Sevban
04-11-2009, 15:06
http://www.samanyoluhaber.com/images/yazar/blok/417.jpg
Bu memleketin helal süt emmiş , “iyi çocukları” darbeci generallere ikinci darbeyi de vurdu.
ETÖ’nün adeta “kör göze parmak” sokarak yürüttüğü yargıdan kaçırma operasyonlarında mızrak çuvala sığmadı. 150 yıllık GATA’nın prestijini yerle bir eden zararlı hücrelere karşı, bünye sonunda tepki verdi ve “iyi çocuklar”, GATA’nın ETÖ sanıkları için bir çiftlik haline getirilmesine isyan etti.
Bütün teamülleri çiğneyerek GATA’ya yatan ETÖ tutuklusu Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ü cezaevinden kurtarma çabalarını deşifre eden imzasız bir mektup çıktı piyasaya. Hem de ne mektup.
Tutuklu generallerin tahliye edilmelerinin sağlanması için GATA’da bazı yasadışı girişimlerde bulunulduğu bir süredir zaten konuşuluyordu. Kamuoyu da bu girişimlere “her şeyin farkındayız” imasını da içeren nükteli bir deyim bulmuştu ve GATA-kulli dedi.
İddialara göre Ersöz’de oyun biraz daha değişmiş, hiçbir rahatsızlığı bulunamayan sanık, kendisinin de isteğiyle susturulmaya çalışılmıştı. İmzasız mektup, son dönemde GATA’nın üzerine yapıştırılan bu görüntüye bir başkaldırı, GATA’yı alay konusu haline getirenlere ve buna çanak tutanlara da muhtıra niteliğindeydi.
Bu mektup, “Darbeci Generallerin” memleketin iyi çocuklarından aldığı ikinci muhtıraydı.
İlkini, Ergenekon Davasını ve iddianameleri takip edenler mutlaka hatırlayacaktır. 2003 yılında Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’un başı çektiği Ayışığı darbe girişimine karşı yazılmıştı o mektup.
Darbecilerin baskı yaptığı dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e tam destek niteliğindeydi. Ve altında “Demokrat Generaller” imzasını taşıyordu.
Ne demişlerdi o mektupta Demokrat subaylar?
"HEPİMİZ AYDINLIK BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ. AMA, MAKAM HIRSIYLA HAREKET EDEN İNSANLARIN OYUNUNA DA GELMEMELİYİZ.”
Darbeci generallere ağır bir demokrasi muhtırası olan bu mektubun o gün büyük bir anlam ifade ettiğini yeni yeni anlıyoruz.
Bir düzine generalin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni darbe heveslisi gibi göstererek askeri sokağa dökmek istediği bir dönemde, demokrat subaylar “bu milletin ordusudur ve yapılacak tek şey halkla yakınlaşmaktır” diyordu ve hem Özkök’e hem de demokrasiye sahip çıktıklarını gösteriyordu.
O gün memleketi kendi çiftlikleri zanneden ve darbe yapmak için ayak oyunları çevirenlerle bugün GATA’yı arka bahçeleri zannedenler aynı kişiler.
Haklarındaki suçlamalardan aklanmak için, bir paşaya yakışan vakur tavır yerine, şaibeli sevkler ve raporlarla GATA’ya sığınıp tahliye yolunu zorluyorlar.
GATA’nın 150 yıllık şerefli geçmişini ve o çatı altında çalışan herkesi de kendilerini kurtarmak için feda ediyor kullanmaya çalışıyorlar.
2003’te bir mektupla “bu memleketin iyi çocuklarından” gereken cevabı alanlar, 6 yıl sonra yine bir mektupla ve benzer ifadelerle uyarıldılar.
Bazı yönetici ve hocaların ETÖ’nün hedef ve gayelerine hizmet ettiğini anlatan ve Levent Ersöz’ün cezaevinden kurtulmak için kendini öldürmeyi bile denediğini yazan “iyi çocukların” mesajı netti.
“Çocuklarımıza onursuz ve sahtekar bir askeri hekim olduğumuz mirasını bırakmayı hiç birimiz hak etmiyoruz.”
Bu memleketin helal süt emmiş , “iyi çocukları” darbeci generallere ikinci darbeyi de vurdu.
ETÖ’nün adeta “kör göze parmak” sokarak yürüttüğü yargıdan kaçırma operasyonlarında mızrak çuvala sığmadı. 150 yıllık GATA’nın prestijini yerle bir eden zararlı hücrelere karşı, bünye sonunda tepki verdi ve “iyi çocuklar”, GATA’nın ETÖ sanıkları için bir çiftlik haline getirilmesine isyan etti.
Bütün teamülleri çiğneyerek GATA’ya yatan ETÖ tutuklusu Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ü cezaevinden kurtarma çabalarını deşifre eden imzasız bir mektup çıktı piyasaya. Hem de ne mektup.
Tutuklu generallerin tahliye edilmelerinin sağlanması için GATA’da bazı yasadışı girişimlerde bulunulduğu bir süredir zaten konuşuluyordu. Kamuoyu da bu girişimlere “her şeyin farkındayız” imasını da içeren nükteli bir deyim bulmuştu ve GATA-kulli dedi.
İddialara göre Ersöz’de oyun biraz daha değişmiş, hiçbir rahatsızlığı bulunamayan sanık, kendisinin de isteğiyle susturulmaya çalışılmıştı. İmzasız mektup, son dönemde GATA’nın üzerine yapıştırılan bu görüntüye bir başkaldırı, GATA’yı alay konusu haline getirenlere ve buna çanak tutanlara da muhtıra niteliğindeydi.
Bu mektup, “Darbeci Generallerin” memleketin iyi çocuklarından aldığı ikinci muhtıraydı.
İlkini, Ergenekon Davasını ve iddianameleri takip edenler mutlaka hatırlayacaktır. 2003 yılında Şener Eruygur ve Hurşit Tolon’un başı çektiği Ayışığı darbe girişimine karşı yazılmıştı o mektup.
Darbecilerin baskı yaptığı dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’e tam destek niteliğindeydi. Ve altında “Demokrat Generaller” imzasını taşıyordu.
Ne demişlerdi o mektupta Demokrat subaylar?
"HEPİMİZ AYDINLIK BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ. AMA, MAKAM HIRSIYLA HAREKET EDEN İNSANLARIN OYUNUNA DA GELMEMELİYİZ.”
Darbeci generallere ağır bir demokrasi muhtırası olan bu mektubun o gün büyük bir anlam ifade ettiğini yeni yeni anlıyoruz.
Bir düzine generalin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni darbe heveslisi gibi göstererek askeri sokağa dökmek istediği bir dönemde, demokrat subaylar “bu milletin ordusudur ve yapılacak tek şey halkla yakınlaşmaktır” diyordu ve hem Özkök’e hem de demokrasiye sahip çıktıklarını gösteriyordu.
O gün memleketi kendi çiftlikleri zanneden ve darbe yapmak için ayak oyunları çevirenlerle bugün GATA’yı arka bahçeleri zannedenler aynı kişiler.
Haklarındaki suçlamalardan aklanmak için, bir paşaya yakışan vakur tavır yerine, şaibeli sevkler ve raporlarla GATA’ya sığınıp tahliye yolunu zorluyorlar.
GATA’nın 150 yıllık şerefli geçmişini ve o çatı altında çalışan herkesi de kendilerini kurtarmak için feda ediyor kullanmaya çalışıyorlar.
2003’te bir mektupla “bu memleketin iyi çocuklarından” gereken cevabı alanlar, 6 yıl sonra yine bir mektupla ve benzer ifadelerle uyarıldılar.
Bazı yönetici ve hocaların ETÖ’nün hedef ve gayelerine hizmet ettiğini anlatan ve Levent Ersöz’ün cezaevinden kurtulmak için kendini öldürmeyi bile denediğini yazan “iyi çocukların” mesajı netti.
“Çocuklarımıza onursuz ve sahtekar bir askeri hekim olduğumuz mirasını bırakmayı hiç birimiz hak etmiyoruz.”