fatih kısaparmak balon baskılı balon Dördüncüye dikkat!.. - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Dördüncüye dikkat!..


Sukût-u_Hayal
03-25-2008, 18:09
AK Parti’de dört arkadaş olarak yola çıkmışlardı. O günlerde “eşitlerin yönetimi”nden söz ediliyordu. Önce ikinci, sonra birinci başbakan, üçüncü meclis başkanı, dördüncü başbakan yardımcısı oldu. Bir dönem böyle geçmek üzere iken ana muhalefet lideri cumhurbaşkanlığı için onu işaret etti “aday göstersinler destekleyelim”. Dördüncü “neden ben?” demedi. Böyle bir ikilik çıkartma operasyonu üzerine zaafına yenik düşerek ekranlara çıktı. Ve kendisine duyulan itimadı fena halde sarstı. “Eşimi ben örtmedim, evlendiğimizde örtülüydü” diyordu. Kulaklarımıza inanamadık. Bununla Çankaya için hazır olduğunu ima ediyor, belki dil altından daha ötesini de çağrıştırıyordu.
Derken ikinci dönemde birinci adam yine başbakan oldu, ikinci adam Çankaya’ya çıktı. Meclis başkanı yalnızca vekil kaldı. Dördüncü, politikayı bırakmıştı, üniversiteye döndü... Ekipten kopma sürprizini kimse anlayamadı.
Sanki şimdilerde anlaşılıyor...
Kurucularından olduğu partiye kapatma davası açılırken, dördüncü, garip laflar etmekte. Her tarafa çekilebilir bir üslupla konuşmakta. “Taban, yönetimin kabalığından rahatsız” gibi iddialar ileri sürmekte. Dördüncü, belli ki başbakan yardımcılığını az bulmuş. Kendini Çankaya’ya layık görmüş. Ve şimdi anlıyoruz ki büyük ihtimalle muhalefet liderine adını kendisi söyletmiş. Halbuki dördüncü aynı zamanda tevekkül sahibidir. Nasibinde olsaydı, ayağına geleceğini bilir. Makamlara talip olunmayacağını, teklif edildiğinde de hizmetten uzak durulmayacağını öğütleyen bir kültürün içinden çıkmıştır.
75 milyon arasında dördüncü önem sıradaki adam olmak az şey mi? Azmış ki yetmemiş. Münavebeli başbakanlık veya cumhurbaşkanlığı mı düşünülmeliydi? Kendini daha yukarılara layık görme arzusundan olsa gerek, politikayı bırakıp akademisyenliği tercih etti. Orada kalsaydı kimse bir şey demeyecekti. Eşinin örtü hikâyesine dair anlattıkları da o günlere mahsus söylenmiş sözler olarak düşünülüp unutulacaktı. Fakat öyle olmadı...arkadaşları, partisi zor şartlarda iken beyanları ile derinden derine öfkelere yol açtı.
Huylandık...
Ne oluyor...
Aday olmamak, üniversiteye çekilmek, meçhul bir planın veya gizli bir iş birliğinin bir parçası mı? İktidar partisini kapattıktan sonra doğacak yeni şartlar için/anlaşmalı bir başkan hazırlığı mı? Bir bölme hareketinin ilk çalışması mı? Olup-bitenler, müşterek maziye, vefaya, dostluğa sığmadı. Sanki bunlar eşitlerin yönetimi uygulanmadığı için. Sanki kenarda durup olağanüstü şartlardan çıkar elde etme bekleyişi yaşanıyor. Tıpkı Turhan Feyzioğlu gibi. O da bir akademisyendi. Ortanın solu söylemini protesto için bir grup arkadaşıyla birlikte CHP’den ayrılarak Güven Partisi’ni kurdu. Her muhtıra, darbe ve askerin kaşlarını çatma gününde başbakanlık beklerdi. Bekleye bekleye ömrünü doldurdu. Şimdi ne onu ne de partisini hatırlayan var.


Hatırlanmamak ne kötü.
Kötü hatırlanmak ise daha da kötü.


Rahim Er / TÜRKİYE ...

maviinsan
03-25-2008, 18:12
Yeni bir parti kursa bile %2 den yukarı alamaz...Unutulur gider...