Duygu'Seli~
06-22-2009, 17:09
http://sl.glitter-graphics.net/pub/682/682749x7t3klmwiv.jpg
O gün sabah erkenden kalkmış bir güvercin ürkekliğiyle çarpan kalbini sakinleştirmek için derin bir nefes alarak evden çıkmıştı.Koşar adım otobüse binmiş ve okulun önündeki durakta inmişti.Okula doğru sessiz adımlarla ilerlerken bir anormallik olduğunu fark etmişti.
Bütün başörtülü arkadaşları soğuk parmaklıklar önünde bekliyordu.Artık okula başörtülü olarak giremeyecekti.Kalbine hançer gibi saplanan o sözler oracıkta dizlerinin bağının çözülmesine sebep oldu ve oracıkta yığıldı dizlerinin üstüne oysa ne kadar uğraşmıştı.İlkokul,ortaokul ve lise birinciliği ardından Türkiye çapında bir dereceyle girmişti tıp fakültesine.
Tüm hayallerine kavuştu derken şimdide inançlarına pranga vuran insanlarla karşı karşıyaydı.
Aslında insanların en masum giysisiydi başörtüsü.Açılıp saçılıp insanları tahrik etmiyordu en azından tam tersine saflığı,masumiyeti,insanların http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif a karşı duruşunu sergiliyordu.Boynu bükük bir nergisin halini arz edişine benziyordu.O boynunu her eğdiğinde kan damlıyordu gözlerinden.
Evet aslında niye üzülüyordu ki bu dünyada adaleti bulamayacağını bilmiyor muydu.Ama asıl canını acıtan Müslüman bir ülkede Müslümanlıktan ötürü insanların cezalandırılmasıydı.Bir de yaşlı anne babasının onu okutmak için çektiği sıkıntılar geliyordu aklına ,bu kadar emek bu çırpınışlar hepsi bu kadar kolay elden gitmemeliydi.Öyle ağlıyordu ki artık hıçkırık sesleri kafasında yankılanıyordu.
Göğüs kafesindeki kuş çırpınışları artık nefes almasını da zorlaştırıyordu.Kafası karışmıştı, ya tüm hayallerini bu kapının önünde bırakıp evine dönecek ya da bu kapının ardındaki hayallerine erişecekti.Bir an durdu ve gözyaşlarını sildi.Toparlanmalıydı göğsüne saplanan hançeri çıkarır gibi kalktı .Arkasını dönüp gitmek cepheden kaçmaktı.Oysa o öyle bir insan değildi savaşmalıydı.Savaşarak gelmişti bugünlere hem sahabe efendilerimiz daha büyük sıkıntılara katlanmışlardı diye düşündü içinden evet ne pahasına olursa olsun girmeliydi,okumalıydı,zaten bu utanca onay veren insanlar okumuş insanlar değimliydi onlarda okuyarak bu makamlara gelmişti.Hem ayrıca bizim annelerimiz,babalarımız okusaydı bu haller de olur muyduk ?
Kararını vermişti içeri girecekti.Tekrar başını önüne eğdi ve başörtüsünü yavaşça çıkardı.Ortaokul ve liseyi imam hatip de okuduğu için uzun bir zamandan sonra ilk defa dışarıda başını açıyordu.Nergis dalından kopmuştu.Yavrusu elinden alınmış bir anne şefkatiyle ayrıldı biricik örtüsünden katlayarak çantasına koydu.Artık hiçbir şey onu yolundan alı koyamayacaktı.
Dersleri çok iyiydi ve fakülteyi birincilikle bitirdi.Ancak ödülünü verirken bile bu başörtülü kız nasıl birinci olur diye konuşuyorlardı.Onların gözünde başörtü temizlikçilere,hademelere yakışırdı oysa o kadar kutsaldı ki özgürlüğün nergislerin biricik sembolüydü. O ispatlamıştı ne olursa olsun inançlı insanları yollarından çeviremeyeceklerdi.
Amerika da bir üniversiteden doktora bursu kazandığını öğrenince daha da mutlu olmuştu.Oraya gittiğinde eğitimine başörtülü olarak devam edeceğini öğrenince hem çok şaşırmış hem de mutlu olmuştu.Şaşırmıştı çünkü Hıristiyan bir ülkede ona bu kadar saygı duyulması giyinişinin değil de başarılarının referans alınması onu çok etkilemişti.Burada eğitimini tamamlamış, kariyer basamaklarını da hızla çıkmıştı.
Evet Prof.Ünvanıyla okuldan mezun olmuş çalışmak için Türkiye`ye dönmeye karar vermişti.Bu arada ilk hocalık teklifini de kendi üniversitesinden almıştı.Bu teklifi kabul etti.O sabah yine erken kalktı ve ilk kez hoca olarak ders vereceği okulunun kapısına geldi.Bir an yıllar önce yaşadığı o derin olay gözlerinin önüne gelmiş,bu soğuk parmaklıkların önünde hayallerine koşuşunu hatırlamıştı.Yine aynı yerde gözleri doluyor ve susuzluktan çatlayan toprağa nergis gözyaşları tekrar dökülüyordu.
Yine başörtüsüyle vedalaşma zamanı gelmişti.Onu öptü kokladı ve çantasına koydu.Artık derslere girmeye başlamış ve yavaş yavaş öğrencileriyle kaynaşmaya başlamıştı.Dersleri materyalist düşüncelerle değil de http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif ın mucizeleri ve insana verdiği nimetler olarak anlattığı için öğrencilerinin dikkatini daha fazla çekiyordu.Giderek okulda popülaritesi artmıştı.Aradan 1 yıl geçtik ten sonra rektörün görev süresi dolmuş ve emekliye ayrılmıştı.
Öğrencilerinin ve arkadaşlarının ısrarıyla rektörlüğe aday oldu ve seçildi.Çok büyük bir heyecan yaşıyordu.Çünkü yeni çıkan yasayla üniversitede başörtüsü serbestliği rektörlerin inisiyatifine bırakılmıştı.Bir genelgeyle bu yasağın kalktığını ilan etti.İçinde büyük bir huzur vardı.Artık nergisler parmaklıklar ardında mahzun ve hüzünlü kalmayacaktı.Şimdi yıllar önce ne kadar büyük bir karar verdiğini anlamıştı.Eğer o kapıdan dönüp gitseydi.Hayatına devam edecekti.Ama o okumayı seçti ve yıllar önce kendisinin karşılaştığı sıkıntıları çözme fırsatı buldu.O moralini bozmadı çalıştı çabaladı ve nergislerin yüzünü güldürdü.
Evet sıra sizde nergisler dünyaya küsmenin kimseye faydası yok.Artık başınızı dik tutun.Çalışın ve hedeflerinize ulaşın,o gün yakındır.Dünyanın barışa,huzura,ve özgürlüklere kavuşacağı gün yakındır.Sabredin.
Yazan:MEHMET AKİF
O gün sabah erkenden kalkmış bir güvercin ürkekliğiyle çarpan kalbini sakinleştirmek için derin bir nefes alarak evden çıkmıştı.Koşar adım otobüse binmiş ve okulun önündeki durakta inmişti.Okula doğru sessiz adımlarla ilerlerken bir anormallik olduğunu fark etmişti.
Bütün başörtülü arkadaşları soğuk parmaklıklar önünde bekliyordu.Artık okula başörtülü olarak giremeyecekti.Kalbine hançer gibi saplanan o sözler oracıkta dizlerinin bağının çözülmesine sebep oldu ve oracıkta yığıldı dizlerinin üstüne oysa ne kadar uğraşmıştı.İlkokul,ortaokul ve lise birinciliği ardından Türkiye çapında bir dereceyle girmişti tıp fakültesine.
Tüm hayallerine kavuştu derken şimdide inançlarına pranga vuran insanlarla karşı karşıyaydı.
Aslında insanların en masum giysisiydi başörtüsü.Açılıp saçılıp insanları tahrik etmiyordu en azından tam tersine saflığı,masumiyeti,insanların http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif a karşı duruşunu sergiliyordu.Boynu bükük bir nergisin halini arz edişine benziyordu.O boynunu her eğdiğinde kan damlıyordu gözlerinden.
Evet aslında niye üzülüyordu ki bu dünyada adaleti bulamayacağını bilmiyor muydu.Ama asıl canını acıtan Müslüman bir ülkede Müslümanlıktan ötürü insanların cezalandırılmasıydı.Bir de yaşlı anne babasının onu okutmak için çektiği sıkıntılar geliyordu aklına ,bu kadar emek bu çırpınışlar hepsi bu kadar kolay elden gitmemeliydi.Öyle ağlıyordu ki artık hıçkırık sesleri kafasında yankılanıyordu.
Göğüs kafesindeki kuş çırpınışları artık nefes almasını da zorlaştırıyordu.Kafası karışmıştı, ya tüm hayallerini bu kapının önünde bırakıp evine dönecek ya da bu kapının ardındaki hayallerine erişecekti.Bir an durdu ve gözyaşlarını sildi.Toparlanmalıydı göğsüne saplanan hançeri çıkarır gibi kalktı .Arkasını dönüp gitmek cepheden kaçmaktı.Oysa o öyle bir insan değildi savaşmalıydı.Savaşarak gelmişti bugünlere hem sahabe efendilerimiz daha büyük sıkıntılara katlanmışlardı diye düşündü içinden evet ne pahasına olursa olsun girmeliydi,okumalıydı,zaten bu utanca onay veren insanlar okumuş insanlar değimliydi onlarda okuyarak bu makamlara gelmişti.Hem ayrıca bizim annelerimiz,babalarımız okusaydı bu haller de olur muyduk ?
Kararını vermişti içeri girecekti.Tekrar başını önüne eğdi ve başörtüsünü yavaşça çıkardı.Ortaokul ve liseyi imam hatip de okuduğu için uzun bir zamandan sonra ilk defa dışarıda başını açıyordu.Nergis dalından kopmuştu.Yavrusu elinden alınmış bir anne şefkatiyle ayrıldı biricik örtüsünden katlayarak çantasına koydu.Artık hiçbir şey onu yolundan alı koyamayacaktı.
Dersleri çok iyiydi ve fakülteyi birincilikle bitirdi.Ancak ödülünü verirken bile bu başörtülü kız nasıl birinci olur diye konuşuyorlardı.Onların gözünde başörtü temizlikçilere,hademelere yakışırdı oysa o kadar kutsaldı ki özgürlüğün nergislerin biricik sembolüydü. O ispatlamıştı ne olursa olsun inançlı insanları yollarından çeviremeyeceklerdi.
Amerika da bir üniversiteden doktora bursu kazandığını öğrenince daha da mutlu olmuştu.Oraya gittiğinde eğitimine başörtülü olarak devam edeceğini öğrenince hem çok şaşırmış hem de mutlu olmuştu.Şaşırmıştı çünkü Hıristiyan bir ülkede ona bu kadar saygı duyulması giyinişinin değil de başarılarının referans alınması onu çok etkilemişti.Burada eğitimini tamamlamış, kariyer basamaklarını da hızla çıkmıştı.
Evet Prof.Ünvanıyla okuldan mezun olmuş çalışmak için Türkiye`ye dönmeye karar vermişti.Bu arada ilk hocalık teklifini de kendi üniversitesinden almıştı.Bu teklifi kabul etti.O sabah yine erken kalktı ve ilk kez hoca olarak ders vereceği okulunun kapısına geldi.Bir an yıllar önce yaşadığı o derin olay gözlerinin önüne gelmiş,bu soğuk parmaklıkların önünde hayallerine koşuşunu hatırlamıştı.Yine aynı yerde gözleri doluyor ve susuzluktan çatlayan toprağa nergis gözyaşları tekrar dökülüyordu.
Yine başörtüsüyle vedalaşma zamanı gelmişti.Onu öptü kokladı ve çantasına koydu.Artık derslere girmeye başlamış ve yavaş yavaş öğrencileriyle kaynaşmaya başlamıştı.Dersleri materyalist düşüncelerle değil de http://www.minare.net/forum/Smileys/default/iccon04.gif ın mucizeleri ve insana verdiği nimetler olarak anlattığı için öğrencilerinin dikkatini daha fazla çekiyordu.Giderek okulda popülaritesi artmıştı.Aradan 1 yıl geçtik ten sonra rektörün görev süresi dolmuş ve emekliye ayrılmıştı.
Öğrencilerinin ve arkadaşlarının ısrarıyla rektörlüğe aday oldu ve seçildi.Çok büyük bir heyecan yaşıyordu.Çünkü yeni çıkan yasayla üniversitede başörtüsü serbestliği rektörlerin inisiyatifine bırakılmıştı.Bir genelgeyle bu yasağın kalktığını ilan etti.İçinde büyük bir huzur vardı.Artık nergisler parmaklıklar ardında mahzun ve hüzünlü kalmayacaktı.Şimdi yıllar önce ne kadar büyük bir karar verdiğini anlamıştı.Eğer o kapıdan dönüp gitseydi.Hayatına devam edecekti.Ama o okumayı seçti ve yıllar önce kendisinin karşılaştığı sıkıntıları çözme fırsatı buldu.O moralini bozmadı çalıştı çabaladı ve nergislerin yüzünü güldürdü.
Evet sıra sizde nergisler dünyaya küsmenin kimseye faydası yok.Artık başınızı dik tutun.Çalışın ve hedeflerinize ulaşın,o gün yakındır.Dünyanın barışa,huzura,ve özgürlüklere kavuşacağı gün yakındır.Sabredin.
Yazan:MEHMET AKİF