Duygu'Seli~
06-13-2010, 21:05
http://www.semerkandaile.com/DergiResimleri/be65735adcdf5056140.jpg
Hanımlar, gündelik yaşamın tüm sorumluluğunu omuzlarında taşırken kendilerini ihmal edebiliyorlar. Çocuklarını okula hazırlayan, yemek, alışveriş ve temizlikle uğraşan, kadınlar, kendilerine zaman ayırmakta zorluk çekiyorlar. Erkekler de beklentilerine karşılık vermeyen, bakımsız, hayatından bezmiş eşlerinden soğuduklarını söylüyorlar. Erkeklerin yaratılış itibariyle çok eşliliğe eğilimli olması bir çeşit imtihan sebebi oluyor. Sabreden, eşine destek vererek evliliğini beklentilerine uygun bir seviyeye taşımaya gayret eden erkekler kazançlı çıkıyor. Zaruri durumlar dışında, keyfi olarak çok eşli olmayı tercih eden erkekler ise kendileriyle birlikte eşlerini, varsa çocuklarını hatta ikinci kadınları da bir dizi problemin içine sürüklüyorlar.
Neden ikinci bir eş daha?
Erkekler, çocuk sahibi olmak, fiziki güzellik arayışı, değişiklik ve yenilik beklentileri sebebiyle ikinci bir kadınla evleniyorlar. Bazıları ise erkek çocuk babası olamadıkları için ikinci kez evleniyorlar. Bunun yanı sıra aile baskısıyla yapılan evlilikler de erkeği ikinci bir eş arayışına itebiliyor. Psikiyatri Profesörü Nevzat Tahran, erkeklerin daha çok cinsel beklentileri sebebiyle ikinci evliliği yaptıklarını, kadının erkeğe karşı en etkili silahının cinsel etkileme gücü olduğunu ve bu gücü erkeği eve bağlamak, geri almak için kullanması gerektiğini söylüyor.
Bir erkeğin eşiyle ilgili söyledikleri çok dikkat çekici: “Karımın ev işleri dışında hiçbir uğraşı olduğunu görmedim. Hiçbir konuda isteği ve beklentisi yok. Halbuki ona kitaplar alıyorum, her gün eve düzenli olarak gazete girmesini sağlıyorum. Kendisini geliştirmesini, bakımlı olmasını ve güzel görünmesini istiyorum. Evlendiğimizde böyle değildi. Kadınlar nedense evlendikten sonra kendilerini bırakıyorlar. Halbuki pek çok evlilik bu yüzden bitiyor. Akşam işten geliyorum, sanki bütün gün iş ortamında o bulunmuş. Yorgun, bitkin ve cinsel olarak da ilgisiz.”
Erkekler haksız kıyaslamalara girmemeli
Erkeklerin birçoğu sosyal yaşam içerisinde kendilerini geliştirme fırsatı bulurken, kadın, ev işleri ve çocukların bakımı ile meşgul olup kendini ihmal edebiliyor. İş hayatında bakımlı ve özgüveni olan kadın modelleri ile karşılaşan beyler, çoğu zaman haksız bir kıyaslama içerisine giriyorlar. Bu da evdeki eşlerine karşı ilgilerinin kaybolmasına sebep oluyor. Halbuki çocuklarını yetiştiren, yaşamın tüm zorluklarına göğüs geren, vefalı, fedakar hanımlarını başkaları ile kıyaslamak yerine kendi şartları içinde değerlendirmeliler.
Erkeklerin, kadınla erkeğin bir arada yaşadığı bir çağda, duygularını denetleme konusunda, kadınların da kendilerini korumak konusunda hassasiyet göstermeleri gerekiyor. Prof. Tarhan, İslami kurallara göre yaşadığı iddiasındaki birçok zengin erkeğin kendisine ikinci, hatta üçüncü bir eş almayı hak gördüğünü ama bunu gizli yaptıklarını söylüyor. Tabii ki bu durum kadınların gözünden kaçmıyor. Bu durumla baş etmek içinse çareyi psikiyatri kliniklerinde arıyor.
Araştırmalara göre erkekler ilk evlilikte yaptığı hataları ikinci evlilikte tekrar etmemeye özen gösteriyor, genellikle ikinci eşe karşı daha toleranslı oluyorlar. İkinci kadınla evlendiği için hayatı allak bullak olan, aynı davranışları keşke ilk eşime de yapsaydım diye hayıflanan pek çok erkeğe rastlanıyor. Çok evliliğin sorumluluğu da fazla oluyor. İkinci evliliği gerçekleştirip de, her şeyin çok iyi gittiğini söyleyen erkeğe pek rastlanmıyor. İkinci evlilik ilk zamanlar iyi gitse de sonradan problemler başlıyor. İki kadına birden aynı ilgi ve sevgiyi besleyebilmek, her iki tarafa da eşit şekilde zaman ayırabilmek, kısacası her iki tarafı da mutlu edebilmek çok zor görünüyor. Çünkü bir gönülde iki sultan olmuyor.
Maddi durumdaki iyileşmelerin sonucu olarak, sosyal çevresi, toplumdaki statüsü değişen erkek yeni arayışlara girebiliyor. İlk eşin, erkeğin beklentilerini karşılamasına engel bir hastalığının olması, eşler arasındaki uyumsuzluk ve geçimsizlik gibi pek çok sebep, erkeğin ikinci eşe veya boşanıp başka bir kadınla evlenmesine sebep olabiliyor. Kadının yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan fiziksel görünüşündeki değişimler, çok sayıda doğum yapması sonucu fiziksel olarak, gereğinden fazla sorumluluk taşıdığı için psikolojik olarak yıpranması, kendini geliştirmemesi ve ihmal etmesi, erkeği ikinci bir eş arayışına yöneltiyor.
Zaruri durumlar dışında, bir kadının erkeğin ikinci eşi olmayı kabul etmesi de kadınlık onuruna uygun düşmüyor. Günümüzde bazı genç kızlar artık işin kolayına kaçıp, maddi olarak rahat yaşamak için, para ve statü sahibi bir erkeğin ikinci eşi olmayı özellikle tercih ediyorlar. Mesleki olarak umutsuzluğa düşüp, çaresizlik psikolojisiyle yanlış kararlar verebiliyorlar. İlk eş hakkındaki kulaktan dolma sözlerle kendilerini kandırıyorlar. Çok evliliğin bir parçası olmayı kabul eden bu hanımların, haklarının korunmadığı bir ortamda mutsuz olma riskini göze almaları gerekiyor.
Hanımlar kendini geliştirmeli, bakımına özen göstermeli
Yıllar önce severek evlenmiş ve çocuk sahibi olmuş, başlangıçta mutlu bir aile tablosu sergileyen çiftler, ilerleyen yıllarda mutsuz bir sona doğru sürüklenebiliyorlar. Ahmet Bey ve Nebahat Hanım, evliliklerinin ilk yıllarında maddi olarak oldukça sıkıntılı ve zor dönemlerden geçmişler. Nebahat Hanım eşine bu zor günlerde hem maddi, hem de manevi olarak destek olmuş. Ördüğü dantelleri satıp, evin geçimine katkıda bulunmuş. İlerleyen yıllarda Ahmet Bey iş hayatında başarılı olmuş, çok para kazanmış. Böylece istedikleri yaşam standardına kavuşmuşlar. Bu arada Ahmet Bey kendisini sosyal ve kültürel olarak da geliştirmiş. Ancak Nebahat Hanım bu değişikliklere uyum sağlayamamış. Ahmet Bey giyiminden kuşamından bindiği arabaya kadar en iyileri seçerken, Nebahat Hanım hala tutumlu olmaya çalışıyormuş. Ahmet Bey karısının çevresinde gördüğü kadınlar gibi olması için bir süre çaba göstermiş. Bu durumun değişmeyeceğinden emin olunca, davranışları değişmeye başlamış. Zamanla bu durum; karısına olan sevgisini ve saygısını yitirmesine sebep olmuş. Sonunda yeni yaşam tarzına uygun bulduğu ikinci bir kadınla evlenmiş. Şimdi ilk eşini maddi anlamda mağdur etmezken, duygusal anlamda tamamen ikinci eşine yönelmiş durumda.
Bugün Nebahat Hanım “Keşke yine parasız olsaydık ama kocam yanımda olsaydı” diyor. İkinci eşinden de bir çocuğu olan Ahmet Bey ise şimdi kişisel tercihleriyle hazırladığı yeni hayatında mutsuz ve pişman olduğunu belirtiyor. Ne yazık ki, geçici hevesler uğruna eşlerini mağdur eden ve yeni heyecanlar peşinde olan erkekler aynı sona maruz kalıyor.
İslam’ın çok zaruri durumda izin verdiği ikinci evliliği yapan erkekler, nikahın “ilan şartı”nı göz ardı etmemeliler. Halbuki pek çok erkek, gerek resmi gerekse sosyal baskılar nedeniyle genellikle ikinci evliliklerini gizliyorlar.
Yaşanmış olaylar gösteriyor ki; erkek iki eşine aynı maddi ve manevi imkanları sunamıyor. Her iki taraf da mağdur oluyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Remzi Oto ve Prof. Mustafa Özkan, Diyarbakır'da “Çok Eşlilikle İlişkili Faktörler ve Çok Eşli Ailedeki Kadınlarda Ruhsal Bozukluklar” konulu bir araştırma gerçekleştirmiş. Araştırma sonuçlarına göre, çok eşli evliliklerde daha çok ilk eşin olumsuz etkilendiği, aile içi stresin yoğun yaşanmasından dolayı her iki anne ve çocukların da ruhsal bozukluk riskinin arttığı görülüyor. Ruhsal sorunlar ilk eşte %40.5, ikinci eşte %32.6 etkili oluyor. Tek eşli aileye mensup kadınlarda ise bu rakam %18'de kalıyor.
Hanımlar, gündelik yaşamın tüm sorumluluğunu omuzlarında taşırken kendilerini ihmal edebiliyorlar. Çocuklarını okula hazırlayan, yemek, alışveriş ve temizlikle uğraşan, kadınlar, kendilerine zaman ayırmakta zorluk çekiyorlar. Erkekler de beklentilerine karşılık vermeyen, bakımsız, hayatından bezmiş eşlerinden soğuduklarını söylüyorlar. Erkeklerin yaratılış itibariyle çok eşliliğe eğilimli olması bir çeşit imtihan sebebi oluyor. Sabreden, eşine destek vererek evliliğini beklentilerine uygun bir seviyeye taşımaya gayret eden erkekler kazançlı çıkıyor. Zaruri durumlar dışında, keyfi olarak çok eşli olmayı tercih eden erkekler ise kendileriyle birlikte eşlerini, varsa çocuklarını hatta ikinci kadınları da bir dizi problemin içine sürüklüyorlar.
Neden ikinci bir eş daha?
Erkekler, çocuk sahibi olmak, fiziki güzellik arayışı, değişiklik ve yenilik beklentileri sebebiyle ikinci bir kadınla evleniyorlar. Bazıları ise erkek çocuk babası olamadıkları için ikinci kez evleniyorlar. Bunun yanı sıra aile baskısıyla yapılan evlilikler de erkeği ikinci bir eş arayışına itebiliyor. Psikiyatri Profesörü Nevzat Tahran, erkeklerin daha çok cinsel beklentileri sebebiyle ikinci evliliği yaptıklarını, kadının erkeğe karşı en etkili silahının cinsel etkileme gücü olduğunu ve bu gücü erkeği eve bağlamak, geri almak için kullanması gerektiğini söylüyor.
Bir erkeğin eşiyle ilgili söyledikleri çok dikkat çekici: “Karımın ev işleri dışında hiçbir uğraşı olduğunu görmedim. Hiçbir konuda isteği ve beklentisi yok. Halbuki ona kitaplar alıyorum, her gün eve düzenli olarak gazete girmesini sağlıyorum. Kendisini geliştirmesini, bakımlı olmasını ve güzel görünmesini istiyorum. Evlendiğimizde böyle değildi. Kadınlar nedense evlendikten sonra kendilerini bırakıyorlar. Halbuki pek çok evlilik bu yüzden bitiyor. Akşam işten geliyorum, sanki bütün gün iş ortamında o bulunmuş. Yorgun, bitkin ve cinsel olarak da ilgisiz.”
Erkekler haksız kıyaslamalara girmemeli
Erkeklerin birçoğu sosyal yaşam içerisinde kendilerini geliştirme fırsatı bulurken, kadın, ev işleri ve çocukların bakımı ile meşgul olup kendini ihmal edebiliyor. İş hayatında bakımlı ve özgüveni olan kadın modelleri ile karşılaşan beyler, çoğu zaman haksız bir kıyaslama içerisine giriyorlar. Bu da evdeki eşlerine karşı ilgilerinin kaybolmasına sebep oluyor. Halbuki çocuklarını yetiştiren, yaşamın tüm zorluklarına göğüs geren, vefalı, fedakar hanımlarını başkaları ile kıyaslamak yerine kendi şartları içinde değerlendirmeliler.
Erkeklerin, kadınla erkeğin bir arada yaşadığı bir çağda, duygularını denetleme konusunda, kadınların da kendilerini korumak konusunda hassasiyet göstermeleri gerekiyor. Prof. Tarhan, İslami kurallara göre yaşadığı iddiasındaki birçok zengin erkeğin kendisine ikinci, hatta üçüncü bir eş almayı hak gördüğünü ama bunu gizli yaptıklarını söylüyor. Tabii ki bu durum kadınların gözünden kaçmıyor. Bu durumla baş etmek içinse çareyi psikiyatri kliniklerinde arıyor.
Araştırmalara göre erkekler ilk evlilikte yaptığı hataları ikinci evlilikte tekrar etmemeye özen gösteriyor, genellikle ikinci eşe karşı daha toleranslı oluyorlar. İkinci kadınla evlendiği için hayatı allak bullak olan, aynı davranışları keşke ilk eşime de yapsaydım diye hayıflanan pek çok erkeğe rastlanıyor. Çok evliliğin sorumluluğu da fazla oluyor. İkinci evliliği gerçekleştirip de, her şeyin çok iyi gittiğini söyleyen erkeğe pek rastlanmıyor. İkinci evlilik ilk zamanlar iyi gitse de sonradan problemler başlıyor. İki kadına birden aynı ilgi ve sevgiyi besleyebilmek, her iki tarafa da eşit şekilde zaman ayırabilmek, kısacası her iki tarafı da mutlu edebilmek çok zor görünüyor. Çünkü bir gönülde iki sultan olmuyor.
Maddi durumdaki iyileşmelerin sonucu olarak, sosyal çevresi, toplumdaki statüsü değişen erkek yeni arayışlara girebiliyor. İlk eşin, erkeğin beklentilerini karşılamasına engel bir hastalığının olması, eşler arasındaki uyumsuzluk ve geçimsizlik gibi pek çok sebep, erkeğin ikinci eşe veya boşanıp başka bir kadınla evlenmesine sebep olabiliyor. Kadının yaşın ilerlemesiyle birlikte ortaya çıkan fiziksel görünüşündeki değişimler, çok sayıda doğum yapması sonucu fiziksel olarak, gereğinden fazla sorumluluk taşıdığı için psikolojik olarak yıpranması, kendini geliştirmemesi ve ihmal etmesi, erkeği ikinci bir eş arayışına yöneltiyor.
Zaruri durumlar dışında, bir kadının erkeğin ikinci eşi olmayı kabul etmesi de kadınlık onuruna uygun düşmüyor. Günümüzde bazı genç kızlar artık işin kolayına kaçıp, maddi olarak rahat yaşamak için, para ve statü sahibi bir erkeğin ikinci eşi olmayı özellikle tercih ediyorlar. Mesleki olarak umutsuzluğa düşüp, çaresizlik psikolojisiyle yanlış kararlar verebiliyorlar. İlk eş hakkındaki kulaktan dolma sözlerle kendilerini kandırıyorlar. Çok evliliğin bir parçası olmayı kabul eden bu hanımların, haklarının korunmadığı bir ortamda mutsuz olma riskini göze almaları gerekiyor.
Hanımlar kendini geliştirmeli, bakımına özen göstermeli
Yıllar önce severek evlenmiş ve çocuk sahibi olmuş, başlangıçta mutlu bir aile tablosu sergileyen çiftler, ilerleyen yıllarda mutsuz bir sona doğru sürüklenebiliyorlar. Ahmet Bey ve Nebahat Hanım, evliliklerinin ilk yıllarında maddi olarak oldukça sıkıntılı ve zor dönemlerden geçmişler. Nebahat Hanım eşine bu zor günlerde hem maddi, hem de manevi olarak destek olmuş. Ördüğü dantelleri satıp, evin geçimine katkıda bulunmuş. İlerleyen yıllarda Ahmet Bey iş hayatında başarılı olmuş, çok para kazanmış. Böylece istedikleri yaşam standardına kavuşmuşlar. Bu arada Ahmet Bey kendisini sosyal ve kültürel olarak da geliştirmiş. Ancak Nebahat Hanım bu değişikliklere uyum sağlayamamış. Ahmet Bey giyiminden kuşamından bindiği arabaya kadar en iyileri seçerken, Nebahat Hanım hala tutumlu olmaya çalışıyormuş. Ahmet Bey karısının çevresinde gördüğü kadınlar gibi olması için bir süre çaba göstermiş. Bu durumun değişmeyeceğinden emin olunca, davranışları değişmeye başlamış. Zamanla bu durum; karısına olan sevgisini ve saygısını yitirmesine sebep olmuş. Sonunda yeni yaşam tarzına uygun bulduğu ikinci bir kadınla evlenmiş. Şimdi ilk eşini maddi anlamda mağdur etmezken, duygusal anlamda tamamen ikinci eşine yönelmiş durumda.
Bugün Nebahat Hanım “Keşke yine parasız olsaydık ama kocam yanımda olsaydı” diyor. İkinci eşinden de bir çocuğu olan Ahmet Bey ise şimdi kişisel tercihleriyle hazırladığı yeni hayatında mutsuz ve pişman olduğunu belirtiyor. Ne yazık ki, geçici hevesler uğruna eşlerini mağdur eden ve yeni heyecanlar peşinde olan erkekler aynı sona maruz kalıyor.
İslam’ın çok zaruri durumda izin verdiği ikinci evliliği yapan erkekler, nikahın “ilan şartı”nı göz ardı etmemeliler. Halbuki pek çok erkek, gerek resmi gerekse sosyal baskılar nedeniyle genellikle ikinci evliliklerini gizliyorlar.
Yaşanmış olaylar gösteriyor ki; erkek iki eşine aynı maddi ve manevi imkanları sunamıyor. Her iki taraf da mağdur oluyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Remzi Oto ve Prof. Mustafa Özkan, Diyarbakır'da “Çok Eşlilikle İlişkili Faktörler ve Çok Eşli Ailedeki Kadınlarda Ruhsal Bozukluklar” konulu bir araştırma gerçekleştirmiş. Araştırma sonuçlarına göre, çok eşli evliliklerde daha çok ilk eşin olumsuz etkilendiği, aile içi stresin yoğun yaşanmasından dolayı her iki anne ve çocukların da ruhsal bozukluk riskinin arttığı görülüyor. Ruhsal sorunlar ilk eşte %40.5, ikinci eşte %32.6 etkili oluyor. Tek eşli aileye mensup kadınlarda ise bu rakam %18'de kalıyor.