SSS
02-02-2010, 04:05
Kurban Bayramı Arifesi olan 26 Kasım 2009 günü televizyonda çok ilginç bir haber yayınlandı. Hac görevinin ifa edildiği bu günlerde Kâbe’yi su basmış ve meydana gelen sellerde insanlar ölmüştü. O topraklarda sellere dönüşen yoğun yağmur çok ender rastlanan bir olaymış.
Hacılar ellerinde su bardakları Kâbe’nin örtüsünden aşağı akan suları almak için çaba içindeydiler.
Ne için ?
Tabii ki içmek için.
Tüylerim diken diken oldu...
Çok güçlü inancı olan bir Müslümansın. Hacı ibadetini yapmak için maddi ve manevi fedakarlıklarla o topraklara gelmişsin.
Ama...
Ama, dinin gerçeğini ve özünü bilmiyorsun.
Kâbe binasına fiziki bir kutsallık veriyorsun. Üzerinden akacak yağmur sularına da bir kutsallık tanıyorsun. Onu içerek sevaba gireceğini veya şifa bulacağını zannediyorsun.
Bu nedir ?
İslam’da en büyük günah olan şirktir.
Kâbe binası binlerce yıldır eskimiş, yıpranmış defalarca inşa edilmiş ve tamir edilmiştir.
Örtüsü de insan yapısıdır ve defalarca değiştirilmiştir.
Kutsal olan bu yapı ve üzerindeki örtü değildir.
Kutsal olan Kâbe’nin sembol oluşudur.
İki milyara yaklaşan Müslüman namazlarını ona dönerek, tek bir noktaya yönelip , tek olan Yüce Allah’a imanda birleşerek kılarlar.
Hac ibadeti esnasında da etrafında tavaf ederler.
Unutmayalım ki içinde bir zamanlar putlar barındırılmıştır.
Bu türden fiziki varlıklara kutsallık vererek onlara hürmet etmek insanlığın en eski yanlış davranışı ve şirk unsurudur.
Bir takım ağaçlara bezler bağlamak gibi.
Türbelerde yatan ölmüşlerden medet ummak gibi.
Kâbe’nin bulunduğu topraklar da kutsal kabul edilir.
Neden ?
Oraların taşı toprağı farklı ve kutsal olduğu için mi ?
Tabii ki hayır.
Müslümanlık ve tüm semavi dinler bu topraklarda doğduğu için.
Yani sembol olarak kutsaldır.
İman, yani Allah’a inanmak beyinde ruhta ve gönülde oluşur.
Büyür ve gerçek anlamını bulur.
Yapıda, örtüsünde ve üzerinden akan yağmur suyunda değil.
Hacılar ellerinde su bardakları Kâbe’nin örtüsünden aşağı akan suları almak için çaba içindeydiler.
Ne için ?
Tabii ki içmek için.
Tüylerim diken diken oldu...
Çok güçlü inancı olan bir Müslümansın. Hacı ibadetini yapmak için maddi ve manevi fedakarlıklarla o topraklara gelmişsin.
Ama...
Ama, dinin gerçeğini ve özünü bilmiyorsun.
Kâbe binasına fiziki bir kutsallık veriyorsun. Üzerinden akacak yağmur sularına da bir kutsallık tanıyorsun. Onu içerek sevaba gireceğini veya şifa bulacağını zannediyorsun.
Bu nedir ?
İslam’da en büyük günah olan şirktir.
Kâbe binası binlerce yıldır eskimiş, yıpranmış defalarca inşa edilmiş ve tamir edilmiştir.
Örtüsü de insan yapısıdır ve defalarca değiştirilmiştir.
Kutsal olan bu yapı ve üzerindeki örtü değildir.
Kutsal olan Kâbe’nin sembol oluşudur.
İki milyara yaklaşan Müslüman namazlarını ona dönerek, tek bir noktaya yönelip , tek olan Yüce Allah’a imanda birleşerek kılarlar.
Hac ibadeti esnasında da etrafında tavaf ederler.
Unutmayalım ki içinde bir zamanlar putlar barındırılmıştır.
Bu türden fiziki varlıklara kutsallık vererek onlara hürmet etmek insanlığın en eski yanlış davranışı ve şirk unsurudur.
Bir takım ağaçlara bezler bağlamak gibi.
Türbelerde yatan ölmüşlerden medet ummak gibi.
Kâbe’nin bulunduğu topraklar da kutsal kabul edilir.
Neden ?
Oraların taşı toprağı farklı ve kutsal olduğu için mi ?
Tabii ki hayır.
Müslümanlık ve tüm semavi dinler bu topraklarda doğduğu için.
Yani sembol olarak kutsaldır.
İman, yani Allah’a inanmak beyinde ruhta ve gönülde oluşur.
Büyür ve gerçek anlamını bulur.
Yapıda, örtüsünde ve üzerinden akan yağmur suyunda değil.