fatih kısaparmak balon baskılı balon Ey Ömer Dinçer! - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ey Ömer Dinçer!


Necip Fazıl
12-05-2012, 14:24
Sayın Ömer Dinçer!

Kılık kıyafet yönetmeliğinde yaptığınız değişikliğin faydasından çok zararı olacak.

Bu kılık kıyafet yönetmeliğine sadece ÖNDER sevinmiş. İHL'lerde başörtüsü serbest olacak, diye.

Oysa İHL'lerde, bir iki istisna dışında, 28 Şubat zalimleri bile örtüyü yasaklayamadılar. 1998'den önceki dönemde ise İHL'lerde zaten bu konuda problem yoktu.

Dolayısıyla, İHL'lerde zaten yasak olmayan başörtüsünü yönetmelikle serbest bırakmak Müslümanların gözünü boyamak değil midir?

Sayın Ömer Dinçer!

Biliyorsunuz, bütün öğretmen camiası sizden şikâyetçi. Birçoğu demiyorum, dikkât edin, bütün eğitim camiası sizden memnun değil. Laik olanlar da memnun değil, Müslüman olanlar da.

Bu yönetmelik bu memnuniyetsizliği iki kat artırdı. Ne laikler memnun oldu, ne Müslümanlar. Sebebini siz fazla bilmiyorsunuz. Zira etrafınızdaki danışmanlarınız sizi yanlış yönlendiriyor, olabilirler.

Sayın Ömer Dinçer!

En kısa şekilde söylüyorum ki, bu yönetmelik çıplaklığı artıracaktır.

Zaten, mevcut yönetmeliğe uyan kaç okul var ki!.. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya gibi büyükşehirlerdeki pek çok okulda kız öğrenciler mini etek giyiyor. Kimse bir şey diyemiyor. Yönetmeliği kazıyan bile yok. Oysa Gaziantep, Malatya ve Konya'da bazı ilköğretim öğrencileri başörtüsü taktığı için çeşitli zulümlere maruz kalıyor. Bunlara ne diyorsunuz?

Zaten uygulanmayan yönetmeliğin değişmesi ile birlikte çıplaklık büsbütün artacak, kız öğrencilerin mini etek, dar kot pantolon giymeleri devlet koruması altına girecek. Başörtüsü ise yasak olmaya devam edecek, laikler sevinecek, Müslümanlar ilenecek.

Kılık kıyafet yönetmeliğindeki bu değişikliğe Müslümanların sevinmesi kabil değildir; zira bu yönetmelik onlar için bir kolaylığa değil tam tersine Müslüman çocuklarına kötü örnekler oluşmasına vesile olacaktır.

Laik, ulusalcı ve CHP'lilerin sevinmesi gerekir; zira çıplaklık artacak, çağdaşlık yükselecek, irtica asimile olacak. Zaten CHP zihniyetinin kuruluş felsefesi kadınları soymak, erkekleri yolmak, rakıya doymak şeklinde değil midir?

Bugün bütün kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapanlar için kılık kıyafet yönetmeliği demek kadınlar için başörtüsü, erkekler için sakal yasağı demektir. Bunun dışında her türlü dekolte serbest, dar pantolon ideal hâle getirilmiştir. Yani başörtüsü olmasın da herkes nasıl giyinirse giyinsin, anlayışı hâkimdir. Türkiye'de kamu kurumlarında kılık kıyafet yönetmeliği sadece başörtülülere uygulanmaktadır. Bunu biliyorsunuz…

Sayın Ömer Dinçer!

Okullarda 28 Şubat'ta başlatılan dil ve kültür darbesinin önüne geçecek misiniz? Malum siyasî alandaki darbelerle hesaplaşılıyor. Metin Bostancıoğlu ve öncekilerin başlattıkları dil darbesine ne zaman müdahale edeceksiniz.

Okullarda öğrenciler ve öğretmenler birbirlerini anlayamaz olmuşlar. MEB'in kitaplarındaki Türkçe ile yaşayan Türkçe temelde birbirinden farklılıklar içeriyor. Türkçe, Türk Edebiyatı, Dil ve Anlatım ders kitapları bile uydurma terim ve kelimelerle dolu. 28 Şubatçı solcuların uydurdukları Türkçe'yi öğrencilere dayatmak ne kadar doğrudur?

Sayın Ömer Dinçer!

Hayırla yâd edilmek istiyorsanız başörtüsünü serbest bırakmaya "niyet" edin. Gıyabınızda övgülere mazhar olmak istiyorsanız İHL'li ruhu ile hareket edin. Hayırlı sözlerle anılmak istiyorsanız ders kitaplarının Türkçe yazılmasını sağlayın.

Bütün bunları yapmanıza, vaktiyle Türk maarif teşkilatının hassas noktalarına yerleşen mason biraderler engel oluyorsa lütfen vazifenizi yapın!..

Mustafa Durdu - Habervaktim

manifesto
12-05-2012, 23:24
Arkadaşlar bu iş tabanda bitiyor.
Böyle yaygara çıkarmaya gerek yok
Bugün bir okul müdürü ile sohbet ediyordum
Yönetmeliği sordum
Herkes istediği kıyafetle okula gelebilecek
Biz karışmıyoruz zaten karışamıyoruz
Başörtülü olduğu için okula almamazlık etmek gibi bir durumdan müdürler çekiniyor
Zira neredeyse bütün il ilçe eğitim müdürleri ak partili
Okul müdürü böyle bir davranış sergilese merkezden işini bitirirler.
Bazı sendikalı öğretmenler ise başörtülü öğrencilere göz yumuluyor diye eyleme başladı bile
Okula pjamaları ile gelen öğretmenler var
Bunu protesto etmek için
Köşe yazarları oturdukları yerden ahkam keseceğine
Biraz camianın içinde neler oluyor onu takip etsinler.

MEÇHUL ADAM
12-06-2012, 09:14
Okullarda kılık kıyafette serbestiyet başörtülülere değil ise istedikleri kadar kılık kıyafette değişiklik yapsınlar.Zira başörtüsü yine sorun olacaktır.Şimdilik erken konuşmamak lazımdır.İleri ki aylarda bu mesele iyice netleşir kanaatindeyim...Başörtüsü sorununu seçimlere bırakırlarsa bu millet gereken cevabı da verir...

Karma eğitimi çözüm de getirmiyor.Ayrı sınıflar da okumaları da devlete külfet getirir.Bu da zaman farkı doğurur..Baldırı çıplak bir öğrenci nasıl olurda Kur'an ve siyer derslerinde tesettüre bürünür bunun yolunu da bu hükümet göstermiş midir?.Hükümetimiz, "buna karışmayacağız nasıl okursa okusun" diyor ama bu dinimize göre de aykırı olmaktadır.Yani başı kıçı açık kızlar Kur'an ve siyer öğrenseler neye yarar ki amel etmedikten sonra?....

Kuru bir din eğitimi beyhude bir emektir.Çözüm, medrese eğitimindedir.Osmanlı'da ne yapılmışsa onu icraata dökmelidir.Ancak laiklik meselesi henüz ülkemizde halledilmiş de değildir.

Lise ve üniversitelerde sarıklı sakallı şalvarlı ve cübbeli olması muhtemel öğrencilere bakalım sesini çıkaracak kimler çıkar ortaya, gerisini siz düşünün artık...

Okullar da,PKK'lılarının giydiği elbiseye benzer elbiseye sesini mi çıkaracaklar yoksa sarıklı cübbeli, şalvarlılara mı, hep beraber göreceğiz ülkemizde ki çatlak sesleri..

Cımbış başlıyor efendiler!...;D:saygılar:

MEÇHUL ADAM
12-06-2012, 09:17
Dinçer'le Milli Eğitim Bakanlığı Çağ Atlar!


AK Parti hükümetlerinde kısa süren Sayın Erkan Mumcu dönemini bir kenara bırakırsanız iki farklı eğitim yönetimi yaşadık.

Birincisi Sayın Hüseyin Çelik dönemidir, kanımca bu dönem başarılı bir eğitim yönetimi dönemi olmuştur.

Eğitimin temel sorunlarına el atılmış, Talim ve Terbiye Kurulu daha çağdaş hale getirilmeye çalışılmış, ama kısmen “iyi sıhhatte olsunlar” devreye girmiş, 27 Nisan muhtıra kepazeliğinde bakanlık faaliyetlerine gönderme yapılmış (!) idi.

İkinci dönem Sayın Nimet Çubukçu dönemi olmuştur ve bu ikinci dönemde de ağırlık eğitim sistemimizin niceliksel sorunlarına verilmiş, öğretmen sayıları arttırılmış, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı azaltılmış, eğitim uygulamalarında teknoloji kullanımı çok önemli noktalara taşınmış ama kanımca sistemin temel sorunu olmayı sürdüren çağdışı eğitim dogmalarıyla mücadele ikinci planda kalmıştır.

Temmuz 2011’den sonra AK Parti hükümetlerinin üçüncü eğitim dönemi, Sayın Ömer Dinçer dönemi başlamaktadır.

Ben, kendi adıma söylüyorum, Ömer Dinçer dendiğinde ilk aklıma “Kamu yönetiminin temel ilkeleri ve yeniden yapılandırılması hakkında Kanun (15.7.2004)” gelmektedir. Sayın Dinçer geçtiğimiz dönemde de sosyal güvenlik politikaları alanında önemli işler yapmıştır ama kanımca bürokratik/siyasi kariyerinin en önemli işi dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edilen ve nedense sonra bir kez daha gündeme gelmeyen yukarıda adını belirttiğim kanundur. Ahmet Necdet Sezer vetosuna ve daha sonra da muhtemelen yine “iyi sıhhatte olsunlar”ın itirazına konu olan bu kanun, abartmıyorum, Cumhuriyet döneminin en önemli kanunlarının başlarında gelmektedir ama uygulanma şansı Sezer vetosu ve başka faktörler(?) nedeniyle olamamıştır.

İlgili veto yemiş kanunun sadece iki amaç maddesini aşağıya yazmam ne demek istediğimin somut kanıtları olacaktır diye düşünüyorum.

MADDE 1. - Bu Kanunun amacı, katılımcı, saydam, hesap verebilir, insan hak ve özgürlüklerini esas alan bir kamu yönetiminin oluşturulması; kamu hizmetlerinin adil, süratli, kaliteli, etkili ve verimli bir şekilde yerine getirilmesi için merkezî idare ile mahallî idarelerin görev, yetki ve sorumluluklarının çağdaş kamu yönetimi ilke ve uygulamaları çerçevesinde belirlenmesi; merkezî idare teşkilâtının yeniden yapılandırılması ve kamu hizmetlerine ilişkin temel ilke ve esasları düzenlemektir.

MADDE 4. - Kamu yönetiminin temel amaç ve görevi; halkın hayatını kolaylaştırmak, huzur, güvenlik ve refahını sağlamak, hayat kalitesini geliştirmek, kişilerin hak ve özgürlüklerini kullanmalarının önündeki engelleri kaldırmak ve kanunlarla verilen görev ve hizmetleri yerine getirmektir.

Bu kanunu hazırlayan dönemin Başbakanlık Müsteşarı, bugünün Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’dir.

Sayın Dinçer Milli Eğitim Bakanlığı görevini yaparken bu kanunu hazırlamada kendine yol gösteren temel ilkeleri, anlayış ve yöntemi benimsemeyi ve uygulamayı sürdürür ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve çok daha önemli olmak üzere ülkemizin eğitim sisteminin çağ atlayacağı kanısındayım.

Aşağıdaki ifadeyi de Cuma günü TBMM’de Sayın Başbakan’ın okuduğu hükümet programının eğitime ilişkin bölümünden aktarıyorum. “...şekle ve törenselliğe değil içerik ve işlevselliğe önem veren, öğrenciyi ve aileleri rahatlatan bir anlayışla eğitim sistemini yeniden yapılandıracağız”.

Eğitim sistemiyle ilgilenen bizler Sayın Ömer Dinçer’i izlemeyi sürdüreceğiz.

Üstlendiği bu zor görev için de kendisini kutluyor, kolaylıklar, başarılar diliyorum.

Eser KARAKAŞ

KAYNAK (http://www.dinihaberler.com/)