seyid
09-03-2007, 14:20
Huelva'ya 'evet' diyerek İspanya'ya açılan Ersen Martin, FANATiK'e konuştu.
Huelva’ya ‘evet’ diyerek İspanya’ya açılan Ersen Martin, FANATiK’e konuştu, “Gururlu ve heyecanlıyım. Hedeflerim çok büyük” dedi.Yeni takımının kendisini Osasuna maçında beğendiğini açıklayan golcü, “Trabzonspor’a çok şey borçluyum” ifadesini kullandı
Büyük umutlarla gelmişti, Almanya’dan Briegel döneminde Beşiktaş’a... Soyadı Martin olunca üzerine ‘gurbetçi’ damgası yapıştı, öyle de kaldı. Pek yakınmadı ama gider ayak, “Babamın Alman olduğunu söyleyenler bile oldu! Ama uzaktan yakından alakası yok. Martin eski dilde tüfek demek, oradan geliyor soyadım. Sağlık olsun” hatırlatmasını da yaptı. Beşiktaş macerası kötü bitince, neredeyse Anadolu’nun tamamını dolaştı, son durak ise Trabzonspor’du. O dönemlerde tanışmıştık Ersen Martin ile. işini severek, profesyonelce yapan, özgüveni yüksek, gözü de hep yüksekteydi. Her fırsatta, “Avrupa’ya mutlaka açılacağım” diyordu. Sakatlıklarla gölgelenen Trabzonspor macerasında üst düzeyde birkaç maç oynadı, o da yetti! Kader anı ise Trabzonspor’un elendiği Osasuna rövanşıydı Ersen için.
Osasuna’yı dağıtmıştı
Öyle bir futbol oynadı, rakibi öyle bir dağıttı ki, sahanın yıldızıydı. Turu getirecek golü de attı ama hem o hem de takımı hakeme takıldı. Trabzon’un Avrupa yolunun sonu olan maç Ersen için yeni bir yolun başlangıcıydı. Ersen’in plakasını o gece alan ispanya’nın yükselen değeri Huelva da takibe devam etti. Ersen’in Beşiktaş ve Galatasaray maçlarındaki şovuna da tanıklık eden ispanyollar, ‘Tamam, bulduk’ dedi, nihayet geçtiğimiz hafta da Trabzonspor’un kapısına geldi.
Gel Real Madrid gel
.. Ve geç de olsa Ersen Martin için Avrupa seferi başlamıştı. Hem de en çok istediği yerden La Liga’dan. Haberi duyar duymaz aramış tebrik etmiştik Ersen’i ama heyecanına da tanık olmak için buluşmak gerekiyordu. Öyle de yaptık, istanbul’da bir araya geldik. Sakatlığı nedeniyle hafif sekerek geldi yanımıza ama gözlerinin içi gülüyordu. Çok gururlu ve mutluydu. Nasıl oldu dedik, başladı anlatmaya:
“Daha önce de isteyenler olmuştu ama kulübüm beni satmayı düşünmüyordu. Bu kez Huelva çok kararlı geldi. Cuma günü ispanya’da transferin son günüydü. Israrları sürdü ve işi bitirdiler. Açıkçası La Liga bana göre Avrupa’nın en iyi ligi. Daha önce televizyondan izlediğim bir yarışın içinde olacağım. Hep göz önünde olacağım. Böyle durumlarda insanın kaderi bir maçla bile değişebiliyor. Ki ben üst düzey maçlara daha iyi konsantre oluyorum. Bunu daha önce de kanıtladım. ispanya’da da bu seviyede birçok karşılaşmaya çıkacağım. Örneğin 7. haftadaki Real Madrid, yine kısa bir süre sonraki Barcelona maçları için gün sayacağım...”
ince mesajlar yolladıBıraksak, anlatacak ama sözünü kesiyor, araya sorular sokuyoruz. Trabzonspor golcü arıyor, milli takımda yoksun... Ama ispanya Ligi’ni geçen sezon 8. bitirmiş, Real Madrid ve Valencia galibiyetleriyle sükse yapmış bir takıma, hem de sakatken gidiyorsun? Nasıl iş, diyoruz, iç çekip öyle giriyor söze:
“Demek ki Türk futbolcusu izleniyor. Demek ki, birileri daha detaylı takip ediyor. Bizim ülkemizde forvetlere sadece, ‘gol attı, atmadı’ gözüyle bakılıyor. Oysa ki, Avrupalılar sahada 90 dakika içinde neler yaptığını da hesaba katıyor. Kendime çok güveniyorum ispanya öncesinde. Zorlanacağıma inanmıyorum. Stilimin değişik olduğunu biliyorum, kendimi geliştirmek için de elimden geleni yapıyorum. Trabzonspor’da da kötü bir performans çizmediğim inancındayım. Fatih Tekke gibi sembol bir ismin gidişi takımdaki tüm forvetlerin yükünü ve sorumluluğunu artırmıştı o dönem. Ayrıca iki kere burnum kırıldı, bu beni psikolojik olarak etkiledi, zorlandım. Ama attığım gol sayısı, çevirdiğim maçlar, sonradan girdiğimde bile takıma verdiklerim ortada. Anlaşıldığıma da inanıyorum. Örneğin Bursa maçından sonra, ‘Sen olsaydın kazanırdık’ diyenler hiç de az değildi. Milli takım mevzusuna gelince; Fatih hocaya saygı duymak lazım. Kendi daha yakından tanıdığı isimlerle beraber olmak istiyor. Umudumu kaybetmiyorum.”
‘Trabzon’da kötü değildim’
Trabzonspor’dan nasıl ayrıldığını merak ediyoruz, buruk mu, mutlu mu, kimseye kırgın mı acaba diye soruyoruz. Hemen, “Trabzonspor’a çok şey borçluyum” diyerek şaşırtıyor ve ekliyor: “Osasuna maçını oynamamış olsaydım bu transfer olmazdı. Ayrıca sıradan bir takımda da forma giysem dikkat çekmezdim. Bunların bilincindeyim.” Kısa sürede çok olaya da tanıklık etmişti Ersen. Neydi en mutlu ve sıkıntılı günleri... “Yedi hafta kazanamadığımız dönemde çok gerildik, stres yaşadık. Derbilerdeki futbolum ve gollerim ise beni çok gururlandırdı.”
Ersen konuştukça açılıyor, iddiası artıyor. Huelva’nın kendisine basamak olacağını, gözünün çok daha üst sevideki ekiplerde olduğunun altını ısrarla çiziyor. Büyük bir hüsran yaşamazsa futbol hayatına Avrupa’da devam etmek niyetinde olduğunu söyleyen Ersen Martin, kendisine bu yolu açan kulübüne 1 milyon Euro kazandırdığı için de mutlu, çarşamba günkü imza için gün sayıyor.
Taraftarlara kefil oldu
Trabzonspor ile bağlayalım diyoruz. Son olaylara değiniyoruz. Ersen bu konuda da çok net, taraftarlara kefil. Tribünlerin Trabzonspor için her zaman avantaj olduğunu söyleyip sözlerini Bordo-Mavili camiaya mesajlarla bitiriyor: “7 maç kazanamadık ama en ufak olay olmadı. Bunları camianın tamamına mal etmek haksızlık olur. Beşiktaş’ta da oynadım, baskı daha büyüktü. Trabzonspor’un uzun süredir şampiyon olmaması sıkıntı yaratıyor. Aslına bakılırsa herşey müsait başarı için. Kadro kaliteli, camia arkasında ama bu sezon da Galati’ye elenildi. Anlaşılır gibi değil. Takımın en azından şampiyonluk yarışının her an içinde olması Trabzonspor camiasını da rahatlatabilir.”
Serhat DEMİRTAŞ
Huelva’yı tanımaya çalışıyorispanya’nın en güzel sahiline sahip olan Huelva şehrinin takımına transfer olan ve Sinama Pongolle ile birlikte oynayacak olan Ersen Martin, tüm Türk halkından destek bekliyor. Arkadaşımız Serhat Demirtaş ile görüşen golcü futbolcu, şimdilerde yeni takımı hakkında bilgi edinmek için yoğun çaba harcıyor.
Huelva’ya ‘evet’ diyerek İspanya’ya açılan Ersen Martin, FANATiK’e konuştu, “Gururlu ve heyecanlıyım. Hedeflerim çok büyük” dedi.Yeni takımının kendisini Osasuna maçında beğendiğini açıklayan golcü, “Trabzonspor’a çok şey borçluyum” ifadesini kullandı
Büyük umutlarla gelmişti, Almanya’dan Briegel döneminde Beşiktaş’a... Soyadı Martin olunca üzerine ‘gurbetçi’ damgası yapıştı, öyle de kaldı. Pek yakınmadı ama gider ayak, “Babamın Alman olduğunu söyleyenler bile oldu! Ama uzaktan yakından alakası yok. Martin eski dilde tüfek demek, oradan geliyor soyadım. Sağlık olsun” hatırlatmasını da yaptı. Beşiktaş macerası kötü bitince, neredeyse Anadolu’nun tamamını dolaştı, son durak ise Trabzonspor’du. O dönemlerde tanışmıştık Ersen Martin ile. işini severek, profesyonelce yapan, özgüveni yüksek, gözü de hep yüksekteydi. Her fırsatta, “Avrupa’ya mutlaka açılacağım” diyordu. Sakatlıklarla gölgelenen Trabzonspor macerasında üst düzeyde birkaç maç oynadı, o da yetti! Kader anı ise Trabzonspor’un elendiği Osasuna rövanşıydı Ersen için.
Osasuna’yı dağıtmıştı
Öyle bir futbol oynadı, rakibi öyle bir dağıttı ki, sahanın yıldızıydı. Turu getirecek golü de attı ama hem o hem de takımı hakeme takıldı. Trabzon’un Avrupa yolunun sonu olan maç Ersen için yeni bir yolun başlangıcıydı. Ersen’in plakasını o gece alan ispanya’nın yükselen değeri Huelva da takibe devam etti. Ersen’in Beşiktaş ve Galatasaray maçlarındaki şovuna da tanıklık eden ispanyollar, ‘Tamam, bulduk’ dedi, nihayet geçtiğimiz hafta da Trabzonspor’un kapısına geldi.
Gel Real Madrid gel
.. Ve geç de olsa Ersen Martin için Avrupa seferi başlamıştı. Hem de en çok istediği yerden La Liga’dan. Haberi duyar duymaz aramış tebrik etmiştik Ersen’i ama heyecanına da tanık olmak için buluşmak gerekiyordu. Öyle de yaptık, istanbul’da bir araya geldik. Sakatlığı nedeniyle hafif sekerek geldi yanımıza ama gözlerinin içi gülüyordu. Çok gururlu ve mutluydu. Nasıl oldu dedik, başladı anlatmaya:
“Daha önce de isteyenler olmuştu ama kulübüm beni satmayı düşünmüyordu. Bu kez Huelva çok kararlı geldi. Cuma günü ispanya’da transferin son günüydü. Israrları sürdü ve işi bitirdiler. Açıkçası La Liga bana göre Avrupa’nın en iyi ligi. Daha önce televizyondan izlediğim bir yarışın içinde olacağım. Hep göz önünde olacağım. Böyle durumlarda insanın kaderi bir maçla bile değişebiliyor. Ki ben üst düzey maçlara daha iyi konsantre oluyorum. Bunu daha önce de kanıtladım. ispanya’da da bu seviyede birçok karşılaşmaya çıkacağım. Örneğin 7. haftadaki Real Madrid, yine kısa bir süre sonraki Barcelona maçları için gün sayacağım...”
ince mesajlar yolladıBıraksak, anlatacak ama sözünü kesiyor, araya sorular sokuyoruz. Trabzonspor golcü arıyor, milli takımda yoksun... Ama ispanya Ligi’ni geçen sezon 8. bitirmiş, Real Madrid ve Valencia galibiyetleriyle sükse yapmış bir takıma, hem de sakatken gidiyorsun? Nasıl iş, diyoruz, iç çekip öyle giriyor söze:
“Demek ki Türk futbolcusu izleniyor. Demek ki, birileri daha detaylı takip ediyor. Bizim ülkemizde forvetlere sadece, ‘gol attı, atmadı’ gözüyle bakılıyor. Oysa ki, Avrupalılar sahada 90 dakika içinde neler yaptığını da hesaba katıyor. Kendime çok güveniyorum ispanya öncesinde. Zorlanacağıma inanmıyorum. Stilimin değişik olduğunu biliyorum, kendimi geliştirmek için de elimden geleni yapıyorum. Trabzonspor’da da kötü bir performans çizmediğim inancındayım. Fatih Tekke gibi sembol bir ismin gidişi takımdaki tüm forvetlerin yükünü ve sorumluluğunu artırmıştı o dönem. Ayrıca iki kere burnum kırıldı, bu beni psikolojik olarak etkiledi, zorlandım. Ama attığım gol sayısı, çevirdiğim maçlar, sonradan girdiğimde bile takıma verdiklerim ortada. Anlaşıldığıma da inanıyorum. Örneğin Bursa maçından sonra, ‘Sen olsaydın kazanırdık’ diyenler hiç de az değildi. Milli takım mevzusuna gelince; Fatih hocaya saygı duymak lazım. Kendi daha yakından tanıdığı isimlerle beraber olmak istiyor. Umudumu kaybetmiyorum.”
‘Trabzon’da kötü değildim’
Trabzonspor’dan nasıl ayrıldığını merak ediyoruz, buruk mu, mutlu mu, kimseye kırgın mı acaba diye soruyoruz. Hemen, “Trabzonspor’a çok şey borçluyum” diyerek şaşırtıyor ve ekliyor: “Osasuna maçını oynamamış olsaydım bu transfer olmazdı. Ayrıca sıradan bir takımda da forma giysem dikkat çekmezdim. Bunların bilincindeyim.” Kısa sürede çok olaya da tanıklık etmişti Ersen. Neydi en mutlu ve sıkıntılı günleri... “Yedi hafta kazanamadığımız dönemde çok gerildik, stres yaşadık. Derbilerdeki futbolum ve gollerim ise beni çok gururlandırdı.”
Ersen konuştukça açılıyor, iddiası artıyor. Huelva’nın kendisine basamak olacağını, gözünün çok daha üst sevideki ekiplerde olduğunun altını ısrarla çiziyor. Büyük bir hüsran yaşamazsa futbol hayatına Avrupa’da devam etmek niyetinde olduğunu söyleyen Ersen Martin, kendisine bu yolu açan kulübüne 1 milyon Euro kazandırdığı için de mutlu, çarşamba günkü imza için gün sayıyor.
Taraftarlara kefil oldu
Trabzonspor ile bağlayalım diyoruz. Son olaylara değiniyoruz. Ersen bu konuda da çok net, taraftarlara kefil. Tribünlerin Trabzonspor için her zaman avantaj olduğunu söyleyip sözlerini Bordo-Mavili camiaya mesajlarla bitiriyor: “7 maç kazanamadık ama en ufak olay olmadı. Bunları camianın tamamına mal etmek haksızlık olur. Beşiktaş’ta da oynadım, baskı daha büyüktü. Trabzonspor’un uzun süredir şampiyon olmaması sıkıntı yaratıyor. Aslına bakılırsa herşey müsait başarı için. Kadro kaliteli, camia arkasında ama bu sezon da Galati’ye elenildi. Anlaşılır gibi değil. Takımın en azından şampiyonluk yarışının her an içinde olması Trabzonspor camiasını da rahatlatabilir.”
Serhat DEMİRTAŞ
Huelva’yı tanımaya çalışıyorispanya’nın en güzel sahiline sahip olan Huelva şehrinin takımına transfer olan ve Sinama Pongolle ile birlikte oynayacak olan Ersen Martin, tüm Türk halkından destek bekliyor. Arkadaşımız Serhat Demirtaş ile görüşen golcü futbolcu, şimdilerde yeni takımı hakkında bilgi edinmek için yoğun çaba harcıyor.