mehmetakif24
02-12-2009, 19:00
Büyük Şehid'i rahmetle anıyoruz
İslam coğrafyasının büyük direniş önderlerinden Hasan El Benna, şehadetinin yıldönümünde dualarla anılıyor. http://www.habervaktim.com/resim/resim57059_2.jpg
(http://www.habervaktim.com/yonlendir.php?id=7) 1949 yılında şehit edilen Şehit İmam, tüm dünya Müslümanlarını etkilemiş, harekete geçirmiş ve birçok İslam ülkesinde “Müslüman Kardeşler” hareketinin kurulmasına vesile olmuştu. Siyonist devlete karşı savaşan ve bu nedenle bir ordu kuran Hasan El Benna, Sömürgeci İngilizlere de Mısır'da savaş ilan etmişti.
AĞLAMAYI DEĞİL ÇARE ÜRETMEYİ SEÇTİ
1906'ta Mısır'da doğdu. Alim bir babanın oğluydu. Genç yaşta Kur'an'ı ezberledi. Yaşından büyük düşüncelerle emsallerinin arasından ayrıldı. Lise talebesi iken ilk cemiyetini kurdu: "Haramlara Karşı Mücadele Cemiyeti". Henüz üniversite talebesi iken olaylara sessiz kalan Ulemanın tavrına tepki gösterdi. Hocalarını örgütleyip sokağa döktü. Önce camileri dolaştı. İnsanlara, tarihi şereflerle dolu bir Ümmetin böyle olmaması gerektiğini, dinlerini yüzüstü bırakamayacaklarını anlatmaya çalıştı. Camilerde Allah'ın dinini anlattı. Dinletemedi. Camisinde garip bir İslam'a ağlamak yerine çareler üretti. Olmaz sanılanları olur hale getirdi.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER'İ KURDUİSRAİL'E KARŞI SAVAŞTI
1928 yılında konuştuğu kahvehanelerde onu dinleyenlerden altı kişi bir akşam O'nun evinde toplandılar ve İslam davası için yaşamaya ve ölmeye yemin ederek sözleştiler. Kurdukları teşkilata isim aradıklarında ise Hasan El Benna: "Biz İslam'a hizmet için yola çıkmış kardeşleriz. Adımız da İhvan-ı Müslimin(Müslüman Kardeşler) olsun” dedi. O anda 22 yaşındaydı. Kısa bir zaman da 'İhvan-ı Müslimin' büyüdü. Filistin meselesini İslam'ın meselesi olarak gündeme getirdi. Filistin'de savaşacak birlikler oluşturup cepheye gönderdi. Bir tanesinin başında da kendisi bulundu. Mısırı kemiren İngilizlere karşı ayaklanma başlattı. Mısır çapında okullar, camiler, fabrikalar yapılmasına vesile oldu. Medrese açtırdı. Binler, onbinler derken büyük bir kitleyi uyandırdı. Kadınların şuurlanması ile özellikle ilgilendi ve Müslüman kadınlar örgütü kurdu. 1933 yılına kadar alimler, tarikat şeyhleri ve muhtelif cemiyetler gibi toplumun farklı kesimlerine ulaştırılan bu davet, Kahire'deki Cem'iyyetü't Tehzîbi'l-İslamî adlı gençlik teşkilatının da İhvan-ı Müslimîn'e katılmasıyla genişleme fırsatı buldu. 1933 yılında Kahire'ye yaptığı ziyaret sırasında teşkilatın genel merkezini Kahire'ye taşıma kararı alan Hasan el-Benna, İsmailiye'deki ailesi ile birlikte Kahire'ye yerleşti.
"İŞLERİMİZ VAKTİMİZDEN ÇOKTUR!"
Çaresizliği asla kabullenmedi. Allah'a itimadını sarsmadı. Olaylardan ve düşmanlardan daha büyük gördü kendisini. Hiç ümitsiz olmadı. Pek nazik ve tatlı dilli oldu. Namaz vakti, en büyük iş olarak namazı gördü. Davet zamanı da daveti en büyük eylem gördü. Etrafında onun sözlerini dinleyenlere şöyle derdi: "İşlerimiz vaktimizden çoktur!"
ŞEHİT EDİLDİ
1948'de Yahudilere karşı cihaddan söz edince İhvan-ı Müslümin yasa dışı ilan edildi ve kapatıldı. İngilizler onu kara listeye aldılar. Mısır'da iktidarı elinde bulunduran hükümetlerin, İngilizler'in talepleri istikametinde İhvan-ı Müslimîn'e baskı yaptıkları dönemde, Hasan el-Benna ve arkadaşları birçok defa tutuklandı. Hasan el-Benna, Mısır'daki sömürgeye son vermek için İngiltere'ye savaş ilan etmesi, teşkilat üzerindeki hükümet baskılarını artırdı. Teşkilatın kapatılması üzerine ülkeyi terk eden çok sayıda üye, fikirlerini komşu Arap ülkelerine de taşıdılar ve Suriye ve Yemen'de aynı isimle hareketlenmeler başladı. Filistin ve Ürdün'den de teşkilata aktif bir destek geldi. Hasan El Benna, faaliyetlerine "Müslüman Gençler" adıyla devam etti. O ve beraberindekiler büyük bir sindirmeye maruz kaldılar. Sevenleri grup grup tutuklandı. 1949 yılının şubat ayında özel aracına el kondu. Ruhsatlı silahı alındı. Yanında korumalığını yapan iki öz kardeşi tutuklandı. Çevresindekiler, araçlarla bilinmeyen yerlere götürüldü. 12 Şubat günü bir konferansından çıkarken silahlı saldırıya uğradı. Olay yerinde şehit olmadı. Hastaneye kaldırıldı. Polis hastaneye müdahale etti, tedavi görmesini engelledi. Orada ruhunu teslim etti. Hükümet her ne kadar suikastı örtbas etmek gayesiyle basın kuruluşlarına sıkı bir sansür uygulamışsa da, 1952 yılında yeniden başlatılan soruşturma ve yargılama sürecinde gizli polis teşkilatının üç mensubu suçlu bulunmuştur.
ZULÜM CENAZESİNDE KENDİSİNİ GÖSTERDİ
Hasan el-Benna'nın şehadetinden sonra Kahire'de camiler kapatıldı. Erkekler tutuklandı. Sokaklarda sadece polis ve askerler kaldı. Babası doksan yaşında idi. Cenazesi evine getirildi. Cenazesini mezarlığa götürecek erkek bulunamadığı için, kız kardeşleri ve hanımı tarafından mezarlığa götürüldü. Namazını sadece kadınlar ve babası kıldı. Mezara da onlar indirdi.
ŞEHİD İMAMIN ON ÇALIŞMA PRENSİBİ
1- Birlik en büyük hedeftir. Kalpler arasındaki bağ güçlü olsun, tek söz üzerine birleşsin.
2- 'Lailahe İllallah' diyen herkes Tevhid çatısı altında beraberimizdedir.
3- Kusuru nefsinde ara, muhalif hakkında iyi şeyler düşün.
4- Tepki verirken bile ahlakı göz ardı etme
5- Tartışma ve Kibir yok
6- Bir meselede doğru birden fazla olabilir
7- İttifak edilen şeylerde yardımlaş, farklı düşüncelere saygılı ol
8- Ortak düşmanı ön planda tut
9- İş ve üretim ufkunu aç. Her kardeş, -özel hayatındaki işlerine ilave olarak- hergün bir miktar Kur'an okumalı, yatmadan önce nefsini muhasebe etmelidir.
10- Yanlış yoldakilere üzülürüz; üzerine çullanıp teşhir etmeyiz.
İslam coğrafyasının büyük direniş önderlerinden Hasan El Benna, şehadetinin yıldönümünde dualarla anılıyor. http://www.habervaktim.com/resim/resim57059_2.jpg
(http://www.habervaktim.com/yonlendir.php?id=7) 1949 yılında şehit edilen Şehit İmam, tüm dünya Müslümanlarını etkilemiş, harekete geçirmiş ve birçok İslam ülkesinde “Müslüman Kardeşler” hareketinin kurulmasına vesile olmuştu. Siyonist devlete karşı savaşan ve bu nedenle bir ordu kuran Hasan El Benna, Sömürgeci İngilizlere de Mısır'da savaş ilan etmişti.
AĞLAMAYI DEĞİL ÇARE ÜRETMEYİ SEÇTİ
1906'ta Mısır'da doğdu. Alim bir babanın oğluydu. Genç yaşta Kur'an'ı ezberledi. Yaşından büyük düşüncelerle emsallerinin arasından ayrıldı. Lise talebesi iken ilk cemiyetini kurdu: "Haramlara Karşı Mücadele Cemiyeti". Henüz üniversite talebesi iken olaylara sessiz kalan Ulemanın tavrına tepki gösterdi. Hocalarını örgütleyip sokağa döktü. Önce camileri dolaştı. İnsanlara, tarihi şereflerle dolu bir Ümmetin böyle olmaması gerektiğini, dinlerini yüzüstü bırakamayacaklarını anlatmaya çalıştı. Camilerde Allah'ın dinini anlattı. Dinletemedi. Camisinde garip bir İslam'a ağlamak yerine çareler üretti. Olmaz sanılanları olur hale getirdi.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER'İ KURDUİSRAİL'E KARŞI SAVAŞTI
1928 yılında konuştuğu kahvehanelerde onu dinleyenlerden altı kişi bir akşam O'nun evinde toplandılar ve İslam davası için yaşamaya ve ölmeye yemin ederek sözleştiler. Kurdukları teşkilata isim aradıklarında ise Hasan El Benna: "Biz İslam'a hizmet için yola çıkmış kardeşleriz. Adımız da İhvan-ı Müslimin(Müslüman Kardeşler) olsun” dedi. O anda 22 yaşındaydı. Kısa bir zaman da 'İhvan-ı Müslimin' büyüdü. Filistin meselesini İslam'ın meselesi olarak gündeme getirdi. Filistin'de savaşacak birlikler oluşturup cepheye gönderdi. Bir tanesinin başında da kendisi bulundu. Mısırı kemiren İngilizlere karşı ayaklanma başlattı. Mısır çapında okullar, camiler, fabrikalar yapılmasına vesile oldu. Medrese açtırdı. Binler, onbinler derken büyük bir kitleyi uyandırdı. Kadınların şuurlanması ile özellikle ilgilendi ve Müslüman kadınlar örgütü kurdu. 1933 yılına kadar alimler, tarikat şeyhleri ve muhtelif cemiyetler gibi toplumun farklı kesimlerine ulaştırılan bu davet, Kahire'deki Cem'iyyetü't Tehzîbi'l-İslamî adlı gençlik teşkilatının da İhvan-ı Müslimîn'e katılmasıyla genişleme fırsatı buldu. 1933 yılında Kahire'ye yaptığı ziyaret sırasında teşkilatın genel merkezini Kahire'ye taşıma kararı alan Hasan el-Benna, İsmailiye'deki ailesi ile birlikte Kahire'ye yerleşti.
"İŞLERİMİZ VAKTİMİZDEN ÇOKTUR!"
Çaresizliği asla kabullenmedi. Allah'a itimadını sarsmadı. Olaylardan ve düşmanlardan daha büyük gördü kendisini. Hiç ümitsiz olmadı. Pek nazik ve tatlı dilli oldu. Namaz vakti, en büyük iş olarak namazı gördü. Davet zamanı da daveti en büyük eylem gördü. Etrafında onun sözlerini dinleyenlere şöyle derdi: "İşlerimiz vaktimizden çoktur!"
ŞEHİT EDİLDİ
1948'de Yahudilere karşı cihaddan söz edince İhvan-ı Müslümin yasa dışı ilan edildi ve kapatıldı. İngilizler onu kara listeye aldılar. Mısır'da iktidarı elinde bulunduran hükümetlerin, İngilizler'in talepleri istikametinde İhvan-ı Müslimîn'e baskı yaptıkları dönemde, Hasan el-Benna ve arkadaşları birçok defa tutuklandı. Hasan el-Benna, Mısır'daki sömürgeye son vermek için İngiltere'ye savaş ilan etmesi, teşkilat üzerindeki hükümet baskılarını artırdı. Teşkilatın kapatılması üzerine ülkeyi terk eden çok sayıda üye, fikirlerini komşu Arap ülkelerine de taşıdılar ve Suriye ve Yemen'de aynı isimle hareketlenmeler başladı. Filistin ve Ürdün'den de teşkilata aktif bir destek geldi. Hasan El Benna, faaliyetlerine "Müslüman Gençler" adıyla devam etti. O ve beraberindekiler büyük bir sindirmeye maruz kaldılar. Sevenleri grup grup tutuklandı. 1949 yılının şubat ayında özel aracına el kondu. Ruhsatlı silahı alındı. Yanında korumalığını yapan iki öz kardeşi tutuklandı. Çevresindekiler, araçlarla bilinmeyen yerlere götürüldü. 12 Şubat günü bir konferansından çıkarken silahlı saldırıya uğradı. Olay yerinde şehit olmadı. Hastaneye kaldırıldı. Polis hastaneye müdahale etti, tedavi görmesini engelledi. Orada ruhunu teslim etti. Hükümet her ne kadar suikastı örtbas etmek gayesiyle basın kuruluşlarına sıkı bir sansür uygulamışsa da, 1952 yılında yeniden başlatılan soruşturma ve yargılama sürecinde gizli polis teşkilatının üç mensubu suçlu bulunmuştur.
ZULÜM CENAZESİNDE KENDİSİNİ GÖSTERDİ
Hasan el-Benna'nın şehadetinden sonra Kahire'de camiler kapatıldı. Erkekler tutuklandı. Sokaklarda sadece polis ve askerler kaldı. Babası doksan yaşında idi. Cenazesi evine getirildi. Cenazesini mezarlığa götürecek erkek bulunamadığı için, kız kardeşleri ve hanımı tarafından mezarlığa götürüldü. Namazını sadece kadınlar ve babası kıldı. Mezara da onlar indirdi.
ŞEHİD İMAMIN ON ÇALIŞMA PRENSİBİ
1- Birlik en büyük hedeftir. Kalpler arasındaki bağ güçlü olsun, tek söz üzerine birleşsin.
2- 'Lailahe İllallah' diyen herkes Tevhid çatısı altında beraberimizdedir.
3- Kusuru nefsinde ara, muhalif hakkında iyi şeyler düşün.
4- Tepki verirken bile ahlakı göz ardı etme
5- Tartışma ve Kibir yok
6- Bir meselede doğru birden fazla olabilir
7- İttifak edilen şeylerde yardımlaş, farklı düşüncelere saygılı ol
8- Ortak düşmanı ön planda tut
9- İş ve üretim ufkunu aç. Her kardeş, -özel hayatındaki işlerine ilave olarak- hergün bir miktar Kur'an okumalı, yatmadan önce nefsini muhasebe etmelidir.
10- Yanlış yoldakilere üzülürüz; üzerine çullanıp teşhir etmeyiz.