BU BAYRAM KİMSEYİ ZİYARET ETMEYİN

Evet, yanlış okumadınız başlığı…
Bu bayramı kendinize göre tüketin, zaten iki günü normal tatildi; kat Perşembe,Cuma’yı üç gün, çarşamba yarımdan tama düşer ki, zaten şehirde kalanlar idare eder o gün bütün kurumları. Oldu mu sana beş, müdürün ya da patronun kıyak adamsa, Pazartesi,salıda ‘N’oluuur’ diyerek, uzatabildiğin kadar uzat ve sesine de verebildiğin kadar acı ver. Al sana koca yedi gün…

Yazlığın, kışlığın yoksa hesaplısından bir otel ayarla oldu bitti…
Kapıya bayramda ‘yokuz’ gibi cahilce bir not bırakıp da hırsızın işini kolaylaştırma…
Artık medeniyet çağındayız, eskisi gibi mi? Al eline cep telefonunu uzan şezlonga herkese aynısından bir bayram mesajı at kimse de kırılmamış olur…
Çok kırılacak olan anne, baba, dayı, emmi, hala, teyze, nine, dede onları da cepten ara; sesinle kutla ama en küçük çocuğu mutlaka konuştur… ‘Bak anne torunun ne diyor’ de, o sihirli ses zaten yetecektir kırgınlıkları kaldırmaya.

Yat yatabildiğin kadar. Ne kimse gelsin ne de sen git kimseye. Çoluk çocuk eğlenin, keyfinize bakın… Erken gidip, geç döneceğinizden trafik gibi bir keşmekeşin içine de düşmeyeceğinizden, keyfinizi hiç kimse ve hiçbir şey bozmasın bozamasın…
Şimdi evde olsan bir de mezarlık ve hasta ziyareti girecekti işin içine. Ne gerek var, ha bayram öncesi ha sonrası, dönünce halledersin, çocuklar gelmese de sen gidersin tek başına.
Sabah sabah mahallenin çocuklarına dağıtacağın şekerin parasına çocuklarına hamburger alır, dağıtacağın harçlıklarla da eşinle baş başa bir yemek yersin, gittiğin yerde.

BU BAYRAM SENİN OLSUN KİMSENİN DEĞİL
Al bütün gazeteleri ister spor sayfasından başla, ister bayram haberlerinden… Üçüncü sayfada kaza ve ölüm haberleri olacaktır; hiç oraya bakıp da üzülme ya da bu bayram onlar yine ağlamaklıydı gibi çok ‘Irak’tan gelen ajitasyon haberleri ile de keyfini kaçırma -ki bu bayram senin olsun- tamamıyla…

Ne memleketin derdi biter ne de annenin babanın seni görme isteği bunları unutma, o yüzden bunları hatırlayıp da keyfini kaçırma… Ana baba küsemez sarıl boyunlarına bitti gitti, onlar hemen unuturlar, “oğlum kızım bayram günü tatil de nerden çıktı”ya çok bunalmıştım gibi onların yüreklerinin dayanmayacağı bir cevap hazırla.
Her gün gördüğün komşular değil mi, bayram adında gelecek olan; bir hafta sonu ya da hafta içi ortak sevdiğiniz bir dizinin günün de buluşur, hem ‘geçmiş bayramlarını’ kutlar, hem ‘dizini’ kaçırmaz, hem de ilişkilerini sıcak tutmuş olursun…
Bak benim dediğimi yap seneye, sonraki seneye, daha sonraki seneye hep aynısını yapacaksın, çünkü giderek de bayramlar yaza gelecek, düşünsene keyfi…

SONRA NE Mİ OLACAK?
Aradan yıllar yıllar geçecek… Senin mahallenin çocuklarına vereceğin harçlıkla hamburger aldığın çocuk, “Bu bayram arkadaşlarla tatile gideceğiz” dediği zaman, içinden bir şeyler akıp gidecek. Diğeri “O zaman ben de giderim, zaten arkadaşların hepsi Bodrum’da” diyecek. Küçük ama artık büyümüş olan sen ‘Beraber olsaydık diyeceksin!’ ama, içerisini dolduracak cevabın olmayacak…
‘Bu çocuklar niye böyle oldu’ya eşinin de verecek cevabı olmayacak. Ve erkenden kalktığın bayram sabahında çocukların ‘cepten ya da msn’den kutlamaları öğlen sonunu bulacak…Her sene tatile gittiğini bildiklerinden dolayı kapını çalmayacak mahallenin çocukları.

Telefona elin gittiğinde annen baban gelecek aklına: Artık yanında olmayan, toprağın altına bıraktığın günden beri mezarına da doğru düzgün gitmediğin ki, ‘sanki sağlıklarında gidiyordun’ diyecek bir ses içten içe kulaklarına; ‘bekle diyecek bekle yarın torunların da gelmeyecek.’
Bir iki çingene çocuğunun ve mahallenin davulcusunun çaldığı kapı ziline koşturacak ayakların, o reklam gelecek aklına, gözlerinin yaşını silerken görmesin isteyeceksin gözyaşlarını eşin bile…

Ne elin öpülecek, ne de el öpeceğin birileri kalacak çevrende!

Gazete haberlerinin üçüncü sayfalarına takılacak gözün: ‘Büyükleri ziyaret edin küçükleri sevindirin’ başlıkları dağlayacak yüreğini…
‘Annem olsaydı diyeceksin babam şimdi, konuşsaydık oradan buradan’; sonra biraz düşünüp, hemen eşini alıp düşeceksin yola. Yoo bu sefer tatile değil arabana atlayıp gideceksin mezarlığa…
Unutulmuş kabristanın yolunda için içine sığmayacak ağlayacak ağlayacaksın, eşin onları özlediğin için ağladığını sanacak ama gerçeği bir tek sen bileceksin…
Sonra bir söz düşecek kuru dudaklarından: ‘Yarın bunlar mezarımıza da gelmeyecek… Mezarımıza da…'

EFENDİM HEPİNİZİN BAYRAMINI BURADAN TEBRİK EDER,
BAYRAM TADINDA BAYRAMLARINIZ OLSUN DİYEREK BİTİRİRKEN YAZIMI, HATIRLATAYIM; EĞER YİNE GİTMEK İSTERSENİZ GAZETELERDE 12 TAKSİT 4 GÜN ÜÇ GECE TATİLLER VAR İLGİLENENE…

Şair karakoç’un diliyle de son nokta…
“…Ya bayramlar bayram olsun kurtulsun.
Ya takvimler cayır cayır yırtılsın…”

Bedirhan Gökçe