Hayat hikayesinden kesitler anlatan Gürsel Tekin, dikkat çekici sözlerinden biri Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili:
"Kemal Bey Ankara'dan aday gösterilseydi kesinlikle kazanırdı."
Seçim öncesindeki "çarşaf açılımı"na da değiniyor Tekin. Yaptığının doğru olduğunu savunuyor, Mersin'deki çarşaf yırtmanın yanlış olduğunu vurguluyor.
Gürsel Tekin, Kadiköy Belediyesi'nde 10 yıl türbanlı bir personel çalıştırdığını hatırlattıktan sonra ekliyor:
"Kemalizmle sosyal demokrasi aynı şey değil. Birbirine engel de değil. Köklerimize saygı duymalıyız. Ortak noktamız sosyal demokratlığımız. Kimsenin Türklüğü, Aleviliği ya da Kürtlüğü’nün önemi yok. Eskiden önemliydi. Çok sayıda Ermeni, gayrimüslim de var partimizde. CHP'de kırılması gereken çok şey var. Slogan atıyor: “Bilmem neyin imamı kaça sattın vatanı?” Ötekileştirerek nereye varacaksın? Mersin’de çarşaf yırtılması da yanlış oldu. Bu coğrafyada üç bin yıldır çarşaf var. Yaşam biçimlerine saygı duyacağız. Çarşaf açılımı başarılı olmuştu. Rozet takılanlar istifa etmedi. Sadece Eyüp’te aday olamayan biri tepki gösterdi. Ablam da başörtülü. Kadıköy Belediyesi’nde tek türbanlı vardı, benim yanımdaydı. 10 yıl çalıştı. Onlar türbanı siyasallaştırılınca bizimkiler de siyaseti onun üzerine kurdu. O da yanlış, bu da."


internethaber

Onlar türbanı siyasallaştırılınca

Yalana bakar mısın?

Özgürlük isteyen herkes ve herşeyi siyasallaştıran CHP ve onun zihniyetine sahip yargı ve ordu mensupları değil de kimdir?

Bakınız bu ülkede başörtülü olursan okula gidemiyorsun, devlet dairesinde çalışamıyorsun, bazı hastanelere giremiyorsun, sürekli eleştiri ve hakaret altındasın.

Bunu inancından dolayı takan ve onun takmasında bir sorun olmadığını söyleyen siyaset mi yapmış oluyor, bu kişisel hak ve özgürlüktür, o kadar. Sen bunu devlet eliyle yasaklayınca bu iş siyasete dönüyor, bunu da senin partin yapıyor.