CeVHeR
02-14-2008, 02:36
Türkiye çok önemli bir mutabakat ile başörtü yasağının kaldırılması yolunda çok önemli bir adım attı.
Bu adım, son seçimlerde 16.3 milyon oy alan AKParti ile 5 milyon oy alan MHP’nin uzlaşması ile sağlandı.
36 milyon oy kullanan seçmenin içinden 21.3 milyon oy alan iki siyasi partinin uzlaştığı bir düzenleme, başörtü yasağının kaldırılması için yapılan Anayasa değişikliği..
Ama 7 milyoncuk oy alan CHP’nin medyadaki sözcüleri rahat durmuyorlar!
Köşe başlarını tutmuşlar, geriyorlar ha geriyorlar..
Ve sonunda, gerek AKParti GenelBaşkanı Tayyip Erdoğan ve gerekse MHPGenel Başkan DevletBahçeli, dünkü grup konuşmalarında, medyadan şikayetlerini sıraladılar!
Her iki parti genel başkanının şikayetlerinin ayrıntısına girmeyeceğim.
Ama ikisinin de, konuşmalarının önemli bir bölümünü medyanın yanlı yayınlarından şikayete ayırmalarından anlıyorum ki, onlar da bu medya anlayışı ile ülkenin kalkınamayacağı, huzur ortamını sürdüremeyeceği, medya-ticaret arasındaki çıkar ilişkilerinin son bulamayacağı konusunda hemfikirler..
O halde bu iki parti, başörtü yasağının kaldırılmasında sağladıkları mutabakatı, medyanın çıkar ilişkilerine son verilmesi noktasında da göstermelidirler..
Gazetesini çıkar için kullanmayan dürüst patronlar, televizyonunu şantaj aracı yapmayan ilkeli işadamları, internet sitesini özel amaçlı yayınlar için kullanmayan işverenlerin piyasaya hakim olması için, acilen bir mutabakat adımı atılmalıdır.
Bakınız Başbakan’ın konuşmasına.. Hemen hemen yarısı, medyanın sergilediği ahlaksızlıklarla ilgili.. Düşünebiliyor musunuz, bu ülkenin başbakanı, ülkeye hizmet için, bir gün Almanya bir gün Türkiye, kapı kapı dolaşırken, bu arada vaktinin önemli bir kısmını da, medyanın çarpıtmalarına cevap vermeye ayırıyor!
Ne hakkı var o ahlaksızların, bu ülkenin başbakanının vaktini çalmaya?
Bakıyorsunuz, MHPGenelBaşkanı’nın da meşguliyetinin önemli bir bölümü yine medyadaki taraflı yayınlar!
Ne hakkı var bu medyanın, Türkiye’nin idarecilerinin vaktini çalmaya.. Ne hakkı var, yasama organını oluşturan milletvekillerinin zamanını almaya?.
Bir avuç kartelci medyanın mensupları ceplerini dolduracaklar diye, bu ülkenin idarecileri, bu ülkenin yasama organının üyeleri, niçin vakitlerini harcayıp, kendilerine yapılan haksız saldırılar için açıklamalar yapmak zorunda kalsınlar?
Bakıyorsunuz, birtakım ahlaksız darbeci kafa, Başbakan’a, hatta yasama organındaki düzenleme değişikliğine oy veren tüm milletvekillerine, yüce divanda yargılanma tehdidi yapıp, darağaçlarını hatırlatıyor!
Kartel medyası da, gerek bünyesindeki yazarları ile, gerekse muhabirlerinin yaptığı haberlerle, bu tür yayınlara çanak tutuyor..
Bir tanesi çıkıp demiyor ki, “Demokraside, kanun değişikliğini yasama organı yapar. Vazifesini yapan milletvekillerine yargılanma tehdidi yapmak, demokrasi ile bağdaşmaz. Bunu söyleyen geri zekalıları ciddiye alıp, haberleştirmek, demokrasiye de, cumhuriyete de ihanettir.”
Bir tanesi bunu söylemediği gibi, daha da kızıştırıyorlar, Menderes’ten bahseden imalı sözler ediyorlar, halkın o dönemde çok sevmesine rağmen, ihtilalden sonra Menderes için hiçbir şey yapmadığını hatırlatıyorlar!
Tüm bu tehditlerden sonra, muhatapları olan bugünkü başbakan, “Biz bedel ödemeye hazırız” deyince, bu sözden de vazife çıkartıp, “Bedel öderiz sözü, gerginlik oluşturdu” diye, Türkiye huzurunu dinamitleyecek yeni yeni haberler yapıyorlar!
Küçücük utanma, küçücük ahlak anlayışı yok adamlarda..
Peki bunlara karşı, bu ülkenin büyük çoğunluğunun temsilcisi olan iki siyasi parti böyle aciz aciz seyirci mi kalacak?
Her gün yapılan ahlaksızca yayınları cevaplamak için, günlerinin büyük bölümünü, bunlara mı ayıracaklar?
Bence bu devran, böyle sürmemeli!
Nasıl ki, başörtü yasağını oturup konuştular ve bir mutabakat ile çözüme kavuşturdular.. Aynı şekilde, medya gücü vasıtası ile kasalarını doldurmak isteyen şu bir avuç kartelcinin de, Türkiye’nin huzurunu kaçıracak yayınlar yapmasını engelleyecek tedbirleri almak için mutabakatı sağlamalılar.
Kanunsa; kanun değişikliği için, ortak hareket ise; ortak hareket için mutabakatı sağlamalılar..
Aksi halde, kaybeden ülke oluyor.
Bir avuç kendini bilmez, arkalarında hiçbir ciddi destek olmadan, ülkeyi yönetmeye kalkışıyor! Demokrasiyi de katlediyorlar, cumhuriyeti de, hukuku da!
Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 13/02/2008
Bu adım, son seçimlerde 16.3 milyon oy alan AKParti ile 5 milyon oy alan MHP’nin uzlaşması ile sağlandı.
36 milyon oy kullanan seçmenin içinden 21.3 milyon oy alan iki siyasi partinin uzlaştığı bir düzenleme, başörtü yasağının kaldırılması için yapılan Anayasa değişikliği..
Ama 7 milyoncuk oy alan CHP’nin medyadaki sözcüleri rahat durmuyorlar!
Köşe başlarını tutmuşlar, geriyorlar ha geriyorlar..
Ve sonunda, gerek AKParti GenelBaşkanı Tayyip Erdoğan ve gerekse MHPGenel Başkan DevletBahçeli, dünkü grup konuşmalarında, medyadan şikayetlerini sıraladılar!
Her iki parti genel başkanının şikayetlerinin ayrıntısına girmeyeceğim.
Ama ikisinin de, konuşmalarının önemli bir bölümünü medyanın yanlı yayınlarından şikayete ayırmalarından anlıyorum ki, onlar da bu medya anlayışı ile ülkenin kalkınamayacağı, huzur ortamını sürdüremeyeceği, medya-ticaret arasındaki çıkar ilişkilerinin son bulamayacağı konusunda hemfikirler..
O halde bu iki parti, başörtü yasağının kaldırılmasında sağladıkları mutabakatı, medyanın çıkar ilişkilerine son verilmesi noktasında da göstermelidirler..
Gazetesini çıkar için kullanmayan dürüst patronlar, televizyonunu şantaj aracı yapmayan ilkeli işadamları, internet sitesini özel amaçlı yayınlar için kullanmayan işverenlerin piyasaya hakim olması için, acilen bir mutabakat adımı atılmalıdır.
Bakınız Başbakan’ın konuşmasına.. Hemen hemen yarısı, medyanın sergilediği ahlaksızlıklarla ilgili.. Düşünebiliyor musunuz, bu ülkenin başbakanı, ülkeye hizmet için, bir gün Almanya bir gün Türkiye, kapı kapı dolaşırken, bu arada vaktinin önemli bir kısmını da, medyanın çarpıtmalarına cevap vermeye ayırıyor!
Ne hakkı var o ahlaksızların, bu ülkenin başbakanının vaktini çalmaya?
Bakıyorsunuz, MHPGenelBaşkanı’nın da meşguliyetinin önemli bir bölümü yine medyadaki taraflı yayınlar!
Ne hakkı var bu medyanın, Türkiye’nin idarecilerinin vaktini çalmaya.. Ne hakkı var, yasama organını oluşturan milletvekillerinin zamanını almaya?.
Bir avuç kartelci medyanın mensupları ceplerini dolduracaklar diye, bu ülkenin idarecileri, bu ülkenin yasama organının üyeleri, niçin vakitlerini harcayıp, kendilerine yapılan haksız saldırılar için açıklamalar yapmak zorunda kalsınlar?
Bakıyorsunuz, birtakım ahlaksız darbeci kafa, Başbakan’a, hatta yasama organındaki düzenleme değişikliğine oy veren tüm milletvekillerine, yüce divanda yargılanma tehdidi yapıp, darağaçlarını hatırlatıyor!
Kartel medyası da, gerek bünyesindeki yazarları ile, gerekse muhabirlerinin yaptığı haberlerle, bu tür yayınlara çanak tutuyor..
Bir tanesi çıkıp demiyor ki, “Demokraside, kanun değişikliğini yasama organı yapar. Vazifesini yapan milletvekillerine yargılanma tehdidi yapmak, demokrasi ile bağdaşmaz. Bunu söyleyen geri zekalıları ciddiye alıp, haberleştirmek, demokrasiye de, cumhuriyete de ihanettir.”
Bir tanesi bunu söylemediği gibi, daha da kızıştırıyorlar, Menderes’ten bahseden imalı sözler ediyorlar, halkın o dönemde çok sevmesine rağmen, ihtilalden sonra Menderes için hiçbir şey yapmadığını hatırlatıyorlar!
Tüm bu tehditlerden sonra, muhatapları olan bugünkü başbakan, “Biz bedel ödemeye hazırız” deyince, bu sözden de vazife çıkartıp, “Bedel öderiz sözü, gerginlik oluşturdu” diye, Türkiye huzurunu dinamitleyecek yeni yeni haberler yapıyorlar!
Küçücük utanma, küçücük ahlak anlayışı yok adamlarda..
Peki bunlara karşı, bu ülkenin büyük çoğunluğunun temsilcisi olan iki siyasi parti böyle aciz aciz seyirci mi kalacak?
Her gün yapılan ahlaksızca yayınları cevaplamak için, günlerinin büyük bölümünü, bunlara mı ayıracaklar?
Bence bu devran, böyle sürmemeli!
Nasıl ki, başörtü yasağını oturup konuştular ve bir mutabakat ile çözüme kavuşturdular.. Aynı şekilde, medya gücü vasıtası ile kasalarını doldurmak isteyen şu bir avuç kartelcinin de, Türkiye’nin huzurunu kaçıracak yayınlar yapmasını engelleyecek tedbirleri almak için mutabakatı sağlamalılar.
Kanunsa; kanun değişikliği için, ortak hareket ise; ortak hareket için mutabakatı sağlamalılar..
Aksi halde, kaybeden ülke oluyor.
Bir avuç kendini bilmez, arkalarında hiçbir ciddi destek olmadan, ülkeyi yönetmeye kalkışıyor! Demokrasiyi de katlediyorlar, cumhuriyeti de, hukuku da!
Ali KARAHASANOĞLU / VAKİT 13/02/2008