Geçtiğimiz hafta Türkiye’nin gündeminde yine Genelkurmay’da hazırlandığı söylenen “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” vardı.
Cuntacı zihniyetin varlığını ortaya çıkaran bu belgeyle ilgili olarak soruşturma devam ederken, bu zihniyetin sivil uzantıları olan bazı siyasi partiler ve dış güdümlü medya odakları, bu vahameti demokrasiye karşı girişilen darbeden ziyade, “belge sahte mi değil mi?” tartışması üzerinden perdeleme ve sulandırma gayreti içerisine girdiler.
Oysa belge gerçek de olsa sahte de olsa -ki incelemeler belgenin gerçek olduğu yönünde- malum medya bu tavırlarıyla, andıçlarla halka karşı yürütülen psikolojik savaşları normal gösterme ya da unutturma çabasında.
28 Şubat döneminde bu tür “İrtica ile Mücadele Eylem Planları” o kadar aleniydi ki, cuntacı paşalar tarafından malum medyaya bizzat gönderiliyordu.
28 Şubat sürecinde “Topyekün Savaş” manşetlerini atanlar, Genelkurmay’da hazırlanan “irtica” adı altındaki “halka karşı savaş planının” medya ayağını yürütüyordu. Dolayısıyla bugün ortaya çıkan bu belge üzerinden sivil cuntacıların sözde şaşkınlık yaşamasına kimse inanmıyor. Onların “Belge sahte” anlamına gelebilecek yayınlarının “sahtekârlıklarını” örteceğini zannediyorlar.

Bugün ortaya çıkan bu belge, gerçek ya da sahte olsun, zaten Genelkurmay’da yuvalanmış, halkın değerlerine savaş açmış bazı askerlerin söz ve eylemleriyle birebir örtüşüyor.

Bir basın toplantısında bir cemaati kastederek ‘Cemaat ileri gidiyor’ manasına gelen sözler sarf etmemiş miydi Genelkurmay Başkanı? Askere alınan çocuklarının yemin törenlerine katılmak isteyen örtülü anneler tel örgülerin arkasına atılmamış mıydı?

Daha bir hafta önce, Erzurum’da askerî lojmanlardaki bir cenaze evi, vefat eden kişinin sakallı ve örtülü akrabalarına yasak edilmemiş miydi?

Kısacası ortaya çıkan ve “halka karşı eylem planı” olarak adlandırılabilecek “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” belgesi sahte olsa bile halkın değerlerine karşı herkesin gözü önünde uygulanan linç kampanyasını sona erdirmiyor, erdiremiyor!..

Her defasında “TSK yıpratılıyor” şeklinde yaygara koparanlar, acaba TSK içinde yuvalanmış halk düşmanlarının “TSK’yı nasıl yıprattığını” göremiyor mu yoksa görmek mi istemiyor?
Genelkurmay Başkanlığı, bir an önce içerisindeki cuntacıları temizleyerek, milletin değerleriyle barışık olduğunu ortaya koymalıdır. Halkın inançlarına saygı gösteren bir ordunun her zaman başımızın üstünde yeri vardır ama milletin gözünde değerlerine savaş açmış cuntacıların Kurtuluş Savaşı’nda mücadele ettiğimiz işgalcilerle hiçbir farkı yoktur.

Huzurlu bir hafta dileğiyle…


habervaktim