Beritan
06-24-2008, 01:31
Dua için sır vakitleri
Namaz içinde özel bazı vakitler vardır ki duanın kabul olduğu, müracatların yerine ulaştığı zaman dilimleridir.
Aslında bazı şeylerin dikkatle bakıldığı zaman sır olmadığı anlaşılır. Bilal-i Habeşi Hazreti'nin insanlara davet çıkardığı anlarda iki önemli parametre vardır. Bunlardan bir ezan, diğeri kametti.
İşte bu iki nimet arasında özel bir zaman dilimi vardır ki iyi değerlendirilirse kişi hacetini talep edebilir, müracaatlarına vesile kılabilir.
Bu an Ezan okunduktan sonra farza durulurken getirilen kametin sonunda saklıdır. "Kad kamet'is-sallah ( Namaz başlamak üzeredir)" dedikten sonra Allah(celle celalüh)'ın "Ya Hadi" ismi zirkredilir ve müracaat edilecek konu Rabb'e arz edilir. Talebimiz bitince yine "Kad kamet'is-sallah" denir ve devamı getirilerek namaza durulur.
Namaz haricindeki herhangi bir zaman diliminde yapılacak müracaatlarda da aynı üslub kullanılabilir, ezan ve kamet ile hacetimizin giderilmesi talep edilebilir. Ancak kerahat (namaz kılınması mekruh olan) vakitlerinde yapılması uygun olmayabilir.
Dua için ikinci bir sır vakti de Cuma Namazı Hutbesi esnasındadır. İmam Cuma Hutbesi'ne çıkarken 7. basamağa geldiğinde alemlerin kapısı açılır ve dua vakti başlar. Bu esnada yapılacak duanın da kabul olacağı kuvvetle muhtemeldir.
Her dua ederken uygulanması gereken üslublar burada da geçerlidir:
Dua sadece kendimiz için yapılmamalıdır. İnsanoğlu dünyada halife olduğuna göre, tüm alemler onun mahiyetine verildiğine göre, tüm alemlerdeki kulları da düşünüp tefekkür ederek hepsi için istemek, insan olmanın gereklerindendir.
Duada menfi (kötü) şeyler talep edilmemeli, sadece hayır talep edilmelidir. Bizim için neyin hayırlı olacağı da bizim evvelimizi ve ahirimizi bilen Rabbe bırakılmalıdır. Bu açıdan bakıldığında "Hayırlısıyla şöyle olsun" demek doğru bir cümle olmasa gerek. Zira neyin hayırlı olduğunu biz bilemeyiz.
Hasılı,
Anlatılan bu vakitler kalbimize gelen vakitlerdir. Doğrusunu ancak bilinmeyeni bilen Rabbim bilir.
alıntıdır...
Namaz içinde özel bazı vakitler vardır ki duanın kabul olduğu, müracatların yerine ulaştığı zaman dilimleridir.
Aslında bazı şeylerin dikkatle bakıldığı zaman sır olmadığı anlaşılır. Bilal-i Habeşi Hazreti'nin insanlara davet çıkardığı anlarda iki önemli parametre vardır. Bunlardan bir ezan, diğeri kametti.
İşte bu iki nimet arasında özel bir zaman dilimi vardır ki iyi değerlendirilirse kişi hacetini talep edebilir, müracaatlarına vesile kılabilir.
Bu an Ezan okunduktan sonra farza durulurken getirilen kametin sonunda saklıdır. "Kad kamet'is-sallah ( Namaz başlamak üzeredir)" dedikten sonra Allah(celle celalüh)'ın "Ya Hadi" ismi zirkredilir ve müracaat edilecek konu Rabb'e arz edilir. Talebimiz bitince yine "Kad kamet'is-sallah" denir ve devamı getirilerek namaza durulur.
Namaz haricindeki herhangi bir zaman diliminde yapılacak müracaatlarda da aynı üslub kullanılabilir, ezan ve kamet ile hacetimizin giderilmesi talep edilebilir. Ancak kerahat (namaz kılınması mekruh olan) vakitlerinde yapılması uygun olmayabilir.
Dua için ikinci bir sır vakti de Cuma Namazı Hutbesi esnasındadır. İmam Cuma Hutbesi'ne çıkarken 7. basamağa geldiğinde alemlerin kapısı açılır ve dua vakti başlar. Bu esnada yapılacak duanın da kabul olacağı kuvvetle muhtemeldir.
Her dua ederken uygulanması gereken üslublar burada da geçerlidir:
Dua sadece kendimiz için yapılmamalıdır. İnsanoğlu dünyada halife olduğuna göre, tüm alemler onun mahiyetine verildiğine göre, tüm alemlerdeki kulları da düşünüp tefekkür ederek hepsi için istemek, insan olmanın gereklerindendir.
Duada menfi (kötü) şeyler talep edilmemeli, sadece hayır talep edilmelidir. Bizim için neyin hayırlı olacağı da bizim evvelimizi ve ahirimizi bilen Rabbe bırakılmalıdır. Bu açıdan bakıldığında "Hayırlısıyla şöyle olsun" demek doğru bir cümle olmasa gerek. Zira neyin hayırlı olduğunu biz bilemeyiz.
Hasılı,
Anlatılan bu vakitler kalbimize gelen vakitlerdir. Doğrusunu ancak bilinmeyeni bilen Rabbim bilir.
alıntıdır...