Kadızâde Rûmi
09-08-2010, 01:57
HELAL KILINAN İKİ ÖLÜ: BALIK VE ÇEKİRGE
http://img294.imageshack.us/img294/4937/images1zl.jpg
Çok kimse, bilmediği için, çekirge yenmez zanneder. Çekirgenin helal olduğu hadis-i şerifle bildirilmiştir. Dört mezhepte de yenir. Müslümanlara iki çeşit ölü helaldir. Bunların kesim şartı yoktur ve ciğer ve dalak kanları da helaldir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Bize iki ölü ile iki kan helal kılındı, iki ölü, balık ve çekirge iki kan ise ciğer ve dalaktır" (İmam Ahmed, 2/97)
Balık ve benzeri deniz hayvanları ile kara hayvanlarından çekirge boğazlanmaz; bunların boğazlanmadan ölenlerini yemek helâldir. Peygamberimiz (s.a.v.)'den deniz suyu sorulunca: "Onun suyu temiz, meytesi helâldir." buyurmuşlardır.
"Deniz avı ve onu yemek size helâl kılındı" âyetinde geçen "taâm" kelimesini Hz. Ömer ve İbn Abbâs "boğazlanmadan ölen deniz hayvanı" diye tefsir etmişlerdir.
Boğazlanmasında güçlük bulunduğu için çekirge de boğazlanmadan yenir. İbn Ebî Evfâ'nın "Rasûlullah ile beraber çekirge yiyerek yedi gazve yaptık" sözü bu hükmün naklî delîlidir.
NECİF FAZIL'IN ÇEKİRGE ETİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ
Çekirgenin serçe kuşundan ne farkı var? Yalnız tüysüzdür. Fakat serçe gibi kanatlıdır, uçar, yeşilliklerle beslenir. Serçe gibi huysuz, serçe kadar asabidir, yediği şeyleri titizlikle seçer. Temiz ve taze şeyler yer. Hem tiryaki hem de keyif sahibidir. Tütün ve limondan büyük zevk alır. Sonra topluca yaşamayı sever. Nereye gitse, hep beraber kafile halinde gider, birbirlerinden ayrılıp dağılmazlar. Tıpkı serçeler gibi...
Hicaz, Yemen, Asir Araplarının başlıca gıdası çekirgedir. Bedeviler sağlamlık ve çevikliklerini çekirgelere borçludurlar. Çekirgeyi çöllerin en çilekeş hayvanları olan develerle, hecinler de çok sever ve büyük bir iştah ile yerler. Bütün bu havalide öteden beri inanıldığına göre dizlerinin bağı çözülenlere, zayıflara, bünyevi hastalıklara pek etkilidir. Hele romatizma için iksir gibidir. Şifa verici özellikle yumurtalarıdır. Biz yazık ki, bunları çukurlara gömerek, üzerilerine kireç dökerek heder ediyoruz.
Çekirgeyi hekimlerimize de tahlil ettirdim. Onlar araştırıp incelemeleri sonucunda çekirgeden sitayişle bahsetmekte, şifa verici ve besleyici özelliklerini saymakla bitirememektedirler. Gerçi ziraatımıza, ekinlerimize zarar veriyorlarsa da, birçok kuşlar ve hayvanlar da öyle değiller mi? Hatta bazı hayvanlar yalnız zarar verirler ve hiçbir hayırları yoktur. Çekirge ise zararının yanında gıda bakımından çok hayırlı ve faydalı bir hayvancağızdır. Hem gıda hem de devadır. O halde bundan faydalanmak gerekmez mi? Yediğimiz sebzelerin çoğundan fazla ve daha ziyade faydalı olduğu tecrübe ile anlaşılmıştır.
Deniz kıyısı gibi yerlerde pek makbul olan ıstakoz ve karides gibi şeylerden hiçbir farkı yoktur. Her iklimde çekirge yeniliyor. Mideye de hiç dokunmuyor. Yenmesi sünnet-i seniyedir.
Cenab-ı Peygamber, hadisi şerifinde "İki ölünün ve iki kanlının yenmesi bize helal oldu" buyurmuşlardır ki, iki ölü balıkla çekirge, iki kanlı da, dalakla karaciğerdir.
İmam-ı Malik yenmesine cevaz verilen çekirgenin başının kopartılmasını veyahut ateş üzerinde kavrulmasını şart kılmış ise de, Hanefi ulemasının çekirgenin ölüsünü bile helal ettikleri ve hiçbir kayda tabi tutmadıkları "Darülhattar" isimli kitapta yazılıdır.
Hicaz çekirgesi öteki bölgelerin çekirgesine göre daha besili ve daha tatlıdır. îbn-ür Reşid cihetindekiler çekirgeyi nimet sayıp bereket bilirler. Bunları zaten uzun boylu anlatmaya gerek yoktur. Yiyip tadına bakarak faydasını anlamak kafidir. Çekirge dört türlü yenebilir:
1- Toplanan çekirgeler çiroz gibi güneşe serilir, iki üç gün kadar kurutulur. Ayakları ve başı koparılır. Kalan gövde kısmı bir parça yağ ile kavrulur. Kavurma gibi yenir.
2- Sıcak su ile haşlanır. Baş ve ayakları temizlenir. Hemen pişmek üzere bulunan pirinç ya da bulgur pilavına karıştırılıp pişirilir.
3- Haşlanmış çekirgeler tabağa dizilerek konur, üzerine zeytinyağı ile limon gezdirilir.
4- Çekirgenin kavrulan kısmı havan içinde toz haline getirilir ve et tozu konservesi şeklinde kutularda ve dağarcıklarda muhafaza edilir. Araplara göre en makbul tarz budur. Çünkü elde daima ihtiyat durur. Gerektiğinde nerede olursa olsun açlığı gidermeye yarar. Hele harp zamanlarında hemen el altında bulunan bir gıdadır.
Büyük bir dikkat ve titizlikle ve kendime mahsus ihtimamla yaptırdığım tecrübelerde tıbbi yararları güzelce anlaşılan ve yenmesi sünnet olan çekirgeye yan gözle bakmak ve ondan tiksinmek, en hafif tabir ile nimetnaşinaslıktır. Dün karargâh sofrasında (çekirge tavası) vardı. Arkadaşlarımla beraber pek tatlı yedim ve bunu dil konservesinden pek ziyade buldum. Hele zeytinyağı ve limonsuyu ile salatası çok nefis oluyor.
Kısaca, dün çekirgeyi bahçelerden yok etme tedbirlerini düşünürken, 'Bugün çekirge geliyor mu?' diye yollarını gözlüyorum. Hangi bölgeye çekirge düşerse, tarifime göre faydalanılmasını ve bana hediye olarak çekirge gönderilmesini arkadaşlarımdan rica ediyorum."
--------------------------
KAYNAKLAR
http://kitap.mollacami.com/safii-ilmihali/konu-3925.htm
http://www.dinibilgiler.eu/pageID_7621494.html
http://www.hayrettinkaraman.net/kitap/helalharam/0036.htm
http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?showtopic=6151
http://img294.imageshack.us/img294/4937/images1zl.jpg
Çok kimse, bilmediği için, çekirge yenmez zanneder. Çekirgenin helal olduğu hadis-i şerifle bildirilmiştir. Dört mezhepte de yenir. Müslümanlara iki çeşit ölü helaldir. Bunların kesim şartı yoktur ve ciğer ve dalak kanları da helaldir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Bize iki ölü ile iki kan helal kılındı, iki ölü, balık ve çekirge iki kan ise ciğer ve dalaktır" (İmam Ahmed, 2/97)
Balık ve benzeri deniz hayvanları ile kara hayvanlarından çekirge boğazlanmaz; bunların boğazlanmadan ölenlerini yemek helâldir. Peygamberimiz (s.a.v.)'den deniz suyu sorulunca: "Onun suyu temiz, meytesi helâldir." buyurmuşlardır.
"Deniz avı ve onu yemek size helâl kılındı" âyetinde geçen "taâm" kelimesini Hz. Ömer ve İbn Abbâs "boğazlanmadan ölen deniz hayvanı" diye tefsir etmişlerdir.
Boğazlanmasında güçlük bulunduğu için çekirge de boğazlanmadan yenir. İbn Ebî Evfâ'nın "Rasûlullah ile beraber çekirge yiyerek yedi gazve yaptık" sözü bu hükmün naklî delîlidir.
NECİF FAZIL'IN ÇEKİRGE ETİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ
Çekirgenin serçe kuşundan ne farkı var? Yalnız tüysüzdür. Fakat serçe gibi kanatlıdır, uçar, yeşilliklerle beslenir. Serçe gibi huysuz, serçe kadar asabidir, yediği şeyleri titizlikle seçer. Temiz ve taze şeyler yer. Hem tiryaki hem de keyif sahibidir. Tütün ve limondan büyük zevk alır. Sonra topluca yaşamayı sever. Nereye gitse, hep beraber kafile halinde gider, birbirlerinden ayrılıp dağılmazlar. Tıpkı serçeler gibi...
Hicaz, Yemen, Asir Araplarının başlıca gıdası çekirgedir. Bedeviler sağlamlık ve çevikliklerini çekirgelere borçludurlar. Çekirgeyi çöllerin en çilekeş hayvanları olan develerle, hecinler de çok sever ve büyük bir iştah ile yerler. Bütün bu havalide öteden beri inanıldığına göre dizlerinin bağı çözülenlere, zayıflara, bünyevi hastalıklara pek etkilidir. Hele romatizma için iksir gibidir. Şifa verici özellikle yumurtalarıdır. Biz yazık ki, bunları çukurlara gömerek, üzerilerine kireç dökerek heder ediyoruz.
Çekirgeyi hekimlerimize de tahlil ettirdim. Onlar araştırıp incelemeleri sonucunda çekirgeden sitayişle bahsetmekte, şifa verici ve besleyici özelliklerini saymakla bitirememektedirler. Gerçi ziraatımıza, ekinlerimize zarar veriyorlarsa da, birçok kuşlar ve hayvanlar da öyle değiller mi? Hatta bazı hayvanlar yalnız zarar verirler ve hiçbir hayırları yoktur. Çekirge ise zararının yanında gıda bakımından çok hayırlı ve faydalı bir hayvancağızdır. Hem gıda hem de devadır. O halde bundan faydalanmak gerekmez mi? Yediğimiz sebzelerin çoğundan fazla ve daha ziyade faydalı olduğu tecrübe ile anlaşılmıştır.
Deniz kıyısı gibi yerlerde pek makbul olan ıstakoz ve karides gibi şeylerden hiçbir farkı yoktur. Her iklimde çekirge yeniliyor. Mideye de hiç dokunmuyor. Yenmesi sünnet-i seniyedir.
Cenab-ı Peygamber, hadisi şerifinde "İki ölünün ve iki kanlının yenmesi bize helal oldu" buyurmuşlardır ki, iki ölü balıkla çekirge, iki kanlı da, dalakla karaciğerdir.
İmam-ı Malik yenmesine cevaz verilen çekirgenin başının kopartılmasını veyahut ateş üzerinde kavrulmasını şart kılmış ise de, Hanefi ulemasının çekirgenin ölüsünü bile helal ettikleri ve hiçbir kayda tabi tutmadıkları "Darülhattar" isimli kitapta yazılıdır.
Hicaz çekirgesi öteki bölgelerin çekirgesine göre daha besili ve daha tatlıdır. îbn-ür Reşid cihetindekiler çekirgeyi nimet sayıp bereket bilirler. Bunları zaten uzun boylu anlatmaya gerek yoktur. Yiyip tadına bakarak faydasını anlamak kafidir. Çekirge dört türlü yenebilir:
1- Toplanan çekirgeler çiroz gibi güneşe serilir, iki üç gün kadar kurutulur. Ayakları ve başı koparılır. Kalan gövde kısmı bir parça yağ ile kavrulur. Kavurma gibi yenir.
2- Sıcak su ile haşlanır. Baş ve ayakları temizlenir. Hemen pişmek üzere bulunan pirinç ya da bulgur pilavına karıştırılıp pişirilir.
3- Haşlanmış çekirgeler tabağa dizilerek konur, üzerine zeytinyağı ile limon gezdirilir.
4- Çekirgenin kavrulan kısmı havan içinde toz haline getirilir ve et tozu konservesi şeklinde kutularda ve dağarcıklarda muhafaza edilir. Araplara göre en makbul tarz budur. Çünkü elde daima ihtiyat durur. Gerektiğinde nerede olursa olsun açlığı gidermeye yarar. Hele harp zamanlarında hemen el altında bulunan bir gıdadır.
Büyük bir dikkat ve titizlikle ve kendime mahsus ihtimamla yaptırdığım tecrübelerde tıbbi yararları güzelce anlaşılan ve yenmesi sünnet olan çekirgeye yan gözle bakmak ve ondan tiksinmek, en hafif tabir ile nimetnaşinaslıktır. Dün karargâh sofrasında (çekirge tavası) vardı. Arkadaşlarımla beraber pek tatlı yedim ve bunu dil konservesinden pek ziyade buldum. Hele zeytinyağı ve limonsuyu ile salatası çok nefis oluyor.
Kısaca, dün çekirgeyi bahçelerden yok etme tedbirlerini düşünürken, 'Bugün çekirge geliyor mu?' diye yollarını gözlüyorum. Hangi bölgeye çekirge düşerse, tarifime göre faydalanılmasını ve bana hediye olarak çekirge gönderilmesini arkadaşlarımdan rica ediyorum."
--------------------------
KAYNAKLAR
http://kitap.mollacami.com/safii-ilmihali/konu-3925.htm
http://www.dinibilgiler.eu/pageID_7621494.html
http://www.hayrettinkaraman.net/kitap/helalharam/0036.htm
http://www.n-f-k.com/nfkforum/index.php?showtopic=6151