fatih kısaparmak balon baskılı balon Evlilere ve yeni evleneceklere (öğüt tadında bir paylaşım) - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Evlilere ve yeni evleneceklere (öğüt tadında bir paylaşım)


Nazende
09-03-2007, 07:35
Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan
Geçiyor.
Evliliği toplumun dayattığı şekilde yasamamaktan...
Nedir bu dayatmalar?
Erkeğin muhakkak kadından yasça büyük olması, eğitim seviyesinin erkeğin
lehine yada en azından eşit olması bunların sadece ikisi...
Olmaz, yürümez diyor toplum... Erkek yasça büyük olmalı ki, kadına "hot"
dediğinde oturmalı kadın...
Yada yumuşatıyorlar; efendim kadın erkekten önce çöktüğü için (hani doğum
felan) küçük olmalıymış yaşı...
Eğitimde de böyle.. Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş, evde kalmakmış
layıkı....
EŞİM BENDEN 2 YAS BÜYÜK; ne "hot" dememe gerek kaldı 17 senede, ne de
Benden önce çöktü...
Yıllar içinde ben yaşlandıkça o gençleşti, "oo Can bey kapmışınız çıtırı"
Esprilerine muhatap dahi oldum.
ESİM 3 ÜNİVERSİTE BİTİRDİ; ben bir taneyi 9 senede bitirdim.
Ne o bana bilmişlik tasladı, ne ben ona ezik baktım...
Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır der Halil
Cibran...
Bunu unutmadık biz. Ben konuşurken o dinledi, Ben dinlerken o konuştu 17
Sene.
O öfkeliyken ben, ben öfkeliyken o "haklisin bitanem..." dedik, öfke bitip
Fırtına durulduğunda "ama bi de böyle düşün" de dedik fikrimizi
Savunurken.
Farklı insanlar olarak görmedik birbirimizi, ayni amaç için savaşan
Neferlerdik bu hayatta...
Asla bilmedik ne kadar para kazandığımızı, ortak cüzdanımızdan gerektiği
Kadar aldık.
Ne kadar çalarsa çalsın masanın üstünde telefon, kim bu saatte arayan
Karşı cins diye sorgulamadık da ama...
Sevginin en büyük dostuydu bizim için "güven"... Ve güvenin ardına
Saklanmış bir "saygı" vardı daima...
Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 senede...
EEG ülkeler neler gördü, biz çekirdek aile mi sütliman yasayacaktık...
Öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamın dışında yattım bi gece,
Misafir odasında...
Gece yarısı kapı açıldı, esim "ne yapıyorsun burda?" diye sordu kapının
Eşiğinden,"uyuyorum" dedim buz gibi bi sesle...
Gitti, gelmesi 1 dakikasını almıştı elinde yastıkla... "kay yana" dedi
Daracık yatakta."ne yapıyorsun?" dediğimde "benim yerim senin yanın,
Sen gelmezsen ben gelirim" dedi...
Anladım ki o gece, en uzun kavgamız yatma saatine kadar sürecek...
Ve bence doğrusu da bu...
Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde kavga ettik, yatak odamız
Hariç.
Kırsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadık birbirimize...
Toplum kurallarıyla oynasaydık bu oyunu belki de 41 inci çift olacaktık o
Listede...
Ama oyunun kurallarını biz koyduk... Nede olsa bizim oyunumuzdu,
Oynanan...
Evlilik; hesapsız içine dalınması gereken bir oyun bence...
Topluma kulaklarını tıkayarak hem de... Ne benim, ne de bizim
Sözlerimizle...
Sadece gönlünüzden geçtiğince...
Dediği gibi Ataol Behramoglu´ nun;
"... Yasadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük
Yaşayacaksın,
Irmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına. Çünkü ömür dediğimiz şey,
Hayata sunulmuş bir armağandır.
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana..."