeğinin Anlaşılmasının Önemi
Yüce Rabbimiz'in Kuran ayetleri ile bizlere bildirdiği, yukardaki araştırma sonucunun da ortaya koyduğu gibi, kaderin varlığı apaçık bir gerçektir. Bu önemli gerçekten uzak yaşayan insanlar, tüm yaşamları boyunca hep endişe ve korku içinde iken, kadere iman eden ve hayatını bu gerçek doğrultusunda sürdüren insanlar çok büyük lükse sahiptir. Örneğin kaderi düşünmeden yaşayan insanlar, çocuklarının geleceği için tevekkülsüzce endişelenirler. Hangi okulda okuyacağı, nasıl bir meslek sahibi olacağı, sağlığının nasıl olacağı, nasıl bir hayat süreceği gibi konularda sürekli bir sıkıntı ve endişe taşırlar. Elbette ki bu konularda kaderi unutmadan çeşitli önlemler almak, planlar yapmak normaldir. Ancak unutulmamalıdır ki, her insanın, daha tek bir hücre olduğu halinden ilk okuma yazma öğrendiği ana, üniversite sınavında verdiği cevaplardan hayatı boyunca hangi şirkette ne iş yapacağına, hangi kağıtlara kaç kez imza atacağına, hangi gün hangi yemeği yiyeceğine, hangi gün nerede ve ne şekilde öleceğine kadar her dakikası Allah Katında bellidir. Bu olayların tümü, Allah'ın sonsuz hıfzında saklı olarak durmaktadır. Örneğin şu anda, bu insanın cenin hali, ilkokuldaki hali, üniversitedeki hali, 35. yaş gününü kutladığı anı, işine başladığı ilk günü, öldüğünde melekleri gördüğü an, yakınları tarafından defnedildiği ve ahirette Allah'a hesap verdiği anlar, tek bir an olarak Allah'ın Katında bulunmaktadır.
O halde, her anı Allah'ın Katında yaşanmış, görülmüş ve halen Yüce Allah'ın hafızasında hazır bulunan bir hayat için endişelenmek, korku duymak, üzülmek ve onu kendi çabası ile değiştireceğini düşünmek büyük bir gaflettir. Bir insan ne kadar çabalarsa çabalasın, ne kendisi, ne çocuğu, ne de yakınları için Allah Katında hazır bulunan hayatı değiştiremez. Öyle ise, akıl ve vicdan sahibi bir insanın bu gerçeği kavrayarak, Allah'a ve Allah'ın yarattığı kadere gönülden teslim olması gerekir.
http://us1.harunyahya.com/Image/manzara/R0236.jpg
Kader Gerçeği Allah'ın Sonsuz İlminin ve Kudretinin Tecellisidir
Bir insan tüm hayatını bir film şeridi olarak düşünürse, biz bu şeridi video kasetten seyreder gibi seyrederiz ve kasedi ileri almak gibi bir imkanımız yoktur. Yüce Rabbimiz ise, tıpkı bu film şeridinde olduğu gibi hayatımızın tamamını aynı anda görür ve bilir. Zaten bu filmi tüm detaylarıyla tespit etmiş ve yaratmış olan O'dur. Biz nasıl bir cetvelin başını, ortasını ve sonunu bir kerede görebiliyorsak, Allah bizim bağlı olduğumuz zamanı başından sonuna kadar tek bir an olarak sarıp kuşatmıştır. İnsanlar ise sadece zamanı gelince bu olayları yaşayıp, Allah'ın onlar için yarattığı kadere tanık olurlar. Bu, dünya üzerindeki bütün insanların kaderleri için bu şekildedir. Bugüne kadar yaratılmış ve bugünden sonra da yaratılacak olan bütün insanların dünya ve ahiretteki hayatları, her anları ile Allah'ın Katında hazır ve yaşanmış olarak bulunmaktadır. Allah'ın sonsuz "hıfzı"nda, milyarlarca insanla birlikte tüm canlıların, gezegenlerin, bitkilerin, eşyaların kaderinde yazılı olaylar da hiç eksilmeden veya kaybolmadan durmaktadır. Kader gerçeği, Allah'ın Hafız (Muhafaza eden, Koruyan) sıfatının, sonsuz gücünün, kudretinin ve büyüklüğünün tecellilerinden biridir.
Kader denilince anlaşılması gereken, küçük büyük, herhangi bir ayrım olmaksızın tüm olayların, davranışların ya da kararların önceden takdir edilmiş olduğudur. Kaderinizde çay içmek varsa çay içer, tatlı yemek varsa tatlı yersiniz. Yaptığınız seçim size bu yönde verilen bir his dolayısıyladır. Hayatınız boyunca buna benzer sayısız tercih yaparsınız. Nasıl ki doğumunuz, geçireceğiniz hastalıklar, evliliğiniz veya ölümünüz Allah Katında belirli ise, yapacağınız tercihlerin tümü de Allah'ın dilemesi ile yapacağınız ve O'nun Katında yapılmadan önce bilinen tercihlerdir.
Bir atom parçacığının nerede ve ne hızda hareket edeceğini 43 saniye önceden tespit eden bir model geliştiren Hollandalı fizikçi Hooft, kaderin varlığını bilimsel olarak ispatladı.
Kader, Allah'ın geçmiş ve gelecek tüm olayları bilmesidir. "Yaşanmamış olaylar", bizim için yaşanmamış olaylardır. Allah ise zamana ve mekana bağlı değildir bu kavramlardan münezzehtir çünkü tüm bunları yaratan Yüce Rabbimiz'dir. Bu nedenle Allah için geçmiş, gelecek ve şu an hepsi birdir ve hepsi olup, bitmiştir. Ve bu durum yalnızca doğa olayları, doğum, ölüm, hastalık veya savaşlar gibi belli başlı konularla sınırlı değildir. İnsanın kendi yaşamıyla ve davranışlarıyla ilgili en küçük ayrıntı dahi kaderinde belirlidir. Allah, Kuran'da, insanların yaşadıkları herşeyin önceden bir kitapta yazılı bulunduğunu şöyle bildirir"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz o nu yaratmadan önce bir kitapta (yazılı) olmasın .şüphesiz bu Allah'a göre pek kolay dır."(Hadid suresi:22)
http://us1.harunyahya.com/Image/manzara/R0146.jpg
Kader Gerçeğinin Bilimsel İspatı
Bu konuyu ele alan bir araştırmanın son derece çarpıcı bilimsel sonuçları geçtiğimiz günlerde Amerika'nın dünyaca ünlü bilim dergisi New Scientist'a kapak oldu. Nobel ödüllü Gerard Hooft'un yeni sonuçlandırdığı 10 yıllık araştırma, kader kavramını somut ve bilimsel delillerle ortaya koydu ve bilim dünyasında çok büyük yankı uyandırdı. Araştırmanın bir diğer dikkat çekici yönü ise, kader kavramına karşı çıkan bilim adamlarının bugüne kadar dayanak gösterdiği teoriyi çürütmüş olmasıydı.
Araştırma kapsamında Hooft, "Bir parçacığın nerede ve ne hızla hareket ettiğini" aynı anda tespit etme olanağı sağlayan bir model geliştirdi. Hooft, bir atomun 43 saniye sonra nasıl hareket edeceğini önceden bilme kapasitesine ulaştı.
New Scientist tarafından dünyanın en iyi matematikçileri arasında gösterilen John Conway ile Simon Kochen, araştırmayı "özgür irade" kavramının ölümü olarak yorumluyorlar. Princeton Üniversitesi'nde görev yapan Conway şöyle diyor:
"Eğer Hooft gibi bir insan atomun konumu ve hareketini aynı anda tespit edebiliyorsa, üstün bir zekaya sahip olan bir varlık evrendeki tüm parçacıkların etkileşimini takip edebilir. Bir başka deyişle özgür irademizle yaptığımız seçimlerin belirsizliğinin ardında belirleyici bir düzen vardır."
Kochen ise konuyu şöyle bir örnekle anlatıyor:
"Önünüze bir dilim çikolatalı, bir dilim çilekli kek getirildiğini düşünün. Çikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seçiminiz olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ki çikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz özgür olduğumuzu düşünüyoruz. Eğer Hooft'un modeli hatalı değilse özgürlüğümüz sınırlı bir ilüzyondan ibaret olabilir."
Kader Gerçeğinin Anlaşılmasının Önemi
Yüce Rabbimiz'in Kuran ayetleri ile bizlere bildirdiği, yukardaki araştırma sonucunun da ortaya koyduğu gibi, kaderin varlığı apaçık bir gerçektir. Bu önemli gerçekten uzak yaşayan insanlar, tüm yaşamları boyunca hep endişe ve korku içinde iken, kadere iman eden ve hayatını bu gerçek doğrultusunda sürdüren insanlar çok büyük lükse sahiptir. Örneğin kaderi düşünmeden yaşayan insanlar, çocuklarının geleceği için tevekkülsüzce endişelenirler. Hangi okulda okuyacağı, nasıl bir meslek sahibi olacağı, sağlığının nasıl olacağı, nasıl bir hayat süreceği gibi konularda sürekli bir sıkıntı ve endişe taşırlar. Elbette ki bu konularda kaderi unutmadan çeşitli önlemler almak, planlar yapmak normaldir. Ancak unutulmamalıdır ki, her insanın, daha tek bir hücre olduğu halinden ilk okuma yazma öğrendiği ana, üniversite sınavında verdiği cevaplardan hayatı boyunca hangi şirkette ne iş yapacağına, hangi kağıtlara kaç kez imza atacağına, hangi gün hangi yemeği yiyeceğine, hangi gün nerede ve ne şekilde öleceğine kadar her dakikası Allah Katında bellidir. Bu olayların tümü, Allah'ın sonsuz hıfzında saklı olarak durmaktadır. Örneğin şu anda, bu insanın cenin hali, ilkokuldaki hali, üniversitedeki hali, 35. yaş gününü kutladığı anı, işine başladığı ilk günü, öldüğünde melekleri gördüğü an, yakınları tarafından defnedildiği ve ahirette Allah'a hesap verdiği anlar, tek bir an olarak Allah'ın Katında bulunmaktadır.
O halde, her anı Allah'ın Katında yaşanmış, görülmüş ve halen Yüce Allah'ın hafızasında hazır bulunan bir hayat için endişelenmek, korku duymak, üzülmek ve onu kendi çabası ile değiştireceğini düşünmek büyük bir gaflettir. Bir insan ne kadar çabalarsa çabalasın, ne kendisi, ne çocuğu, ne de yakınları için Allah Katında hazır bulunan hayatı değiştiremez. Öyle ise, akıl ve vicdan sahibi bir insanın bu gerçeği kavrayarak, Allah'a ve Allah'ın yarattığı kadere gönülden teslim olması gerekir.
http://us1.harunyahya.com/Image/manzara/R0236.jpg
Kader Gerçeği Allah'ın Sonsuz İlminin ve Kudretinin Tecellisidir
Bir insan tüm hayatını bir film şeridi olarak düşünürse, biz bu şeridi video kasetten seyreder gibi seyrederiz ve kasedi ileri almak gibi bir imkanımız yoktur. Yüce Rabbimiz ise, tıpkı bu film şeridinde olduğu gibi hayatımızın tamamını aynı anda görür ve bilir. Zaten bu filmi tüm detaylarıyla tespit etmiş ve yaratmış olan O'dur. Biz nasıl bir cetvelin başını, ortasını ve sonunu bir kerede görebiliyorsak, Allah bizim bağlı olduğumuz zamanı başından sonuna kadar tek bir an olarak sarıp kuşatmıştır. İnsanlar ise sadece zamanı gelince bu olayları yaşayıp, Allah'ın onlar için yarattığı kadere tanık olurlar. Bu, dünya üzerindeki bütün insanların kaderleri için bu şekildedir. Bugüne kadar yaratılmış ve bugünden sonra da yaratılacak olan bütün insanların dünya ve ahiretteki hayatları, her anları ile Allah'ın Katında hazır ve yaşanmış olarak bulunmaktadır. Allah'ın sonsuz "hıfzı"nda, milyarlarca insanla birlikte tüm canlıların, gezegenlerin, bitkilerin, eşyaların kaderinde yazılı olaylar da hiç eksilmeden veya kaybolmadan durmaktadır. Kader gerçeği, Allah'ın Hafız (Muhafaza eden, Koruyan) sıfatının, sonsuz gücünün, kudretinin ve büyüklüğünün tecellilerinden biridir.
Kader denilince anlaşılması gereken, küçük büyük, herhangi bir ayrım olmaksızın tüm olayların, davranışların ya da kararların önceden takdir edilmiş olduğudur. Kaderinizde çay içmek varsa çay içer, tatlı yemek varsa tatlı yersiniz. Yaptığınız seçim size bu yönde verilen bir his dolayısıyladır. Hayatınız boyunca buna benzer sayısız tercih yaparsınız. Nasıl ki doğumunuz, geçireceğiniz hastalıklar, evliliğiniz veya ölümünüz Allah Katında belirli ise, yapacağınız tercihlerin tümü de Allah'ın dilemesi ile yapacağınız ve O'nun Katında yapılmadan önce bilinen tercihlerdir.