Türkiye yaklaşık iki haftadır sokak terörü yaşıyor. Eylemleri PKK terör örgütünün yönlendirdiği biliniyor.

DTP de şiddet içeren bu gösterileri "demokratik hak" bahanesiyle destekliyor.

İki önemli güvenlik uzmanı dün kamuoyu ve hükümeti benzer sözlerle uyardı.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner dün gazetemiz BUGÜN'e şu çarpıcı tespitlerde bulundu:

"KCK operasyonlarını durdurdular. Kim durdurdu bilmiyorum. Ama durduracaksan, açılım yapmayacaksın. DTP içindeki PKK'lı unsurları temizleme işlemi bırakılarak, DTP tamamen PKK'nın insafına terk edildi."

Laçiner, içine girilen açılım sürecinin bitirilmemesi halinde, hükümetin bitebileceğini ifade ediyor.

Hükümete, koordinatör değişikliği öneriyor.

***

KCK, PKK'nın "şehir yapılanması" olarak görev yapıyor.

Türkiye içerisindeki eylemleri yönlendiriyor.

Kandil'e, Murat Karayılan'a bağlı çalışıyor.

KCK'nın DTP üzerinde ne kadar etkili olduğunu, "DTP'li bir büyükşehir belediye başkanını sorgulamaları, sonra adaylığına izin vermeleri" gösteriyor.

Seçim stratejisinde, adayların belirlenmesinde, gerginlik üretmek ve dağa gönderilmek üzere gençleri devşirmekten de sorumlular.

***

Polis Akademisi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Önder Aytaç da KCK'ya dikkat çekiyor.

Habertürk'teki konuşmasında şöyle diyor:

"Eğer iki ay önce KCK operasyonlarını, Devrimci Karargâh operasyonlarını, iddianameye göre silahlı terör örgütü denilmiş olan Ergenekon'a ait operasyonları devam ettirmiş olsaydık, Tokat'taki olayı yaşamamış olacaktık..."

Laçiner'e de Aytaç'a da katılmamak mümkün değil.

Görünen o ki, karanlık güçler, hain planlarını uygulamak için yeniden zemin kazandı.

Hem demokratik açılım hem de bölgede huzurun tesisi için kilit, Ergenekon ile temas halinde olduğu bilinen "KCK" olarak görülüyor.

***

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın önceki gün 61 sanık hakkında açtığı davanın iddianamesinde de bu gerçeği görmek mümkün.

İddianamede, KCK'ya bağlı çalışan "Gençlik Meclisi" bulunduğuna dikkat çekiliyor.

"Sadık ve eylem yapmaya hazır gençler" arasından seçilen üyelerin, yasal başlayan eylemleri yasa dışı hale getirdikleri, posterler açılıp, güvenlik kuvvetlerine saldırdıkları kaydediliyor.

KCK ve uzantılarının, İmralı'dan avukatlar vasıtasıyla ulaştırılan mesajlardan, eylem talimatları çıkardıkları belirtiliyor.

***

Demek ki, sadece dağdakilerin silah bırakıp dağdan inmesini sağlamak yeterli değil.

Şehirdekilerin dağa çıkmasını ya da dağdaymış gibi eylem yapmasını da engellemek lazım.

Bunun için de demokratik hakları sağlamak yeterli olmuyor.

Açılımları istismar etmek için pusuda yatan hainleri de etkisiz hale getirmek gerekiyor.

"Biz nerede hata yaptık" diyenler, isterseniz düşünmeye "KCK'dan ve istihbarat zaafından" başlayın...