Berika
06-13-2008, 01:56
BİR SİZ EKSİKTİNİZ
İşte yeni ihanet filminin adı:'Hümeyni mi yoksa Atatürk mü ?'
Bravo, aferin.
Yine tam zamanlama.
Adrese teslim.
Fatih Altaylı’ya paket servis.
O da soğutmadan yayına çıkarıp ziyafeti tamamladı.
İşte yeni ihanet filminin adı:
“Hümeyni mi yoksa Atatürk mü ?”
Bu ülkeye yapılabilecek en alçakça komplodur bu.
Atatürk’e yapılabilecek en adice saldırıdır bu.
On binlerce İstiklal şehidimize yapılabilecek en hayasız kıyaslamadır bu.
Bu ülkenin insanına yapılabilecek en seviyesiz yakıştırmadır bu.
Başörtülü yüz binlerce insanımıza yapılabilecek en zalimce karalamadır bu.
Stüdyoya nereden buldukları belli olmayan iki tane başörtülü çıkartıp sanki bütün başörtülüler Humeyni’yi seviyormuş, Atatürk’e düşmanmış gibi lanse etmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Adrese teslim, stüdyoya sipariş, elden servis dense dense buna denir.
Bu kez ekranlarda başörtülü okuyamadığı için Kanada’ya gidip orada 7 yıl kaldıktan sonra Türkiye’ye dönme kararı almış bir bayan ve arkadaşı var.
Dakka bir gol bir.
Ekrandaki başörtülü Humeyni’yi sevdiğini söylüyor.
Fatih Altaylı’nın keyfine diyecek yok.
Malzeme ayara geldi.
Ve soru patladı.
“Peki Atatürk’ü seviyor musun ?”
Cevap tam da planlandığı gibi.
“Sevmeme hakkım var mı ? Varsa sevmiyorum.”
Bunu söylemek için mi Kanada’da 7 yıl bekledin ?
Bir gün gel memleketinin en zor gününde ‘Atatürk’ü sevmiyorum Humeyni’yi seviyorum’ de diye mi seni Kanada’ya gönderdiler ?
Sürekli inançlı insanlara saldıran Fatih Altaylı’ya konuş diye mi seni yıllarca beslediler ?
Bu millet sizin gibileri çok gördü.
Çıkıp televizyonlarda konuşanları, evlerde basılanları, yalandan itirafta bulunanları çok gördü.
Şimdi başınız göğe erdi mi ? Rahatladınız mı ? Görevinizi yerine getirmiş olmanın huzuru içinde misiniz ?
Hadi siz akılsızsınız, iyi bir halt işlediğinizi düşünüyorsunuz, kendinizi kullandırıyorsunuz, aklınızca şöhret oluyorsunuz.
Ya milletin gözünün içine baka baka, salağa yata yata, sizi ekrana çıkarıp konuşturanlara ne demeli ?
Ya en aşağılık kumpaslarına, bu milletin başı açık-başörtülü tamamının sevdiği Atatürk’ü alet edenlere ne demeli ?
Millet size soruyor:
Bu, kullandığınız kaçıncı provokatör ?
Bu, milleti aptal yerine koyduğunuz kaçıncı senaryo ?
Bu, inançlı insanlara iftira attığınız kaçıncı rezalet ?
Bu, millete sobelendiğiniz kaçıncı tezgah ?
Bu, yuttururuz sandığınız kaçıncı komplo ?
Siz hiç akıllanmayacak mısınız ?
ÖRTÜLÜ
PROVOKASYON
Abdullah Abdulkadiroğlu
İşte yeni ihanet filminin adı:'Hümeyni mi yoksa Atatürk mü ?'
Bravo, aferin.
Yine tam zamanlama.
Adrese teslim.
Fatih Altaylı’ya paket servis.
O da soğutmadan yayına çıkarıp ziyafeti tamamladı.
İşte yeni ihanet filminin adı:
“Hümeyni mi yoksa Atatürk mü ?”
Bu ülkeye yapılabilecek en alçakça komplodur bu.
Atatürk’e yapılabilecek en adice saldırıdır bu.
On binlerce İstiklal şehidimize yapılabilecek en hayasız kıyaslamadır bu.
Bu ülkenin insanına yapılabilecek en seviyesiz yakıştırmadır bu.
Başörtülü yüz binlerce insanımıza yapılabilecek en zalimce karalamadır bu.
Stüdyoya nereden buldukları belli olmayan iki tane başörtülü çıkartıp sanki bütün başörtülüler Humeyni’yi seviyormuş, Atatürk’e düşmanmış gibi lanse etmek bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.
Adrese teslim, stüdyoya sipariş, elden servis dense dense buna denir.
Bu kez ekranlarda başörtülü okuyamadığı için Kanada’ya gidip orada 7 yıl kaldıktan sonra Türkiye’ye dönme kararı almış bir bayan ve arkadaşı var.
Dakka bir gol bir.
Ekrandaki başörtülü Humeyni’yi sevdiğini söylüyor.
Fatih Altaylı’nın keyfine diyecek yok.
Malzeme ayara geldi.
Ve soru patladı.
“Peki Atatürk’ü seviyor musun ?”
Cevap tam da planlandığı gibi.
“Sevmeme hakkım var mı ? Varsa sevmiyorum.”
Bunu söylemek için mi Kanada’da 7 yıl bekledin ?
Bir gün gel memleketinin en zor gününde ‘Atatürk’ü sevmiyorum Humeyni’yi seviyorum’ de diye mi seni Kanada’ya gönderdiler ?
Sürekli inançlı insanlara saldıran Fatih Altaylı’ya konuş diye mi seni yıllarca beslediler ?
Bu millet sizin gibileri çok gördü.
Çıkıp televizyonlarda konuşanları, evlerde basılanları, yalandan itirafta bulunanları çok gördü.
Şimdi başınız göğe erdi mi ? Rahatladınız mı ? Görevinizi yerine getirmiş olmanın huzuru içinde misiniz ?
Hadi siz akılsızsınız, iyi bir halt işlediğinizi düşünüyorsunuz, kendinizi kullandırıyorsunuz, aklınızca şöhret oluyorsunuz.
Ya milletin gözünün içine baka baka, salağa yata yata, sizi ekrana çıkarıp konuşturanlara ne demeli ?
Ya en aşağılık kumpaslarına, bu milletin başı açık-başörtülü tamamının sevdiği Atatürk’ü alet edenlere ne demeli ?
Millet size soruyor:
Bu, kullandığınız kaçıncı provokatör ?
Bu, milleti aptal yerine koyduğunuz kaçıncı senaryo ?
Bu, inançlı insanlara iftira attığınız kaçıncı rezalet ?
Bu, millete sobelendiğiniz kaçıncı tezgah ?
Bu, yuttururuz sandığınız kaçıncı komplo ?
Siz hiç akıllanmayacak mısınız ?
ÖRTÜLÜ
PROVOKASYON
Abdullah Abdulkadiroğlu