sevgisacan
05-27-2009, 18:36
29 Mart 2009 yerel seçimleri öncesi AKP İstanbul İl Başkanlığı Ankara’daki genel merkeze sürekli olarak anket yolluyor ve ‘’Duruma hakimiz’’ diyordu. AKP İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşçu da CHP’nin İstanbul’da yüzde 20 oranında oy alacağını belirterek, ‘’Gönlünüzü ferah tutun’’ mesajı veriyordu.
Ancak, başta Beyoğlu olmak üzere, Sarıyer, Kartal, Maltepe, Adalar, Silivri, Çatalca belediye başkanları Babuşçu’yla aynı fikirde değildi. Öyle ki; Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, ilçesinde kazanamayacağını düşündüğü için ‘’kazanabileceği’’ bir ilçeden aday olmaya gayret ediyordu.
Beyoğlu Belediye Başkanı AKP’li Demircan bu yüzden, Sarıyer’den aday olabilmenin yollarını aradı. Ancak Sarıyer’de yaptırdığı ankette AKP’nin oylarının düşeceğini görünce, ‘’yerinden kıpırdamadı.’’ Ki; 29 Mart seçimlerinde belediye AKP’den CHP’ye geçti. Beyoğlu ise hala nasıl olduğu anlaşılmayan bir operasyonla AKP’de kaldı. O gece seçim sonuçlarını izleyenler, buna yakından tanık oldu…
29 Mart gecesi AKP tam bir şok yaşadı. Daha önce AKP’de olan 6 belediye el değiştirdi. Çatalca, Silivri, Kartal, Maltepe, Adalar, Sarıyer CHP tarafından kazanıldı. 10 yıl boyunca ANAP’ın yönettiği Büyük Çekmece de CHP’nin seçim sonucu kazandığı ilçeler arasına katıldı. AKP bir şoku ise, Başbakan Erdoğan’ın ‘’talimatıyla’’ kurulan Ataşehir’de yaşadı. Ataşehir Belediye Başkan Adayı Ömer Abamor, kazanacağından o denli emindi ki; seçimlerin yapılmasına 20 gün kala, ‘’yeni belediye binası’’ için anlaşma masasına oturdu. Ki; ortada ne bir ‘’ilçe’’ vardı, ne de AKP’nin kazanacağı garantiydi. Ancak; AKP’nin ‘’masa başı’nda yaptığı ‘’böl – parçala – birleştir’’ hesabına göre, Ataşehir’i hükümetteki partinin adayı yönetecekti. Bu hesap da tutmadı, 23 bin oy önde görünen AKP, seçimi 5 bin 600 oy farkı yiyerek kaybetti.
29 Mart gecesi ilk sonuçlar geldikçe, AKP’de tam bir ölüm sessizliği hüküm sürdü. AKP İstanbul İl Başkanı Babuşçu, Kemal Kılıçdaroğlu ile Gürsel Tekin’in açıklamaları yüzünden sık sık ekrana çıkmak zorunda kaldı. Babuşçu, ne diyeceğini bilmez bir haldeydi. Partisi, ‘’kazanacaklarına kesin gözüyle bakılan’’ 7 ilçeyi kaybetmişti. Kılıçdaroğlu’nun nefesi de Kadir Topbaş’ın ensesindeydi. Babuşçu’nun şaşkınlığı, gözlerinden okunuyordu.
Babuşçu’yu 29 Mart’tan sonra bir daha gören olmadı. Ta ki; 27 Mayıs 2009’a kadar… Babuşçu, 27 Mayıs 2009 tarihinde, yani seçimlerden iki ay sonra ilk kez kameraların karşısına geçti. AKP İl Başkanlığı’nda yapılan basın toplantısında (ki sadece yandaş medya çağırıldı, merkez medyaya haber verilmedi) CHP’li belediyelerin ‘’işçi kıyımı’’ yaptığından söz etti. Babuşçu’nun iddialarına göre, Sarıyer, Maltepe ve Kartal’da CHP’li yöneticiler, AKP döneminde işe alınan kişilere yönelik baskı politikası uyguluyor. ‘’Türbanlılar’’ işten atılıyor.
Babuşçu’nun işaret fişeği, aslında CHP’li belediyeleri zor günlerin beklediğini gösteriyor. Zira; ‘’Milli Görüş geleneği’’nden gelen siyasetçilerin, ‘’muhalefet’’ noktasında başarılı oldukları ve tüm gelişmeleri kendi lehlerine çevirebildikleri bir gerçek. AKP şimdi yine bu role soyunacak. Belediyelerinde ''solcu''ların, ''demokratların'' ve sendikacıların ensesinde boza pişirenler, Ramazan ayında yemekhaneleri kapatarak oruç tutmayanlara işkence edenler, mağduru oynayacak.
‘’İktidardayken’’ muhalefete soyunanlar, bunu yaparken, elindeki ‘’iktidar’’ gücünü de sonuna dek kullanacak. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Kartal ve Maltepe Sahili’ndeki çöpleri toplamaması, bunun en somut örneği. Keza, Silivri Sahili'nin işletmesinin yine Büyükşehir'e bağlanması ve CHP'li belediyenin zor durumda bırakılması da bir diğer örnek...
CHP’li belediyeler ise, ne yazık ki; hem bu politikayı deşifre edecek stratejiden hem de taktikten yoksun. Seçilmelerinin hemen ardından örgütlerine sırtlarını çeviren başkanlar AKP karşısında ‘’savunmasız’’ kalacak. Belediye başkanını kendi tabanı dahi savunmayacağı için, en küçük bir eleştiri bile büyük etki yaratacak. Çünkü; AKP’nin öne sürdüğü argümanları mahallede, kahvede, sokakta, iş yerinde ev ziyaretlerinde ‘’yalanlayacak’’ ve ‘’doğrusunu anlatacak’’ partililer olmayacak.
‘’Nasıl olsa seçildim, beş yıl buradayım’’ rehavetine kapılan başkanlar, arkalarında örgüt desteği olmamasının acısını bu süreçte yaşayarak görecek. Sürüden ayrılanı kurt kapacak...
Lafı uzatmayalım:
CHP’li belediyeler, Genel Başkan Deniz Baykal’ın talimatına rağmen yanlış işler yapıyor. Baykal, ‘’Kimseyi işten çıkarmayın, kimsenin ekmeğiyle oynamayın’’ demesine rağmen, sanki bu sözler hiç söylenmemişçesine hareket ediyorlar. CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ise partisinin imajına yönelik algıyı değişterme gayrete veriyor. Ancak ne yazık ki; ‘’Tamam, ben oldum artık’’ zihniyetindekiler, hem Baykal’ı, hem de Tekin’i zor durumda bırakıyor.
Babuşçu’nun basın toplantısının bir işaret fişeği olduğu unutulmasın… Babuşçu, ‘’zeytinyağı gibi su yüzüne çıkmaya çalışıyor.’’ Oysa ki CHP’li belediye başkanları, AKP’nin belediyelerde nasıl bir enkaz yarattığını gözler önüne serseydi, Babuşçu bugün bu eleştirilerle kameraların karşısına çıkamazdı. Örneğin, eleştirilen Sarıyer Belediyesi’nin 140 trilyon borcu olduğunu yazmıştık. Bu 140 trilyon nereye harcandı? AKP'li eski Başkan Yusuf Tülün, ederi 140 milyar olan Mercedes'i neden kiraladı ve yılda 140 milyar lira ödedi? Ve bu neden on yıl boyunca devam etti?
Bir örnek daha:
Kartal Belediyesi’nin son iki aydaki ‘’benzin harcaması’’ yarı yarıya düştü. Bu nasıl oldu? Daha önce neden benzine ‘’çok fazla para harcanıyordu?’’
6 belediye başkanı, koltuklarını AKP'den devraldı. Bu belediyelerde, önceki yılarda hiç mi yolsuzluk yaşanmamıştı?
Belediye başkanları bunları halka anlatmalı, ‘’İlçeniz böyle yağmalanıyor’’ diyebilmeliydi. Ancak ne yazık ki; bunu yapamadılar. “İşe hiç gelmeden maaş alan’’ların sözleşmelerini fesh etmekte haklı oldukları halde, yine AKP’yi ‘’mağdur’’ pozisyonuna soktular.
Umarım Babuşçu’nun ‘’işaret fişeği’’ CHP’li başkanların aklını başına toplaması için bir fırsat olur… Aksi halde, o çok övündükleri 89 ruhunun son dönemleriyle karşı karşıya kalmaları işten bile değil…
NOT: Benimkisi kişisel bir merak: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, önümüzdeki günlerde CHP’li belediyeleri ziyaret edecek. Acaba hangi belediye başkanı Baykal’ın önüne bir ‘yönetim modeli’ koyabilecek, ya da ‘’vizyon’’unu anlatabilecek.
Doğrusu çok merak ediyorum
BARIŞ YARKADAŞ
Ancak, başta Beyoğlu olmak üzere, Sarıyer, Kartal, Maltepe, Adalar, Silivri, Çatalca belediye başkanları Babuşçu’yla aynı fikirde değildi. Öyle ki; Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, ilçesinde kazanamayacağını düşündüğü için ‘’kazanabileceği’’ bir ilçeden aday olmaya gayret ediyordu.
Beyoğlu Belediye Başkanı AKP’li Demircan bu yüzden, Sarıyer’den aday olabilmenin yollarını aradı. Ancak Sarıyer’de yaptırdığı ankette AKP’nin oylarının düşeceğini görünce, ‘’yerinden kıpırdamadı.’’ Ki; 29 Mart seçimlerinde belediye AKP’den CHP’ye geçti. Beyoğlu ise hala nasıl olduğu anlaşılmayan bir operasyonla AKP’de kaldı. O gece seçim sonuçlarını izleyenler, buna yakından tanık oldu…
29 Mart gecesi AKP tam bir şok yaşadı. Daha önce AKP’de olan 6 belediye el değiştirdi. Çatalca, Silivri, Kartal, Maltepe, Adalar, Sarıyer CHP tarafından kazanıldı. 10 yıl boyunca ANAP’ın yönettiği Büyük Çekmece de CHP’nin seçim sonucu kazandığı ilçeler arasına katıldı. AKP bir şoku ise, Başbakan Erdoğan’ın ‘’talimatıyla’’ kurulan Ataşehir’de yaşadı. Ataşehir Belediye Başkan Adayı Ömer Abamor, kazanacağından o denli emindi ki; seçimlerin yapılmasına 20 gün kala, ‘’yeni belediye binası’’ için anlaşma masasına oturdu. Ki; ortada ne bir ‘’ilçe’’ vardı, ne de AKP’nin kazanacağı garantiydi. Ancak; AKP’nin ‘’masa başı’nda yaptığı ‘’böl – parçala – birleştir’’ hesabına göre, Ataşehir’i hükümetteki partinin adayı yönetecekti. Bu hesap da tutmadı, 23 bin oy önde görünen AKP, seçimi 5 bin 600 oy farkı yiyerek kaybetti.
29 Mart gecesi ilk sonuçlar geldikçe, AKP’de tam bir ölüm sessizliği hüküm sürdü. AKP İstanbul İl Başkanı Babuşçu, Kemal Kılıçdaroğlu ile Gürsel Tekin’in açıklamaları yüzünden sık sık ekrana çıkmak zorunda kaldı. Babuşçu, ne diyeceğini bilmez bir haldeydi. Partisi, ‘’kazanacaklarına kesin gözüyle bakılan’’ 7 ilçeyi kaybetmişti. Kılıçdaroğlu’nun nefesi de Kadir Topbaş’ın ensesindeydi. Babuşçu’nun şaşkınlığı, gözlerinden okunuyordu.
Babuşçu’yu 29 Mart’tan sonra bir daha gören olmadı. Ta ki; 27 Mayıs 2009’a kadar… Babuşçu, 27 Mayıs 2009 tarihinde, yani seçimlerden iki ay sonra ilk kez kameraların karşısına geçti. AKP İl Başkanlığı’nda yapılan basın toplantısında (ki sadece yandaş medya çağırıldı, merkez medyaya haber verilmedi) CHP’li belediyelerin ‘’işçi kıyımı’’ yaptığından söz etti. Babuşçu’nun iddialarına göre, Sarıyer, Maltepe ve Kartal’da CHP’li yöneticiler, AKP döneminde işe alınan kişilere yönelik baskı politikası uyguluyor. ‘’Türbanlılar’’ işten atılıyor.
Babuşçu’nun işaret fişeği, aslında CHP’li belediyeleri zor günlerin beklediğini gösteriyor. Zira; ‘’Milli Görüş geleneği’’nden gelen siyasetçilerin, ‘’muhalefet’’ noktasında başarılı oldukları ve tüm gelişmeleri kendi lehlerine çevirebildikleri bir gerçek. AKP şimdi yine bu role soyunacak. Belediyelerinde ''solcu''ların, ''demokratların'' ve sendikacıların ensesinde boza pişirenler, Ramazan ayında yemekhaneleri kapatarak oruç tutmayanlara işkence edenler, mağduru oynayacak.
‘’İktidardayken’’ muhalefete soyunanlar, bunu yaparken, elindeki ‘’iktidar’’ gücünü de sonuna dek kullanacak. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın Kartal ve Maltepe Sahili’ndeki çöpleri toplamaması, bunun en somut örneği. Keza, Silivri Sahili'nin işletmesinin yine Büyükşehir'e bağlanması ve CHP'li belediyenin zor durumda bırakılması da bir diğer örnek...
CHP’li belediyeler ise, ne yazık ki; hem bu politikayı deşifre edecek stratejiden hem de taktikten yoksun. Seçilmelerinin hemen ardından örgütlerine sırtlarını çeviren başkanlar AKP karşısında ‘’savunmasız’’ kalacak. Belediye başkanını kendi tabanı dahi savunmayacağı için, en küçük bir eleştiri bile büyük etki yaratacak. Çünkü; AKP’nin öne sürdüğü argümanları mahallede, kahvede, sokakta, iş yerinde ev ziyaretlerinde ‘’yalanlayacak’’ ve ‘’doğrusunu anlatacak’’ partililer olmayacak.
‘’Nasıl olsa seçildim, beş yıl buradayım’’ rehavetine kapılan başkanlar, arkalarında örgüt desteği olmamasının acısını bu süreçte yaşayarak görecek. Sürüden ayrılanı kurt kapacak...
Lafı uzatmayalım:
CHP’li belediyeler, Genel Başkan Deniz Baykal’ın talimatına rağmen yanlış işler yapıyor. Baykal, ‘’Kimseyi işten çıkarmayın, kimsenin ekmeğiyle oynamayın’’ demesine rağmen, sanki bu sözler hiç söylenmemişçesine hareket ediyorlar. CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ise partisinin imajına yönelik algıyı değişterme gayrete veriyor. Ancak ne yazık ki; ‘’Tamam, ben oldum artık’’ zihniyetindekiler, hem Baykal’ı, hem de Tekin’i zor durumda bırakıyor.
Babuşçu’nun basın toplantısının bir işaret fişeği olduğu unutulmasın… Babuşçu, ‘’zeytinyağı gibi su yüzüne çıkmaya çalışıyor.’’ Oysa ki CHP’li belediye başkanları, AKP’nin belediyelerde nasıl bir enkaz yarattığını gözler önüne serseydi, Babuşçu bugün bu eleştirilerle kameraların karşısına çıkamazdı. Örneğin, eleştirilen Sarıyer Belediyesi’nin 140 trilyon borcu olduğunu yazmıştık. Bu 140 trilyon nereye harcandı? AKP'li eski Başkan Yusuf Tülün, ederi 140 milyar olan Mercedes'i neden kiraladı ve yılda 140 milyar lira ödedi? Ve bu neden on yıl boyunca devam etti?
Bir örnek daha:
Kartal Belediyesi’nin son iki aydaki ‘’benzin harcaması’’ yarı yarıya düştü. Bu nasıl oldu? Daha önce neden benzine ‘’çok fazla para harcanıyordu?’’
6 belediye başkanı, koltuklarını AKP'den devraldı. Bu belediyelerde, önceki yılarda hiç mi yolsuzluk yaşanmamıştı?
Belediye başkanları bunları halka anlatmalı, ‘’İlçeniz böyle yağmalanıyor’’ diyebilmeliydi. Ancak ne yazık ki; bunu yapamadılar. “İşe hiç gelmeden maaş alan’’ların sözleşmelerini fesh etmekte haklı oldukları halde, yine AKP’yi ‘’mağdur’’ pozisyonuna soktular.
Umarım Babuşçu’nun ‘’işaret fişeği’’ CHP’li başkanların aklını başına toplaması için bir fırsat olur… Aksi halde, o çok övündükleri 89 ruhunun son dönemleriyle karşı karşıya kalmaları işten bile değil…
NOT: Benimkisi kişisel bir merak: CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, önümüzdeki günlerde CHP’li belediyeleri ziyaret edecek. Acaba hangi belediye başkanı Baykal’ın önüne bir ‘yönetim modeli’ koyabilecek, ya da ‘’vizyon’’unu anlatabilecek.
Doğrusu çok merak ediyorum
BARIŞ YARKADAŞ