Ak_Kelebek
08-18-2008, 10:33
Hayret etmemek elde değil..
Şu Şaban Dişli konusu!
Birileri bizi gözüne kıstırmış, “Nerede kaldı senin dürüstlüğün. Yazsana ŞabanDişli’yi” diye tutturmuş, maillerle, telefonla ablukaya almak istiyorlar.
Oysa ben ilk günden bu yana, yakından takip ediyorum Şaban Dişli’yi..
İddiayı ortaya atan milletvekiline bir güvenebilsem; SSK’ya doldurduğu PKK’lıları savunurken, “Kanunda her kurumun belli oranda eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu vardır. Biz de eski hükümlü statüsünde, o PKK’lıları çalıştırıyoruz” diye, mahkeme önünde savunma yaptığını bilmesem..
“İyi de, eski hükümlü statüsünde, hep PKK’lılar mı çalıştırılacak. Biraz da diğer hükümlüleri çalıştırsan ya. örneğin sağ örgütlerden veya adi suçtan mahkûm olanlardan kaç kişi var çalışan?” diye sorduğumuzda, “tıss” diye susup kaldığını bilmesem..
Sonuna kadar yanında duracağım ama, güvenemiyorum ki, açıklamayı yapan zata!..
“Açıklamayı yapana güvenemiyoruz diye, yolsuzluk yok mu olacak? Araştır, kendin gör” denilebilir.
Ben araştırdığımda da, komik mi komik bir durumla karşılaşıyorum.
İddiaya göre, AKPartili milletvekili, bir arsanın satışında, avanta almış! 3.8 milyon dolara alınan arsa, kısa sürede 11 milyon dolara satılmış!
Kime satılmış? Bir İngiliz firmasına..
İyi de, siz İngiliz firmasının avukatı mısınız?
Para halkın cebinden çıkmamış ki!
İngiliz firmasının cebinden çıkmış!
Kazıklanan biri varsa, o da Türk halkı değil, İngiliz şirketi!
Son yıllarda ulusalcı takılan CHP’lilerin bu işe sevinmesi gerekmez mi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Şaban Dişli ve arkadaşlarına madalya takıp, “Afferin size, ulusal haklarımızı korumuş, İngilizleri güzel kazıklamışsınız” demesi gerekmez mi?
İşin daha da ilginci, o İngiliz firması, Şaban Dişli ve arkadaşlarına değil, olayı ilk yazan gazeteye kızgın! Kendilerine ait marketlerde Vatan gazetesini satmıyorlarmış!
Haydaaa. Olay; hayli fırıldak işler barındırıyor anlaşılan..
Kolay kolay çözümlenmesi zor gibi..
Ama yine de biz kendimize bakalım; “Para İngiliz firmasından çıktı diye, halkımızın menfaatlerini ilgilendiren hiçbir durum yok mu bu işte?”
Var; eğer o bölgede, üç kattan fazla inşaat yasak olduğu halde, bu firmaya özel olarak 4-5 kat izin verildi ise, işte o zaman halkın menfaatlerini zedeleyen bir uygulama var demektir.
Ancak burada da durum biraz karışık!.
Bu değişikliği başlatan belediye, Şaban Dişli’nin partisinden değil, iddiayı ortaya atan Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinden!
Kılıçdaroğlu, önce kendi partisinden Silivri Belediye Başkanı olan, değişikliği 2003’te başlatan zatı topa tutmalı değil mi? “Sana belediye başkanlığı görevi verilmiş, sen emanete nasıl hıyanetlik edersin” demeli; değil mi?.. Sonra da, İmar Komisyonu’nda, değişikliğe onay veren diğer CHP’li üyelere dönüp “Siz, halkın 3 katlık inşaat yapabildiği yere, 5 kat izni nasıl verirsiniz?” diye hesap sormalı değil mi?
Tüm bunları yaptıktan sonra, Şaban Dişli’ye gelip, “Anlat bakalım Şabancığım, nedir bu iş?” demeli, değil mi?
İşin en başındaki CHP’li belediye başkanının attığı imzayı atla.. Kararda imzası olan CHP’li üyeleri atla.. Gel Şaban Dişli’ye dişlerini tak!
Sonra da bizden, “Haydi yazsana, yazsana” diye destek bekle..
Alın işte, tüm netliği ile yazdım. Bizi ilgilendiren yön, halkın menfaatlerine bir zarar verilip verilmediğidir. Bir Türk şirketi, bir İngiliz şirketine yüksek fiyatla mal mı satmış, komisyonunu fazla mı almış, bu arada bir milletvekili bu işe orasından / burasından bulaşmış mı, bulaşmamış mı konusu, tek noktada bizi ilgilendirir; benzer durumdaki arsalara benzer haklar veriliyor mu, verilmiyor mu? Vatandaş Ahmet de, yapmak istediğinde aynı inşaatı yapabiliyor mu, yapamıyor mu? Altyapı, o katta bir inşaatı destekliyor mu, desteklemiyor mu?..
Olayın bu çetrefil noktalarını son noktada çözümleyecek olan da, zaten CHP’liler.. Belediye onlarda iken bu iş başladığına göre, kendi aralarında çözsünler bu işi..
“CHP’li başkan ve üyeleri tavlamışlar” deniyorsa, versinler disiplin cezasını, görelim samimiyetlerini..
üstelik, CHP ile aynı çizgideki Danıştay da, bu konuda ayrıca yetkili!..
Hani Kur’an Kursu söz konusu olduğunda 24 saatte yürütmeyi durdurma kararı veren Danıştay var ya; işte o! Açarsınız bir dava, “Silivrililerin hakları zarar görmüştür. İmar planı değişikliğinde kamu yararı yoktur” dersiniz.. Danıştay da inceler ve kararını verir: “İmar planı kamu yararına aykırı olarak değiştirilmiştir, iptaline!”
O zaman “ne” mi olur?
Bünyesinde yüzlerce danışman barındıran İngiliz şirketi, kazıklandığı ile kalır! Sonrasında kim kimden ne alır, onu da biz değil, bırakalım da kendileri düşünsünler! İngiliz’in avukatlığı, CHP’ye mi düştü?..
Ali Karahasanoğlu
Vakit
Şu Şaban Dişli konusu!
Birileri bizi gözüne kıstırmış, “Nerede kaldı senin dürüstlüğün. Yazsana ŞabanDişli’yi” diye tutturmuş, maillerle, telefonla ablukaya almak istiyorlar.
Oysa ben ilk günden bu yana, yakından takip ediyorum Şaban Dişli’yi..
İddiayı ortaya atan milletvekiline bir güvenebilsem; SSK’ya doldurduğu PKK’lıları savunurken, “Kanunda her kurumun belli oranda eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu vardır. Biz de eski hükümlü statüsünde, o PKK’lıları çalıştırıyoruz” diye, mahkeme önünde savunma yaptığını bilmesem..
“İyi de, eski hükümlü statüsünde, hep PKK’lılar mı çalıştırılacak. Biraz da diğer hükümlüleri çalıştırsan ya. örneğin sağ örgütlerden veya adi suçtan mahkûm olanlardan kaç kişi var çalışan?” diye sorduğumuzda, “tıss” diye susup kaldığını bilmesem..
Sonuna kadar yanında duracağım ama, güvenemiyorum ki, açıklamayı yapan zata!..
“Açıklamayı yapana güvenemiyoruz diye, yolsuzluk yok mu olacak? Araştır, kendin gör” denilebilir.
Ben araştırdığımda da, komik mi komik bir durumla karşılaşıyorum.
İddiaya göre, AKPartili milletvekili, bir arsanın satışında, avanta almış! 3.8 milyon dolara alınan arsa, kısa sürede 11 milyon dolara satılmış!
Kime satılmış? Bir İngiliz firmasına..
İyi de, siz İngiliz firmasının avukatı mısınız?
Para halkın cebinden çıkmamış ki!
İngiliz firmasının cebinden çıkmış!
Kazıklanan biri varsa, o da Türk halkı değil, İngiliz şirketi!
Son yıllarda ulusalcı takılan CHP’lilerin bu işe sevinmesi gerekmez mi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Şaban Dişli ve arkadaşlarına madalya takıp, “Afferin size, ulusal haklarımızı korumuş, İngilizleri güzel kazıklamışsınız” demesi gerekmez mi?
İşin daha da ilginci, o İngiliz firması, Şaban Dişli ve arkadaşlarına değil, olayı ilk yazan gazeteye kızgın! Kendilerine ait marketlerde Vatan gazetesini satmıyorlarmış!
Haydaaa. Olay; hayli fırıldak işler barındırıyor anlaşılan..
Kolay kolay çözümlenmesi zor gibi..
Ama yine de biz kendimize bakalım; “Para İngiliz firmasından çıktı diye, halkımızın menfaatlerini ilgilendiren hiçbir durum yok mu bu işte?”
Var; eğer o bölgede, üç kattan fazla inşaat yasak olduğu halde, bu firmaya özel olarak 4-5 kat izin verildi ise, işte o zaman halkın menfaatlerini zedeleyen bir uygulama var demektir.
Ancak burada da durum biraz karışık!.
Bu değişikliği başlatan belediye, Şaban Dişli’nin partisinden değil, iddiayı ortaya atan Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinden!
Kılıçdaroğlu, önce kendi partisinden Silivri Belediye Başkanı olan, değişikliği 2003’te başlatan zatı topa tutmalı değil mi? “Sana belediye başkanlığı görevi verilmiş, sen emanete nasıl hıyanetlik edersin” demeli; değil mi?.. Sonra da, İmar Komisyonu’nda, değişikliğe onay veren diğer CHP’li üyelere dönüp “Siz, halkın 3 katlık inşaat yapabildiği yere, 5 kat izni nasıl verirsiniz?” diye hesap sormalı değil mi?
Tüm bunları yaptıktan sonra, Şaban Dişli’ye gelip, “Anlat bakalım Şabancığım, nedir bu iş?” demeli, değil mi?
İşin en başındaki CHP’li belediye başkanının attığı imzayı atla.. Kararda imzası olan CHP’li üyeleri atla.. Gel Şaban Dişli’ye dişlerini tak!
Sonra da bizden, “Haydi yazsana, yazsana” diye destek bekle..
Alın işte, tüm netliği ile yazdım. Bizi ilgilendiren yön, halkın menfaatlerine bir zarar verilip verilmediğidir. Bir Türk şirketi, bir İngiliz şirketine yüksek fiyatla mal mı satmış, komisyonunu fazla mı almış, bu arada bir milletvekili bu işe orasından / burasından bulaşmış mı, bulaşmamış mı konusu, tek noktada bizi ilgilendirir; benzer durumdaki arsalara benzer haklar veriliyor mu, verilmiyor mu? Vatandaş Ahmet de, yapmak istediğinde aynı inşaatı yapabiliyor mu, yapamıyor mu? Altyapı, o katta bir inşaatı destekliyor mu, desteklemiyor mu?..
Olayın bu çetrefil noktalarını son noktada çözümleyecek olan da, zaten CHP’liler.. Belediye onlarda iken bu iş başladığına göre, kendi aralarında çözsünler bu işi..
“CHP’li başkan ve üyeleri tavlamışlar” deniyorsa, versinler disiplin cezasını, görelim samimiyetlerini..
üstelik, CHP ile aynı çizgideki Danıştay da, bu konuda ayrıca yetkili!..
Hani Kur’an Kursu söz konusu olduğunda 24 saatte yürütmeyi durdurma kararı veren Danıştay var ya; işte o! Açarsınız bir dava, “Silivrililerin hakları zarar görmüştür. İmar planı değişikliğinde kamu yararı yoktur” dersiniz.. Danıştay da inceler ve kararını verir: “İmar planı kamu yararına aykırı olarak değiştirilmiştir, iptaline!”
O zaman “ne” mi olur?
Bünyesinde yüzlerce danışman barındıran İngiliz şirketi, kazıklandığı ile kalır! Sonrasında kim kimden ne alır, onu da biz değil, bırakalım da kendileri düşünsünler! İngiliz’in avukatlığı, CHP’ye mi düştü?..
Ali Karahasanoğlu
Vakit