ceyhanli
11-28-2007, 22:49
GAP’ı süratle bitirmeliyiz
Terör örgütü PKK, eylemleri ile en büyük kötülüğü Kürt halkına yapmaktadır. Oysa, Kürt halkı için çalıştığını iddia etmektedir. Doğu ve güneydoğu geri kalmış ve yöre halkının yüzü bir türlü gülmemiştir.
GAP, dünyanın sayılı projelerindendir. Toplam 32 milyar dolarlık projenin şimdiye kadar, ancak 22 milyar dolarlık kısmı tamamlanabilmiştir.
Tamamen bitirilebilmesi için 10 milyar dolara daha ihtiyaç vardır.
Gizli bir el, adeta projeyi baltalamaktadır. Şöyle ki, malum asırlardır Harran Ovası suya susamıştı. GAP’ın bitirilen kısmıyla bu sulama başlatılmış; ancak yanlış sulama (!) sonucu araziler mahvedildi.
Yoğun bir nüfusun ve artışının yaşandığı bölgemizdeki asıl sorun iş ve aştır. İşsizlik ve açlık, zamanla bir maden gibi istismar edilip işletilerek, yöre halkının küçümsenemeyecek bir kesimi aldatılmış ve törer örgütünün yanına çekilebilmiştir. Asıl sebep iş ve aş olmasına rağmen; bir kısım demokratik hak ve özgürlükler ileri sürülerek bu süreç hızlandırılmıştır.
Merkezi idarenin anti demokratik uygulamaları ve katı dayatmaları örgütün ekmeğine yağ sürmüştür. Bunun sebebi, terör örgütünün ve eylemlerinin hafife alınmasıdır. Oysa bu bölgelerimizde yarım asra yakındır bir istismar ve propaganda faaliyetleri bütün hızıyla sürdürülmekteydi.
Silaha karşı silahlı mukabele
Bütün bu olumsuz gelişmeler bilerek veya bilmeyerek görmezlikten gelindi. Ne bölgeye gerekli yatırım yapılabildi ve ne de bölge halkının demokratik hak ve özgürlükleri istenilen manada temin edilebildi.
Terör, önceleri mevzii birer basit eylemler şeklinde algılandı. Ve, silaha karşı silahlı mukabele ile bertaraf edilebileceği; zannedildi. Herşeyden önemlisi terörün uluslararası boyutu tespit edilip hesaba katılmadı.
Neden sonra farkına varıldı ki, iş işten geçmişti!
Teröre 40 bin insanını kurban veren ve bu bela ile çeyrek asırdır fiilen mücadelede bulunan bir devletin; bunca acı tecrübelerden sonra, söyleyebileceği ve yapabileceği çok farklı şeylerin olması lazımdır.
Bir kere; herşeyden önemlisi bölge halkı ile terör örgütünün irtibatı kesilmelidir. Örgüte eleman temini, dağa çıkma işlemine bir an önce son verilmelidir. Bunun için; bölge halkına, terör örgütünün gerçek yüzü bütün çıplaklığı ile anlatılmalıdır. Onlar, seneler senesi anti propagandalarla örgüte yandaş buldular ve halen de bulmaya devam etmektedirler.
Terör örgütünün arkasındaki devletler ve örgüte sağladıkları destekler en ince ayrıntılarına kadar milletin gözleri önüne serilmelidir.
Şu anda Ankara’da sahnelenen DTP’nin kapatılması süreci de maalesef terör örgütünün emellerine hizmette kullanılacaktır.
Şimdiye kadar hep böyle olduğuna göre; aynı şeyi bir kez daha denemenin kime ne faydası olacak?!
En büyük yanlışlardan bir diğeri de masum yöre halkı ile terör örgütünün aynı kefede tartılması ve bunun sonucunda da yöre halkının hürriyetlerini büsbütün kısıtlamaktır. Halbuki bunun tam tersini yapmak, bölge halkını kazanmanın ön şartıdır!
Şu yasak, bu yasak diye diye; onlar da bütün bu yasakları istismar ederek bu günlere gelinmedi mi? Gelinen bu günlerden memnun olanımız olmadığına göre, çareyi başka yerlerde; bize göre ise, en olgun manasıyla demokratik hak ve hürriyetleri vermekte aramamız gereğine inanıyoruz.
Çerçeve
Fuat Bol
Terör örgütü PKK, eylemleri ile en büyük kötülüğü Kürt halkına yapmaktadır. Oysa, Kürt halkı için çalıştığını iddia etmektedir. Doğu ve güneydoğu geri kalmış ve yöre halkının yüzü bir türlü gülmemiştir.
GAP, dünyanın sayılı projelerindendir. Toplam 32 milyar dolarlık projenin şimdiye kadar, ancak 22 milyar dolarlık kısmı tamamlanabilmiştir.
Tamamen bitirilebilmesi için 10 milyar dolara daha ihtiyaç vardır.
Gizli bir el, adeta projeyi baltalamaktadır. Şöyle ki, malum asırlardır Harran Ovası suya susamıştı. GAP’ın bitirilen kısmıyla bu sulama başlatılmış; ancak yanlış sulama (!) sonucu araziler mahvedildi.
Yoğun bir nüfusun ve artışının yaşandığı bölgemizdeki asıl sorun iş ve aştır. İşsizlik ve açlık, zamanla bir maden gibi istismar edilip işletilerek, yöre halkının küçümsenemeyecek bir kesimi aldatılmış ve törer örgütünün yanına çekilebilmiştir. Asıl sebep iş ve aş olmasına rağmen; bir kısım demokratik hak ve özgürlükler ileri sürülerek bu süreç hızlandırılmıştır.
Merkezi idarenin anti demokratik uygulamaları ve katı dayatmaları örgütün ekmeğine yağ sürmüştür. Bunun sebebi, terör örgütünün ve eylemlerinin hafife alınmasıdır. Oysa bu bölgelerimizde yarım asra yakındır bir istismar ve propaganda faaliyetleri bütün hızıyla sürdürülmekteydi.
Silaha karşı silahlı mukabele
Bütün bu olumsuz gelişmeler bilerek veya bilmeyerek görmezlikten gelindi. Ne bölgeye gerekli yatırım yapılabildi ve ne de bölge halkının demokratik hak ve özgürlükleri istenilen manada temin edilebildi.
Terör, önceleri mevzii birer basit eylemler şeklinde algılandı. Ve, silaha karşı silahlı mukabele ile bertaraf edilebileceği; zannedildi. Herşeyden önemlisi terörün uluslararası boyutu tespit edilip hesaba katılmadı.
Neden sonra farkına varıldı ki, iş işten geçmişti!
Teröre 40 bin insanını kurban veren ve bu bela ile çeyrek asırdır fiilen mücadelede bulunan bir devletin; bunca acı tecrübelerden sonra, söyleyebileceği ve yapabileceği çok farklı şeylerin olması lazımdır.
Bir kere; herşeyden önemlisi bölge halkı ile terör örgütünün irtibatı kesilmelidir. Örgüte eleman temini, dağa çıkma işlemine bir an önce son verilmelidir. Bunun için; bölge halkına, terör örgütünün gerçek yüzü bütün çıplaklığı ile anlatılmalıdır. Onlar, seneler senesi anti propagandalarla örgüte yandaş buldular ve halen de bulmaya devam etmektedirler.
Terör örgütünün arkasındaki devletler ve örgüte sağladıkları destekler en ince ayrıntılarına kadar milletin gözleri önüne serilmelidir.
Şu anda Ankara’da sahnelenen DTP’nin kapatılması süreci de maalesef terör örgütünün emellerine hizmette kullanılacaktır.
Şimdiye kadar hep böyle olduğuna göre; aynı şeyi bir kez daha denemenin kime ne faydası olacak?!
En büyük yanlışlardan bir diğeri de masum yöre halkı ile terör örgütünün aynı kefede tartılması ve bunun sonucunda da yöre halkının hürriyetlerini büsbütün kısıtlamaktır. Halbuki bunun tam tersini yapmak, bölge halkını kazanmanın ön şartıdır!
Şu yasak, bu yasak diye diye; onlar da bütün bu yasakları istismar ederek bu günlere gelinmedi mi? Gelinen bu günlerden memnun olanımız olmadığına göre, çareyi başka yerlerde; bize göre ise, en olgun manasıyla demokratik hak ve hürriyetleri vermekte aramamız gereğine inanıyoruz.
Çerçeve
Fuat Bol