Ayşe_Berra
05-06-2008, 02:43
KATİL BENİM, KİMSE AYNAYA BAKMASIN
Eskiler efradını cami ağyarını mani derler. Yani etraflıca, bir anlamda içermesi gerekenleri içermesi, içermemesi gerekenleri de dışlayan… Gerçekçi, temellendirici, sağlam dinamikleri olan düşünme biçimi budur.
Bunu, 19. yüzyılda kalmış tartışma konularını ısıtıp ısıtıp gündeme getiren ve bunlarda ısrar eden herkes için söylüyorum.
Benim yazımı bile okuduktan sonra tahlil edin. Katılmadıklarınız olabilir. Katılmadıklarınızı ve katıldıklarınızı tahlil edin. Bu adam saçma sapan yazarken ne demek istiyor. Ya da bu adam gerçekten bir şey yazıyor mu? İşkembeden sallıyor mu?
Daha işçinin ne demek olduğunun anlaşılamadığı bir toplumda hangi 1 Mayıs?
Her gün işten atılmaların, sigortasız çalıştırılmaların yaşandığı medyada hangi çalışanın savunulması?
Hangi Taksim?
***
Hurafelerle örülmüş anlayışlarla, mezarlıklara çaput bağlamalarla, pislik içindeki şehirleriyle, yeryüzündeki en kutsal insana, anaya statlar dolusu küfürle, işine geldiği gibi duayı, namazı şunu, bunu kullanmayla hangi din?
***
Her gün gazete köşelerinde ve sayfalarında ya da TV’lerde özel hayatların en mahremlerini bile ortaya sererek sonra kalkıp ahlak polisliğine soyunmayla hangi özgürlük ve ahlak anlayışı?
***
Hiç suçu olmayan insanların bir anda suçlu ilan ediliverip hayatının karartılmasıyla hangi adalet anlayışı?
***
Sağı da solu da, sorunlar ve çözümler yerine ‘değerler’ ve “inançlar” üzerinden siyaset yaparken, hangi siyaset?
***
Oy vermeye giderken, geleceğine yön verecek ya da çocuklarına, torunlarına daha iyi bir hayat ve gelecek sağlayabilecek siyasetçileri seçmek yerine hangisinin kendi hayatına kısa zamanda ne fayda sağlayacağına ilişkin anlık hazcı ve faydacı (pragmatist) gelecek hırsızı, geçmişin katili hangi halk?
***
1 Mayıs tartışması yaptığımız televizyonların, o televizyonlarda kullanılan alet, edevatın, o meydanlara çıkacakları önlemek için çıkan polisin, jandarmanın kullandığı otomobillerin, telsizler, silahların; birbirimize atıştığımız internetin, bilgisayarın, birbirimize küfrettiğimiz futbolun; onun, şunun, bunun ve daha hayatımızdaki bir çok şeyin mucitleri, yapıcıları, üreticileri, bulucuları 21. yüzyılda yaşıyor. Biz hala 19. yüzyılın tartışmalarıyla ve gerçekten de bir sonuca ulaşmayacak tartışmalarıyla en yukarıdan en aşağıya kadar biz hala 19. yüzyılın tartışmalarıyla birbirimizi öldürüyoruz.
Ülkemizde 18. yüzyılın katilleri 19. yüzyılı yarattı, 19. yüzyılın katilleri 20. yüzyılı yarattı. 21. yüzyılı da bu katillerin eline mi bırakacağız?
Burada katil dediğim somut varlık bizzat benim. Çünkü ben yapıyorum bu tartışmaları. Oysa her şey tek bir soru ve tek bir cevapta gizli:
“Ben nereye gideceğim ve buraya gitmek için ne yapmam gerekiyor?”
Ali ULURASBA
Eskiler efradını cami ağyarını mani derler. Yani etraflıca, bir anlamda içermesi gerekenleri içermesi, içermemesi gerekenleri de dışlayan… Gerçekçi, temellendirici, sağlam dinamikleri olan düşünme biçimi budur.
Bunu, 19. yüzyılda kalmış tartışma konularını ısıtıp ısıtıp gündeme getiren ve bunlarda ısrar eden herkes için söylüyorum.
Benim yazımı bile okuduktan sonra tahlil edin. Katılmadıklarınız olabilir. Katılmadıklarınızı ve katıldıklarınızı tahlil edin. Bu adam saçma sapan yazarken ne demek istiyor. Ya da bu adam gerçekten bir şey yazıyor mu? İşkembeden sallıyor mu?
Daha işçinin ne demek olduğunun anlaşılamadığı bir toplumda hangi 1 Mayıs?
Her gün işten atılmaların, sigortasız çalıştırılmaların yaşandığı medyada hangi çalışanın savunulması?
Hangi Taksim?
***
Hurafelerle örülmüş anlayışlarla, mezarlıklara çaput bağlamalarla, pislik içindeki şehirleriyle, yeryüzündeki en kutsal insana, anaya statlar dolusu küfürle, işine geldiği gibi duayı, namazı şunu, bunu kullanmayla hangi din?
***
Her gün gazete köşelerinde ve sayfalarında ya da TV’lerde özel hayatların en mahremlerini bile ortaya sererek sonra kalkıp ahlak polisliğine soyunmayla hangi özgürlük ve ahlak anlayışı?
***
Hiç suçu olmayan insanların bir anda suçlu ilan ediliverip hayatının karartılmasıyla hangi adalet anlayışı?
***
Sağı da solu da, sorunlar ve çözümler yerine ‘değerler’ ve “inançlar” üzerinden siyaset yaparken, hangi siyaset?
***
Oy vermeye giderken, geleceğine yön verecek ya da çocuklarına, torunlarına daha iyi bir hayat ve gelecek sağlayabilecek siyasetçileri seçmek yerine hangisinin kendi hayatına kısa zamanda ne fayda sağlayacağına ilişkin anlık hazcı ve faydacı (pragmatist) gelecek hırsızı, geçmişin katili hangi halk?
***
1 Mayıs tartışması yaptığımız televizyonların, o televizyonlarda kullanılan alet, edevatın, o meydanlara çıkacakları önlemek için çıkan polisin, jandarmanın kullandığı otomobillerin, telsizler, silahların; birbirimize atıştığımız internetin, bilgisayarın, birbirimize küfrettiğimiz futbolun; onun, şunun, bunun ve daha hayatımızdaki bir çok şeyin mucitleri, yapıcıları, üreticileri, bulucuları 21. yüzyılda yaşıyor. Biz hala 19. yüzyılın tartışmalarıyla ve gerçekten de bir sonuca ulaşmayacak tartışmalarıyla en yukarıdan en aşağıya kadar biz hala 19. yüzyılın tartışmalarıyla birbirimizi öldürüyoruz.
Ülkemizde 18. yüzyılın katilleri 19. yüzyılı yarattı, 19. yüzyılın katilleri 20. yüzyılı yarattı. 21. yüzyılı da bu katillerin eline mi bırakacağız?
Burada katil dediğim somut varlık bizzat benim. Çünkü ben yapıyorum bu tartışmaları. Oysa her şey tek bir soru ve tek bir cevapta gizli:
“Ben nereye gideceğim ve buraya gitmek için ne yapmam gerekiyor?”
Ali ULURASBA