Gölge
01-12-2009, 22:08
http://www.haber10.com/images/library/120.jpg
Gazze için de özür dileyen olur mu?
Arap rejimleri Hamas’tan hoşlanmıyorlar çünkü Hamas hükümeti demokratik halk iradesini yansıtıyor. Onlar kendi ülkelerinde seçim yapılsa iktidarda bir gün daha fazla duramayacaklarını biliyorlar. İktidarlarını borçlu oldukları Amerika’ya itaat için her türlü talebi yerine getiriyorlar. Hamas’ın asıl suçu, seçimleri kazanmak ve yapılan mızıkçılığa rağmen iktidarı terk etmemektir.</B>
HASAN KÖSEBALABAN*
MALUM olduğu üzere bir süre önce kalabalık bir liberal aydın grubu 1915 Ermeni tehcirinden ya da kendi tabirleriyle ‘büyük felaket’ten dolayı ‘özür diliyoruz’ kampanyasını başlatmışlardı. Elbette tarihte meydana gelen bütün olayların serinkanlılıkla yeniden sorgulanması bir insanlık görevidir. Bu anlamda aydınlarımızın demokratik haklarını kullandıkları söylenebilir. Ayrıca iyimser bir yaklaşımla savundukları ‘idealler’ uğruna bir vazifeyi yerine getirdikleri için takdir de edilebilirler.
Ancak bildiride imzaları bulunan kimi isimlerin Gazze’deki kıyım karşısındaki tavırları dikkat çekiyor. Bildiriye imza atan birçok aydını insanlık dışı bu katliama gösterdikleri hassasiyet nedeniyle şükranla anmalıyız. Ancak imzacıların bir kısmı var ki kulakları sağır edercesine sessizler, sessiz olmayan bir kısmı ise Türkiye’nin Müslüman halkının yüreğini konuşturan liderlerine kızgınlar. Neden Başbakan Erdoğan, Müslüman duygusallığı ile tepki göstermiş, neden bir devlet adamı gibi realist davranmamış? Vakit idealizmi değil, realizmi gerektirirmiş. Olayların asıl sorumlusu olan ‘terörist’ Hamas’la aynı safta görünmek Türkiye’ye yakışmıyormuş.
Reel politik mi!
Herhalde Ermeni olaylarının sorumluları için de, bu olayların ‘reel’ gerekçeleri vardı. Herhalde onlar da karşılarında bir kaç liberali bulmuş olsalar onları ‘idealist duygusallıkla’ suçlayacaklardı.
Üstelik birçoklarına göre söz konusu imza kampanyasının düzenlenmesi Türkiye’nin güncel ‘reel’ çıkarlarına aykırıydı. Sorulması gereken asıl soru şudur: Neden bu aydınlar Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de realist, Ermeniler söz konusu olduğunda idealist davranıyorlar? Eğer insan haklarına sadece Batılı normların izin verdiği ölçüde sahip çıkacaksak, mesela Cezayir’i, Filistin’i ve katledilen Amerikan yerlilerini değil de sadece Ermenileri konuşabileceksek, o idealizm adi bir reel politikadır. Öyle ya, en fazla Amerikan yerlisini katleden ABD Başkanı Johnson’ın sureti 20 dolarlık banknotun üzerinde.
Liberalizm her şeyden önce demokratik bir tavır gerektirir. Gazze’de 800’e yakın masumun kanıyla katledilen, Müslüman bir halkın demokratik iradesidir.
Hamas halkın iradesi
Filistin halkı Hamas’ı Arap dünyasında nadir bir olay olarak demokratik seçimlerle iktidara getirdi. Bu seçimleri başta Amerika olmak üzere uluslararası sistem destekledi ve hatta Hamas’ın katılımını teşvik etti.
Ancak seçim sonuçları istedikleri gibi çıkmayınca, şimdi Hamas görevden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Arap rejimleri Hamas’tan hoşlanmıyorlar; Hamas hükümeti onların hoşlanmadıkları bir gücü, demokratik halk iradesini yansıtıyor. Onlar kendi ülkelerinde seçim yapılsa iktidarda bir gün daha fazla duramayacaklarını biliyorlar. İktidarlarını borçlu oldukları Amerika’ya itaat için her türlü taleplerini yerine getiriyorlar.
Tek silah soba borusu
Hamas’ın asıl suçu seçimleri kazanmak ve ardından yapılan mızıkçılık karşısında iktidarı terk etmemektir. Hamas’ın iktidarı elinde tutma ısrarı karşısında Gazze’ye mahkum edildiler. 2006’da yapılan meclis seçimlerine göre Hamas’ın bugün sadece Gazze’de değil, bütün Filistin’de iktidarda olması gerekiyordu. Ancak yapılan illegal bir operasyonla Hamas Batı Şeria’dan çıkarıldı ve Gazze’ye mahkum edildi.
Tehcir edildiler
Ardından 15 milyon insanın yaşadığı Gazze, Mısır’ın işbirliği ile tam bir kuşatma altına alındı ve bir hapishaneye çevrildi. Bu kuşatma karşısında Gazze halkının elindeki tek silah soba borularından imal ettikleri Kassam füzeleri. Gazze’de yaşayan halkın yüzde 80’i bir tehcir ile bugün İsrail toprağı olan asıl vatanlarından sürülmüş insanlar.
Liberal aydınlarımıza sormak istiyoruz: Ermenilerden özür dilerken gösterebildiğiniz empatide olduğu gibi, memleketlerinde sefa süren işgalcileri seyreden Filistinlilerin nasıl bir duygu içinde olduklarını tahmin edebiliyor musunuz? Onlar gibi milyonlarca Filistinli bugün başka ülkelerde sürgün hayatı yaşıyor. Bütün bunları biliyorsunuz elbette, bir zamanlar gençtiniz, Filistin kamplarındaydınız ve bunların kitabını da yazdınız.
Bu bir çığlıktır
Ancak artık ahir ömrünüzde Fransız entelektüelleriyle, neo-con dostlarınızla Ermeni katliamını konuşmak Cezayir’i konuşmaktan, Filistin’i konuşmaktan daha ‘cool’ geliyor. Siz Ermeni tehcirine tepki gösteriyorsanız ve bu tepkiniz idealler uğruna verilmiş bir tepki olduğunu söylüyor iseniz, Gazze’deki insan çığlıklarına kulaklarınızı tıkayamazsınız. Ancak ondan da önce yüz binlerce insanın katliamına neden olan Irak’ın işgaline verdiğiniz destek için de özür dilemeyi unutmayın. New York Times bile Irak savaşına desteğinden dolayı hatasını kabul etti, bir siz kaldınız.
kosebalaban@lakeforest.edu
*Dr. Lake Forest Üniversitesi Öğretim Üyesi
Kaynak Star-Açık Görüş
Gazze için de özür dileyen olur mu?
Arap rejimleri Hamas’tan hoşlanmıyorlar çünkü Hamas hükümeti demokratik halk iradesini yansıtıyor. Onlar kendi ülkelerinde seçim yapılsa iktidarda bir gün daha fazla duramayacaklarını biliyorlar. İktidarlarını borçlu oldukları Amerika’ya itaat için her türlü talebi yerine getiriyorlar. Hamas’ın asıl suçu, seçimleri kazanmak ve yapılan mızıkçılığa rağmen iktidarı terk etmemektir.</B>
HASAN KÖSEBALABAN*
MALUM olduğu üzere bir süre önce kalabalık bir liberal aydın grubu 1915 Ermeni tehcirinden ya da kendi tabirleriyle ‘büyük felaket’ten dolayı ‘özür diliyoruz’ kampanyasını başlatmışlardı. Elbette tarihte meydana gelen bütün olayların serinkanlılıkla yeniden sorgulanması bir insanlık görevidir. Bu anlamda aydınlarımızın demokratik haklarını kullandıkları söylenebilir. Ayrıca iyimser bir yaklaşımla savundukları ‘idealler’ uğruna bir vazifeyi yerine getirdikleri için takdir de edilebilirler.
Ancak bildiride imzaları bulunan kimi isimlerin Gazze’deki kıyım karşısındaki tavırları dikkat çekiyor. Bildiriye imza atan birçok aydını insanlık dışı bu katliama gösterdikleri hassasiyet nedeniyle şükranla anmalıyız. Ancak imzacıların bir kısmı var ki kulakları sağır edercesine sessizler, sessiz olmayan bir kısmı ise Türkiye’nin Müslüman halkının yüreğini konuşturan liderlerine kızgınlar. Neden Başbakan Erdoğan, Müslüman duygusallığı ile tepki göstermiş, neden bir devlet adamı gibi realist davranmamış? Vakit idealizmi değil, realizmi gerektirirmiş. Olayların asıl sorumlusu olan ‘terörist’ Hamas’la aynı safta görünmek Türkiye’ye yakışmıyormuş.
Reel politik mi!
Herhalde Ermeni olaylarının sorumluları için de, bu olayların ‘reel’ gerekçeleri vardı. Herhalde onlar da karşılarında bir kaç liberali bulmuş olsalar onları ‘idealist duygusallıkla’ suçlayacaklardı.
Üstelik birçoklarına göre söz konusu imza kampanyasının düzenlenmesi Türkiye’nin güncel ‘reel’ çıkarlarına aykırıydı. Sorulması gereken asıl soru şudur: Neden bu aydınlar Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de realist, Ermeniler söz konusu olduğunda idealist davranıyorlar? Eğer insan haklarına sadece Batılı normların izin verdiği ölçüde sahip çıkacaksak, mesela Cezayir’i, Filistin’i ve katledilen Amerikan yerlilerini değil de sadece Ermenileri konuşabileceksek, o idealizm adi bir reel politikadır. Öyle ya, en fazla Amerikan yerlisini katleden ABD Başkanı Johnson’ın sureti 20 dolarlık banknotun üzerinde.
Liberalizm her şeyden önce demokratik bir tavır gerektirir. Gazze’de 800’e yakın masumun kanıyla katledilen, Müslüman bir halkın demokratik iradesidir.
Hamas halkın iradesi
Filistin halkı Hamas’ı Arap dünyasında nadir bir olay olarak demokratik seçimlerle iktidara getirdi. Bu seçimleri başta Amerika olmak üzere uluslararası sistem destekledi ve hatta Hamas’ın katılımını teşvik etti.
Ancak seçim sonuçları istedikleri gibi çıkmayınca, şimdi Hamas görevden uzaklaştırılmaya çalışılıyor. Arap rejimleri Hamas’tan hoşlanmıyorlar; Hamas hükümeti onların hoşlanmadıkları bir gücü, demokratik halk iradesini yansıtıyor. Onlar kendi ülkelerinde seçim yapılsa iktidarda bir gün daha fazla duramayacaklarını biliyorlar. İktidarlarını borçlu oldukları Amerika’ya itaat için her türlü taleplerini yerine getiriyorlar.
Tek silah soba borusu
Hamas’ın asıl suçu seçimleri kazanmak ve ardından yapılan mızıkçılık karşısında iktidarı terk etmemektir. Hamas’ın iktidarı elinde tutma ısrarı karşısında Gazze’ye mahkum edildiler. 2006’da yapılan meclis seçimlerine göre Hamas’ın bugün sadece Gazze’de değil, bütün Filistin’de iktidarda olması gerekiyordu. Ancak yapılan illegal bir operasyonla Hamas Batı Şeria’dan çıkarıldı ve Gazze’ye mahkum edildi.
Tehcir edildiler
Ardından 15 milyon insanın yaşadığı Gazze, Mısır’ın işbirliği ile tam bir kuşatma altına alındı ve bir hapishaneye çevrildi. Bu kuşatma karşısında Gazze halkının elindeki tek silah soba borularından imal ettikleri Kassam füzeleri. Gazze’de yaşayan halkın yüzde 80’i bir tehcir ile bugün İsrail toprağı olan asıl vatanlarından sürülmüş insanlar.
Liberal aydınlarımıza sormak istiyoruz: Ermenilerden özür dilerken gösterebildiğiniz empatide olduğu gibi, memleketlerinde sefa süren işgalcileri seyreden Filistinlilerin nasıl bir duygu içinde olduklarını tahmin edebiliyor musunuz? Onlar gibi milyonlarca Filistinli bugün başka ülkelerde sürgün hayatı yaşıyor. Bütün bunları biliyorsunuz elbette, bir zamanlar gençtiniz, Filistin kamplarındaydınız ve bunların kitabını da yazdınız.
Bu bir çığlıktır
Ancak artık ahir ömrünüzde Fransız entelektüelleriyle, neo-con dostlarınızla Ermeni katliamını konuşmak Cezayir’i konuşmaktan, Filistin’i konuşmaktan daha ‘cool’ geliyor. Siz Ermeni tehcirine tepki gösteriyorsanız ve bu tepkiniz idealler uğruna verilmiş bir tepki olduğunu söylüyor iseniz, Gazze’deki insan çığlıklarına kulaklarınızı tıkayamazsınız. Ancak ondan da önce yüz binlerce insanın katliamına neden olan Irak’ın işgaline verdiğiniz destek için de özür dilemeyi unutmayın. New York Times bile Irak savaşına desteğinden dolayı hatasını kabul etti, bir siz kaldınız.
kosebalaban@lakeforest.edu
*Dr. Lake Forest Üniversitesi Öğretim Üyesi
Kaynak Star-Açık Görüş