Özgür Suriye
04-24-2013, 11:24
Irak'tan Lübnan'a direniş hattı
Irak'ta güvenlik güçleri Kerkük'e bağlı Havice ilçesinde Başbakan Nuri El Maliki aleyhine gösteri yapan insanların üzerine ateş açarak bölgede günlük hale gelen katliamlardan birine imza attı.
Sonuç: 300 civarında ölü ve yaralı.
Birkaç gün önce de Şam kırsalındaki Cedidetu'l Fadl kasabasında çoğu kadın ve çocuk 566 masum insan boğazlanarak ve yakılarak katledildi.
Baas güçleri ve şebbiha ile İran'dan, Irak'tan Lübnan'dan, Pakistan'dan, Afganistan'dan ve hatta Hindistan'dan Suriye'ye "kutsal savaş" için gelen Şii milisler çocukların kollarını ve bacaklarını kesti.
Şehitler Camii imamı Şeyh Ömer El Saadi, eşi ve kızıyla birlikte öldürüldükten sonra cesetleri yakıldı.
Cudeydetu'l Fadl katliamı nedense Türk medyasında doğru dürüst haber dahi olmadı.
Hizbullah militanları ise Humus vilayetine bağlı El-Kusayr kentini ele geçirebilmek için tüm gücüyle saldırıyor.
El Kusayr kenti ve Humus, Beşşar ve müttefiklerinin B planı açısından stratejik öneme sahip.
Günlerdir yoğun bombardımana maruz kalan kentin çevresindeki yaklaşık on köy Hizbullah tarafından işgal edilmiş durumda.
Hedef, önce El Kusayr'ı ve ardından da Humus'u Sünnilerden arındırmak.
Suriye'de devrim başladığında Baas rejimine İran'dan, Irak'tan ve Hizbullah'tan destek geleceğini söyleyenlere bu desteklere karşı Suriye halkının yardımına koşanlar olacağını ve her birinin kendi derdiyle meşgul olmak zorunda kalacağını anlatmıştım.
İran'ın gönderdiği askere karşılık İslam ülkelerinden birçok genç Suriye halkının desteğine koştu.
Irak'ta ise Nuri El Maliki'nin milisleri bugüne kadar barışçıl bir şekilde devam eden gösterilerin silahlı direnişe dönüşmesiyle Suriye'ye gidecek fırsat bulamayacak.
Havice katliamından sonra bölgede aşiretlerle hükümete bağlı güçler savaşıyor.
Nuri El Maliki'nin ordusundan birçok asker ve subayın silahlarıyla birlikte karşı safa geçtiği ve aşiret güçlerinin orduya ait bir helikopteri düşürdüğü, El Maliki'ye bağlı bazı askerlerin aşiret güçlerince esir alındığı ve aralarında İranlıların da olduğu söyleniyor.
Hizbullah'ı da yine Lübnanlılar durduracak.
Lübnan Sünnileri arasında yıldızı son dönemde iyice yükselen Şeyh Ahmed El Esir, El Kusayr ve Humus'u savunmak için cihadın farz olduğunu ve bu görev için "Özgür Direniş Tugayları" kurulduğunu ilan etti.
El Esir'in Sayda'dan yaptığı çağrının bir benzerini Şeyh Salim El Rifai de kuzeyde, Trablus'ta yaptı ve El Kusayr'a destek için herkesin seferber olmasını istedi.
Birkaç saat içinde sadece Trablus'ta 300'den fazla genç Hizbullah'a ve Baas güçlerine karşı El Kusayr'ı ve Humus'u savunmak üzere Suriye'ye gitmek için kayıt yaptırdı.
Baas ve müttefiklerine karşı Irak'tan Lübnan'a uzanan yeni bir direniş hattı ortaya çıkıyor.
Belki bu hat daha sonra İran'a ve hatta Pakistan ile Afganistan'a kadar uzanacak.
Bu bir mezhep savaşı değil.
Bir iç savaş da değil.
Bu, Batı'nın marifetiyle ve Batı'nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde Humeyni devrimiyle birlikte bölgeye giydirilen deli gömleğinin yırtılıp atılması için yapılan bir başkaldırı.
Daha önce de belirttim; bölge halkları İran rejiminden ve müttefiklerinden, İsrail-İran kıskacından iyice bıktı ve bunaldı.
Sessizce boğazlanacağı günü beklemektense oyunu bozmaya, özgürlüğünü ve onurunu yeniden kazanmaya, iradesini ortaya koymaya kararlı.
Kan gövdeyi götürse ve onbinlerce şehit verse de bu saatten sonra Beşşar El Esed'e, Nuri El Maliki'ye, Hasan Nasrallah'a ve hepsinin efendisi Tahran'a kesinlikle teslim olmayacak.
Savaş yeni başlıyor...
İsmail Yaşa - Milat - 24.04.2013
Irak'ta güvenlik güçleri Kerkük'e bağlı Havice ilçesinde Başbakan Nuri El Maliki aleyhine gösteri yapan insanların üzerine ateş açarak bölgede günlük hale gelen katliamlardan birine imza attı.
Sonuç: 300 civarında ölü ve yaralı.
Birkaç gün önce de Şam kırsalındaki Cedidetu'l Fadl kasabasında çoğu kadın ve çocuk 566 masum insan boğazlanarak ve yakılarak katledildi.
Baas güçleri ve şebbiha ile İran'dan, Irak'tan Lübnan'dan, Pakistan'dan, Afganistan'dan ve hatta Hindistan'dan Suriye'ye "kutsal savaş" için gelen Şii milisler çocukların kollarını ve bacaklarını kesti.
Şehitler Camii imamı Şeyh Ömer El Saadi, eşi ve kızıyla birlikte öldürüldükten sonra cesetleri yakıldı.
Cudeydetu'l Fadl katliamı nedense Türk medyasında doğru dürüst haber dahi olmadı.
Hizbullah militanları ise Humus vilayetine bağlı El-Kusayr kentini ele geçirebilmek için tüm gücüyle saldırıyor.
El Kusayr kenti ve Humus, Beşşar ve müttefiklerinin B planı açısından stratejik öneme sahip.
Günlerdir yoğun bombardımana maruz kalan kentin çevresindeki yaklaşık on köy Hizbullah tarafından işgal edilmiş durumda.
Hedef, önce El Kusayr'ı ve ardından da Humus'u Sünnilerden arındırmak.
Suriye'de devrim başladığında Baas rejimine İran'dan, Irak'tan ve Hizbullah'tan destek geleceğini söyleyenlere bu desteklere karşı Suriye halkının yardımına koşanlar olacağını ve her birinin kendi derdiyle meşgul olmak zorunda kalacağını anlatmıştım.
İran'ın gönderdiği askere karşılık İslam ülkelerinden birçok genç Suriye halkının desteğine koştu.
Irak'ta ise Nuri El Maliki'nin milisleri bugüne kadar barışçıl bir şekilde devam eden gösterilerin silahlı direnişe dönüşmesiyle Suriye'ye gidecek fırsat bulamayacak.
Havice katliamından sonra bölgede aşiretlerle hükümete bağlı güçler savaşıyor.
Nuri El Maliki'nin ordusundan birçok asker ve subayın silahlarıyla birlikte karşı safa geçtiği ve aşiret güçlerinin orduya ait bir helikopteri düşürdüğü, El Maliki'ye bağlı bazı askerlerin aşiret güçlerince esir alındığı ve aralarında İranlıların da olduğu söyleniyor.
Hizbullah'ı da yine Lübnanlılar durduracak.
Lübnan Sünnileri arasında yıldızı son dönemde iyice yükselen Şeyh Ahmed El Esir, El Kusayr ve Humus'u savunmak için cihadın farz olduğunu ve bu görev için "Özgür Direniş Tugayları" kurulduğunu ilan etti.
El Esir'in Sayda'dan yaptığı çağrının bir benzerini Şeyh Salim El Rifai de kuzeyde, Trablus'ta yaptı ve El Kusayr'a destek için herkesin seferber olmasını istedi.
Birkaç saat içinde sadece Trablus'ta 300'den fazla genç Hizbullah'a ve Baas güçlerine karşı El Kusayr'ı ve Humus'u savunmak üzere Suriye'ye gitmek için kayıt yaptırdı.
Baas ve müttefiklerine karşı Irak'tan Lübnan'a uzanan yeni bir direniş hattı ortaya çıkıyor.
Belki bu hat daha sonra İran'a ve hatta Pakistan ile Afganistan'a kadar uzanacak.
Bu bir mezhep savaşı değil.
Bir iç savaş da değil.
Bu, Batı'nın marifetiyle ve Batı'nın çıkarlarına hizmet edecek şekilde Humeyni devrimiyle birlikte bölgeye giydirilen deli gömleğinin yırtılıp atılması için yapılan bir başkaldırı.
Daha önce de belirttim; bölge halkları İran rejiminden ve müttefiklerinden, İsrail-İran kıskacından iyice bıktı ve bunaldı.
Sessizce boğazlanacağı günü beklemektense oyunu bozmaya, özgürlüğünü ve onurunu yeniden kazanmaya, iradesini ortaya koymaya kararlı.
Kan gövdeyi götürse ve onbinlerce şehit verse de bu saatten sonra Beşşar El Esed'e, Nuri El Maliki'ye, Hasan Nasrallah'a ve hepsinin efendisi Tahran'a kesinlikle teslim olmayacak.
Savaş yeni başlıyor...
İsmail Yaşa - Milat - 24.04.2013