Meftun
12-22-2007, 13:45
AB Komisyonu, her yılın ilkbahar ve sonbaharında AB'ye üye ve aday ülkelerde kamuoyu eğilimlerini araştırıyor ve yayınlıyor. "Eurobarometer / Avrupa Barometresi" adı altında yapılan bu araştırmaların sonuncusu, Türkiye'de AB üyeliğine desteğin 2007 ilkbaharında % 54'ten sonbaharında % 49'a gerilediğini gösteriyor.
Bu sonuç, Sabancı Üniversitesi profesörleri Ali Çarkoğlu ve Ersin Kalaycıoğlu'nun geçen eylül ayında yaptıkları seçim araştırmasındaki bulgularla (% 50) da uyumlu. Türkiye'de AB üyeliğinin "yararlı" olduğunu söyleyenlerin oranı da % 9 oranında azalmış, ama hâlâ oldukça yüksek: % 53. Bu oran, üyeliğe daha yakın olan ülke Hırvatistan'da % 43 ile Türkiye'nin hayli altında. AB genelinde ise % 58. Çarkoğlu-Kalaycıoğlu araştırmasına göre de bugün referandum yapılsa AB'ye "evet" diyeceklerin oranı da % 56.
Demek ki Türkiye ile AB arasında yaşanan bunca krize; Fransa'nın bütün engellemelerine; Güney Kıbrıs'ın bin türlü maraza çıkarmasına; müzakerelerde fazla bir yol alınamamış olmasına; AB yurttaşları arasında Türkiye üye olsun diyenlerin üçte biri geçmemesine; Türkiye'de kimi askeri komutanların, muhalefet liderlerinin ve medya yorumcularının "AB'nin Türkiye'yi bölmeye çalıştığını" iddia etmelerine rağmen Türkiye'de hâlâ seçmenlerin en az yarısı AB üyeliğini destekliyor. Evet, Avrupa'da "AB'ye güven" % 25 ile en az Türkiye ve Britanya'da. Ama Avrupa'da hükümetine ve parlamentosuna en çok güvenenler Türkiye yurttaşları. Milli hükümete güvenenler AB'de ortalama % 34 iken Türkiye'de % 63. Milli meclise güvenenler AB'de ortalama % 35 iken Türkiye'de % 64. (Sadece Lüksemburg'da hükümete, sadece Finlandiya'da meclise güvenenler % 65 ile Türkiye'den biraz yüksek. Ama Lüksemburg'da parlamentoya güven % 56, Finlandiya'da hükümete güven % 58 ile Türkiye'nin hayli gerisinde.) Kısacası, son seçimlerde aldığı oy oranından da yüksek düzeyde güvene layık görülen AKP hükümetinin, AB reformlarını savsaklaması için hiçbir geçerli bahane olamaz.
Öteki sonuçlara bakarsak: Türkiye'de ekonominin iyi durumda olduğunu düşünenlerin oranı ilkbaharda % 39'dan sonbaharda % 46'ya yükselmiş; bir yıl sonra daha iyi olacağını düşünenler ise % 38'den % 33'e inmiş. AB'de ekonominin iyi durumda olduğunu düşünenler % 52'den 48'e, bir yıl sonra daha iyi olacağını düşünenler ise % 28'den 24'e inmiş. Görülen o ki, Türkiye dahil Avrupa'da ekonominin geleceğiyle ilgili iyimserlik azalmakta. Genelde hayatın iyileşeceğini düşünenler de azalıyor. Türkiye'de bir yıl sonra hayatın daha iyi olacağına inananların oranı ilkbaharda % 44'ten sonbaharda % 34'e inmiş. AB ortalamasında ise bu oranlar % 37 ve % 30. Yani yine de Türkiye, Avrupa'ya nazaran gelecek için daha umutlu. Türkiye yurttaşlarının en önemli buldukları sorunlar ise şöyle sıralanıyor: Terör % 77, işsizlik % 57, ekonomi % 23, suçların artması % 10, eğitim % 6, enflasyon % 5.
"Avrupa Barometresi"nin öteki dikkate değer bulgularından bazıları şöyle: AB yurttaşlarının ortalama % 58'i AB üyeliğinden hoşnut. Bu oran, son on yıldır kaydedilen en yüksek düzeyde. AB'den hoşnutluk en düşük Britanya (% 25), en yüksek Romanya'da (% 68). Avrupa Parlamentosu'na (AP) ortalama güven % 55. Bu oran % 77 ile en yüksek Yunanistan'da kaydedilirken, Türkiye'de % 20 ile en düşük düzeyde. AB Komisyonu'na güven Avrupa genelinde % 50 oranında. Bu oran % 69 ile en yüksek komşu Yunanistan'da görülürken, Türkiye'de % 17 ile en düşük düzeye iniyor. AB Komisyonu'nun genelde Türkiye yandaşı bir tavır içinde olmasının Türkiye kamuoyunu hiç etkilemediği anlaşılıyor. Yunanlılar, AB Komisyonu'na, AP'ye ve (Romenlerden sonra) AB'ye (% 65) en çok güvenen halk. Yunanistan'da AP'ye duyulan güven, milli parlamentoya duyulandan (% 52) çok daha yüksek. Bunun anlaşılır nedenleri var. Belki hiçbir ülke, AB üyeliğinin avantajlarından komşu Yunanistan kadar yararlanmadı.
22 Aralık 2007, Cumartesi
ŞAHİN ALPAY
Bu sonuç, Sabancı Üniversitesi profesörleri Ali Çarkoğlu ve Ersin Kalaycıoğlu'nun geçen eylül ayında yaptıkları seçim araştırmasındaki bulgularla (% 50) da uyumlu. Türkiye'de AB üyeliğinin "yararlı" olduğunu söyleyenlerin oranı da % 9 oranında azalmış, ama hâlâ oldukça yüksek: % 53. Bu oran, üyeliğe daha yakın olan ülke Hırvatistan'da % 43 ile Türkiye'nin hayli altında. AB genelinde ise % 58. Çarkoğlu-Kalaycıoğlu araştırmasına göre de bugün referandum yapılsa AB'ye "evet" diyeceklerin oranı da % 56.
Demek ki Türkiye ile AB arasında yaşanan bunca krize; Fransa'nın bütün engellemelerine; Güney Kıbrıs'ın bin türlü maraza çıkarmasına; müzakerelerde fazla bir yol alınamamış olmasına; AB yurttaşları arasında Türkiye üye olsun diyenlerin üçte biri geçmemesine; Türkiye'de kimi askeri komutanların, muhalefet liderlerinin ve medya yorumcularının "AB'nin Türkiye'yi bölmeye çalıştığını" iddia etmelerine rağmen Türkiye'de hâlâ seçmenlerin en az yarısı AB üyeliğini destekliyor. Evet, Avrupa'da "AB'ye güven" % 25 ile en az Türkiye ve Britanya'da. Ama Avrupa'da hükümetine ve parlamentosuna en çok güvenenler Türkiye yurttaşları. Milli hükümete güvenenler AB'de ortalama % 34 iken Türkiye'de % 63. Milli meclise güvenenler AB'de ortalama % 35 iken Türkiye'de % 64. (Sadece Lüksemburg'da hükümete, sadece Finlandiya'da meclise güvenenler % 65 ile Türkiye'den biraz yüksek. Ama Lüksemburg'da parlamentoya güven % 56, Finlandiya'da hükümete güven % 58 ile Türkiye'nin hayli gerisinde.) Kısacası, son seçimlerde aldığı oy oranından da yüksek düzeyde güvene layık görülen AKP hükümetinin, AB reformlarını savsaklaması için hiçbir geçerli bahane olamaz.
Öteki sonuçlara bakarsak: Türkiye'de ekonominin iyi durumda olduğunu düşünenlerin oranı ilkbaharda % 39'dan sonbaharda % 46'ya yükselmiş; bir yıl sonra daha iyi olacağını düşünenler ise % 38'den % 33'e inmiş. AB'de ekonominin iyi durumda olduğunu düşünenler % 52'den 48'e, bir yıl sonra daha iyi olacağını düşünenler ise % 28'den 24'e inmiş. Görülen o ki, Türkiye dahil Avrupa'da ekonominin geleceğiyle ilgili iyimserlik azalmakta. Genelde hayatın iyileşeceğini düşünenler de azalıyor. Türkiye'de bir yıl sonra hayatın daha iyi olacağına inananların oranı ilkbaharda % 44'ten sonbaharda % 34'e inmiş. AB ortalamasında ise bu oranlar % 37 ve % 30. Yani yine de Türkiye, Avrupa'ya nazaran gelecek için daha umutlu. Türkiye yurttaşlarının en önemli buldukları sorunlar ise şöyle sıralanıyor: Terör % 77, işsizlik % 57, ekonomi % 23, suçların artması % 10, eğitim % 6, enflasyon % 5.
"Avrupa Barometresi"nin öteki dikkate değer bulgularından bazıları şöyle: AB yurttaşlarının ortalama % 58'i AB üyeliğinden hoşnut. Bu oran, son on yıldır kaydedilen en yüksek düzeyde. AB'den hoşnutluk en düşük Britanya (% 25), en yüksek Romanya'da (% 68). Avrupa Parlamentosu'na (AP) ortalama güven % 55. Bu oran % 77 ile en yüksek Yunanistan'da kaydedilirken, Türkiye'de % 20 ile en düşük düzeyde. AB Komisyonu'na güven Avrupa genelinde % 50 oranında. Bu oran % 69 ile en yüksek komşu Yunanistan'da görülürken, Türkiye'de % 17 ile en düşük düzeye iniyor. AB Komisyonu'nun genelde Türkiye yandaşı bir tavır içinde olmasının Türkiye kamuoyunu hiç etkilemediği anlaşılıyor. Yunanlılar, AB Komisyonu'na, AP'ye ve (Romenlerden sonra) AB'ye (% 65) en çok güvenen halk. Yunanistan'da AP'ye duyulan güven, milli parlamentoya duyulandan (% 52) çok daha yüksek. Bunun anlaşılır nedenleri var. Belki hiçbir ülke, AB üyeliğinin avantajlarından komşu Yunanistan kadar yararlanmadı.
22 Aralık 2007, Cumartesi
ŞAHİN ALPAY