FarukARSLAN.
01-31-2009, 14:31
http://www.habervaktim.com/resim/resim55060_2.jpg
Bölgeye ilk giren doktorlardan Murat Balanlı: Gazze'ye Türk hastanesi kuracağız (http://www.habervaktim.com/yonlendir.php?id=7)Gazze'ye ilk giren üç Türk doktordan biri olan Dahiliye Uzmanı Dr. Murat Balanlı, Türkiye'ye döndü. İzmir'deki işyerinde görüştüğümüz Balanlı yaşadıklarını anlattı.
Bölgedeki incelemeleri esnasında boş bir hastane binası bulduklarını ve buranın acilen düzenlenerek sağlık hizmetlerine kazandırılması gerektiğini belirten Dr. Balanlı “diğer doktor arkadaşlarımızla bir proje hazırlayarak ülkemizdeki bazı sağlık meslek kuruluşlarına sunduk. İnşallah ortak bir projeyle Gazze'ye kardeş hastane kazandıracağız” dedi.
Dr. Balanlı, Beyin Cerrahı Oğuz Çayan ile Aile Hekimi Selçuk Ergin'le birlikte İHH adına gittikleri Gazze'ye ancak Kızılhaç ambulansıyla girebildiklerini, Şifa Hastanesi'nde çalışmaları yürütürken birçok bombardıman yaşadıklarını söyledi.
Mısır Tabip Odası'ndaki doktorlarla Gazze'ye nasıl yardım yapacaklarını planlarken İzmir Tabip Odasından cep telefonuna çok anlamlı bir mesaj geldiğini belirten Balanlı sözlerini şöyle sürdürdü;
“Mesajda bizi Ergenekon gözaltılarını protesto etmek ve kitlesel gösteri için Cumhuriyet Meydanındaki eyleme davet ediyorlardı. Solcu, ulusalcı doktorlarımızın gündemlerinde Filistin herhalde en sonlardaydı.”
Dr. Murat Balanlı Gazze seyahatini şöyle anlattı;
GAZZE'YE İLK GİDİŞİM
“Gazze'ye ilk defa gittim. Seyahatim toplam 10 gün sürdü. 5 günü Mısır'daki Refah kapısında beklemekle geçti. Kalan 5 günde Gazze'de bulunarak yaralıları iyileştirmeye çalıştık.
Mısır, Refah kapısında çok sıkıntı çıkardı. O sırada bölge ülkeleri arasında mekik diplomasisi yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Büyükelçi Ahmet Davutoğlu Mısırdaydı. Onun girişimleriyle İHH adına üç doktor arkadaş Gazze'ye girebildik. Diğer doktorlarımız Beyin Cerrahı Oğuz Çayan ile Aile Hekimi Selçuk Ergin'di. Bizden sonra gelen Yeryüzü Doktorları ve diğer kuruluşlara mensup arkadaşlarımız hala Refah Kapısı'nda bekletiliyorlardı.
Ancak Refah'tan Gazze'ye geçmemiz son derece riskliydi. Bombardıman sürüyordu. Üstelik İsrail kara birlikleriyle de şehri kuşatmıştı. Bizi karşılayan heyetle istişare ederek en uygun yolun Kızılhaç'ın ambulansları olduğuna kanaat getirdik. Gazze'ye ağır bombardıman altında girdik. Her taraf 10 şiddetinde deprem olmuş gibi yıkılmıştı. Tüm atölyeler, işyerleri vurulmuş. Tüm ürünler zor şartlarda tünellerden geldiği için hayat çok pahalı. Bulunduğumuz süre içinde biz de birçok bombardıman yaşadık.
İZMİR MEZUNU FİLİSTİNLİ DOKTORLA BULUŞUYORUZ
Gazze'ye gitmeden önce İzmir'den tanıştığım 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu Filistinli arkadaşım Nasır Sadi ile görüşmüştük. Gitmeye karar verince “buradan ne getirelim?” dediğimizde “malzeme değil siz lazımsınız. Lütfen acilen gelin” dedi. Nasır Sadi ile de televizyonlarda sıkça gösterilen bölgenin en büyük hastanesi Şifa'da buluştuk.
5 günlük süre içinde birçok acil hastanın tedavisine yardımcı olduk. Gazze'de en çok insanların duruşuna hayran kaldım. Oldukça sıkıntılı olmalarına rağmen son derece onurlu ve dik duruyorlar. Yanımda İzmirli arkadaşlardan topladığım bir miktar para götürmüştüm. Ancak teklif etmeme rağmen hiçbir erkek para kabul etmedi. Allah'a tam bir teslimiyet içindeler. 5 çocuğundan 4 çocuğu şehit olmuş, 11 yaşındaki çocuğu da ağır yaralı olarak yoğun bakımda yatan baba halini sorduğumuzda “hasbun Allahu ve ni'mel vekil” diyordu.
TÜRKİYE VE ERDOĞAN'A BÜYÜK İLGİ
Mısır'da ve Gazze'de bulunduğumuz süre içinde Türkiye'den geldiğimizi öğrenenler büyük ilgi gösterdiler ve çokça iltifatlarda bulundular. Özellikle “Erdugan, Erdugan” diyerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail saldırısını durdurmak için yürüttüğü diplomatik çabayı takdirle karşıladıklarını belirttiler. Böylece ülkemizin İslam Aleminde ne kadar çok sevildiğini, ufak gayretler gösterildiğinde bile büyük yankılar bulduğunu bir kez daha anladım.
Mısır'da bulunduğumuz sürede İhvan-ı Müslimin'e bağlı olarak faaliyet gösteren Mısır Tabipler Birliği'ni ziyaret ettik. Bina girişinde yerde İsrail Bayrağı vardı. Türk olduğumuzu anlayınca büyük yakınlık gösterdiler. Türk halkının büyük gösteriler ve yardım kampanyalarıyla Gazze'ye destek vermesinden dolayı bizi tebrik ettiler, iltifatta bulundular.
İZMİR TABİP ODASININ GÜNDEMİYSE ERGENEKON
Tam da biz Mısır Tabip Odası'nda Gazze'ye nasıl yardım yapacağımızı planlarken İzmir Tabip Odasından cep telefonuma gelen bir mesaj Ergenekon gözaltılarını protesto ediyor ve kitlesel gösteri için bizi Cumhuriyet Meydanına davet ediyordu. Solcu, ulusalcı doktorlarımızın gündemlerinde Filistin'deki katliam herhalde en sonlardaydı.
TÜRKİYE'DEKİ GÖSTERİLER SEVİNÇLE İZLENİYOR
Biz oradayken Ankara Sıhhiye Meydanı'nda Gazze'yle Dayanışma Mitingi yapılacaktı. Tüm Filistinliler bu mitingi merakla bekliyorlardı. Türk halkının destek gösterileri özellikle El-Cezire kanalından takip ediliyor. Çağlayan Mitingi, İstanbul'daki İsrail Konsolosluğu önünde Sivil Toplum Kuruluşları tarafından sürdürülen kuşatma, Ankara'da Türk Telekom'la basket maçı yapacak İsrail'in Hasharon takımının yuhalanıp kovalanması orada çok büyük yankı uyandırmış ve Türk halkına olan sempatiyi doruk noktasına çıkartmış. Bu tür gösterilerle Türk halkının tam desteğini arkalarına almak onlara büyük moral veriyor.
RECEP AKDAĞ'A TEŞEKKÜR
Şifa Hastanesindeki cerrahi müdahaleler ve ameliyatlardan fırsat bulduğumuz zamanlarda Filistinli ve bizim gibi diğer ülkelerden gelmiş doktorlarla İslam Aleminin verdiği veya veremediği desteği konuşuyoruz. Sonuçta İsrail'in saldırısında en çok destek verenlerin Türk halkı olduğunda mutabakat sağlanıyor. Gazze'nin Sağlık Bakanı ilk saldırıdan hemen sonra kendisini ilk arayan meslektaşının Türkiye Sağlık Bakanı Recep Akdağ olduğunu belirtiyor ve bu unutulmaz desteğinden dolayı bizim aracılığımızla kendisine bir kez daha şükranlarını ve selamlarını iletiyor.
Bir boşluk anında hastanede görevli yabancı doktorlar sırayla duygularını anlattılar. Sıra bana geldiğinde “Biz Filistin'i ayrı bir toprak, ayrı bir vatan, ayrı bir millet olarak görmüyoruz, zira hepimiz İbrahim milletindeniz. Biz buraya sizlere yardım için değil kendi nefsimizi sınamak için geldik. Bize düşen ancak size ensar olabilmek. Zira İsrail'e karşı direnen tek sizlersiniz.” dedim. Bu sözlerim onları çok duygulandırdı.
GAZZE'YE TÜRK HASTANESİ
Gazze'deki incelemelerimiz esnasında boş bir hastane bulduk. Buranın acilen düzenlenerek sağlık hizmetlerine kazandırılması lazım. Diğer doktor arkadaşlarımızla bir proje hazırlayarak dönüşte ülkemizdeki bazı sağlık kuruluşlarına sunduk. İnşallah ortak bir projeyle Gazze'ye kardeş hastane kazandıracağız.”
/ Habervaktim.com
Bölgeye ilk giren doktorlardan Murat Balanlı: Gazze'ye Türk hastanesi kuracağız (http://www.habervaktim.com/yonlendir.php?id=7)Gazze'ye ilk giren üç Türk doktordan biri olan Dahiliye Uzmanı Dr. Murat Balanlı, Türkiye'ye döndü. İzmir'deki işyerinde görüştüğümüz Balanlı yaşadıklarını anlattı.
Bölgedeki incelemeleri esnasında boş bir hastane binası bulduklarını ve buranın acilen düzenlenerek sağlık hizmetlerine kazandırılması gerektiğini belirten Dr. Balanlı “diğer doktor arkadaşlarımızla bir proje hazırlayarak ülkemizdeki bazı sağlık meslek kuruluşlarına sunduk. İnşallah ortak bir projeyle Gazze'ye kardeş hastane kazandıracağız” dedi.
Dr. Balanlı, Beyin Cerrahı Oğuz Çayan ile Aile Hekimi Selçuk Ergin'le birlikte İHH adına gittikleri Gazze'ye ancak Kızılhaç ambulansıyla girebildiklerini, Şifa Hastanesi'nde çalışmaları yürütürken birçok bombardıman yaşadıklarını söyledi.
Mısır Tabip Odası'ndaki doktorlarla Gazze'ye nasıl yardım yapacaklarını planlarken İzmir Tabip Odasından cep telefonuna çok anlamlı bir mesaj geldiğini belirten Balanlı sözlerini şöyle sürdürdü;
“Mesajda bizi Ergenekon gözaltılarını protesto etmek ve kitlesel gösteri için Cumhuriyet Meydanındaki eyleme davet ediyorlardı. Solcu, ulusalcı doktorlarımızın gündemlerinde Filistin herhalde en sonlardaydı.”
Dr. Murat Balanlı Gazze seyahatini şöyle anlattı;
GAZZE'YE İLK GİDİŞİM
“Gazze'ye ilk defa gittim. Seyahatim toplam 10 gün sürdü. 5 günü Mısır'daki Refah kapısında beklemekle geçti. Kalan 5 günde Gazze'de bulunarak yaralıları iyileştirmeye çalıştık.
Mısır, Refah kapısında çok sıkıntı çıkardı. O sırada bölge ülkeleri arasında mekik diplomasisi yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Büyükelçi Ahmet Davutoğlu Mısırdaydı. Onun girişimleriyle İHH adına üç doktor arkadaş Gazze'ye girebildik. Diğer doktorlarımız Beyin Cerrahı Oğuz Çayan ile Aile Hekimi Selçuk Ergin'di. Bizden sonra gelen Yeryüzü Doktorları ve diğer kuruluşlara mensup arkadaşlarımız hala Refah Kapısı'nda bekletiliyorlardı.
Ancak Refah'tan Gazze'ye geçmemiz son derece riskliydi. Bombardıman sürüyordu. Üstelik İsrail kara birlikleriyle de şehri kuşatmıştı. Bizi karşılayan heyetle istişare ederek en uygun yolun Kızılhaç'ın ambulansları olduğuna kanaat getirdik. Gazze'ye ağır bombardıman altında girdik. Her taraf 10 şiddetinde deprem olmuş gibi yıkılmıştı. Tüm atölyeler, işyerleri vurulmuş. Tüm ürünler zor şartlarda tünellerden geldiği için hayat çok pahalı. Bulunduğumuz süre içinde biz de birçok bombardıman yaşadık.
İZMİR MEZUNU FİLİSTİNLİ DOKTORLA BULUŞUYORUZ
Gazze'ye gitmeden önce İzmir'den tanıştığım 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu Filistinli arkadaşım Nasır Sadi ile görüşmüştük. Gitmeye karar verince “buradan ne getirelim?” dediğimizde “malzeme değil siz lazımsınız. Lütfen acilen gelin” dedi. Nasır Sadi ile de televizyonlarda sıkça gösterilen bölgenin en büyük hastanesi Şifa'da buluştuk.
5 günlük süre içinde birçok acil hastanın tedavisine yardımcı olduk. Gazze'de en çok insanların duruşuna hayran kaldım. Oldukça sıkıntılı olmalarına rağmen son derece onurlu ve dik duruyorlar. Yanımda İzmirli arkadaşlardan topladığım bir miktar para götürmüştüm. Ancak teklif etmeme rağmen hiçbir erkek para kabul etmedi. Allah'a tam bir teslimiyet içindeler. 5 çocuğundan 4 çocuğu şehit olmuş, 11 yaşındaki çocuğu da ağır yaralı olarak yoğun bakımda yatan baba halini sorduğumuzda “hasbun Allahu ve ni'mel vekil” diyordu.
TÜRKİYE VE ERDOĞAN'A BÜYÜK İLGİ
Mısır'da ve Gazze'de bulunduğumuz süre içinde Türkiye'den geldiğimizi öğrenenler büyük ilgi gösterdiler ve çokça iltifatlarda bulundular. Özellikle “Erdugan, Erdugan” diyerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail saldırısını durdurmak için yürüttüğü diplomatik çabayı takdirle karşıladıklarını belirttiler. Böylece ülkemizin İslam Aleminde ne kadar çok sevildiğini, ufak gayretler gösterildiğinde bile büyük yankılar bulduğunu bir kez daha anladım.
Mısır'da bulunduğumuz sürede İhvan-ı Müslimin'e bağlı olarak faaliyet gösteren Mısır Tabipler Birliği'ni ziyaret ettik. Bina girişinde yerde İsrail Bayrağı vardı. Türk olduğumuzu anlayınca büyük yakınlık gösterdiler. Türk halkının büyük gösteriler ve yardım kampanyalarıyla Gazze'ye destek vermesinden dolayı bizi tebrik ettiler, iltifatta bulundular.
İZMİR TABİP ODASININ GÜNDEMİYSE ERGENEKON
Tam da biz Mısır Tabip Odası'nda Gazze'ye nasıl yardım yapacağımızı planlarken İzmir Tabip Odasından cep telefonuma gelen bir mesaj Ergenekon gözaltılarını protesto ediyor ve kitlesel gösteri için bizi Cumhuriyet Meydanına davet ediyordu. Solcu, ulusalcı doktorlarımızın gündemlerinde Filistin'deki katliam herhalde en sonlardaydı.
TÜRKİYE'DEKİ GÖSTERİLER SEVİNÇLE İZLENİYOR
Biz oradayken Ankara Sıhhiye Meydanı'nda Gazze'yle Dayanışma Mitingi yapılacaktı. Tüm Filistinliler bu mitingi merakla bekliyorlardı. Türk halkının destek gösterileri özellikle El-Cezire kanalından takip ediliyor. Çağlayan Mitingi, İstanbul'daki İsrail Konsolosluğu önünde Sivil Toplum Kuruluşları tarafından sürdürülen kuşatma, Ankara'da Türk Telekom'la basket maçı yapacak İsrail'in Hasharon takımının yuhalanıp kovalanması orada çok büyük yankı uyandırmış ve Türk halkına olan sempatiyi doruk noktasına çıkartmış. Bu tür gösterilerle Türk halkının tam desteğini arkalarına almak onlara büyük moral veriyor.
RECEP AKDAĞ'A TEŞEKKÜR
Şifa Hastanesindeki cerrahi müdahaleler ve ameliyatlardan fırsat bulduğumuz zamanlarda Filistinli ve bizim gibi diğer ülkelerden gelmiş doktorlarla İslam Aleminin verdiği veya veremediği desteği konuşuyoruz. Sonuçta İsrail'in saldırısında en çok destek verenlerin Türk halkı olduğunda mutabakat sağlanıyor. Gazze'nin Sağlık Bakanı ilk saldırıdan hemen sonra kendisini ilk arayan meslektaşının Türkiye Sağlık Bakanı Recep Akdağ olduğunu belirtiyor ve bu unutulmaz desteğinden dolayı bizim aracılığımızla kendisine bir kez daha şükranlarını ve selamlarını iletiyor.
Bir boşluk anında hastanede görevli yabancı doktorlar sırayla duygularını anlattılar. Sıra bana geldiğinde “Biz Filistin'i ayrı bir toprak, ayrı bir vatan, ayrı bir millet olarak görmüyoruz, zira hepimiz İbrahim milletindeniz. Biz buraya sizlere yardım için değil kendi nefsimizi sınamak için geldik. Bize düşen ancak size ensar olabilmek. Zira İsrail'e karşı direnen tek sizlersiniz.” dedim. Bu sözlerim onları çok duygulandırdı.
GAZZE'YE TÜRK HASTANESİ
Gazze'deki incelemelerimiz esnasında boş bir hastane bulduk. Buranın acilen düzenlenerek sağlık hizmetlerine kazandırılması lazım. Diğer doktor arkadaşlarımızla bir proje hazırlayarak dönüşte ülkemizdeki bazı sağlık kuruluşlarına sunduk. İnşallah ortak bir projeyle Gazze'ye kardeş hastane kazandıracağız.”
/ Habervaktim.com