fatih kısaparmak balon baskılı balon İmaj, Moda, Post-İslam ve Ala Dergisi - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İmaj, Moda, Post-İslam ve Ala Dergisi


Özgür Çağrı
01-30-2012, 21:23
http://a3.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash4/405869_331437156889737_196111430422311_1077766_210 9700538_n.jpg


Moda, kimliği ile barışamamış kitlelerin izleyici koltuğunda yalnızca gösterilene bakmasını sağlar, alternatife bakanların yani moda dışı kalanların bu kasıtlı kitleye efektlerle güzelleştirilmiş bir filmin -ham bant kaydı- kıvamında görünmesi de bundandır. Renk, cümbüş, süs, makyaj, reklam yani bol efektli alternatifsiz afili bir film. Buradan geleceğimiz yer belli; küreselleşme. Gideceğimiz yer ise; uçurum.

Metropol kadınına, “benzemez kimse sana” şarkısını söylettirenler, yenik düşülen bu meydanın asıl sahibinden korksunlar. Post-İslam, layf stil, güzel yaşam… Oh yavrum oh! Kapitalizmden ve tüketim kültüründen hobi olarak nefret etmek dünyevileşme zehrinin tüm vücuda yayılması anlamında gelir. Modern zamanlarda jan-janlı bir gösteri maçına çıkan yeni-piyasacılık, Müslüman kadını ekonomiye kazandırmanın bir yolu olmalı diye kıvranacaksa, oh ne Ala. Cin şişeden çıkarken her yeni güne ucuz bir paradigmayla uyananlara selam göndermek ve biz buradayız demek artık zorunlu bir haldir. Örttüğün beynin değilse, örtünmek güzeldir gözüm.
Layf stil bir dergi, dünyanın ahvaline maneviyat penceresinden dâhil olmuş bir âdemoğluna ihtiyaçlar piramidinin kaçıncı basamağında rastlayabilir ve bu rastlaşma sağlıklı bir ontolojik-nedensel ayrışmaya yol açabilir mi? Bu sorular zehirli enjektörlerde damarını beklemekle meşgul şu sıralar. Buldukları sahalarda yağmura, çamura aldırmadan güzel güzel oynayan bazı çocukların, zamanla mahalle maçlarını konforlu halı sahalar için terk etmelerini modern tüketim alışkanlıkları ve bir takım kültürel parametrelerle açıklamaya çalışmamızın gittikçe anlamsızlaşan bir hal aldığını da görmemiz lazım. Sınıf atlamış, halı sahalarda şut çekmeye başlamış, ekonomik düzende kendine hatırı sayılır bir yer bulmuş, “Biz de varız!’ isimli bir protest-kurgu’ya gönlünü kaptırmış, merkez’e akmış ve her şeyin bir muadilinin olmasına fena alış(tırıl)mış bu yeni kitlenin varlığı da uzun bir süredir bir sır değil zaten.

“Var olmanın”, “görünür olmanın”, “tüketir olmanın” ve “tükenir olmanın” nur topu gibi çocuğu olan Ala layf stil, güzel yaşamlara katma değer yüklemenin cazibesiyle Cumhuriyet gazetesinin tirajını yakalamanın gururunu ne kadar yaşasa azdır. Namlusunun ucundaki hedef kitlesi -standart sapma dâhil- 18-35 yaş arası muhafazakâr kadınlar olan bir moda-stil dergisinden bahsetmek, son on yılını -bizimkiler iktidarda- meselesiyle geçirmiş bir ruh hali için ne ifade eder, doğrusu bu konuda pek bir fikri öngörüm yok. Moda dergilerine itibar etmek (aksinin iddiası, güzel yaşam cilası ile örtülemez), bu soğuk çağda bir rahmani sığınağa gönlünü dayayıp hakikatin sesini duymaya çalışanların kapsama alanına girmezdi, girmemeliydi. Bizatihi moda kavramı, geleneksel anlamdaki kökleri hakikatle bir bağ kurmasını ve manevi aidiyetlerine sahip çıkmasını gerektirmiş/gerektiren bir kitlenin dünyevileşme zehri ve son tahlilde yok oluş manifestosudur zaten.
Moda Ah Moda…

Moda’yı kabul ediş ve sindiriş biçimleriyle kapital-düzen dayatmasına boyun eğdikleri algısını güçlendiren ve moda’ya kendi inanç sistemlerinde fiyakalı bir yer açabilen neo-müminelerin layf stil bir anlayışın egemen olduğu bu “yeni-kurmaca’larında örtünme/gizlenme gibi asıl meselelerden bihaber olduklarından dem vurmak bir öze dokunuş niyetine de geçer inşallah. Hande Söğüt’ün modayla ilgili söylediği. “Moda, kendi kustuğunu sindirmenin endüstrisidir, nihayetinde…” sözünü kendi kustuğunu sindirmek için aidiyetlerini örseleyen mide bulandırıcı bir endüstrinin, kuşe kâğıda basılı temsilinde seyreylemek mümkündür. Toplumların tüketim trendlerini yakaladığı anlık sıçramalar olarak tanımlanan bir anlayışa dünyevileşmenin bayağılaştırıcı etkisiyle teslim bayrağının tümden çekilmesinin, tüketim kültürüne biat etmek konusundaki yersiz endişelerimize yerli bir mana katmasının dışında bir işlevselliği olmadığı açıktır. Yani meclis-i ala’nın bir türlü oturamadığı zeminin kayganlığını moda’nın Latince “modo” yani “hemen şimdi” anlamından gelen pratikliğiyle açıklamak mümkün olmayabilir.

“Hemen şimdi”, kavramı ekonomik sınıf değişikliğine göz kırpan ve “kapitalizm” (!), “Hemen şimdi!” gibi “Artık biz de istiyoruz”’cu bir kitlenin ihtiyaçlarının çok ötesinde bir yerde konumlandırılamaz. Çünkü “hemen şimdi”, modern zamanlar ekonomik realitenin belirlediği bir oyun alanından muhafazakâr kadını muaf tutmuyor. İşte, tam burada aynı zamanda derginin mottosu da sayılan “Örtünmek güzeldir”i hatırlamanın yatıştırıcı bir etkisi olduğu kanaatini taşıyabiliriz. Evet, örtünmek güzeldir. İlkel çağlardan günümüze kadar insan denilen canlı türünün ısrarla yaptığı statik bir eylem: örtünmek. Ama Müslüman kadın için özünde teslimiyet barındıran bir manevi hare yerine geçen, teşhire değil tekâmül olgusuna vurgu yapan bir örtü şeklinden bahsediyoruz. Örtünmek güzeldir elbette ama bu güzelliğin kıymeti harbiyesi kapitalizme ve mensup olunan dinin reddettiği diğer tüm izmlere hizmet etmemesi ile ölçülür. Ön şartlar ve kabuller gayet açık. Bu bağlamda şair İbrahim Tenekeci’nin “Çarşaf, kapitalizmin kapısına bırakılmış siyah bir çelenktir,” dizesinin derdini doğru okumak, bir şairin sol kroşesini tatmak gibi ulvi bir titremeyi de beraberinde getirir.

Yaradan’la kâmil bir irtibat sağlama meselesine yapılan tüm saldırılar, hadi saldırılar demeyelim de “alıkoyma çalışmaları” diyelim, gittikçe dünyevileşen insanın artık sıradanlaşmış düşmanları olarak -imaj hiçbir şeyse susuzluk her şeydir- masalında kendini temize çekmeye çalışmaktadır artık. Buna paralel olarak moda da hâkim ekonomik sınıf tarafından üretilen bir katma değer olur. Bunu ısrarla söylerken aksini iddia etmenin dayanılmaz hafifliğine de bir çizgi çekelim elbette. Moda, kimliği ile barışamamış kitlelerin izleyici koltuğunda yalnızca gösterilene bakmasını sağlar, alternatife bakanların yani moda dışı kalanların bu kasıtlı kitleye efektlerle güzelleştirilmiş bir filmin -ham bant kaydı- kıvamında görünmesi de bundandır. Renk, cümbüş, süs, makyaj, reklam yani bol efektli alternatifsiz afili bir film. Buradan geleceğimiz yer belli; küreselleşme. Gideceğimiz yer ise; uçurum: Küreselleşme dünyanın büyük bir köy olmasını ve iletişimin insanlar arasındaki… vesaire, vesaire. Bu kavramın sahiciliği ve olgunluğu konusunda birkaç cümle daha kurmak istemiyorum. İmaj, moda, tektip insan. Tüketime tapan birey. Modern kölelik… Dertli Divani söyler anca bizim derdimizi.
Kadının Ruhunun İzinde Birkaç Dakika…

“Moda insanın kendine yakışanı giymesidir,” klişe-geyiğinde Burak Biber ve Volkan Atay isminde oldukça ileri görüşlü cıva gibi iki girişimci genç arkadaşın 28 Şubat mağduru vesaire gibi ilginç hikâyeleri de olan 10 kişilik ekipleriyle birlikte çıkardıkları Müslüman kadınlara yönelik layf stil dergilerine bakacak olursak; İlk olarak İngiltere’de yayın yapan İslamî yaşam tarzı dergisi Emel Magazine’in editörü Sarah Joseph’e tanışmalarına dayanan fikri bir akrabalık göze çarpıyor. Ala tipi Müslüman kadınlara yönelik layf-stil dergilerden bahsederken, aslında türünün ilk örneği sayılan ve Amerika’da 2000 yılından beri yayınlanan Azizah Magazine’den de bahsetmek gerekir. Sitelerinde dergileri için şöyle bir not düşmüşler Azizahçılar: “Azizah, Müslüman kadının sesi için bir araç olarak ve onu güçlendirmesi için bir katalizör olarak hizmet vermektedir. Azizah’la kadının ruhunu yakalayın…”

Kadının ruhunu yakalamak gibi bir imkansızın peşine düşmüş Azizahçıları bir kenara koyalım ve bizim çakma layf Ala’nın kurucuları Burak Biber ve Volkan Atay’ın iki derin açıklamasına birlikte bakalım istersiniz: Volkan Atay, moda üzerine, “Moda dediğimiz şey, bir sezon aldığımız herhangi bir giysiyi, başka bir sezon atmamızı söyler. Bu da İslamî anlayışla bağdaşmaz. Ya da ‘Bu sene kollar açık, etek boyları kısa vs.’ diye değişken kuralları vardır modanın. Moda olan detaylardan yararlanacağız elbette ki ama bu tesettür modasıyla aynı anlama gelmiyor.” Burak Biber, “Ala, kapitalizme abdest aldırmaktır,” eleştirisi üzerine, “Saçma sapan ama eğer kapitalist dünyaya abdest aldırıp namaza başlamaya vesile olabilecekse Allah’a şükürler olsun, cihat ediyoruz demektir,” diyor. Ortalamanın bir hayli altındaki bu şaka gibi açıklamalar kötü niyetli bir temelsizliği gözler önüne sermesi açısından da önemli aslında. Yöneticileriyle ilgilenmemizi gerektirecek bir durum yok yani ortada. Ala dergisini takip eden binlerce kadına gelirsek: Onlar bu söylenenlerden habersiz mi, şüphesiz değiller. Çelişkilerini seviyorlardır belki de, hepimiz gibi. Bir iksirin can alıcı havasına kapılmışlarsa şayet, onları üreten düzene de şöyle okkalı bir uzun hava gerekmez mi? Ne yani Tekbir Giyim varken, Ala dergisi de olmayacak mıydı?

Metropol kadınına, “benzemez kimse sana” şarkısını söylettirenler, yenik düşülen bu meydanın asıl sahibinden korksunlar. Post-İslam, layf stil, güzel yaşam… Oh yavrum oh! Kapitalizmden ve tüketim kültüründen hobi olarak nefret etmek dünyevileşme zehrinin tüm vücuda yayılması anlamında gelir. İmaj yanılgısı “İhtiyaçlarımı modaya uygun şekillendirmekte bir sakınca görmüyorum,” cümlesinin rahatlatıcı etkisinde anlamını bulacaktır elbette. “İhtiyaçlarımı…” diye başlayan bir cümle “neye ihtiyacın olduğuna karar veren sen değilsin ki, piyasa” cevabıyla devrik bir hal almıyorsa o cümlenin öznesi biz değilizdir zaten. Modern zamanlarda jan-janlı bir gösteri maçına çıkan yeni-piyasacılık, Müslüman kadını ekonomiye kazandırmanın bir yolu olmalı diye kıvranacaksa, oh ne Ala. Cin şişeden çıkarken her yeni güne ucuz bir paradigmayla uyananlara selam göndermek ve biz buradayız demek artık zorunlu bir haldir. Örttüğün beynin değilse, örtünmek güzeldir gözüm.

Güven Adıgüzel - Milat

Hüdaverdi
01-30-2012, 21:24
Ohyş hatuna bak kesin rus'tur.Benim dişi versiyonum resmen ;D Ama tipim değil.
Anlayın la ne kadar yakuşuklu olduğumu ;ı:


Burnu estetik.

Ammar
01-30-2012, 21:29
dün biraz değerlendirdik ama :)

İntifada
01-30-2012, 21:57
bunların başörtüsüne veurduğu darbeyi okul önlerinde bacılarımız joplayan polisler bile vuramıyordu...
gerizekalılar renk uyumu,moda derdine düşmüşler...
Eskiden bacılarımızda olan rek uyumu siyah başörtüleri yüzünden yedikleri siyah joplardı...
zorlamı örtüyorlar sizi ?
derdiniz dişilik,güzellik,sexy görünmekse açılın saçılın ala okuyana kadar fashion tv okuyun mini etekler,dekolteler sipariş edin öyle dolaşın...
başörtüsünün şerefinden,tesettürün namusundan ne istiyorsunuz ?
Ne yazıkki servet,güç kişiliğin yerine dişiliği koymuş...

http://www.akpartiforum.com/goren-gozlere-nedir-ki-l-saliha-sultan-milat-t158264.html
şu yazı panzehir gibi...

_Ednâ_
01-30-2012, 22:35
bu moda belası gerçekten müthiş bir empoze dalgası...
bunu bide tesettür mağazalarında bile kıyafet bulamayıp modaya uymaya mecbur bırakılanlara mikrofon uzatıp sorun...
mesele sadece ala dergisi değil, modayı eleştirmekle bitmiyor...
müthiş bir vurdumduymazlık, korkunç hatta korkunç ötesi bir vurgun var bunu hissedebiliyorum şahsım adına...
ve bunun için nerelere ulaşabileceğimizi derdimizi izah edebileceğimizi dahi bilemiyoruz...
ne diyelim Rabbim yardımcımız olsun...

BeldeiTAYYIBe
01-30-2012, 22:40
Bizler moda icin model olmaya özenmessek sorun bir nebze cözülmüstür....lakin genele baktigimizda teshircilik aldi basini gidiyor.
Bazi tesettürlü ! hanimlar, paris modellerini arattirmaz cinsten olmus malesef.

Ammar
01-30-2012, 23:27
bunların başörtüsüne veurduğu darbeyi okul önlerinde bacılarımız joplayan polisler bile vuramıyordu...
gerizekalılar renk uyumu,moda derdine düşmüşler...
Eskiden bacılarımızda olan rek uyumu siyah başörtüleri yüzünden yedikleri siyah joplardı...
zorlamı örtüyorlar sizi ?
derdiniz dişilik,güzellik,sexy görünmekse açılın saçılın ala okuyana kadar fashion tv okuyun mini etekler,dekolteler sipariş edin öyle dolaşın...
başörtüsünün şerefinden,tesettürün namusundan ne istiyorsunuz ?
Ne yazıkki servet,güç kişiliğin yerine dişiliği koymuş...

http://www.akpartiforum.com/goren-gozlere-nedir-ki-l-saliha-sultan-milat-t158264.html
şu yazı panzehir gibi...



Allah razı olsun bundan daha iyisini yazamazdım.

bakın minikler ne diyor " Batı Silahıdır Moda kanmayın bu çağdaş puta..."

pN_PTJIBQJg